18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 7 Mayıs 2018 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ İYİ PARTİ’YE SİLAHLI SALDIRI Bağcılar’da MHP’li olduğu ileri sürülen grubun saldırısında 5 kişi yaralandı İstanbul Bağcılar’da yer alan İYİ Parti standına yapılan saldırıda alan MHP standının yanında toplanan yaklaşık 100 kişilik grup tara için sokaklardan çektiği çocukları bizlere saldırtmak için sokaklara sü dört kişi bıçakla, bir kişi ise silahla fından gerçekleştirildiği iddia edildi. ren her kimse hain ve alçaktır. Akan yaralandı. Yeniçağ’ın haberine göre, İYİ ‘Sorumlusu Bahçeli’ her damla kanın sorumlusu Devlet Bahçeli’dir” açıklamasını yaptı. İYİ Parti ilçe Başkanı Gökhan Yiğit, yaralıların durumunun iyi olduğunu sosyal medyadan duyurdu. Parti’nin Bağcılar ilçe teşkilatı, Bağcılar Meydanı’nda seçim çalışmaları yürüttüğü esnada silahlı ve bıçaklı saldırıya uğradı. Saldırının İYİ Parti Bağcılar İlçe Başkanı Gökhan Yiğit’in standa gelmesiyle başladığı bildirilirken, saldırıda silah ve bıçakların kullanıldığı öğrenildi. İYİ Partili dört kişi bıçakla, bir kişi ise silahla yaralandı. Saldırının, İYİ Parti standının hemen karşısında yer İYİ Parti yöneticileri yaptıkları açıklamalarda saldırıyı kınadı. Saldırıyla en sert tepki İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu’ndan geldi. Dervişoğlu, “Saldıranlar elbetteki hesabını verecektir ama asıl sorumlu saldırtanlardır. Vatan hainlerine gösterdiği hoşgörünün binde birini ülkücüye göstermekten kaçınan ve devletmillet düşmanlarına dümen tutmak İlk saldırı SP’ye Ankara’da geçtiğimiz Cuma günü Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza toplamak amacıyla stant açan partililer de saldırıya uğramıştı. Partililere hakaret ederek standı dağıtan saldırganlar ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Bayram sofrasına oturmamız gerek’ Akşener Cumhuriyet’e konuştu. İYİ Parti lideri, Türkiye’deki farklılıkları kucaklama ve ikinci tura kalan muhalif adaya tam destek sözü verdi İYİParti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Ak şener, genel seçimlere dönük “Mil let İttifakı” yaptığı CHP, SP ve DP ge nel başkanları ile ortak miting yapıp yapmayacakları konusundaki tavrını ilk kez Cumhuriyet’e açıkladı. Akşe ner, ortak seçim çalış ması konusunda aday lar farklı olduğu için so run olabileceğini söyle di, Muharrem İnce’nin adaylığı hakkında DUYGU GÜVENÇ “Çok sevdiğim bir arkadaşımdır. İkinci tu ra bu sistemde kim ka lıyorsa, şerhsiz, koşulsuz, destekleye ceğiz” dedi. Akşener’in Cumhuriyet’e yaptığı açıklamalar şöyle: Bir araya gelmekte sorun yok ama...: Dört lider neden bir araya gel mesin? Benim açımdan sorun yok ama şöyle bir durum var. Bu ittifak sadece milletvekilleri ile ilgili. Cum hur İttifakından farklı; DP bizim liste lerimizden gidecek ve 3 parti ayrı ayrı milletvekili listeleri hazırlayacak. Şerhsiz, koşulsuz destekleyeceğiz: CHP’nin cumhurbaşkanı adayı var, Sayın İnce. Kendisine başarılan dili yorum, çok sevdiğim bir arkadaşım dır. Ben önceden ilan ettim, ikinci tu ra bu sistemde kim kalıyorsa, şerh siz, koşulsuz, destekleyeceğiz. Soru numuz yok. Ama bu Cumhur İttifakı gibi el ele tutuşup, iş yapamama ne denimiz, cumhurbaşkanı adaylarımız var; Ben, İnce, Karamollaoğlu ... Şim di dördümüz bir araya geldik diyelim; DP Genel Başkanı da dahil. Biz millet vekilliğinde ortağız, ama cumhurbaş kanı adaylığında değil. Sayın Kılıçda roğlu bana oy mu isteyecek? Görün meyen bu. Adayız biz; yani 3 partinin cumhurbaşkanı adayı var. Yoksa yan yana gelmenin bir sakıncası yok; el bette geliriz. Çok üzüldüğüm şey... : Süreç uza yınca işin benim üzerime doğru gitti ğini gördüm; Karamollaoğlu’na gittim, ziyaret ettim ve bir an önce bu işin hallolması için, ‘Evet’ dedik hepimiz. ‘Paylaşabilir miyim’ dediğim için pay laşıyorum, o zaman Karamollaoğlu dedi ki, ‘Bizim bir prosedürümüz var, (YİK) onu tamamlayacağız’ dedi. Gel dim, Kılıçdaroğlu’nu telefonla aradım ve bunu bildirdim. Yani hızlanma sı için mekik diplomasisi yaptım. Çok üzüldüğüm bir şey oldu, ‘Hadi biz be raber olalım, CHP’yi atalım’ demişim gibi. Böyle bir şey yok. Gerçekten hız lansın diye Kılıçdaroğlu’nu da arayıp bunu bildirdim aynı gün. Bizim açı mızdan hiçbir sorun yok, sadece ben 1 yıl evvelinden beri cumhurbaşkanı adaylığımı ilan ettiğim için ve başın dan itibaren her siyasi geleneğin bir aday çıkarmasının yanında olduğum için, 16 Nisan’da bu tarz çalışmanın Erdoğan’ın intizamını bozduğunu gör düğümüz için, çoklu aday çıkmasını savundum. Gül ile ilgili hiçbir sorunu muz yoktur, keşke aday olsaydı. Ama çatı aday figürünün, bu ben de olsam doğru olmadığını ifade ettim. Kürt sorunu ailede gerilim bit meden konuşulmaz: Gördüğüm şey, (bölgede) ‘Bir sıcak bir soğuk’ sis İyi Parti’nin şarkısı bir gazeteciden İYİ Parti’nin seçim şarkısını, bestesini ve seslendirmesini Akşener’in Basın Danışmanı, Gazeteci Murat İde yaptı. Seslendiren de İde ile kuzeni. O şarkının ilk kıtası ise şöyle: Gözleri yıldız gibi, kaşları hilal Sanki Mustafa Kemal bizim çocuklar Gözleri yıldız gibi, kaşları hilal Evladı Fatihan derler adı Meral Yalan oldu, talan oldu, canım ülkem harap oldu Umudunu kesme sakın bak ‘İyi’ler var. Boynunda yemenisi Meral Akşener, bir kadın olarak, erkeklerin hâkimiyetindeki siyasi yarışa, elinde kınası, boynundaki yemenisiyle girdi. Bahçeli’ye başkaldırdığında, onun konuşmak için otel ya da salon bile bulamadığını, konuştuğu alanda elektriklerinin kesildiğini duyuyorduk. Bugün ise mitinglerinde bambaşka anlar yaşanıyor. Bir yandan fişlenme korkusuna aldırmayan yüz binlerce insan adaylığı için YSK’ye giderken, bazıları ise onun miting alanına adım atmaktan korkuyor; polis kordonunun arkasından izliyordu Kilis’te... Akşener ve ekibiyle birlikte hafta sonu gittiğim Kahramanmaraş’ta, meydanı doldurmakta başarılıydı. AKP’nin kalesi olarak bilinen şehirde Akşener’i, öncelikle kadınlar karşıladı; o da her birine teker teker dokundu; sarıldı. Onlarca kadının verdiği tülbentler, yemenilerle kürsüye çıkarken turladığı 60 ilden topladığı örtüler için Çankaya’da bir müze kuracağını anlattı. Miting boyunca, kişilerle teke tek diyaloglardan kaçınmayan; Erdoğan ve Bahçeli’den, “Muhterem abiler”, “Kibirli muhteremler” diye söz eden Akşener, sesini sürekli aldığı pastil ile koruyor. Ama sesini korumak için öncelikle diyafram kullanmayı öğrenmiş; böylece sesi çatallaşmıyor. Devam eden miting maratonuna karşın diyet ile oldukça forma da girmiş. Mitingde ön sırada bozkurt işareti yapan gençlere karşın o bu işareti kullanmıyor. İddiası merkez parti olmak ve en yakınındakiler, bozkurt işare tinin aslında ülkücülerin değil, 1994’te, Alparslan Türkeş’in Azerbaycan ziyareti sırasında bir kadının önerdiği işaret olduğunu anlatıyor. Korumasını artırmıyorlar En yakınındakiler deyince kalabalık bir grup düşünmeyin. Yakın ekibi yaklaşık 10 kişi; devlet tarafından ziyaretler için verilen 4 koruması dahil. Korumanın artırılmasını isteyen Akşener’e, Emniyet’ten olumsuz yanıt verilmiş. Ama şehirlerde il Emniyeti tarafından güvenlik alınıyor, hem de fazlasıyla. Bu güvenlik tedbirlerinden gazeteciler de payını alıyor; mitingi izleyenler tek tek not ediliyor. Büyük şehirlerde halkın kalabalıklara karışma lüksü olsa da, Kilis’e geldiğimizde ülkedeki korku duvarının büyüklüğü şaşırtıyor. Polisin kordon altına aldığı meydan boş; birkaç yüz genç adam meydanda. Ama yüzlerce insan, polis kordonunun dışında, meydanın etrafına doluşmuş. Akşener de konuşurken bir meydana sesleniyor, bir de sağında, solunda ama polis kortejinin dışında kalmaya dikkat edenlere. Nedenini sorunca anlıyoruz ki; fabrikanın olmadığı, özel sektörün büyük yatırım yapmadığı Kilis’te işsizlik Suriyelilerin nüfuslarını aşmasıyla en büyük sorun haline gelmiş. Her aile, en azından asgari ücret alabilmek için, devlet kurumlarında iş bulmaya muhtaç. Bu yüzden de aileden kimse miting meydanına giremiyor. Çünkü hepsinin hafızasında, referandum seçimleri sırasında iş bulma kurumundakilere AKP mitinglerine katılmaları için yapılan çağrı var. Meydandaki esnaf da sadece kulak kabartıyor, dükkân dışına çıkmadan; ama tercihini sorduğumuzda cümleler aynı; “Bugüne kadar hep AKP’ye verdim, bu defa Akşener’e vereceğim” tem üzerinden gitti her şey. Özal din, inanç üzerinden problemleri çözmeye çalıştı, olmadı. Tayyip Bey de para üzerinden çözmeye çalıştı, olmadı. Tayyip Bey’in mantığına göre herkesin cebine bir miktar para koyarsanız, her sorun çözülür. Henüz bu gerilim, günlük hayatta, Türküyle, Kürt’üyle, hiç ayırt etmeden, aynı evin içinde o gerilim bitmeden, insanlar ‘oh’ demeden, zaten oturup ne konuşacaksınız? Bayram sofrası gerek : Türkiye’nin bir bayram sofrasına oturma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, yani anneannelerin, babaannelerin evinde yapılan, o aileden Diyarbakırlı gelinle, Edirneli damadın da olduğu, kulağı küpeli kuzenle, saçı kırmızı veya mor bir yeğenin olduğu, başörtülü hala, teyze ve ablaların bulunduğu bir sofradan söz ediyorum. Bunun özelliği şu; bu sofrada herkesin eli eşit bir şekilde o yiyeceklere gider. Türkiye’nin bu bayram sofrasına benim ve arkadaşlarım tarafından oturtulacağına inanıyorum. Biz kadınlar çözeceğiz: Mesele öncelikle bireysel eşitlik. Güneydoğu’da aşiretler, aileler kavga eder. Erkekler, valiler bir araya gelir çözemez. Sonra bu iş olmuyorsa, o ailenin ya yeni evli bir genç gelini ya da en yaşlısı, çıkartır kafasındaki örtüyü, atar ortaya ve herkese arkasını döner. Ondan sonra da barışmak zorundadırlar. Biz kadınlar bu işi çözeceğiz. Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü: Çok açık, net, şeffaf davranırsa nız ne yapılabilir ki? Bana FETÖ’cü dediler; ben bu ülkede yaşıyorum. Biz kırk kişiyiz, herkes birbirini bilir siyasi arenada. Bir de güzel atasözümüz vardır; ‘açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.’ Dolayısıyla bu FETÖ’cü diyenlere dedim ki, ‘Bakın aynaya, kendinizi göreceksiniz.’ Sülalemde yok çünkü. Bu açıklık, şeffaflık birçok şeyi engelliyor. Ailemin yaşadığı hayat belli, benim yaşadığım hayat belli ve benim bir özelliğim daha var. Ben arkadan hiç konuşmam; suratınıza söyleyemeyeceğim hiçbir şeyi başka bir yerde söylemem. O da güvenilirliği getiriyor. Onun için de dedikodu ve tevzirat işlemez. Çünkü çıkar bir gün çat diye çarparım. Onun için ben korkmuyorum. l ANKARA Sabırlı öfke kibirli kindara karşı... Yaşamını Cumhuriyet’e adamış sevgili Türkan Erkin’e... ‘Sabırlı öfke’ artık bütün millettir. ‘Kibirli kindar’, Recep Tayyip Erdoğan. Neden böyle oldu? Buraya nasıl geldi? En çok düşünmesi gereken de Erdoğan’ın kendisidir. Başlangıçta bu değildi. Ama söyledikleri birbirine eklendi. Yaptıkları basamak basamak yükseldi. Haksızlıklar. Yolsuzluklar. Örtülmüş sahtecilikler. Kapatılmış hileler. Yenen sayısız kul hakkı. Haramlar ki ne haramlar. Kursaklara sığmayan haram lokmalar. Kardeş katline fetva vermeler. Nerden geldiğini unutmalar. Vefasızlık. Geçmişi inkâr. Cumhuriyeti düşman bilme. Yandaşını övme. Karşıtına sövme. Her türden haksızlığı görev bilme. Milletin bunlardan sıtkı sıyrıldı. Tam ifadesi budur. HHH Muharrem İnce ‘sabırlı öfke’nin temsilcisidir. Onun heyecanı kitleleri harekete geçirecektir. Söylediği doğrular AKP’liler için bile etkili olacaktır. Bu mücadele kenardan dolanma ile kazanılamaz. Bu mücadele göğüs göğüse yapılacak bir çatışmadır. Muharrem İnce bu işin tam adamıdır. Sözünü esirgemez. Şantajlardan ürkmez. Yalancılardan çekinmez. Doğruları en yüksek sesle dile getirir. İktidara hak ederek yürür. Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutlamak gerekir. Demokrasi örneği vermiştir. Daha başlangıçta iki usta vuruş gerçekleştirilmiştir. Birisi, muhalifini kürsüye çıkarmaktır. İkincisi de parti rozetini çıkarak İnce’ye Türkiye rozetini takmaktır. CHP, bir eksiğiyle, doğru yoldadır. Eksik HDP’dir. Bu ‘Millet ittifakı’nda HDP de olmalıydı. Selahattin Demirtaş’ın hapiste olması bu toplumun ayıbıdır. HDP bu seçimin anahtarı olmuştur. HHH Abdullah Gül’e de söylemek gerekiyor. Nasıl oluyor da sizin ‘vicdanınız müsterih’? Siz bunca haksızlıkla, bunca yolsuzlukla hâlâ o partide neden duruyorsunuz? Neden mırıltılarınızdan başka bir sözünüz duyulmadı? Siz AKP’nin kurucusu değil miydiniz? Neden duyulur bir sesle olanlara karşı çıkmıyorsunuz? Vicdanınız müsterih olmamalı. Vicdanınız sizi rahatsız etmeli. İşlerin buraya gelmesinde sizin de ortaklığınız var. Biz biliyoruz ve unutmuyoruz. HHH Seçimin sonucu mu? Elbette biz kazanacağız. Elbette ‘sabırlı öfke’ kazanacak. Elbette Millet kazanacak. Elbette ‘kibirli kindar’ kaybedecek. Kibir en kötü suçlardandır. Kindarlık ise kendini yiyip bitirir. Bu millete çektirdikleriniz yeter. Hukuku zulmünüzün aleti yaptınız. Eğitimi ortaçağa göndermek istiyorsunuz. Ekonomiyi yağmacılara teslim ettiniz. Hepsinin hesabını bu millet size soracaktır. Muharrem İnce ‘öfkeli sabır’ı meydanlarda gösterecektir. Meral Akşener, cesaretiyle Saray çığırtkanını susturacaktır. Biz kazanacağız. Gelecek hepimizin geleceği olacak... ERDOĞAN’A SERT ÇIKTI: Yahu sen kimsin? Cumhurbaşkanı adayı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı sert sözlerle eleştirdi. Akşener, “Bu kadar devlet, millet sevgisizliği, kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeme hali, Türkiye’yi getirdiği nokta budur. Açıkça ifade ediyorum, bu ülke sayın Erdoğan’ın keyfine göre yönetilemez. Ettirmeyeceğiz. Sayın Erdoğan gittiğin yol, yol değil” dedi. “Adayın tekine oy vermeyenlerin münafık ilan edildiği bir dönemdeyiz” diyen Akşener, “Yahu sen kimsin? Sen Allah’ın bir kulusun. Dün iyi işler yapmış olabilirsin, ama sen bu ülkeye artık yüksün” ifadelerini kullandı. Mersin’de partisinin il başkanlığının açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Eğitimin içine tükürdün” diye seslenen Akşener şunları söyledi: “Ne yapalım diploman yok? Sen okumamışsın. Bırak çocuklar okusun. Gençlere neden umutlarını kaybettiriyorsun. Her bir gencime iş bulacağım. İş bulamıyorsam, iş bulana kadar vatandaşlık maaşı ödeyeceğim. Atanamamış öğretmenlerin atanmasını sağlayacağız.” l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle