18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Temmuz 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 11 14 YIlın zirvesi Gıda, giyim, benzin, ulaşım ücretlerine yapılan zamlarla kur artışı birleşti, enflasyon 14 yıldan beri rekor seviye olan yüzde 15.39’a çıktı. Uzmanlara göre yükseliş sürecek KİM NE DEDİ? Orta vadede çözülür n Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Orta vadeli bir perspektifle enflasyon ve cari açık gibi sorunlar kökten çözülür” değerlendirmesini yaptı. Şimşek, Twitter’dan, yeni hükümetin para, maliye, makroihtiyati politika setini daha da güçlendirerek ekonomide başlayan yeniden dengelenmeyi sürdürmesi, yapısal reformları önceliklendirmesi ve dış kaynağın girişiyle yumuşak inişin mümkün olabileceğini söyledi. Şimşek dış kaynakla IMF’yi kastetmediğini vurguladı. Eylülde tepe yapar n Goldman Sachs, yıl sonu manşet enflasyon tahminini yıllık yüzde 13’ten yüzde 14’e yükseltti. Tahminleri aşan enflasyon verilerinin ardından rapor yayımlayan Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe, Erik Meyersson ve Murat Ünür, gıda enflasyonu dinamiklerinin öngörülmesinin zor olduğunu belirtirken raporda “Hem manşet hem de çekirdek enflasyonun yükselmeye devam etmesini ve baz etkisiyle eylülde tepe yapmasını bekliyoruz” denildi. Yeni zamlara dikkat n QNB Finansbank Başekonomisti Gökçe Çelik, “Çekirdek ve üretici fiyatlarındaki artış daha yüksek ve yapışkan bir enflasyona sinyali veriyor. Bu bağlamda, kamu hizmetlerinde (elektrik, doğalgaz) fiyat artışları artık kaçınılmaz olabilir. Bu faktörler göz önüne alındığında, enflasyonun önümüzdeki aylarda yüzde 16’nın üzerinde olacağını, yıl sonunda yüzde 15.5’e gerileyeceğini düşünüyoruz” diye konuştu. Yüzde 16’yı görür n İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, enflasyonda başta gıda sürprizi olmak üzere diğer alt kalemlere yansıyan bir yükseliş olduğunu söyleyerek, “Çekirdek enflasyon görünümündeki bozulma da devam ediyor. Bugünkü enflasyon sürprizi ve üretici fiyatlarından gelen baskıyı da hesaba katarak enflasyonun gelecek aylarda yüzde 16 seviyelerine yaklaştıktan sonra baz etkisi ile yılın son aylarında sınırlı gerilemesini ve yılı yüzde 14’te kapatmasını bekliyoruz. Bir önceki tahminimiz yüzde 12 idi” dedi. Artış yansıyacak n GCM Menkul Değerler Araştırma Uzman Enver Erkan, “Başta ulaştırma, haberleşme, ev eşyası olmak üzere tüm kalemlerde önemli artışlar görülüyor. ÜFE enerji maliyetlerinin artan Brent petrol fiyatı çerçevesinde hızlı artmaya devam ettiğini görüyoruz, bu yüzden orada ilerleyen aylarda akaryakıt kaynaklı önemli fiyat artışlar olabilir” yorumunu yaptı. Haziran ayında enflasyon tarihi zirveye yükseldi. Manşet enflasyonla birlikte çekirdek gösterge ve gıda enflasyonunda da tarihi zirveler kaydedildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre haziranda tüketici fiyatları yıllık yüzde 15.39 artış gösterdi. Aylık enflasyon ise yüzde 2.61 oldu. Hem aylık hem de yıllık enflasyon rakamları piyasanın beklemediği kadar yüksek geldi. Yıllık enflasyon en son Ocak 2004’te yüzde 16.22 seviyesini görmüştü. Buna göre 14 yıl beş ay sonra bu rakama en yakın enflasyon gerçekleşti. Enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışı ifade ediyor. Son rakamlara göre geçen yıl 100 lira ödenen bir mal veya hizmet için bu yıl 115.39 lira ödeniyor. Patates soğan TÜİK verilerine göre TÜFE’de aylık en yüksek artış yüzde 5.98 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda oldu ve manşet enflasyona yüzde 1.4 civarında katkı yaptı. Patates ve soğan başta olmak üzere işlenmemiş gı da fiyatlarında yaşanan artışların enflasyonu yukarı taşıması bekleniyordu. Aylık bazda haberleşmede yüzde 4.76, ulaştırmada yüzde 2.66, ev eşyasında yüzde 2.24, eğlence ve kültürde Üreticinin maliyeti tüketiciyi yakacak yüzde 2.16 artış gerçekleşti. Aylık düşüş gösteren tek grup yüzde 1.15 ile giyim ve ayakkabı oldu. Yıllık üretici fiyatları da Temmuz 2003’ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Üretim maliyetlerindeki yu tış gösterdi. ÜFE, daha tüketiciye yansımamış olan maliyet artışlarını gösteriyor. Buradaki yüksek oranlı artış Ulaşım gaza bastı karı yönlü baskılanma enflas lar bir sonraki dönemde TÜFE yonist risklerin artmasına ne açısından da olumlu sinyaller Enflasyona ulaştırmanın den oluyor. Üretici fiyatla vermiyor. İthal girdi kullanımı katkısı 0.46 puan olarak hesaplanırken, benzin, moto rı endeksi (YİÜFE) aylık yüzde 3.03, yıllık yüzde 23.71 ar rin ve oto gazda, petrol fiyatları ve döviz kuruna Dolar ve faiz bağlı artış yaşanması durumunda, bu mallara uygula yükseldi nan özel tüketim vergisinin (ÖTV), gerçekleşen artış kadar azaltılmasına karar verilmesine rağmen yaşanan bu artışın, otomobil fiyatları ve ulaşım ücretlerindeki artıştan kay Beklentilerin üzerinde gelen veri öncesinde 4.62 civarında olan dolar/TL sert yükselerek 4.69’un üzerini gördü. Serbest piyasada dolar/TL 4.6850’den kapandı. Öte yandan veri öncesi yüzde 16.98 civarında olan 10 yıllık gösterge tahvil faizi naklandığı belirtiliyor. nin ise yüzde 17.31’e kadar yükseldi. Yıllık en fazla artış Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’daki yüzde 24.26 ile ulaş toplantısında faiz artırımı yapması tırma grubunda ger yönünde beklentiler artıyor. An çekleşirken, bu kalemi cak büyümenin yılın ikinci yarı yüzde 18.91 ile ev eşya sında yavaşlayacağı beklenti çerçevesinde döviz kurlarındaki artışın etkisi ara malına yüzde 3.52 artış olarak yansırken, bu durum imalat sanayiindeki maliyetleri de yüzde 3.16 artırdı. Petrol fiyatlarındaki artışın etkisiyle enerji grubu yüzde 3.21 arttı. Öte yandan özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden “B” (İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE) endeksindeki artış haziranda yıllık olarak yüzde 12.77’den yüzde 14.58’e, “C” (Enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE) yüzde 12.64’ten yüzde 14.60’a yükseldi. Haziran gerçekleşmesinin ardından sı, yüzde 18.89 ile gıda ve alkolsüz içecekler izledi. l Ekonomi Servisi lerinin olduğu bir ortamda TCMB’nin atacağı adım oldukça kritik. enflasyonun gelecek aylarda yüzde 16 civarına gelmesi bekleniyor. Emekçi cepten yiyorENFLASYON, ÇALIŞANLARIN MAAŞ VE ÜCRET ZAMLARINI KATLADI GİZLİ YOKSULLAŞMA VAR Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’ne (BİSAM) göre son 15 yılda (Haziran 2003Haziran 2018) enflasyon artışından kaynaklanan gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar, işteki duruma göre yüzde 10.7 ile “Yevmiyeliler”, temel gelir kaynağına göre yüzde 10.5 ile diğer transferlerle geçinenler oldu. Enflasyon nedeniyle yaşanan gizli yoksullaşma, en yoksul yüzde 20 için yüzde 9.3 seviyesinde gerçekleşti. Buna karşın en zengin yüzde 20 için gizli yoksullaşma yüzde 5.7 oldu. Enflasyon rekor artışla çalışanların ve emeklilerin maaşlarını sildi süpürdü. TÜİK’in açıklamasına göre, geçen yılın aralık ayına göre enflasyondaki 6 aylık değişim oranı yüzde 9.17 oldu. Enflasyondaki artış, yüzde 4’lük toplu sözleşme zammını aştı. Arada yüzde 5.17’lik enflasyon farkı oluştu. Memur ve memur emeklilerine temmuzda yüzde 3.5 oranında toplu sözleşme zammı verilecek. Bunun üzerine yüzde 5.17’lik enflasyon farkı da eklenecek. Buna göre maaşlara toplamda yüzde 8.67’lik artış yapılacak. Ancak gelir vergisi nedeniyle yapılan kesintilerin yıl sonuna doğru arttığı düşünüldüğünde çalışanların kayıpları daha da yükselecek. İşçi ve BağKur emekli maaşlarına da yüzde 9.17 oranında zam yapılacak. Diğer yandan enflasyondaki yıllık yüzde 15.3’lük artış yılbaşında yüzde 14.2 zam yapılan asgari ücretteki artışını da geçti. l ANKARA Halkların patates tarihi A rkeolojik buluntular patatesin günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce, Peru’da kullanılmakta olduğunu gösteriyor. Patatesin Avrupa kıtasına taşınışı ise İspanyol askerlerinin 1532 yılında Peru’ya ulaşmaları sayesinde. İspanyol akıncılar bölgede altın istilasını sürdürürken, İnkalı madencilerin chuñu adını verdikleri patates meyvesini yediklerini görmüşler. Tarihçilerin yorumlarına göre İspanyollar patates ile tanıştıklarında aslında “altından daha değerli” bir ürün ile karşı karşıya olduklarının ayırdında değillerdi. Nitekim, patates ucuz ve protein bakımından zengin bir besin maddesi olarak Avrupa kıtasına hızla yayılacak, nüfus artışını hızlandıracak ve ucuz bir ücret malı olarak emekçilerin hızla yeni kapitalist birikim rejiminin “yedek işsizler ordusu” saflarına katılmalarına öncülük edecekti. Ancak, patates İspanya’ya 1570’lerde ulaştığında ilk önceleri bir gıda maddesi olarak değil, daha çok hayvan besini ve ısınma malzemesi olarak kullanıldı. Gene tarihçilerden öğrendiğimiz bilgilere göre, patatesin insan besini olarak ilk kullanımı 1573’te, Sevilya’daki bir hastanede gerçekleştirilmiş. Bu arada İspanya kralı II. Philip, Peru’dan elde edilen patates yumrularını Vatikan’a, dönemin Papa’sına göndermiş. Papa da yumruları, o sıralarda doğrudan doğruya sağlık sorunları ile boğuşan Norveç elçisine iletmiş. Elçi Clusius, patatesi Viyana, Frankfurt ve Leyden’de ekilmesine öncülük ederek, bu değerli besinin Avrupa’da yayılmasına olanak sağlamış. Her yeni fikir gibi, insanoğlunun patatese de “kuşkuyla” yaklaşmış olduğunu görüyoruz. Dönemin Avrupalıları patatesin “yeraltından çıkan bir meyve” olduğunu görünce uzun süre “zehirli” bir çiçek olduğuna inanmışlar; üstelik bir de “şeytan elması” olarak adlandırarak bahçelerine sokmamışlar. Ancak 1750’den sonradır ki Fransa ve Almanya’da önce soyluların, sonra da askerlerin mutfaklarına giren patates, nihayet halkın ucuz besin kaynağına dönüştürülebilmiş. Dönemin verileri, Fransa’da patates üretiminin 1815’te 2 milyar litreye ulaştığını, 1840’ta ise 11.7 milyar litreyi aştığını belirtiyor. İktisat tarihçileri, böylelikle patatesin Avrupa’da Malthus sınırlarını aşmak için çok önemli bir rol oynadığını yazıyorlar. Sanayi devrimi kuşkusuz sadece bir “mühendislik” meselesi değildi. Sanayi üretiminin katlanarak büyümesi için giderek yoğunlaşan ve “iyi beslenen” bir işçi sınıfına gereksinim duyulmaktaydı. Patates hızla Kuzey İngiltere’nin kömür madenlerinde çalışan işçilerin bahçelerine değin ulaşacak ve ucuz işgücünün besin kaynağı haline gelecekti. Nitekim, bu gözlemlere dayanan Friedrich Engels de patatesin bu denli yaygınlaşmasını “tarihte demirin icadına eşdeğer” bir olgu olarak değerlendirmekteydi. İtalyan düşünür ve yazar Umberto Eco’ya göre de “patates, insanlığın ortaçağdan kurtuluşunu sağlayan en önemli buluşlarından” birisiydi. Patatesin iktisadi yaşamdaki bu anahtar rolüne ilişkin en derin olaylar zinciri ise İrlanda’da 1845 – 1849 yılları arasında patlak veren Büyük Açlık (Gorta Mór) felaketiydi. Patates yumrularında 1840’larda baş gösteren salgın hastalık sonucu bütün Avrupa’da üretimi neredeyse durma noktasına gelmişti. Ancak, patates üretimindeki daralma birçok tarihsel nedenden dolayı en şiddetli İrlanda’yı etkilemiş ve yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne neden olmuş; yüz binlerce İrlandalının da göçe zorlanmasına yol açmıştı. Tarihçiler arasında patatese dayalı kıtlığın niye en şiddetli olarak İrlanda’yı etkilemiş olduğu bugüne değin süren bir tartışma konusu. Bu nedenler arasında İrlanda’nın o dönemde çoğunlukla patates tüketimine dayalı bir ekonomi olması; serbest ticareti özendiren Hububat Yasaları aracılığıyla kuralsızlaştırılan piyasa sisteminin denetimsiz ve spekülasyona açık kâr hırsıyla birleşmesi sonucu yaşanan aşırı dalgalı üretim yapısı; büyük toprak sahiplerinin işlevsiz bıraktığı verimsizleştirilmiş devasa tarımsal araziler, vb. sayılmaktadır. HHH TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2017 yılında 4.8 milyon ton patates üretildi. Bu miktarın yaklaşık yüzde 5’i ihraç edilmektedir. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü yayın organı Yeni Ay’ın temmuz sayısında Burcu Ünüvar’ın bizlere ilettiği bilgilere göre Türkiye’de kişi başı patates tüketimimiz yıllık 47.9 kg. Türkiye tahıl sektöründe kendine yeterlik oranında ise patates yüzde 108’lik payla başı çekiyor. Medyada geçen haberlere göre, Gürcistan’ın ‘patates hastalığı’ sebebiyle mart ayından itibaren geçici olarak Türkiye’den patates ithalatını askıya alması, depolarda ürün birikmesine ve bu ürünlerin bir kısmının da ekonomik değerinin zamanla yok olmasına yol açtı. Gördüğümüz üzere, halkların patates tarihi dikkate alınmaya değer, son derece ilginç bir öykü. Türkiye’de de derinleşmekte olan ekonomik durgunluğun ve yaklaşan krizin enflasyon, cari açık, dış borç yükü, işsizlik, vb. gibi bir dizi göstergesinin yanında, patates fiyatlarının da halkın gündelik yaşamını en yakından etkileyen bir olgu olarak medyanın ve siyasetin merkezinde yer alması çok doğal. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle