23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Hollywood’un en çok kazanan yıldızı Scarlett Johansson Hollywood’un güzel yıldızı Scarlett Johansson’un 2018’in lam 40.5 milyon dolar gelir elde ettiği belirtiliyor. Bu yılın ilk yarısında en çok kazanan oyuncu olduğu açıklandı. ikinci sırasındaysa 28 milyon dolarla Anjelina Jolie yer al Geçen yıl Forbes’un en çok kazananlar listesinde yer al dı. Onları 19.5 milyon dolar gelirle Jennifer Aniston, 18 mayan Johansson’un bu yıl Marvel Sinematik Evereni’nde milyon dolarla Jennifer Lawrence ve 16.5 milyon dolarla canlandırdığı Black Widow (Kara Dul) rolü sayesinde top Reese Witherspoon takip ediyor. Baktı, gördü, çekti...12 EDİTÖR:ÖZNUROĞRAŞÇOLAK TASARIM:eMİNEBİLGET kultur@cumhuriyet.com.tr Cumartesi 18 Ağustos 2018 EMRAH KOLUKISA Doğuş Grubu’nun, fotoğraf sanatının duayenlerinden Ara Güler ile işbirliği sonucu hayata geçirdiği Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ve Ara Güler Müzesi, kapılarını Ara Güler’in doğum günü olan 16 Ağustos’ta bomontiada İstanbul’da ziyaretçilere açtı Bomontiada’da “Alt” olarak da bilinen bölümde Ara Güler’in gelişi beklenmekte. Onun hem 90. doğum gününü kutlamak hem de onun adına kurulan müzenin açılışına tanık olmak için bekleyen yoğun kalabalık nihayet büyük ustanın gelişiyle canlanıyor ve ortalık bir anda ciddi bir izdihamı andıran görüntülerle hareketleniyor. Ne de olsa fotoğraf sanatının ülkemizdeki en önemli ismi Ara Güler ve çektiği her fotoğraf gibi verdiği her fotoğraf da değerli, anlamlı. Tıpkı bu sayfada gördüğünüz, iki kolunu yanlara açtığı, bir yandan kucaklayıcı, bir yandan şükredici fotoğraf gibi. Öncelikle şunu belirtelim hemen: Ara Güler Müzesi geçici bir süre için burada. Müze için ilk düşünülen ve hâlâ restorasyonu devam eden Beyoğlu’ndaki Güler Apartmanı’na ne zaman geçileceği henüz meçhul olmakla beraber takribi 23 yıl gibi bir süre veriliyor yetkililer tarafından. Yani Bomontiada’da önceki gün “Islık Çalan Adam” başlıklı bir sergiyle açılışı yapılan müze muhtemelen asıl müzenin bir ön gösterimi, eksik ama donanımlı bir habercisi... Bunu bilerek gitmekte yarar var. Islık Çalan Adam Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nden derlenen “Islık Çalan Adam” sergisi, tarihsel bağlamı ışığında biyografik öğeleri takip etmesiyle birlikte, Ara Güler’in görsel hikayeciliğini farklı alanlardaki üretimleri üzerinden yeniden okumaya da davet ediyor. Sergi aynı zamanda, 20’nci yüzyılın ikinci yarısında özellikle İstanbul ve Türkiye coğrafyasından fotoğraflarıyla uluslararası medyada görünürlük kazanan sanatçının İstanbul kent tarihine, bu coğrafyaya ait bireysel ve toplumsal hafızayı şekillendiren dönemlere ait kayıtların nasıl anlamlandırıldığına yoğunlaşarak; üreten, yazan, kaydeden ve aktaran bir hikâye anlatıcısı olarak Ara Güler’in dünyasını bir arada okumak gerektiğinin önemini vurguluyor. Açılışta konuşan Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, Ara Güler’le dünyada benzeri olmayan bir işbirliğine imza attıklarına işaret etti ve “Çok kıymetli bir Ara Güler’in çok yönlü sanatçı kimliğini ve ilham veren yaşamını gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulan ve Türkiye’nin uluslararası standartlara sahip ilk fotoğraf sanatçısı müzesi olma özelliğini taşıyan Ara Güler Müzesi’nde, sanatçının arşivinden fotoğraf, hikâye, video ve maket kitaplardan oluşan bir seçki, “Islık Çalan Adam” başlığı altında ilk kez sergileniyor. kaynak olan Ara Güler arşivinin bütün olarak korunması ve gelecek nesillere aktarılmasını, bu süreçte fotoğraf sanatının bu arşiv üzerinden çeşitli yöntemlerle desteklenmesini hedefliyoruz. 2016 yılında Ara Güler ile yapılan işbirliği sonrasında kurulan Ara Güler Doğuş Sanat ve Müzecilik A.Ş. çatısı altında yapılandırılan Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ile Ara Güler Müzesi’ni bugün üstadın 90’ıncı doğum gününde açmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Profesyonel düzeyde yönetilen ve kâr amacı gütmeyen bu iki sanat kurumu birbirini operasyon ve içerik anlamında besleyecek, koordineli çalışacak” dedi. Ara Güler’in öykücülüğü... Ara Güler’in erken döneminde kaleme aldığı öykülerle daha sonra çektiği fotoğrafları bir araya getiren “Babil’den Sonra Yaşayacağız” adlı kitap, fotoğrafçı kimliğiyle öne çıkan sanatçının pek bilinmeyen bir yönünü, öykücülüğünü etraflı bir şekilde ortaya çıkarıyor. Türkçe, Ermenice ve İngilizce üç cilt halinde eşzamanlı olarak yapılan bu yeni basım Güler’in metinleriyle görsel dünyası arasında muhtemel eşleşmelerin izini sürerek bir “fotoöykü albümü” halini alıyor. Fotoğraflarında anlamlı anları yakalayıp onlardan bir kompozisyon oluşturabilmesinde bu erken dönem öykülerinin önemli bir rolü olduğunu düşünen Güler, kitapta yer alan on üç öyküsünü birer fotoğraf olarak nitelendiriyor. Babil’den Sonra Yaşayacağız, Güler’in yalnızca fotoğraflarıyla değil, öyküleriyle de “görsel dünyanın adamı” olduğunun adeta kanıtı. ‘Ahlat Ağacı’ Türkiye’nin Oscar adayı Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi “Ahlat Ağacı”, Türkiye’nin 91. Akademi Ödülleri’ndeki (Oscar) adayı olarak belirlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile sinema alanındaki meslek örgütü temsilcilerinden oluşan 17 kişilik seçici kurul, Yabancı Dilde En İyi Film Dalı’nda Türkiye adayını belirlemek üzere değerlendirme toplantısını gerçekleştirdi. Sanatsal Etkinlikler Komisyonu’na başvuran 12 filmin değerlendirildiği Kurul’da, dünya prömiyeri Cannes Film Festivali’nde yapılan “Ahlat Ağacı” filmi aday olarak seçildi. Başrollerinde Doğu Demirkol, Murat Cemcir ve Bennu Yıldırımlar’ı buluşturan film, bir kasabada geçen bir baba oğul öyküsünü konu ediniyor. ABD’de düzenlenen 91. Akademi Ödülleri’nin 2019 şubat ayında gerçekleştirilmesi planlanıyor. l AA Moskova’daki Banksy sergisi sahte çıktı İngiliz sokak sanatçısı Banksy adına Moskova’da açılan serginin sahte olduğu ortaya çıktı. Halen devam eden sergiyi Banksy’ye bir hayranı resmi Instagram sayfasına mesaj atarak haber verdi. Sanatçı cevabında 2 Haziran’da açılan sergiyi ilk kez duyduğunu söyledi. İzleyici sonraki mesajında Banksy’ye serginin VIP turunun 20 dolar, girişinse 10 dolar olduğunu yazdı. Banksy buna cevaben “Ben asla insanlardan sanatımı görmeleri karşılığında para talep etmem, eserim bir dönme dolapta sergilenmediği sürece” diyerek oyun parkını kamusal sanat alanına çevirdiği sergisine bir gönderme yaptı. Daha sonra ise “Kendisine haber verilmeden sergisi açılacak biri değilim biliyorsun değil mi?” dedi ve bu diyaloğu Instagram sayfasında screenshot alarak paylaştı. Bodrum’da Caz tınıları Biletleri satışa çıkan Bodrum Caz Festivali, 19 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival, 1 Eylül’de Türk Deniz Kuvvetleri Yıldızlar Hafif Müzik ve Caz Orkestrası Solist: Sibel Köse konseri ile Bodrum Belediye Meydanı’nda başlayacak. Gece ve Caz bölümünde Off Gümüşlük’te 1 Eylül’de Pop ve Caz’ın kesiştiği yerde şarkı söyleyen Şenay Lambaoğlu sahne alacak. 2 Eylül’de Off Gümüşlük’te Pop ve Caz Üzerine sohbette Cüneyt Özdemir konukları ile bu yılın teması olan pop ve cazın birleştiği ve ayrıldığı noktalar üzerine söyleşi gerçekleştirecek. Aynı gün İlhan Erşahin, sevenleriyle İstanbul Sessions projesiyle Off Gümüşlük’te buluşacak. 3 Eylül’de, caz dinleyerek büyüdüğünü söyleyen Nükhet Duru, “Nükhet Duru Sings Jazz” konseri ile Off Gümüşlük’te konser verecek. ‘Yeni Nesil Kütüphane’ sloganı ile açı lan ZAI, Yıldız İbrahimova & Kaan Bıyıkoğlu konserine 4 Eylül’de ev sahipliği yapacak. Yine aynı gece Antik Tiyatro’da Kenan Doğulu “İhtimaller Projesi” konseri gerçekleşecek. 5 Eylül’de Shalosh Trio, Yalıçiftlik’te açılan Stella Jazz Club’da sahne alacak. Aynı gün, Off Gümüşlük’te ise uzun zamandır Amerika’da yaşayan Fahir Atakoğlu, popüler eserlerini çalacak. 6 Eylül’de Bodrum İskele Meydanı’nda ülkemizde ilk kez Caz Yüksek Lisans Eğitimi veren Bahçeşehir Üniversitesi’nin Caz Kentet konseri halka açık olarak gerçekleşecek. Gece ve Caz bölümünde Ayşe Sicimoğlu Quartet, New Music adını verdikleri çalışmaları ile Off Gümüşlük sahnesinde olacak. 7 Eylül akşamı Barbaros Bay Reserve Residences ve Kempinski Hotel Barbaros Bay ev sahipliğinde Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars konseri gerçekleşecek. 7 Eylül’de Lüksemburg Büyükelçiliği desteği ile katılan Greg Lamy Trio, çağdaş caza ışık tutan yenilikçi yaklaşımıyla Off Gümüşlük’te sahne alacak. 8 Eylül’de Festival, yine Bodrum İskele Meydanı’nda gerçekleşecek olan Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası Solist: Jülide Özçelik konseri ile devam edecek. Off Gümüşlük’te ise yüksek enerjisi ile izleyiciyi kucaklayan İstanbul Funk Unit sahne alacak. 9 Eylül’de Off Gümüşlük konserleri Güz Şarkıları – Güvenç Dağüstün & Ece Dağıstan konseri ile sona erecek. Ayrıca festival üç sergiye de ev sahipliği yapacak. Nükhet Duru Melih Güzel / Sounds of Istanbul Project “Dark Sun Light Moon” “Dark Sun Light Moon”, gitarcı, besteci, düzenlemeci Melih Güzel’in 18 yıl sonra çıkardığı ikinci albüm. 2000 tarihli “Sounds of Anatolia”, Melih’in derin tutkusu gitarın düzenleme ve kompozisyon fikirlerini ele alıyor; akademik eğitiminin ona verdiklerini klasik gitara döküyordu. Melih’in yüksek lisans ve doktora çalışmalarının altyapısını oluşturan albüm, epey bir tez ve makaleye malzeme olmuştu. Anadolu topraklarından sonra doğup büyüdüğü İstanbul’daki modern seslerin izini süren (ilk ipuçlarını ilk albümdeki “Kent Üçlemesi” ile veren) Melih, biriktirdiği malzemeyi “Sounds of İstanbul” adıyla projelendirdi. İşin içine elektrik gitar girmiş, senfonikprogresif rock toplulukları gibi tınlayan (dünya müziklerine ve caz doğaçlamalarına da uzanan) bir ekiple çalmaya başlamıştı. Dünya metropolü olan İstanbul gibi, zengin bir kültür mozaiği içinde salınan bu konsept albümde olağanüstü müzisyenler var. Mert Topel’in çılgın klavyesi, Merve Erk’in duygulu trompeti, Melih’in yer yer Steve Howe ve Pat Metheny’i çağrıştıran nefis sololarını taçlandırırken, basçı Cüneyt Saka ile davulcu Bilge Candan sağlam bir zemin oluşturuyor. “Dark Sun Light Moon”, akademik hudutlarla yetinmeyen, kabarmış bir yüreğin sesi. muratbeser@muratbeser.com Tolgahan Çoğulu “Microtonal” (Ahenk Müzik) Tam 10 yıldan beri Mikrotonal Gitar adındaki kendi yaptığı çalgıyı hem çalıyor, albümler yapıyor, hem de tüm dünyaya tanıtıyor Tolgahan Çoğulu. Bu alet ile makamsal müziğe uygun biçimde çağdaş klasik batı müziğindeki mikrotonal müzikleri ve eşit tampereman sistem dışındaki akort sistemlerini çalabilen Tolgahan, yeni çalışması “Mikrotonal” ile bu zaman zarfında dört albümü geride bırakmış oluyor. Geride kalan üç albümden ikisi duo formattaydı. 2012 tarihli ilk albüm “Atlas” daha ziyade Anadolu Halk Müziği gibi tınlıyor, bilhassa Hüseyni makamı üzerinde yoğunlaşıyordu. “Microtonal” ise makamsal çeşitlilik açısından çok daha geniş bir alana ayak basıyor. Sadece geleneksel eserlere değil, Ara Dinkjian, Mehmet Ali Sanlıkol gibi farklı çağdaş isimlere olan ilgisini de açığa çıkarıyor bu albüm Tolgahan’ın. Özellikle repertuarda yer alan iki King Gizzart & The Lizard Wizard parçası: Tolgahan “Sleep Drifter”ı Kara Toprak’tan yola çıkarak Hüseyni makamında, “Billabong Valley”i ise Uşşak makamında yorumluyor. Her ne kadar kapağa baktığınızda çok şaşırtıcı olsa da kesinlikle bu parçalar da diğerlerinden ayrıksı tınlamıyor. Tolgahan, mikrotonlarla makamlarımızı çoksesliliğe davet etmeyi sürdürüyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle