23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 7 Mayıs 2018 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN Bugün bir ‘delikanlı’nın doğum günü Bugün 94 yaşımızı bitirdik, 95’e bastık. Cumhuriyet: 94 yaşında bir delikanlı, diye yazıp övünsem yanlış mı olur? Delikanlı işte. Gözünü budaktan sakınmayan, haberi okurundan esirgemeyen, yorumu eğip bükmeyen bir delikanlı... 2018 ilkbaharında Türkiye’de bağımsız, bir hareketin ya da partinin organı olmayan tek gazete kalmış bir delikanlı... Bunun bir övünme nedeni değil, tam tersine ne kadar büyük bir tehlike olduğunu sadece bilincinde yaşatan değil, günlük yaşam gerçeğine dönüştüğünü bilen, yine de kılı bile kıpırdamadan zorlu gazetecilik ödevinin üstesinden gelmeye çalışan bir delikanlı. İnanmayan varsa anlatayım: Hapisteki son arkadaşımız Akın Atalay’ı da AKP yargısının elinden çekip aldığımız, ancak o AKP yargısının 14’ümüze iki buçuk yıldan sekiz yıla kadar varan cezalar kestiği günün ertesinde Cumhuriyet binasında olaydınız bana hak verirdiniz. Hüküm giymiş gazeteciler ve şimdilik hüküm giymemiş gazeteciler, yaşlı genç, kadın erkek kahkahalar eşliğinde, birbirlerine sarılarak, gülerek eğlenerek işlerine baktılar. Avrupa medyasından bir gazeteci, gördüklerini anlamlandıramadı, sordu: Anlayamıyorum. Burada üzüntü, kaygı yok, bayram var. Kahkahalarla kutlanan bir bayram. Sizler hapse çarptırıldınız farkında değil misiniz? O gün bu soruyu da kahkahalarla karşıladık... Bugün de 94. yaşımızı kutluyoruz. HHH Gelelim bugünün bana yansıyan kişisel önemine. Hani yılbaşlarında, yıldönümlerinde kararlar alınır: “Bugünden itibaren sigarayı bırakacağım” ya da “Bugünden itibaren kilo vermek üzere sıkı bir rejime gireceğim” ya da “Bugünden itibaren rakıyı, şarabı, konyağı azaltacağım” filan diye sözler verilir. Bazen tutulur, bazen tutulmaz. Ama kararlar alınır, kendi kendine sözler verilir. Ben de 94. yaşımıza bastığımız bugün karar aldım. Bugünden itibaren başlıyorum. Osman Kavala neden tutuklu? Neden 201 gündür hapishanede? Hayır, artık böyle sorular sormayacağım. Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Peki, ne yapmışlardı da bu ceza kesildi? Hayır, artık böyle sorular sormayacağım. Zaman gazetesi yazarlarından Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç, Mümtaz’er Türköne hangi suçu işledikleri için 646 gündür hapishanedeler? Aynı davanın sanığı, AİHM zoruyla tahliye edilen Şahin Alpay berbat sağlık koşullarına rağmen neden hâlâ ev hapsinde ve hastaneye ancak izin alarak gidebiliyor? Hayır, artık böyle sorular sormayacağım. Kürt medyasının çoğu gencecik kadın ve erkek gazetecilerinin hemen hemen hepsi neden tutuklanıp hapishanelere kondular? Hayır, artık böyle sorular sormayacağım. “Akil insan” olmayı kabul ettiği için “solun sağı” tarafından ahlaksızca saldırılan, elinç’e uğratılan, oysa 19 yıl 9 aylık hapislik hayatında başının gölgesini bir an bile önüne düşürmemiş, barış sürecinin ete kemiğe bürünmesi için yorulmak bilmemiş Celalettin Can kardeşim neden, kim olduklarını bile bilmediği kişilerle birlikte tutuklanıp Silivri’ye tıkıldı ve neyle suçlanıyor? Hayır, artık böyle sorular sormayacağım. Boğaziçi Üniversitesi’nin, Afrin harekâtına karşı çıkan gencecik ve kocaman yürekli öğrencileri neden tutuklu? Suçlarının ceza yasasında karşılığı ne ola ki? Hayır, artık böyle ve benzeri sorular sormayacağım. Çünkü sorun hukuksal değil. Sorunun adaletle ilgisi, ilişkisi yok. Tutsak edilmiş bir yargı erkinden ne adalet beklenir ne hukuka saygı. Sorun hukuksal değil, siyasal. Reis’in ve tayfasının iktidarını sandığa gömmeden hukuksuzlukları sayıp dökmek, içerdekileri anmak artık anlamlı bir gazetecilik etkinliği değil. 24 Haziran’a dik girmek, diri girmek; karınca çalışkanlığını, keçi inadını, alıcı kuş sabrını kuşanmak gerek. Kadın ya da erkek, genç ya da yaşlı... Yurttaşlar: Haydi!.. Manisalı’ya 60. yıl plaketi Vefa Lisesi’nin 146. yılı, Fatih’teki okul binasında gerçekleşen Boza Günü’yle kutlandı. Törende gazetemiz yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı’ya dün Vefa Lisesi’nden mezuniyetinin 60. yılı nedeniyle plaket verildi. Plaketini Vefalılar Derneği Başkanı İsmail Hakkı Baliç’in elinden alan Manisalı, “1872’de kurulan Vefa Lisesi’nin yetiştirdiği insanlar koskoca bir Cumhuriyetin kurtarılışında, kuruluşunda ve Atatürk devrimlerinin devamından bugüne kadar A’dan Z’ye zihinlerini, emeklerini koymuşlardır. Dünyada başka bir örneği yoktur” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet haber Hakan Çalışkan Müdürün intiharıSİLİVRİ EMNİYET MÜDÜRÜ’NÜN ÖLÜMÜNDEKİ ROLÜ ARAŞTIRILIYOR Soylu’ya uzandı M Güdür Hakan Çalışkan’ın, oğlunun arkadaşını serbest bıraktır özaltındaki kişinin usulsüz şekilde bırakılmasıyla ilgili soruş Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bazı üst düzey kişilerin Siliv dığı öne sürülen Soylu ile bu olayla turmada Çalışkan’ın intihardan ön ri Cumhuriyet Başsavcılığı’na baskı ilgili işlem başlatılmasını isteyen İs ce Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yaparak dosyayı kapatmaya çalıştanbul Emniyet Müdürü’nün baskıları arandığı ortaya çıktı. Soylu’nun ko tığı öne sürüldü. Ancak soruştur nedeniyle intihar ettiği öne sürüldü. rumalarının da ifadesi alındı. manın önü kesilemedi. Geçen temmuz ayında makamında intihar eden Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın ölümüyle ilgili başlatılan adli ve ida ri soruşturma İçişleri Bakanı Süley man Soylu’ya uzandı. Hakan Çalışkan’ı intihara sürükleyen olayın Bakan Soylu’nun oğlunun gö zaltına alınan bir arka daşının usulsüz biçim de serbest bıraktırılma sıyla ilgili olduğu iddia AHMET ŞIK ediliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın konuyu öğ renmesi üzerine olayla ilgili tutanak tutarak Bakan Soylu hakkında resmi işlem başlatmasını istediği, Silivri Em niyet Müdürü Çalışkan’ın da oluşan baskıya dayanamayarak intihar ettiği öne sürülüyor. İçişleri Bakanı Süley man Soylu hakkında CHP’nin verdiği gensoru teklifinin TBMM’de görüşüldü ğü günlerde Meclis kürsüsünde yaptı ğı konuşmada CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de üstü kapalı olarak konu yu diye getirmişti. Özel’in isim verme den yönelttiği iddialara ilişkin Bakan Soylu ise sessiz kalmayı tercih etmişti. Geçen temmuz ayı sonunda, Terör le Mücadele Şubesi ekiplerinin yap tığı rutin bir kontrol sırasında İçiş leri Bakanı’nın oğlu Engin Levent Soylu’nun bir arkadaşı gözaltına alın dı. Adli bir olaydan ötürü hakkında ya kalama kararı bulunan kişi arkadaşı olan Engin Levent Soylu’ya telefon aça rak yardım istedi. Oğul Soylu’nun ar kadaşı, gözaltına alındığı bölge olan Si livri Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edi lerek nezarethaneye konuldu. Ancak bir süre sonra Emniyet Genel Müdür lüğü Koruma Daire Başkanı Ekrem Gü len, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ı arayarak gözaltında bulunan kişinin serbest bırakılmasını istedi. Müdür Hakan Çalışkan’ın, gözaltı işle minin resmiyete döküldüğünü belirte rek talebe olumsuz yanıt vermesi üze rine iddiaya göre kendisine, “Şahıs Ba kanın yakını ve serbest bırakılması is teniyor” talimatı verildi. ‘Resmi işlem başlat’ Koruma Daire Başkanı Gülen’in talimatı üzerine oğul Soylu’nun arkadaşı serbest bırakıldı. Ancak, konu Bakan Soylu ile aralarında husumet olduğu iddiaları basına yansıyan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’a aktarıldı. Bunun üzerine Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ı arayan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, kendisinden İçişleri Bakanı Soylu ve Koruma Daire Başkanı Ekrem Gülen’in sorumluluğunu belirten bir tutanak tutarak olayla ilgili resmi işlem başlatmasını istedi. Hem Ankara’dan hem de İstanbul’dan amirlerinin oluşturduğu baskıya dayanamayan Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan, 31 Temmuz sabahı makamında intihar etti. Güvenlik kamerası kayıtlarına göre, Hakan Çalışkan 30 Temmuz’u 31 Temmuz’a bağlayan gece geç saatlere kadar Emniyet müdürlüğü binasındaki makam odasındaydı. Geç saatlere kadar akıllı telefonlardaki mesajlaşma programı olan WhatsApp’ta da online olarak görünen Emniyet Müdürü Çalışkan, telefonlarına yanıt vermemesi üzerine sabah 10.30 sıralarında makam odasına giren özel kalemde görevli polis memurları tarafından başından vurulmuş halde bulundu. Olayla ilgili hem adli hem de ida Süleyman Soylu ri soruşturma açılırken Emniyet Genel Müdürlüğü’nden üst düzey kişilerin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinde baskı kurarak dosyayı kapatmaya çalıştığı da iddia edildi. Ancak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı da olan Enerji Bakanı Berat Albayrak ile giriştiği veliahtlık savaşı nedeniyle soruşturmanın önü kesilemedi. Soruşturma kapsamında telefon kayıtlarında yapılan incelemelerde Hakan Çalışkan’ın intihar etmeden önceki günlerde kimlerle konuştuğu ve mesajlaştığı da mercek altına alındı. Bu incelemeler sonucunda Çalışkan’ın, Koruma Daire Başkanı Gülen tarafından arandığı bilgisine de ulaşıldı. Bakan mı arattı? Hakkında yakalama kararı olduğu için gözaltına alınan bir kişiyi usulsüz serbest bıraktırması yönünde Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan üzerinde baskı kurulduğu iddialarıyla ilgili yürütülen idari soruşturmada müfettişler İçişleri Bakanı Soylu’nun korumalarının da ifadesini aldı. Koruma polislerine Hakan Çalışkan’a telefon açıldığı sırada Bakan Soylu’nun nerede olduğu, kendisinin telefonla konuşup konuşmadığına yönelik sorular sorulduğu öğrenildi. Koruma Daire Başkanı Gülen’in, intihar eden Silivri Emniyet Müdürü Çalışkan’a, Bakan Soylu’nun talimatıyla telefon açıp açmadığı da soruşturuluyor. Mustafa Çalışkan İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ MUSTAFA ÇALIŞKAN: BEN OLAYIN TARAFIYIM Konuyla ilgili görüşlerine başvurmak istediğimiz İstanbul Em niyet Müdürü Mustafa Çalışkan, “Bu konuyla ilgili soruşturmalar sürüyor. Ben de olayın bir tarafıyım ve benim bir şey söylemem doğru olmaz. Benim dışımda kalan yerlerden bilgi toplamanız daha doğru olur. Haberinizde hakkımda geçen kısımla ilgili bilgilerin doğru olup olmadığına vicdani kanaatinizle karar vereceğinizden eminim. Merhum emniyet müdürümüzün başarılı ve kendisini intihara sürükleyecek herhangi bir sorunu olmadığını bildiğimiz bir kişi olduğunu da söyleyeyim” dedi. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SEKRETERİ: Müdür arandı ama Bakan’la ilgisi yok İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Türkay Öksüz, konuya ilişkin gazetemize yaptığı açıklamada, söz konusu olayda Süleyman Soylu ya da oğlunun herhangi bir dahlinin bulunmadığını söyledi. Hakan Çalışkan’ın intiharı ile gözaltına alınan kişinin serbest bıraktırılmasının aralarında bağ olmayan iki farklı olay olduğunu savunan Öksüz şunları söyledi: “Haberinizde bahsettiğiniz gözaltına alındı denilen kişi annesinin ağır hastalığı olan bir vatandaş. Olay günü annesini hastaneye götüren am bulansın arkasından kendi aracıyla takip ederken polis uygulama noktasında durdurulmuş. Zaten anne si de hastanede vefat etmiş. Konuyu kesin bilmiyorum ama Orman Kanunu ile ilgili adli makamlara yansıyan bir olay nedeniyle kendisi ifadeye çağrılmış ve gitmemiş. Bu nedenle hakkında yakalama kararı varmış. Gözaltı işlemi yapılmak istenince kendisi, önceden tanıdığı Koruma Daire Başkanımızı aramış ve yardım istemiş. Daire Başkanımız da Silivri Emniyet Müdürünü aramış. Toplamda 3 kez konuşmuşlar ama süresi 2 dakikayı geçmemiş. Kişinin annesi ile ilgili mağduriyetini anlatıp yasal imkânlar dahilin de yardımcı olunmasını istemiş. Emniyet müdürümüzün intiharı başka bir olay. Bu iki olay arasında herhangi bir bağ yok. Zaten intihar vakasından sonra İçişleri Bakanımız İstanbul Emniyet Müdürümüzü arayarak konu hakkında bilgi almış. Polis başmüfettişleri de, mevzuat gereği olayı idari açıdan soruşturmak için görevlendirildi. Adli soruşturma da sürüyor. Bakanımızın oğlunu bu ve benzeri olayların içinde göstererek çamur at izi kalsın mantığıyla yalan iddialarda bulunan çevreler var. Bakan Bey’in kendisinin ya da oğlunun bu süreçte bırakın bir müdahalesini herhangi bir etkisi dahi yok. Olayın içinde değiller. Sadece Koruma Daire Başkanı ile Silivri Emniyet Müdürü arasında geçen ve yasal sınırlar içinde kalınarak yardımcı olunması istenen bir telefon konuşması yapılmış, o kadar. Koruma Daire Başkanımızın da ifadesi alınmış değil. Zaman zaman Bakan Bey’in de benim de ya da özel kalemimizin telefonlarına ulaşıp arayan, çeşitli konular için yardım isteyen vatandaşlarımız oluyor. Çeşitli talepler, şikâyetler oluyor. Bunlar hukuki midir, değil midir araştırıyoruz. Yasal sınırlar içinde kalarak yardım etmeye çalışıyoruz. Burada olan da budur.” GENSORUDA GÜNDEME GELDİ Özel: Geçiştireceğini düşündü ama olmadı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkın kabarttığından, Türkiye medyası ise bilinen da CHP’nin verdiği genso nedenlerden olsa ge ru teklifinin TBMM’de gö rek kimse Özel’in de rüşüldüğü günlerde Mec diklerinin üzerinde dur lis kürsüsünde konuşma madı. Silivri Emniyet yapanlardan biri de CHP Müdürü’nün çok yuka Grup Başkanvekili Özgür rılardan gelen baskıla Özel’di. 22 Aralık 2017 ra dayanamayarak inti günü yaptığı uzun konuş har ettiği bilgileri üzeri mada Bakan Soylu’nun ne konuyu Meclis kür Gülen Cemaati ile ilişkile süsünden paylaştığını ri üzerine birtakım iddia belirten Özel, “Bakan lar dile getiren Özel, ko Soylu’ya, Gülen Cema nuşmasının arasına şu ati ile ilişkilerinden tu cümleleri de sıkıştırmıştı: “...Silivri Emniyet Müdü Özgür Özel tun da gözaltına alınan bazı FETÖ şüphe rüne, durdurulan bir araç lilerinin serbest bırak la ilgili telefon açıp, o olmayınca İs tırılmasına kadar birçok soru yönelt tanbul il Emniyet Müdürlüğü üzerin tim ancak hiçbirisine yanıt vermedi. den baskılar ve tehditler sonucu o Sorduğum sorulardan birisi de ha büyük felakete sebep olmazdınız o berinizde bahsi geçen konuydu. An zaman. Belki onların özeleştirisini cak Bakan Soylu, sorulara yanıt ver yaparsınız burada.” mek yerine kurguladığı bir mizanseni Meclis’teki muhalefet vekilleri, sahnelemekle yetindi. Hiçbir iddiaya Enerji Bakanı Berat Albayrak ile par yanıt veremedi. Özellikle ‘Silivri’deki ti içinde bir güç mücadelesine giriş büyük felaket’ dediğim kısmı da tıpkı mesinden sonra Soylu’nun Gülen Ce diğerlerinde olduğu gibi duymazdan maati ile geçmişteki ilişkilerine orta gelerek konuyu sessizlikle geçiştire ya çıkan kayıtlara ve iddialara kulak ceğini düşündü. Ama öyle olmadı.” Telefonları takibe alındı Uzun zamandır Enerji Bakanı Berat Albayrak ile aralarında veliahtlık savaşı olduğu iddiaları basına yansıyan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mobil telefonlarının emrindeki polisler tarafından usulsüz takip edildiği 12 Nisan tarihli haberimizde yer almıştı. Konuyla ilgili açılan soruşturmada Ankara ve İstanbul’da 6 polisin görev yeri değiştirilmişti. Albayrak ile aralarındaki kavganın su yüzüne çıkmasının ardından Bakan Soylu, geçen aylarda kırgınlığını belirten konuşmalar yapmıştı. Soylu’nun istifa etmek istediği ancak bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından engellendiği de iddia edilmişti. Bakan Soylu’nun oğlu Engin Levent Soylu’nun aracı, yanında korumaları da olduğu halde İstanbul polisi tarafından durdurulmuş ve uyuşturucu araması yapılmıştı. Oğlunun aracındaki arama sürerken Bakan Soylu’nun devreye girmesine rağmen İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın da Bakan’ın telefonlarına çıkmadığı iddia edilmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle