18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Temmuz 2018 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Cumhuriyet Vakfı’ndan açıklama Cumhuriyet Vakfı yönetimiyle ilgili dava hakkında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için açıklama: Cumhuriyet Vakfı’nın boşalan bir yönetim kurulu üyeliği için eski dönemde (Şubat 2014’te) yapılan bir seçimle ilgili olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi dün (3 Temmuz 2018) bir karar verdi. Açıklanan karar, iki kelimedir: “DÜZELTİLEREK ONANMASINA”. Nedir “düzeltilerek onanan” karar derseniz? İstinaf Mahkemesi’nin, “vakıflarda vekâletname ile toplantıya katılma nın mümkün olmaması nedeniyle” yapılan seçimin kanuna aykırı olduğuna dair kararıdır. Yargıtay’ın neyi “düzelttiği” şu an için belli değildir. En geç bir ay içinde yazılacak gerekçeli kararla birlikte durum anlaşılacaktır. Cumhuriyet Vakfı yönetimi, kuşku yok ki, kesinleşen karar ve Cumhuriyet gazetesinin yararları neyi gerektiriyorsa, ona göre hareket edecektir. Okurlarımıza bu aşamada söyleyebileceğimiz şundan ibarettir: Hukuka aykırı, siyasi ve taraflı bulsak bile kesinleşen ka rarlara uyma yükümlülüğünü elbette yerine getireceğiz; meşruiyet ve hukuk dışına kesinlikle düşmeyeceğiz. Ama öte yandan, Cumhuriyet gazetesinin tarihinde, geleneklerinde, genlerinde olduğu gibi kolayca pes etmeyecek, teslimiyetçi olmayacak, son ana kadar gazeteciliğin temel ilkeleri ve gereklerine uygun şekilde gazeteciliğe devam edeceğiz. Son olarak belirtelim ki, basın yayın kuruluşlarının içinde bulunduğu hazin ekonomik durum ortadayken Cumhuriyet gazetesi ağır baskı ve ambargoya karşın, şu ana kadar devlet kurumlarına, banka ve finans kurumlarına, 3. kişilere ve çalışanlarına borçlanmadan bugüne kadar gelmiştir. Bundan sonra da gazetecilik ilkelerinden ödün vermeden, cesurca, doğru ve güvenilir habercilik çizgisini, yine kendi yağımızla kavrularak sürdüreceğimizi umuyoruz. Saygılarımızla. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Gizli tanık ne derse o!Gezi’nin simge isimlerinden Sapanlı Teyze Cansever ‘Bir cümleden 9 aydır tutuklu’ Bolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gezi Direnişi’nin simge isimlerinden Sapanlı Tey ze (Emine Cansever) hakkındaki iddi aname tamamlandı. İddianamede Çağ daş Hukukçular Derneği, Halkın Hu kuk Bürosu avukatları ve 150 kişinin tutuklan masına neden olan giz li tanık Berk Ercan’ın ifadesine yer verildi. İd dianamede Ercan’ın, SEYHAN AVŞAR “Halk Meclisi Halk Cephesi’nin düzenledi ği eylemlere katılır” be yanı ile Cansever’e ilişkin olarak söy lediği tek cümle yer aldı: “Bu yapı içe risinde benim tanıdıklarım Emine Cansever, Hasan Kaşkır ve Hüseyin Kaşkır’dır.’ İddianamede Cansever’in, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” su çundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İlk duruşma 25 Ekim’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede Gazetemize mektup yollayan Cansever, 2013 yılında tutuklandığını anımsatarak “Üç ay sonra Denetimli Serbestlik Yasası ile tahliye edildim. Senaryo örgüt üyeliği... Defalarca telefonum dinlendiği halde herhangi bir suç unsuru bulamadılar” diye yazdı. Cansever’in DHKP/C’nin alt yapılanması olan Halk Cephesi’nin düzenlediği eylemlere katıldığı, bazı kurumlardan emekli olan örgüt sempatizanlarından oluşan ve örgütün kurumlarından olan Emekli Meclis’i içerisinde faaliyet yürüttüğü öne sürüldü. İddianameyi kabul eden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Ekim’e duruşma günü verdi. Emine Cansever ise tutuklu bulunduğu cezaevinden gazetemize bir mektup yolladı. 2013 yılında tutuklandığını anımsatan Cansever, “Üç ay sonra Denetimli Serbestlik Yasası ile tahliye edildim. Senaryo örgüt üyeliği... Defalarca telefonum dinlen diği halde herhangi bir suç unsuru bulamadılar” diye yazdı. Hakkındaki iddianamenin çok geç yazıldığına da değinen Cansever mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Ortada bir suç yok. Gayri meşru bir tanık olan Berk Ercan bayağı iyi çalıştırılmış. 70 yaşındaki birinden başlamış, en küçüğü 18 yaşında herkesle ilgili ifade vermiş. Bu kadar insanı tanıdığına göre örgütün başkanı olduğu kanısındayım. Emeklisinden işçisine, öğrencisinden öğretmenine, doktorundan hemşiresine, avukatına kadar herkesle ilgili ifadesi var. Kendisini tanımam ama benimle ilgili de, ‘Emekli Meclisi’nde çalışıyor’ demiş. İyi tutturmuş çünkü 18 yıllık emekliyim. Emekli arkadaşlarımızla bir araya gelip taleplerimiz konusunda sohbet ederiz. Biz emekliler ikinci bir iş yapmak suretiyle zar zor geçiniyoruz. Bizim de haklı sebeplerimiz ve taleplerimiz var. Gün gelir bizim taleplerimizi oy almak için meydanlarda konuşurlar. Onlar söyler hak olur, biz söyleriz suç olur.” l İSTANBUL ‘Vicdanımı kiralamam’ ZEHRA ÖZDİLEK “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için “Terör örgütü propagandası” ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti. Akademisyen Seçil Doğuç, “Sayın heyet, hayatımda kimseden ne düşüneceğime, ne beyan edeceğime dair talimat almadım. Düşüncemi, aklımı, vicdanımı kimseye kiralamam, satmam” dedi. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde iki akademisyenin, 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise 3 akademisyenin duruşması görüldü. Akademisyen Seçil Doğuç mahkemeye sunduğu savunmada, “Sonucun baştan belli olduğunu bilmek insanı bir yandan öfkelendiriyor, bir yandan da rahatlatıyor sayın heyet. Bir yandan, hiç hak etmediğiniz bir şekilde suçlandığınız bir davadan ne yaparsanız yapın beraat edemeyeceğinizi görüyorsunuz. İki buçuk yıldır süren bir haksızlıklar silsilesinin mağduru olarak, yaşadığınız adaletsizliğin giderileceği yerin burası olmadığını bilmek, adalete dair bırakmamakta ısrar ettiğiniz ufacık inancı da yerle bir ediyor” dedi. Doğuç savunmasını şöyle sürdürdü: “Sayın heyet, hayatımda kimseden ne düşüneceğime, ne beyan edeceğime dair talimat almadım. Düşüncemi, aklımı, vicdanımı kimseye kiralamam, satmam. Aksini iddia edenin bunu ispat etmesini beklemek de hakkımdır. ” Akademisyen Burcu Konakçı ise, “Koşullara ve ihlallere karşı çıkarak dile getirdiğimiz ‘bu suça ortak olmama’ tavrımız yargılanmamalı, ihlallerin varlığı araştırılmalı, sorumlular ortaya çıkarılarak adil bir yargılama yapılmalıdır. Suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Mahkeme heyeti avukatların kovuşturmanın genişletilmesi talebini reddederek duruşmaları kasım ve şubat ayına erteledi. l İSTANBUL Af Örgütü’nden Türfent’e mektup Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde sokağa çıkma yasakları döneminde yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanan KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Nedim Türfent’e Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen aralık ayında 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. 2 yılı aşkın süredir cezaevinde bulunan Türfent’in 26 Nisan’dan beri tek başına kaldığı belirtildi. Uluslararası Af Örgütü’nden (Amensty İntenational) 93 yaşındaki J. Eileen Van Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan gazeteci Türfent’e mektup gönderdi. İnsan Hakları Savunucusu J. Eileen mektubunda şu ifadeleri kullandı: “Sevgili Nedim, ben katlanmak zorunda olduğun adaletsizlik ve kötü muamelenin farkında olan onca insandan yalnızca biriyim. Sen unutulmayacaksın. Biz, Uluslararası Af Örgütü’nde sana adilce davranılması ve insan haklarına saygı gösterilmesini sağlamak adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Umuyoruz ki çok kısa bir sürede özgürlüğüne kavuşup, ailenle tekrar bir araya geleceksin. En iyi  düşüncelerim seninle.” İZMİR MURATPAŞA AVCILAR 2S5ivaysıl’dtaır acı taze Katledilenler anıldı Sivas’ta 25 yıl önce gericiler tarafından yakılarak katledilen 33 aydın CHP’li belediyeler tarafından düzenlenen etkinliklerle anıldı. Sivas’ta yaşamını yitirenler için dün Beşiktaş Belediyesi tarafından Abbasağa Parkı’nda bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte Şair Ataol Behramoğlu ve gazetemiz yazarı Miyase İlknur da kısa konuşmalar yaptı. Konuşmaların ardından Türk halk müziği sanatçıları Mazlum Çimen ve Kemal Kaplan birer konser verirken etkinlik “Menekşeden Önce” belgeselinin gösterimiyle son buldu. CHP’li Avcılar Belediyesi tarafın dan da çeşitli dernek ve siyasi partililerin desteğiyle Marmara Caddesi’nde yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş boyunca sık sık çeşitli sloganlar atan gruptakiler, 33 kişinin isimlerinin yanı sıra “Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız” yazılı pankart taşıdı. Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’nin de katıldığı yürüyüş Erol Mumcu Kültür Sanat Parkı’nda sone erdi. Burada Halk Ozanı Davut Sulari’nin Sivas’ta katledilen kızı Edibe Sulari’nin anıtı önünde saygı duruşunda bulunulurken, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu yere kırmızı karanfiller bırakıldı. Karşıyaka Belediyesi tarafından da Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde “Sivas’ın Ortasında Dünya Yanıyor!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Şiir sunumuyla başlayan etkinlikte Nâzım Hikmet, Behçet Aysan, Metin Altıok ve Hidayet Karakuş’un şiirleri okundu. Daha sonra Karşıyaka Belediye Tiyatrosu “Yanık Zaman Madımak” oyununu sahneledi. Öte yandan Sivas’ta katledilen aydınlar için Ankara, Antalya, Bursa, Balıkesir ve Hatay’da Alevi kurumları ve siyasi partiler tarafından çeşitli anma etkinlikleri düzenlendi. l Haber Merkezi Halk müziği sanatçısı Pınar Aydınlar 2 aydır tek kişilik hücrede tutuklu İkizlerinin doğum gününü cam bölmeden kutladı SİBEL BAHÇETEPE İzmir’den HDP milletvekili adayı olduğu 2015 yılında yaptığı konuşma nedeniyle 15 Mayıs’tan bu yana Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan halk müziği sanatçısı Pınar Aydınlar, tek kişilik hücrede tutuluyor. Yaklaşık 2 aydır hücrede olan Aydınlar, “Her gün 3 saat havalandırmaya çıkıyorum. Bol bol kitap okuyorum. Tüm sevenlerime, dostlarıma selamlarımı iletiyorum, buradan daha güçlü çıkacağım” dedi. Aydınlar’ın avukatı Murat Arksak, müvekkilinin denetimli serbestlikten yararlanma hakkının olmasına karşın cezaevi yönetiminin infaz hâkimliğine olumsuz görüş bildirdiğini ve bu taleplerinin reddedildiğini söyledi. Arksak, Aydınlar’ın başvuru sunu önümüzdeki günlerde kelebek girdi ve yanağı Anayasa Mahkemesi’ne ta ma kondu. Herhalde ço şıyacaklarını açıkladı. cuklarımın bana hedi Bakırköy Cezaevi’nde yesi diye içimden geçir dün ziyaret ettiğimiz Ay dim, çok duygulandım” dınlar, tek kişilik hücre diye konuştu. de kalmaya devam ettiğini Aydınlar’ın avuka söyledi. Günde 3 saat hava tı Murat Arksak ise mü landırmaya çıktığını anla vekkilinin denetimli ser tan Aydınlar, “Her gün 22 bestlik hakkının engel adım uzunluğunda, 7 adım lendiğini ve konuyu önü enindeki havalandırmada 3 Pınar Aydınlar müzdeki günlerde Ana saat yürüyorum. Kaldığım yasa Mahkemesi’ne taşı hücre 8 metrekare, çok sıcak” dedi. yacaklarını kaydederek özetle şunla İkizlerinin temmuzdaki doğum gü rı dile getirdi: “Normalde müvekkili nünde ilk kez yanlarında olamadığı min denetimli serbestlikten fayda nı söyleyen Aydınlar, ziyarete gelen lanma hakkı varken cezaevi, infaz ikiz çocuklarının doğum gününü cam hâkimliğine olumsuz görüş bildirdi. bölmenin ardından telefon ile kutladı Talebimiz reddedilince biz de Ana ve uzun uzun hasret giderdi. Aydın yasa Mahkemesi’ne konuyu taşıya lar, “Dün (2 Temmuz’da) hücreme bir cağız.” l İSTANBUL haber 9 Çocuk mezarlığı Siz de biliyorsunuz... Kayıp çocuklar... Çok ender sağ bulunurlar. O yüzden farkındaydınız, o her yerde karşınıza çıkan güzel çocuklar en başından itibaren korkunç bir olasılığın işareti sayılmaktaydılar. Siz o fotoğraflara baktınız ve olabileceklerle olmamıştırlar arasında gidip gelen tedirgin zihninizi bir caninin kötü niyetine ve korkunç eylemine odakladınız. Kendi niyetlerinizi ve eylemlerinizi, kurduğunuz devletlerinizi, sıkı sıkı sarıldığınız, yıkılmasın diye gözlerinizi bir sürü gerçeğe yumduğunuz tabularınızı yine es geçtiniz. Şu anda sosyal medyada atılan çığlıklar... Suçlulara verilmesi gereken en ağır cezalara dair haykırışlar... İdam üzerine kesilen ahkâmlar... Kısasa kısas diye direten akıllar... Başlangıcından beri tüm meselelerini suç ve ceza kolaycılığıyla çözebileceğine inanan ve bu mantıkla hiçbir şeyi halledemediğini görmezden gelen insanlığın kitabına, yine alınmamış bir ders olarak kaydedilecek. Dün ayakları kesilen köpeğin fotoğrafı içinizi yaktı, bugün gözleri oyulan köpeğe ağlıyorsunuz. Çuvallara doldurulup çöpe atılan kediler, kapana kıstırılıp dövülerek öldürülen tilkiler, yüzerken kurşunlanan yunuslar, sokaklarda zehirlenen hayvanlar... Bunların her biri, tecavüz edilerek öldürülen çocuklarla, kocalarının, ağabeylerinin, babalarının, sevgililerinin, oğullarının saldırısına uğrayan kadınlarla, aile içi ve aile dışı yaşanan şiddete kayıtsız kalanlarla, yanı başınızda kırılan kemiklerle, akan kanlarla, yakalanan ya da yakalanamayan suçlularla, sokaktaki eylemcileri coplayan polislerin meşrulaştırdığı saldırılarla, marifet gibi çıkarılan, marifet gibi iştirak edilen tüm irili ufaklı savaşlarla, yani o büyük ve kolektif şiddetle yakından ilişkililer. O fotoğraflardaki çocuklar siz bu ilişkiyi inatla görmezden geldiğiniz için ardı ardına kaçırılıp öldürülmekteler.. daha da öldürülecekler. Tercih ettiğiniz, göz yumduğunuz, değiştirmeye gücünüzün yetmeyeceği fikrine kandığınız her türlü şiddetin açıktan koyuya değişen tonları, üzerinizde tehditkâr bir gölge. Siz o gölgede yaşıyorsunuz ve şu an bir yerlerde potansiyel katiller ve kurbanlar, katiller ve kurbanlar, katiller ve kurbanlar doğuruyorsunuz. Bu korkunç kaderi tekrarlayacak o yeni katiller ve kurbanlar aynı iklimde büyüyecek ve bir gün aynı haberlere kelimesi kelimesine aynı şekilde malzeme olacaklar. Daha albümlere konmadı bir gün haberlere malzeme olacak henüz çekilmemiş nice fotoğraflar. Farkında değilsiniz ama... İnsanlığın zaafları ve hataları arasında kendisine kolayca yer bulan olağan bir vahşeti ucundan tutuyorsunuz, bünyenizin kaldırdığı türlü şiddet yüzünden o ölümlerden lanet gibi sorumlusunuz. Bir gün kendi çocuğunuzun kaçırılmasından korkmak istemiyorsanız... Şiddeti her alanda onaylayan şu hayatın kendisinden korkun. Geleneklerden, göreneklerden, inançlardan, ahlaklardan, baskılardan, yasaklardan aklınız gitsin. “Olur”larınızdan... “Bana ne”lerinizden... “Ben mi düzelteceğim”lerinizden tiksinin. “Böyle gelmiş, böyle gider”lere artık kanmayın. Ayıp nedir, günah nedir, beden nedir, neden utanmak gerekir oturun bir düşünün. O fotoğraflar... Belki bir yerde görülürler, belki birileri onları tanır diye evdeki albümlerden, çerçevelerden gözyaşlarıyla çıkarılıp basına dağıtıldılar. Sonra yeniden albümlere, çerçevelere geri koyuldular. O çocukların başına geleni sadece aileleri unutmayacaklar. Siz unutacaksınız. Gazetelerin yazdığı, televizyonların anlattığı başka olayların peşinde şuursuzca dolanacaksınız. Artık görün; Siz politik çıkmazlarda beyhude debelenirken, günden güne kontrolsüz bir şekilde vahşileşiyor hayat, çocuklarınızı ve aklınızı yiye yiye. Uçsuz bucaksız bir çocuk mezarlığı artık yaşadığınız şu ülke. Çorum katliamında yaşamını yitirenler anıldı 38yıl önce meydana gelen Çorum katliamında hayatını kaybeden 57 kişi düzenlenen etkinliklerle anıldı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi ile Çorum Alevi Kültür Merkezi tarafından Hünkar Hacı Bektaşı Veli Parkı’nda düzenlenen etkinlikte konuşan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat, “Bizi katletmek isteyenleri, bizi asimile etmek isteyenleri, inkâr etmek isteyenleri biliyoruz, tanıyoruz” dedi. Etkinliğe HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, CHP Çorum İl Başkanı Hasan Eray Tüfekçi, yurtiçi ve yurtdışındaki çeşitli dernek ve konfederasyonların yöneticileri ve vatandaşlar katıldı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle