22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ABD’YE DEPREM UYARISI Los Angeles Times’ın ABD Jeolojik Araştırma sinin büyük bir olasılıkla şiddetli depreme yol açabileceği belirtildi. Fayın geç lar Merkezi’nin açıklamasına dayandırdığı haberde, ülkenin batı sahilinden ge tiği 2 milyonu aşkın nüfuslu San Francisco Körfezi bölgesinde 7 büyüklüğünde çen 83 kilometrelik Hayward Fayı’nın önümüzdeki on yıl içinde harekete geçme depremin yaşanması yüzlerce kişinin ölümüne neden olabilir. l Sputnik News Cumartesi 21 Nisan 2018 Onun adı EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Cumartesi PAPA’NIN RÜZGÂRLA İMTİHANI Katolik âleminin ruhani lideri Papa Françesko’nun rüzgârla imtihanı bitmedi. İtalya’nın güneyindeki Alessano’da bir anma törenine katılan 81 yaşındaki papanın takkesi yine uçtu gitti. l REUTERS Ünlü sihirbaz, yargıç karşısında Sırrını açıklamak zorunda kaldı ABD’li ünlü sihirbaz Da se yaşanmadığını söyledi. vid Copperfield, bir iz Copperfield’ın avukatları leyicisinin sahnede sakat dünyanın en zengin sihirba landığı gerekçesiyle tazmi zının numarasını açıklama nat davası açması üzerine nu sının maddi zarara yol açaca maralarından birinin sırla ğını öne sürse de Las Vegas rını mahkemeye açıkla mahkemesi bu itirazı mak zorunda kaldı. kabul etmedi. Dava, 58 yaşında Copperfield’ın ki Britanyalı Ga prodüktörü vin Cox’un Las Chris Ken Vegas’taki gös ner mahke teride “Lucky mede sahne #13” (Şanslı ye çağrılan numara 13) adlı seyircilerin numara sırasın içinde durdu da omzunun çıkması üzerine açıldı. Copperfield ğu kafesin üzerine örtü örtül Cox, kronik ağrı ve beyin dükten sonra kafesin hasarı yaşadığı gerekçesiyle arkasının açıldığını ve bura tazminat talep etti. daki insanların gizli bir yol 61 yaşındaki Copperfield dan salonun en arkasına gö ise sahneye çağrılan bir grup türüldüğünü söyledi. seyircinin sahnede kaybolup Kasım 1999’da İstanbul’da kısa süre sonra salonun arka ki Copperfield gösterisinin ar sında ortaya çıktığı bu numa dından şarkıcı Atilla Taş da rayı binlerce kere yaptığını bu numaranın sırrını açıkla ve bugüne kadar hiçbir hadi mıştı. l BBC Türkçe yoaytyoılıbPsmirloyInanoncugaenrc’ıdaanafkisi İki yıl önce bugün yitirdik İki yıl önce bugün beklenmedik ölümüyle hayranlarını yasa boğan ABD’li pop ikonu Prince, dünyanın dört bir yanında sevenlerince anılıyor. “Purple Rain” (Mor Yağmur) şarkısıyla tanınan müzisyenin ölümünden bir ay önce kaleme almaya başladığı otobiyografisinin yıl sonuna dek yayımlanacağı duyuruldu. Ünlü yıldızın çocukluk fotoğraflarından sahne kıyafetlerine yaklaşık 150 parça kişisel eşyasının ise gelecek ay New York’taki Hard Rock Cafe’de düzenlenecek açık artırmada satılacağı açıklan dı. Öte yandan ABD’li savcılar, yüksek dozda ağrı kesiciyi kazara aldığı düşünülen Prince’in hapları nereden temin ettiğini belirleyemedikleri için suçlamada bulunmayacaklarını duyurdu. Minnesota’daki evinde ölü bulunan 57 yaşındaki vejetaryen Prince nadiren içki içer, uyuşturucu kullanan müzisyenleri stüdyodan kovardı. Ancak kalça ameliyatının ardından dinmeyen ağrıları yüzünden haşhaştan elde edilen ve morfin etkisi gösteren bir ilaç kullanmaya başladığı düşünülüyor. l Cumhuriyet Kanseri BAŞINDA tespit edebilecek Derideki implant renk değiştiriyor İsviçreli bilim insanları kanseri başlangıç aşamasında tespit edebilecek bir deri implantı geliştirdiklerini duyurdu. İmplant, bazı kanser türlerinin belirtileri arasında yer alan kanda artan kalsiyum oranını tespit edip implantın takılı olduğu yerdeki derinin rengini değiştiriyor. Sciente Translational Medicine adlı bilimsel dergide ya yımlanan araştırmaya göre implant, meme, prostat, akciğer ve bağırsak kanserlerinin yanı sıra böbrek yetmezliğinde de işaret veriyor. Prof. Martin Fussenegger “Kanserde erken tanı hayat kurtarır” diyor. l BBC Türkçe ‘Bir Sabahattin Ali Trajedisi Kayıp Kemiklerin İzinde’ adlı belgeselle ilgili olarak filmin yönetmeni Nebil Özgentürk ve Filiz Ali ile bir araya geldik. Özgentürk’e göre Filiz Ali Türkiye’nin ilk Cumartesi Annesi... Bugün 29. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde ilk kez izleyiciyle buluşacak olan “Bir Saba hattin Ali Trajedisi Kayıp Kemiklerin İzinde (Filiz’in Çok Üzüldüğü An...)”, hiç şüphesiz yılın en merakla beklenen belgesellerinden biri. Bunu Ankara iz leyicisinin ilgisinden de anlamak müm kün. Henüz festival başlamadan tüke nen biletler yüzünden ek bir seans kondu ve o se ansın biletleri de hızla tükendi. 70 yıl önce kat ledilen ve bugün hâlâ EMRAH KOLUKISA Türkiye’nin vicdanında kanayan bir yara olmaya devam eden Sabahat tin Ali’nin kızı Filiz Ali ile sıra dışı bir belgesele imza atan Ne bil Özgentürk’ü festival öncesi yakala dık ve yoğun duyguların yaşandığı bir söyleşi yaptık. Kırklareli buluşması... n Nasıl başladı her şey, kimin fikriydi bu belgesel? Filiz Ali: Emrivaki yaptı Nebil bana. Kırklareli’nde konuşma yapmaya gelmişti, ben de genellikle Kırklareli’ne gittiğimde oradaki arkadaşlardan rica ediyorum, gidelim mi dağlara diye, çünkü hakikaten uzak bir yer... Bir de bulması da kolay değil, anayoldan ayrılıyorsunuz ve bayağı gidiyorsunuz. O yüzden onlardan rica ettik... Nebil Özgentürk: Evet, sağ olsun Filiz Hanım’ı yıllardır çok severim, saygı duyarım, birkaç buluşmamız da oldu... Ayvalık’ta bir imza günü sırasında ben kendisinden rica ettim, küçük bir belgesel yapmıştık, Ayvalık Şenliği’nde, onu bizim ‘Yaşamdan Renkler’ programında gösterdik, oradan beri kafamda hep var zaten... 700’e yakın belgesel yaptım, 34 kez de Sabahattin Ali mini portresi yaptım ama içimden hep derlitoplu bir şey geçiyordu. Filiz Hanım’ın da önerisiyle ben Kırklareli’ndeki Sabahattin Ali anma toplantısına davet edildim, geçen haziran. Beraber gittik. Asıl hikâye şu tabii, ben ertesi sabah Moskova’ya gideceğim... Moskova’ya gitmeden önceki akşam da Ahmed Arif’in oğluyla buluşacağım. 29 Mayıs’ta da Orhan Kemal’in oğluyla Orhan Kemal’in acıları üstüne bir panele katılmıştım. Moskova’da Nâzım, Ahmed Arif, Orhan Kemal ve tam 1 Haziran’da da Sabahattin Ali... Bir belgesel anlatıcısının bu dört dramatik hikâyeyi yaşaması da belgeselin ilk 10 dakikasını kapsıyor. Ben de hakikaten abandone olmuş vaziyetteyim, Kırklareli’ne giderken dedim ki, “Ya Filiz Hanım geldik buraya kadar”, orada da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde güzel bir konuşma yaptık, “Gidelim mi birlikte” dedim, emrivaki dediği o... Birlikte bir yolculuk yaptık, belgesel de orada başlıyor bence. Bugüne kadar tabii ki çok değerli çalışmalar yapıldı, bir anlatıcıyla bir kahraman ve hakikaten Türkiye’nin önemli bir düşün adamının, mezarı olmayan, kemikleri dahi bulunmayan bir insanın öldürüldüğü sanılan bir bölgede bir saate yakın kalma hali bence bir belgeseldir, dünyanın her yerinde. Fikir böyle oluştu işte. O kamera ve ben, Filiz Hanım’ı izledik, Filiz Hanım’ın duygularını, kalbini, gözünü... Belki de Sabahattin Ali’nin “Benim meskenim dağlardır” diye diye gelip o belki de böceklerin ses verdiği, rüzgârın uğultu yaptığı o bölgedeki hali ve orada hakikaten yıllar önce bir çobanın “Burada bulundu” dediği noktada oluyor... Hep o duygu... F.A: Evet, oraya ilk defa gidişimizde... Zaten bir yere kadar arabayla gidiyorsun, sonra yürüyorsun, sonra bir düzlük, düzlüğün tam dibinde de bir kaya var. Bende şey etkisi yapmıştı o, hani antikçağların tapınağı sanki, sunak gibi geldi bana o kaya. O anda öyle hissettim... Ondan sonra dere yatağına indirdi çoban bizi. Dere yatağı o kayadan çok daha aşağıda. Onun için tekrar oraya gittiğim vakit hep o duyguyu yaşıyorum. Filiz Ali Nebil Özgentürk KURTULUŞ ARI İLK BULUŞMA BUGÜN “Bir Sabahattin Ali Trajedisi Kayıp Kemiklerin İzinde (Filiz’in Çok Üzüldüğü An...)” bugün 16.30 ve 19.00’da Ankara Film Festivali çerçevesinde Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda izleyiciyle buluşacak. İlk gösterimden sonra Filiz Ali ve Nebil Özgentürk söyleşisi yer alacak. Ardından 18.00’de iki sanatçı kitaplarını imzalayacak. Bir belgeselci gibi n Yapı Kredi bi Ali’nin sanatçı kişiliği, do nasındaki sergi ğaya tutkusu bir yudum da de de gördüğümüz olsa örneklendiriliyor. 55 bir şey var, baba dakikalık bir belgesel... Al nız çok fazla fotoğ tan Öymen’in de tanıklı raf çekmiş. Nere ğı var filmde. Onun baba deyse bir belgesel sıyla Sabahattin Ali ahbap ci gibiymiş o da. mış, ikisi de eğitimci. Altan F.A: Evet aynı Ağabey’in Sabahattin Ali’yle şeyi ben de düşü fotoğrafı var, daha 7 yaşın nüyorum. Hayatım dayken, sanıyorum Filiz Ha boyunca babamın nım henüz doğmamışken. çektiği fotoğrafla F.A: Hayır, ben görme rın kontak kopya dim onu. larına baktım, ama hiçbirisini böyle Ağlamak güzeldir bir sergi ortamın n Siz neler hissettiniz da yan yana gör peki Nebil Bey, belgeseli memiştim. Mesela çekerken? bir çerçevenin için N.Ö: Ben ilk kez kendimi de bir sürü fotoğraf var, ama ne fotoğrafları? Tren rayla Filiz Ali, babası de kahramanlaştırmak zo Sabahattin Ali ile birlikte. runda hissettim bu belgeselde. Çünkü ben de o acı rı, köprüler, tünel yı derinden hissettim, Fi ler, bir lokomotif, köylüler... Bunları böy liz Hanım’ın bir kardeşi gibi. Ve size ilk le yan yana gördüğünüz vakit şöyle dü defa, sürprizini bozayım burada, bir cüm şünüyorsunuz: Sabahattin Ali resmen ha le kullandım, belki Filiz Hanım bilmedi yatı boyunca elinde fotoğraf makinesiyle ği için kızabilir bana, ama söylemek zo Anadolu’nun çeşitli yerlerinin, Ankara’nın, rundayım, benim için 20. yüzyılın, bu top İstanbul’un, ama daha ziyade Ege’nin fo raklardaki ilk Cumartesi kadınıdır Filiz toğraflarını çekerek belgelemiş. Bütün Ali... (Tam bu noktada herkes susuyor, Fi bunları laf olsun diye çekmemiş besbelli, liz Hanım’ın gözleri doluyor, hava ağırlaşı yanyana koyunca belgesel olduğunu görü yor birkaç saniye boyunca) Yıllarca Gala yorsunuz. Bir de aynı zamanda ben baba tasaray Meydanı’nda bekleyen annelerden mın ilk “selfie” fotoğrafçısı olduğu kanaa farkı nedir ki? tindeyim, çünkü ha bire kendini çekiyor. F.A: Böyle laflar söylerseniz orada, ağla (Gülüyor) rım bak... N.Ö: Zaten bu belgeselde Sabahattin N.Ö: Olsun, ağlamak güzeldir. ‘Burada üç trajedi var’ n ‘Bir Sabahattin Ali Trajedisi’ diyorsunuz afişte... Biraz açalım mı o trajedi meselesini? N.Ö: Dedim ya, çok belgesel yapmış olmanın ve yeni bir hikâye anlatma formatı bulmanın peşine de düştüm. Burada üç trajedi var... Birincisi benim trajedim. Ben hep bu ülkenin yazan çizen, şiir yazan, beste yapan insanlarının acılarını dinleye dinleye geldim, kendi ailemden başlayarak hem de. Tüm bunları ekrana yansıtmış, gazetelerde yazmış bir insanım. Kendi yaşadığım dört günlük bir trajedi bence. Hatta meşhur Hasan Hüseyin’in “Haziran’da ölmek zor” şiiri gibi tam da haziran başların da sanki ben de haziranda ölenlerin acılarını dinlemek daha da zor gibi bir hisse kapıldım. İkincisi, Sabahattin Ali’nin bizatihi gencecik yaşında katledilmesi, devlet tarafından yok edilmesi, feci biçimde, hunharca, izinin dahi bırakılmaması dünya çapında bir trajedidir. Üçüncü trajedi de Filiz Hanım’ın trajedisi. Düşünsenize ya, kendi adıma söyleyeyim, ben Adana’ya gittiğimde geçenlerde iki saat vaktim olunca babamın mezarına gittim. Onun mezarının başında bir ritüel gibi biraz vakit geçirir sonra dönerim. Bunları yaşayan Nebil ve yanında bunları 70 yıldır hiç yaşayamamış, yaşaması mümkün olmayan Filiz Ali’yi orada görünce üçüncü trajedi başlar işte. Bu üçünün yan yana gelmesi çok ender bir şey. Filiz Hanım 70 yıldır sadece anlatıyor babasını. Benim için de sürpriz n Filiz Hanım siz izlediniz mi belgeseli? F.A: Hayır, Ankara Film Festivali’nde izleyeceğim. Benim için de sürpriz olacak aslında. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle