25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 16 Ağustos 2018 12 Mahmut Makal’ın önemi.. Geçenlerde yitirdiğimiz Mahmut Makal, bu ülkede önemine orantılı olarak tanınmayan, bilinmeyen bir insandır. Oysa 1950’de yazdığı “Bizim Köy” ve köylerimizin durumunu, o tarihe kadar görülmemiş gerçekçi bir üslupla anlatan diğer yapıtları, Almanca, Rusça, Fransız, İngilizce vb. birçok dillere çevrilmiş, 1967’de UNESCO tarafından “Dünya Gençliğine Örnek İnsan” seçilmiş bir köy enstitüsü mezunudur. Köy Enstitülerinin kapanmasının memlekette bilgi ve kültürün yayılmasını nasıl kısıtladığını bilmek isteyenler Mahmut Makal’ın kitaplarını okumalıdırlar. Demokrasimizin bu günkü yoz haline nasıl geldiğini öğrenmek isteyenler de onun kitaplarını okumalıdırlar. Mahmat Makal anlatır: Aksu Köy Enstitüsü’ne Sağlık Bakanı gelir bir gün. Öğrenciler okul alanına toplanacak, Bakan da onlara nutuk atacak.. Kampana çalıp alan dolunca başlar Bakan, “Siz ne biçim öğrencisiniz? Kiminizin paçası, kiminizin yeni sallanıyor..” demeye. Bir öğrenci fırlar: “Toplantınıza yetişmek için koştum, paçamın lastiği koptu. Sözünü ettiğiniz öğrenci benim. Herkesi suçlamayın” der... Paçasının lastiği kopan öğrenci Abdullah Aksakal’dır.... Aksakal’ın böyle uluorta yanıtına kızan Bakan, konuşmayı da keserek Aksakal’a, “Sen benimle idareye gel” der. Lastikle birlikte yüzyılların alışkanlığı da kopmuş, bir öğrenci bir bakanın karşısına çıkmıştır. Bu durum Köy Enstitülerinde doğaldır... Saygısevgi sınırı içinde müdürü de, öğretmenleri de eleştirmek doğaldır. Düşündüklerini söylemekten onları alıkoyacak hiçbir engel yaratılmadığı gibi olan engeller de ortadan kaldırılmıştır. Mahmut Makal, Köy Enstitülerini şöyle tanımlamıştı: “Köy Enstitülerindeki özgür düşünme ve tartışma ortamı, öğrencilerin toplum sorunları üstünde düşünmelerine yol açıyordu. Yeri geldiğinde, çekinmeden düşüncelerini açıklıyorlardı. Köydeki haksızlıkları önleyeceklerini, köylünün eğitim yoluyla uyandırılıp haklarına sahip çıkmasını sağlayacaklarını, çağa uygun bir yaşam düzeyinin sağlanması açısından düşünsel ve ekonomik yeniliklerin köye girmesi için uğraşacaklarını söyleyip yazıyorlardı.” Bugün kocaman kurumları yöneten işadamlarının ve kadınlarının, köşe yazarının, üniversite yöneticisinin sergileyemediği uygar cesareti sergileyebiliyordu Köy Enstitüsü öğrencileri. Sadece bunları öğreneceğimiz kaynakları bize bıraktığı için değil yaşamı boyunca demokrasi uğrunda, köy kalkınması uğrunda sergilemiş olduğu örnek tutumu nedeniyle de saygı ile, hayranlıkla anmamız gerekir Mahmut Makal’ı. Bu ara Makal’ın değerini o henüz bir Köy Enstitüsü öğrencisiyken sezmiş, yazılarını 1948’den başlayarak Varlık dergisinde yayımlamış olan Yaşar Nabi Nayır’ı da anmamız gerekir: Başka önemli bir yayımcının, Ahmet Halit Yaşaroğlu’nun Nayır’a, “Bu yazılar bana gelse çöpe atardım” demiş olduğunu Mahmut Makal’dan dinlemiştim. Nayır’ı da birçoğumuzun değerini henüz kavramamış olduğu Makal’ın önemini bunca yıl önce bilip onu gün ışığına çıkarmış olduğu için bu vesileyle anmalıyız. 16 AĞUSTOS 2018 SAYI: 33916 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:31 04:20 04:48 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:07 13:15 17:02 05:54 12:59 16:46 06:19 13:22 17:07 Akşam 20:10 19:52 20:12 Yatsı 21:40 21:20 21:37 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY Kimi halay çekiyor, kimi yakıyor, kimi çocuğunun üstüne takıyor, kimi ayaklarının altında eziyor… Kendilerince protesto ediyorlar. Kimi de düşsün diye yağmur duasına çıkar gibi dolar duasına çıkıyor… Yükselen kur, daha doğrusu değersizleşen Türk Lirası’yla halkın mücadele yöntemi bu. En yetkili yani tek yetkili, dolarlarınızı, Avro’larınızı bozun diyor. Bozduranların fotoğrafları, görüntüleri yandaş medyada çarşaf çarşaf yer alıyor. Ne hikmetse kimi illerde ki o iller AKP’nin en yüksek oy aldığı iller insanlar döviz ve altına hücum ediyor. Elbette bu görüntüler yandaşlarda yer bulmuyor. Kimi de rüyasında dolar görmeye başlıyor. Ve Google’a Türkiye’den en çok sorulan konuların başında “Rüyada dolar görmek ne anlama geliyor” oluyor. Dolarla yatıp dolarla uyandığımız günlerde normal mi bilemedim… Her şey gelip rahip Brunson’a dayandırılmaya çalışılıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye yutturulmaya çalışılan başkanlık seçimlerinin baskın seçime çevrilmesinin arkasında yaklaşan ekonomik kriz olduğu muhalefet çevrelerinde dillendirilmişti. Ama bunun önemi yok. Önemli olan AKP’nin algı operasyonunun çerçevesi sonuçta. Ve öyle de oldu. Her krizi fırsata çeviren muktedir aynı yöntemi yine devreye soktu. Muhalefet de kendisini ve ne yazık ki bizi şaşırtmadı. Gerçekleri dile getirmeye çalışanlar da bizzat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma ile tehdit edildi. Papazı verip zamları alacağız Dedim ya bildiğimiz hikâye… Erdoğan, boykot edin dedi diye ABD menşeli telefonlar kırılmaya başlandı. Hatta sosyal medyada dolaşan görüntülere göre kimi iPhone’una kurşun sıkıyor, kimi balyozla vuruyor. Bazıları da ikinci el sitelerine ilan veriyor. “Reisin boykot kararına uymak için iPhone’umu satışa çıkartıyorum” diye. Oysa bir yandaş bile “iPhone boykotu demek şu saatten sonra almayın demek. Sahip olduğunu kırıp milli servete zarar vermek değil” diyordu. Muhtemelen, boykot edilecek telefonları kullanan devlet büyüklerini korumaya yönelik bir refleksti arkadaşın sözleri.. Bakalım o devlet büyükleri iPhone’larını ne yapacak? Kıracaklar mı yoksa internetten ikinci el sitelerinden protesto amaçlı satışa mı çıkaracaklar. Malum, bazı kişiler böyle yapıyor ya. Hakikaten akıl tutulmasına alışkın bir toplumuz ama bu kadarına pes dediğimiz şeylerden biri bu. Arkadaş, protesto ettiği için ABD malı telefonunu elinden çıkarıyor. Para karşılığı satıyor. Muhtemelen sattıktan sonra da o telefonu alan kişiyi en hafifiyle vatan hainliğiyle suçlayacak. Kendisinin protesto edip kullanmadığı ABD malını kullanıyor çünkü. Nitekim bunun ilk ipucunu da havuz yazarı Mehmet Barlas dün köşesinden verdi. “Bu iş böyle giderse mesela iPhoe’u sadece FETÖ’cüler kullanacaklar.” ABD’nin yaptırımları, ona karşı Türkiye’nin yaptırımları. Yani ithalata gelen ek vergiler sanıyor musunuz ki fiyatlara yansımayacak. Elektriğe, doğalgaza gelen zamlar kısa süre sonra iğneden ipliğe dönüşecek. Mutfaktaki yangın her yanı saracak… İnanmıyorsanız dün açıklanan ek vergi gelen ABD ürünlerine bir göz atın… Yok, yok… Sonuçta ne mi olacak? Elbette rahip Brunson serbest bırakılacak ve biz bu süreçte sanki yapılması normalmiş gibi gösterilen zamlarla baş başa kalacağız. Evet, Brunson bırakıldıktan sonra zamlar geri alınmayacak… Dolar belki bir yerde duracak ama ekonomik tablo aynen devam edecek. Yapılan zamların sorumlusu ABD olarak gösterilecek. AKP, Pirus zaferini gerçek zafermiş gibi yutturmaya devam edecek. Ne diyordu dün Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın: “Türkiye krizi fırsata dönüştürmek üzere.” Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN posta@cumhuriyet.com.tr ODTÜ’lü olmaya övgü RÜKNETTİN KUMKALE Yeminli Mali Müşavir ODTÜ’de mezuniyet töreninde daha önce Yargıtay’ın suç olarak görmediği “Tayyipler Âlemi” karikatürünü içeren pankart taşıyan 3 öğrenci ile bunu aracında getiren bir öğrenci, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan 11 Temmuz’da tutuklandı. Ankara Basın Savcılığı, 4 ODTÜ öğrencisi hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan dava açtı. İddianameyi kabul eden Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi, öğrencilerin tutukluluk halinin devamına karar verdi.  Avukatların bu karara yaptığı itiraz üzerine Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Ağustos’ta 4 öğrencinin tahliyesine karar verdi. Mahkeme kararında şu ifadeler bulunuyor: “Keza sanıkların konumu değerlendirildiğinde bu aşamada özel yetenek isteyen bir kaçma yoluna tevessül edebilecek bilgi ve maddi imkâna sahip olmadıkları gibi sıradan bir kaçma girişiminin adli kontrol imkânları ile önlenebileceği anlaşılmaktadır.” Bu mahkeme kararında iki nokta dikkati çekiyor. Birincisi bu öğrenciler, özel yetenek isteyen bir kaçma yoluna tevessül edebilecek bilgiye sahip değillerdir. İkincisi maddi Çünkü onlar, Türkiye’de stadyumunda “DEVRİM” yazan tek üniversitenin öğrencileridir. ODTÜ Stadyumu’ndaki ‘Devrim’ yazısı 68’den beri silinemedi. imkâna sahip değillerdir. Bunun üzerine birçok yorum yapıldı, bazıları çocuklara hakaret edildiğini söyledi, bazıları ise çocukların aşağılandığını. Aslında bu karar ODTÜ’lü çocuklara bir övgüydü. Çünkü orada bilim ve ilim öğretilir “Özel yetenek isteyen bir kaçma yoluna tevessül edebilecek bilgiye sahip değillerdir” gerekçesine bakalım. Doğru, onlar Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde okudular. ODTÜ’de bilim verilir. Onların Türkiye’den kaçma planları yoktur, olamaz. Çünkü ODTÜ, özel yetenek isteyen bir kaçma yoluna tevessül edebilecek bilgiyi vermez, veremez. Çünkü bu üniversitede bu bilgileri verebilecek öğretim üyesi bulamazsınız. Onlar Türkiye’den kaçmaz. Onlar Türkiye’nin daha iyi, daha iyi, çok daha iyi olması için çalışırlar, okurlar. Onlar sadece Türkiye için yaşarlar. Onlar Atatürk’ün çağdaş nesiller diye söz ettiği insanlardır. Onun izindedirler. Dünyanın imkânını sunsanız da “Maddi imkâna sahip değildirler” gerekçesine de bakalım. Doğru. Onlar öğrenci oldukları için maddi imkânları aileleri tarafından karşılanıyor. Maddi imkânları kısıtlıdır. Belki de hiç yok. Bu sebeple bir kaçış planını organize edecek maddi güçleri bulunmadığı mahkeme kararına yazılmıştır. Ancak, unutmayınız ki onlar ODTÜ öğrencisidir. Dünyanın bütün imkânlarını sunsanız Türkiye’den kaçmazlar. Kaçamazlar demiyorum. Kaçmazlar. Çünkü onların kalpleri Türkiye için çarpar. Maddi imkâna sahip olmamaları onların umurunda değil. Çünkü dünyanın en iyi üniversitelerinden birinde okumanın şerefine ulaşmışlardır. Onlar okullarından aldıkları bilim ile beslenirler. Beslendikleri bu bilim yuvası onlara memleketlerinden kaçmanın nasıl organize edileceğini öğretmez. Bu, onların akıllarına bile gelmez. ‘Devrim’ yazılı okul Diğer bir husus ise, onlar için para nedir ki, gelecekte çok büyük miktarını bu özelliği olan bilim yuvasından (ODTÜ) öğrendikleri ile elde edecekleri satın alma aracı. Onlar gelecekte Türkiye’nin önemli insanlarından olacaklarını bilirler. Onun için para dertleri yoktur ve olmayacaktır. Çünkü onlar, Türkiye’de stadyumunda “DEVRİM” yazan tek üniversitenin öğrencileridir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI behicak@yahoo.com.tr kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1/ Bağırmak, haykırmak. 2/ Soyundan gelinen kimse... Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiir türlerinden 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 D İ KKUYRUK 2 ASAL BAT İ 3 KAKAO YAR 4 ARARDA ND 5 MAÇO K E Ç E 6 İ L SKAY 7 MA T A RMU T 8 İ DEA A İ L E 9 K I LKUYRUK biri. 3/ Kapı ve pencerelerin üst eşiği... Oylumlu. 4/ Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve suyla karılma sıyla elde edilen bir çeşit harç. 5/ Asya’da bir ülke... Çekişme, kavga. 6/ Atletizmde en uzun koşu dalı. 7/ Peygamberleri Hud’u din lemedikleri için Tanrı tarafından yok edilen kavim... Doku teli... Berilyum elementinin simgesi. 8/ Kürekle yürütülen dar, uzun ve hafif bir tekne... Maksat. 9/ Burun hastalıkla rıyla uğraşan tıp dalı. YUKARIDAN ASAĞIYA: 1/ Parıldamak. 2/ Yunan mitolojisinde tutku tanrıçası... Radyo dalgalarının yankısını ala rak cisimlerin yerini ve uzaklığını saptayan aygıt. 3/ Savaşta ölen yeniçerilerin erkek ço cuklarına verilen ad... Nikel elementinin sim gesi. 4/ Gerçek güzellik. 5/ Trabzon ilindeki Sera Gölü’ne verilen bir başka ad... Boru sesi. 6/ Kuzu sesi... Sıtma mikrobunu aşılayan bir tür sivrisinek. 7/ Sarmısağın, antibiyo tik etki gösteren etkin maddelerinden biri... Romanya’nın plaka imi. 8/ İzmir’in bir ilçesi... Bir renk. 9/ Mızmız ve sevimsiz kimseler için kullanılan bir alay sözü. İstanbul Üniversitesi AUZEF öğrenci kimliğimi, öğrenci İstanbul kartımı ve B sınıfı sürücü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. BERRİN VARLIK C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle