19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 14 Mart 2018 haber 8 TASARIM: SERPİL ÜNAY Adaletsiz 500 gün AKP gazetecileri Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı ve avukatı Akın Atalay, gazeteciliğin bi ses verin Başlıktaki ayrımcılığı (=nüans) gözden kaçırmayın. “AKP gazetecileri” dedim; “AKP’li ya da gönlü AKP’ye yatkın gazeteciler” demedim. AKP’li de olsanız mesleğimizin temel ilkelerine, meslek ahlakına bağlı kalıyorsanız bu yazı size seslenmiyor, ses vermeyin, geçin bizim tarafa... Şimdi yeniden: Ey AKP gazetecileri! Sizin Reis 8 Mart’ta, Saray’ında bir toplantı düzenledi. Üç yüz bilmem kaçıncı muhtarlar buluşması değildi; Dünya Kadınlar Günü’ydü ya, o güne uygun konuştu. Konuşmasından bir cümleyi olduğu gibi aktarıyorum. Okuduysanız bir kez daha okuyun: “...Her bir kanalı ayrı bir sorun, ayrı bir kanalizasyon haline dönüşmüş olan medyanın şerrinden koruyacak olan ilk ve güçlü kalkan yine kadın, yine anneler...”  İrkildiniz değil mi? Şu tanıma bakın hele: “...Her bir kanalı ayrı bir sorun, ayrı bir kanalizasyon haline dönüşmüş olan medyanın...” Bu sözler bize, bizim mahalleye söylenmiş olamaz. Sizin Reis bizleri zaten gazeteciden saymıyor; medya deyince içine bizi katmıyor. Hatırlasanıza, hapisteki ya da hakkında ağır hapis cezaları istemiyle yargılanan meslektaşlar hakkında “Onlar gazeteci değil terörist” demedi mi? Hem de bunu birçok kez yinelemedi mi? Demek ki bizlere söylemiyor. Hiç üstümüze alınmadık. Zaten onun bizim hakkımızda söylediklerine bakıp gülüp geçiyoruz, ilgilenmiyoruz. “Her biri lağım kanalına dönüşmüş medya” dediği olsa olsa “gazeteci” saydığı sizlere söylenmiştir. Buna bir cevabınız var mı; varsa o cevabı yargılandığı davada suçlamaların hepsi çürütüldüğü halde hâlâ tutuklu Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında İcra Kurulu Başkanımız ve avukatımız Akın Atalay bugün 500 gündür tutuklu. Atalay, yöneltilen suçlamaların çürütülmüş olmasına karşın mahkemenin gerekçesiz, kopya ara kararlarıyla serbest bırakılmıyor. Atalay, Cumhuriyet davasının ilk duruşmasında, “Bu gazete bugün olduğu gibi geçmişte de siyasi iktidarların hışmına, tehdit ve baskılarına, ambargosuna ve zulmüne maruz kalmıştır. O iktidar sahiplerinin, zulmedenlerin hepsi tarih olmuştur. Ama bu gazete halen dimdik ayaktadır” demişti. 25 yıldır avukatımız 33 yıllık avukat olan Akın Atalay, 25 yılı aşkın süredir Cumhuriyet gazetesinin avukatlığını üstleniyor. Atalay, bu süre içinde aralarında Fethullah Gülen’in bulunduğu çok sayıda kişinin gazetemize karşı açtığı davada savunmayı üstlendi. AKPGülen Cemaati işbirliğiyle yürütülen Oda TV davasında muhabirimiz Ahmet Şık’ın avukatıydı. Atalay, 1998’de 7 kişinin hayatını kaybettiği Mısır Çarşısı davasında bombayı koyduğu iddiasıyla yargılanan ve iki kez beraat eden sosyolog Pınar Selek’in de avukatıydı. 31 Ekim 2016’da Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon başladığında sanatçı Tarık Akan’ı anma programına katılmak rı yayımlamayı düşünebilecek, aklının ucun 50 yıldır gazetedeler dan geçirecek gazetelere ve gazetecilere, maruz kalacakları akıbeti göstermek” demişti. Atalay’ın hukuk der Atalay, Cumhuriyet Vakfı yönetiminin 18 Şubat 2014 tarihli toplantı ile ele geçirildiği iddiası ile ilgili, toplantının katılımcılarının 54 yıllık Cumhuriyet mensubu Orhan Erinç, 1966’dan bu yana Cumhuriyet’te çalışan si niteliğinde savunmasından bazı bölümler şöyleydi: “... Bu operasyo Hikmet Çetinkaya, adı Cumhuriyet ile özdeşleşmiş Cüneyt Arcayürek, 37 yıl Cumhuriyet’te çalışmış İbrahim Yıldız, 30 yıl gazetede çalışmış Mustafa Balbay ve kendisi olduğunu söylemişti. Bu na maruz ka nun karşılığında 2009’da vak lan, teslim alınmak, direnci kırılmak, pes ettirilmek is fa dışarıdan seçilen İnan Kıraç ile 2 yıl vakıf üyeliği yapan Nevzat Tüfekçioğlu’nun toplantıdan önce istifa ettiklerini söyleyen Atalay, Alev Coşkun, Şevket Tokuş ve Şükran tenen gaze Soner’in de toplantıya katıl te, öyle sıradan bir gazete değildir. Bu ülkenin en madıklarını belirtmişti. Atalay, toplantıda 1984’ten beri Cumhuriyet’te çalışan Önder Çelik’in seçildiğini hatırlatmış ve Mustafa Pamukoğlu’nun seçilememesi üzerine, Alev Coş köklü ve kadim gazetesi AKIN ATALAY kun ve Şevket Tokuş’un konuyu yargıya taşıdıklarını kaydetmişti. dir, en saygın gazeteleri arasındadır. Bu ve taşıyıcısı olan bir kurumun diren gazetenin köklerinde, tarihinde ve hat cinin kırılabileceğini, korku ve bas ta genlerinde bağımsızlık ve özgürlük kıya boyun eğeceğini, gazetecilikten tutkusu vardır. Bu değerler ve gazeteci ödün vereceğini düşünenler varsa, lik uğrunda ödenmiş ağır bedeller var yanılıyorlar. Bizlerin pes edeceğimizi dır. Bu tarihin ve mirasın yüklediği so düşünenlere diyeceğimiz şudur: Son rumluluk nedeniyle bu gazetede çalışan nefesimizi verinceye kadar gazeteci lar gazetecilik değerlerinden ödün ver lik mesleğine, mesleğin etik ilkele Türkiye’nin daimi temsilcisi Büyükelçi de sunum yaptı. O, yapılan uygulamaları savundu. Ben ise özel yetkili mahkemelerin uygulamalarındaki hukuksuzlukları, haksız ve yaygın tutuklamaları, muhaliflere yapılan baskıyı, bu mahkemelerde adil yargılanma yapılmadığını, insanlara yargı eli ile zulmedildiğini anlattım. Hiç kuşkum yok, o gün neler anlattıysam, bugünler için de aynı şeyleri söyleyeceğim. Değişen pek bir şey yok. Yapılanlar aynı, yalnızca yapanlar değişmiş.” ‘Muktedir istedi diye’ “...Biz, bugünün muktediri öyle olmasını istediği için aylardır tutukluyuz. Ne kadar daha sürecek bilmiyorum. Ama bildiğim şeyler de var. Esareti kabul etmeyiz, onurumuzdan, haysiyetimizden, insanlığımızdan vazgeçmeyiz. Korkuya teslim olmayız. Gazeteciliğe, halkın bilgi edinme hakkına zarar verecek bir ödün vermeyiz, veremeyiz. Onursuz bir özgürlüğe razı olmayız. Böylesi bir düşüklükten herkesin uzak olmasını dilerim. Sizler vereceğiniz nihai kararla, iktidardakilerden farklı düşünmenin, eleştirinin, muhalefet etmenin, gazeteciliğin suç sayılıp sayılmayacağına da karar vermiş olacaksınız. İlhan Selçuk, herkes kendi heykelini yontar demişti. Galiba gazetelerin heykelini de orada çalışanlar yontuyor. Cumhuriyet gazetesinin köşenizde, ekranınızda dile getirebilir misiniz? üzere yurtdışında bulunuyordu. So mez, kimseye biat etmez, boyun eğmez, rine, temsil ettiğimiz kurumun hak heykelini İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Bunu yapmalısınız, çünkü yenilir yutulur laflar değil. O yüzden bu yazının başlığı bir kez daha: AKP gazetecileri bi ses verin!.. HHH Bu yazı aslında burada bitti. Diyeceğim bu kadardı, onu da dedim. Ancak yerim dolmadı. Hazır fırsat varken günlerdir kafamda dönüp dolaşan bir konuya daha değinip bu yazı günümü tamamlayayım. Nakşibendilikte Kıbrısi kolu diye anılan, Şeyh Nazım Kıbrısi öldükten sonra yerine ruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılmasının ardından Türkiye’ye döndü ve kaçma şüphesinin bulunduğu iddiasıyla tutuklandı. Cumhuriyet davasının 24 Temmuz 2017’deki ilk duruşmasında davanın bütün gazete ve gazetecilere yönelik bir tehdit ve saldırı olduğunu vurgulayarak “Bu yargılamanın birbirini tamamlayan iki amacı var. Birincisi, Cumhuriyet gazetesini ele geçirmek ya da sustur teslim olmazlar. Bu gazetenin halkı bilgilendirme, gerçekleri kamuoyuna aktarma konusundaki ısrarlı tutumu nedeniyle yazarlarının ve çalışanlarının katledildiği, suikast ve cinayetlere, linç girişimlerine, hapisliklere maruz kaldığı, yine de teslim olmadığı bilinir. Bu gazete Cumhuriyet gazetesidir ve bir gazetecilik anıtıdır.” ‘Son nefesimize kadar!’ lı saygınlığına, onurlu geçmişine asla leke sürdürmeyecek, görevimizi tamamlayana dek dik duracak, pes etmeyecek, boyun eğmeyeceğiz.” Yapılanlar aynı “...Oda TV ve Ergenekon davalarındaki yargı sürecini, bu süreçte olanları anlatmam için 2012 yılı başında Avrupa Parlamentosu’ndan bir davet gelmişti. 31 Ocak 2012’de Brüksel’de Muammer Aksoy, Bayriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Onat Kutlar’lar hayatları pahasına yonttular. Bizler burada yargılanan ‘Cumhuriyet’çiler, bu nadide heykelin sıradaki nöbetçileriyiz. Nöbetimiz sırasında bu heykele leke sürülmemesi için çabalıyoruz. Bizden öncekiler gibi biz de muktedirlere boyun eğmiyor, korkuya teslim olmuyor, gazeteciliğe ihanet etmiyoruz. Bu zorlu dönemde bunun bir diyeti var geçen Şeyh Ahmet Yasin Bursevi’den söz edeceğim. Gerçi bütün Nakşileri temsil etmiyor ama yine de Nakşibendiliğin en güçlü kollarından birinin temsilcisi o. Bu zat bir video yayımladı. İslamın güncellenmesi böyle bir şey olsa gerek. Artık şeyhler, şıhlar biz fanilere video ile sesleniyorlar. mak. İkincisi, siyasi iktidarın istemedi “Cumhuriyet gazetesi gibi onurlu parlamento binasında bu konuda dı. Onurumuzla ve gururla ödüyoruz. ği haberleri, hoşuna gitmeyecek yazıla ve zengin bir tarihsel mirasın sahibi bir sunum yaptım. Benimle birlikte Hepsi budur!.. l İSTANBUL ‘Suçu yok ne diye tutukluyorsun?’ Olabilir. O videoda şeyh hazretleri taht misali bir koltuğa oturmuş. İşlemeleriyle, oymalarıyla sahiden de bir taht. Yakışır şeyhime. Videoda söyledikleri de pek yakışıyor şeyhime. Mutlaka okumuşsunuzdur. Meğer Amerikan gâvurunun 1986’da uzaya fırlattığı ve rampasından ayrıldıktan hemen sonra havada patlayan Challenger uzay mekiğini teknik arıza değil, Şeyh Bursevi hazretlerinin Mehmet Emin Amcası düşürmüş. Uzun uzun anlattırmayın bana. Videodaki sözleri yazıya döktüm. Okuyun: “Bu Challenger diye bir uzay aracı fırlattılar ya. O tam fırlatıldığı zamanda Habbe’nin içindeydik. Bak yazılıdır o da. Habbe’nin içerisindeydik, Ahmet Amca Hızır Aleyhisselam’dan yardım CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet davasında hâkimin ‘şakasına’ tepki göstererek “Neden ‘Kaptan gemiyi en son terk eder’miş! Kaçacak diye tuttuğunuz adam, size kendi geldi” dedi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün Meclis’te yaptığı grup toplantısı konuşmasının büyük kısmını Cumhuriyet davasına ayırdı. Son duruşmada Şık ve Sabuncu’ya tahliye çıkarken Atalay’ın halen içerde tutulmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu’nun mesajları ana darbe aldı: Cumhuriyet gazetesi, basının akademisidir. Sevsin sevmesin, düşüncesine katılsın katılmasın, herkes bir şekliyle ne yazıyor diye Cumhuriyet’e bakar. Cumhuriyet sadece 20 Temmuz darbesi sonrası darbe almadı. 12 Mart’ta da, 12 Eylül’de de oldu. O dönemde de gözaltına almalar, istedi. Televizyon yok, habbenin içerisindeyiz. başlıklarıyla şöyle: yasaklamalar oldu. Şimdi de aynı ‘Fırlatıldı hâlâ niye patlamadı’ diyor Ahmet Amca. Sesli konuşuyor, duramıyor. Mehmet Emin Amca da dedi ki ‘Ahmet merak etme cıvatalarını gevşettik biraz sonra bu düşecek.’ Yemin ediyorum, saatle yazdık oraya. Dediği saatte tam saniyesi saniyesine ertesi gün haberlerde dinledik. O saatte Challenger patladı.” Videoyu dinleyenler, yazılı halini okuyanlar tutamadıkları kahkahalarının ardından dalga geçmeye başladılar. “Civata gevşetme... Habbe’nin içine girme... Ahmet Amca, Mehmet Emin Amca” üstüne epey geyik yapıldı, mavra kaynatıldı. İyi hoş da şu sorunun cevabı aranmadı: Bursevi hazretlerinin Mehmet Emin Amcası Challenger uzay mekiğini neden patlattı? Bu sorunun cevabını dehşetli merak ediyorum. “Biz yapamıyoruz Amerikan gâvuru da yapamasın” kıskançlığından mı? Tövbe tövbe... Koskoca Nakşibendi şeyhi kıskançlık gibi biz fanilere has hislere kendini kaptırmış olamaz. O zaman tek seçenek kalıyor: Acaba o mekik yerli ve milli olmadığından dolayı mı? Bak bu olabilir işte... Yakışır şeyhimize... 500. gün mesajı: 20 Temmuz darbesinden sonra Sayın Yıldırım beni ziyarete geldi. Kendisine “Ortada bazı laflar var Cumhuriyet, Sözcü gazetelerine operasyon yapılacakmış” dedim. “Olur mu, böyle bir şey yok” dedi. Sonra hem Sözcü’ye hem Cumhuriyet’e operasyon yapıldı. Cumhuriyet çalışanları aylarca hapiste kaldı. Murat Sabuncu 495 gün, Ahmet Şık 434 gün, Akın Atalay 499 gündür hapiste. Yarın (bugün) 500. günü olacak. Atalay yurtdışındaydı, arandığını duyunca hemen Türkiye’ye geldi. Kaçacak diye gözaltına aldılar. Yahu adam zaten yurtdışındaydı, geldi Türkiye’ye. Niye kaçsın, suçlu mu? Suçlu olsa anlarım, suçlu değil. Gözaltına alındı ve hâlâ bekliyor. Neden “Kaptan gemiyi en son terk eder”miş. Rivayet öyle. İyi de bunların suçu yok ki. Hiçbir suçu olmayan insanları niye tutuklarsın? Cumhuriyet, her darbede yasaklamalar geliyor, neden 20 Temmuz’da da darbe oldu. Fatura oraya çıkıyor. Ama hiç kimse şunu unutmasın, her Cumhuriyet çalışanı, Uğur Mumcu’nun öğrencisidir. Uğur Mumcu gibi dik ve onurlu duruşludur. Bombaya da kaleme de aynı ceza: Meclis’i bombalayanla gazetecilere aynı cezayı veriyorlar. Ömür boyu ağırlaştırımış müebbet. Ya arkadaş birisinin altında uçak var, üstünde bombalar, geliyor Meclis’i bombalıyor. Sen ona, eyvallah ceza veriyorsun. Gazeteci? Elinde kalem var. Bir şey bombalamış mı? Hayır. Birisini yaralamış mı? Hayır. “Neden kalemi tututun, neden hükümeti eleştirdin, O zaman sana da ağırlaştırımış müebbet veriyorum” diyor. AYM kararı var, anayasa var, takmıyor. “Bizde saray yasaları işler, biz talimatı hukuk ve vicdandan değil, Saray’dan alırız” diyor. O nedenle onlara ne hâkim ne de savcı diyoruz. l ANKARA Adalet Nöbeti 50. haftasında Gazetemizin yazar, yönetici ve avukatlarına yönelik açılan davada tutuklu bulunan Destek ziyaretleri sürüyor Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın tahliyesinin ardından, gazetemize dayanışma ziyaretleri sürüyor CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İl Başkan Yardımcıları Saniye Yurdakul, avukat Özlem Kınalı, CHP Şişle İlçe Başkanı Veli Çelik, gazetemizin Şişli’deki binasına gelerek, Genel Yayın Yönetmeniz Sabuncu’ya geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Kaftancıoğlu, “Ben Cumhuriyet gazetesi davasında tahliye edilen demek istemiyorum, esaretlerinden geçte olsa bırakılmış, kurtulmuş olan sevgili Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’a ve ikisinin şahsında Cumhuriyet gazetesine bir kez daha geçmiş olsun demek için geldim. Umarız önümüzdeki hafta da Akın Atalay esaretinden kurtulur. Cumhuriyet gazetesi şahsında tüm hak sız hukuksuz yere esir olunanların özgürlüklerine kavuşması dileğiyle” dedi. Taş: Beraat istiyoruz Gazetemizi ziyaret eden ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Mahkeme süreci boyunca da dayanışma içerisinde olduk. Çünkü Cumhuriyet gazetesi basın özgürlüğü konusunda, düşünce özgürlüğü konusunda oldukça hassas bir gazete. Gerçek ‘gazetecilik’ ya pıyor. Bu yüzden arkadaşlarımız yargılandı. Majestelerinin gazeteciliğine itiraz ettiği için. Memlekette hukuk olmadığı için yargılandılar. Zaten bağımsız bir yargı olsaydı, adaletli bir yargı sistemi olsaydı arkadaşlarımız bu kadar yatmazdı. Geç de olsa tahliye edilmelerine sevindik. Atalay’ın da özgürlüğünü istiyoruz. Bir daha bu davalarla karşı karşıya kalmamalarını ve bu davanında beraatla sonuçlanmasını talep ediyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet avukat Akın Atalay’ın serbest bırakılması için başlatılan “Adalet Nöbeti” 50’nci haftasında devam edecek. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın içinde bulunan Themis heykelleri önünde, yarın saat 11:30’da yapılacak nöbetin ardından 12.15’te C Kapısı önünde Av. Sevin Şeker, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ile muhabirimiz Ahmet Şık basın açıklaması yapacak. Nöbetle ilgili yapılan açıklamada, “Aynı inanç, azim, sabır ve kararlılıkla adalet arıyor, asılsız ve akıldışı iddialarla yargılanan Av. Akın Atalay şahsında demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere sahip çıkıyoruz. Tüm meslek ‘Adalet gemisini batırmayın’ CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da dün yazılı bir basın açıklaması yaparak Atalay’ın 500 gündür özgürlüğünden yoksun olmasını kınadı. Yarkadaş’ın açıklaması şöyle: “Son duruşmada Atalay’a ‘Gemiyi en son kaptanlar terk su aldığını itiraf etmiştir. Atalay batmaya yüz tutan AKP’nin gemisine hapsedildi. Atalay, en fırtınalı dönemde tam 500 gündür Cumhuriyet’in direniş gemisinin kaptanlığını yürütüyor. Atalay dört duvar arasında tutulmasına rağmen, rotasını adalet, eşitlik, özgürlük ve arkadaşlarını taşıyan, yükü ise gerçekler olan Cumhuriyet gemisi özgürlüğe ve maviliklere ulaşacak. Atalay cuma günü, yani tam 502 gün sonra fırtınayı geride bırakacak ve AKP’nin batmaya yüz tutan ge taşlarımızı nöbetimize ve basın açıklamasına bekliyoruz” denildi. l Haber Merkezi eder’ dendi. Mahkeme başka demokraside tutmayı başarı misindeki zincirnı da sözde adalet gemisinin yor. Cuma günü ise Atalay ve lerini kıracak.” Barış Yarkadaş C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle