18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazar 4 Şubat 2018 ‘Almanya ABD’nin gizli operasyonuna katılıyor’ Almanya Federal Haberalma Servisi’nin (BND), ABD’nin Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı düzenlediği gizli operasyona katıldığı savunuldu. Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre BND ajanları, ekim ayından bu yana Gallant Phoenix adı verilen operasyonda yer alıyor. Haberde BND’nin, IŞİD’e karşı ve Avrupa’da muhtemel terör saldırılarını önle [email protected] mek için yürütülen bu operasyona katılımın son derece önemli olduğunu düşündüğü aktarıldı. Alman hükümeti ve BND’den, Spiegel’in haberi hakkında henüz bir açıklama gelmedi. 21 ülkenin katıldığı Gallant Phoenix adlı operasyon, Ürdün’deki ABD askeri üssünde yönetiliyor. Operasyonun amacı, IŞİD militanları hakkında bilgi toplamak, IŞİD’in Suriye ve Irak’taki eski sığınaklarında ele geçirilen belgeleri, DNA kalıntılarını ve parmak izlerini analiz etmek. 7 ‘Kuzey Kore yaptırımları deliyor’ [email protected] BaMaaaraapaorunda Pyongyang’ın ihraç ettiği yasaklı maddelerden geçen yıl 200 milyon dolar gaeaaliraaelde ettiği belirtilirken Suriye ve Myanmar ile askeri işbirliği içinde olduğu iddia edildi Birleşmiş Milletler’in (BM) raporuna göre nükleer ve balistik füze çalışmaları nedeniy dia ettiği, Suriye’nin BM temsilcisi suça ortak yabancıları, offshore şirket nin ise bu iddiaları reddederek ül kayıtlarını ve uluslararası bankacıkelerindeki Kuzey Koreli teknis lık sistemini kendi lehine kullanarak le yasaklanan maddeleri ihraç etme yenlerin “spor dalında uzmanlaş yaptığı ifade edildi. Özellikle Kuzey ye devam eden Kuzey Kore sadece ge mış kişiler” olduğunu söylediği, Kore’nin ABD’deki her yeri vurabile çen sene 200 milyon dolar gelir elde bir başka üye ülke temsilcisinin de cek menzile sahip olduğunu iddia etti etti. Pyongyang’ın kömür, demir, çe Myanmar’ın Kuzey Kore’den kon ği altıncı nükleer denemesi sonrasın lik ve BM tarafından yasaklanan diğer vansiyonel silahların yanı sıra ba da Washington, Kuzey Kore’ye önceki maddeleri ihraç ederek yaptırım kararlarını deldiği iddiasının aktarıldığı raporda Kuzey Kore’nin ayrıca Suriye ve Myanmar hükümetleri ile askeri işbirliği içerisinde olduğu da öne sürüldü. Uzmanlardan oluşan bir kurulun hazırladığı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) açıklanan raporda Suriye ile Myanmar’ın Kuzey Kore’nin BM kara listesinde yer alan ve silah ih ABD, Kuzey Kore’ye daha ağır ekonomik yaptırımlar için önayak olmuştu. listik füze sistemleri aldığını söylediği aktarıldı. Raporda ayrıca kömür ihracatının gemilerle Çin, racatı yapan kurumu KOMID ile iş Malezya, Güney Kore, Rusya ve birliğine devam ettiği iddia edildi. Vietnam’a yapıldığı belirtilirken yap Raporda BMGK oturumunda Ku tırımları delmek için birbirinden fark zey Kore ile ilgili rapor tartışılırken is lı “atlatma yöntemi, güzergâh ve alda mi açıklanmayan bir ülke temsilcisi tıcı taktik” kullanıldığı aktarıldı. Ku nin Kuzey Koreli teknisyenlerin Su zey Kore’nin en son alınan yaptırım riye’deki kimyasal silah ve füze te kararlarını dahi delmeye başladığı ve sislerinde halen görev aldıklarını id bunu küresel petrol tedarik zincirini, lerden daha ağır ekonomik yaptırımlar için önayak olmuştu. Uzmanlar, Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımların bir hayli genişletildiğini, ancak uluslararası siyasi iradenin bu yaptırımların arkasında yeteri kadar yer almadığını belirtti. 2018’in bir fırsat penceresi sunduğuna dikkat çeken uzmanlar, bunun olmaması halinde uluslararası barış ile güvenliğe yönelik “feci sonuçlarının” olabileceğini savundu. Suriye’de Rus uçağı düşürüldü Suriye’de Rusya, İran ve Türkiye’nin Astana sürecinde “çatışmasızlık bölgeleri” oluşturulması konusunda uzlaştığı İdlib’de gerilim tırmanıyor. AFP’nin muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne dayandırdığı haberine göre dün İdlib’in kuzeybatısında muhaliflerin elindeki bölgede Rus uçağı düşürüldü. Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Rus Su25 tipi uçağın düşürüldüğü, pilotun ise yaşamını yitirdiğini duyuruldu. Uçak vurulduktan sonra paraşütle atlayan pilotun, indiği yerde militanlarla girdiği çatışmada hayatını kaybettiği ifade edildi. Açıklamada, Rusya’nın Suriye’deki ateşkesi izleme merkezinin, İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinden sorumlu Türk makamlarla birlikte, pilotun cesedinin iade edilmesi için tedbirler aldığı kaydedildi. Tass ajansınının haberinde ön belirlemeye göre, Rus savaş uçağının taşınabilir hava savunma sistemiyle vurulduğu, pilotun da El Nusra’nın kontrolündeki bölgede paraşütle atladığına dair bilgi verme fırsatını bulduğu aktarıldı. Savunma Bakanlığı, uçağın düşürüldüğü bölgeye “hassas silahla saldırı düzenlediğini, saldırıda en az 30 El Nusra militanın öldüğünü” kaydetti. Reuters’in haberine göre saldırıyı temelini El Nusra’nın oluşturduğu çatı örgüt Tahrir el Şam üstlendi. Muhalifler, son dönemlerde bölgede Şam hükümetine bağlı kuvvetlerin ve Rus uçaklarının bölgede yoğun saldırılar düzenlediğini savunuyordu. ABD’den ‘Soğuk Savaş’ doktrini ABD, Ulusal Güvenlik ve Ulusal Savunma Belgeleri’nin ardından ülkenin nükleer kapasite durumunu mercek altına alan nükleer doktrinini de açıkladı. Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından açıklanan belgede nükleer kapasite, komuta ve kontrol sisteminin büyük ölçüde modernize edilmesi gerekliliğinin yanı sıra ABD’nin denizaltılardan fırlatılan balistik füze harp başlıklarını azaltıp bunun yerine ABD’nin Soğuk Savaş sırasında kullandığı denizden fırlatılan nükleer seyir füzelerini modernize ederek tekrar sahaya çıkaracağı belirtildi. Uluslararası anlaşmaları ihlal edecek şekilde savaş başlığı sayısının veya nükleer stok miktarının artırılmayacağı savunulurken ABD’nin nükleer gücünü “en uç durumlarda” kullanmayı düşüneceği belirtildi. Belgede açıklamalarına yer verilen ABD Savunma Bakanı James Mattis, Rusya’nın ilk başta ABD ile birlikte nükleer güçlerini azalttığını ancak Moskova’nın daha sonra stratejik olmayan nükleer silahlarının büyük çoğunluğunu tekrar devreye soktuğunu savundu. Rusya’nın “silahlanma yarışındaki artan etkisine” vurgu yapılan belgede “Büyük devletler arasında uzun süredir küresel çapta savaşlar yaşanmaması ABD’nin marifeti. Bu sayede can kayıpları ciddi şekilde azaldı” ifadeleri dikkat çekti. Rusya Dışişleri’nden yöneltilen suçlamaların hiçbirinin gerçekle ilişkisi olmadığı açıklaması geldi. Sığınmacılar cuma günü Avrupa rotasının ilk durağı Libya’daki El Hamra gözaltı merkezinde bir protesto gösterisi düzenledi. Önceki gün Libya açıklarında sığınmacıları taşıyan bir bot batmış, 90 kişi kaybolmuştu. hSıeğdınemf oacldıluar SIÜĞAZIÇYNMEİTAMIRKLAAİRAADENCLAFCNIEYE,RLIT6RALAAİİAKAN’TKNNRATDEİDIIŞLANNŞEIIİ İtalya’da gelecek ay düzenlenecek genel seçimler öncesi sığınmacı tartışması sürerken başkent Roma’nın 200 km. doğusundaki Macerata kentinde Afrikalı sığınmacıların üzerine bir araçtan ateş açıldı. Kentin farklı noktalarında düzenlenen saldırılarda en az 6 kişinin yaralandığı belirtilirken şüphelinin boynunda İtalyan bayrağı sarılı halde gözaltına alındığı açıklandı. ‘Kuzey Ligi üyesi’ 28 yaşındaki Luca Traini isimli zanlının faşist selamı yaparak “Yaşasın İtalya” diye bağırdıktan sonra gözaltına alındığı duyuruldu. Traini’nin Macerata’da 2017 yerel seçimlerinde sağcı popülist Kuzey Ligi’nden aday olduğu da aktarıldı. Y? etkililer yaralananların hepsinin Afrikalı sığınmacılar olduğunu belirtirken yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu kaydedildi. Yerel basın sığınmacılara karşı gerçekleştirilen saldırının 18 ya Zanlının İtalyan bayrağına sarılı halde gözaltına alındığı belirtildi. şındaki Pamela Mastropietro’nun öldürülmesi ile ilgili olarak bir intikam saldırısı olabileceğini yazdı. Mastropietro’nun ölümüyle ilgili olarak 29 yaşındaki Nijeryalı Innocent Oseghale’nin gözaltına alındığı belirtilirken dünkü saldırıların da Oseghale’nin yaşadığı bölgede düzenlendiğine dikkat çekildi. BBC’nin haberine göre Mastropietro’nun amcası, saldırının intikam amaçlı düzenlenmiş olması ihtimalinin sorulması üzerine yaptığı açıklamada, “Bir barbarlık eylemine başka bir barbarlıkla cevap verilemez. Adaleti kendi başımıza uygulamaya kalkmamalıyız” dedi. Kuzey Ligi partisinin lideri Matteo Salvini Facebook hesabından paylaştığı mesajında, Mastropietro’nun ölümünden merkez sol hükümeti sorumlu tutarak Oseghale’nin sığınma başvurusunun reddedildiğine vurgu yaparak “Bu solucan hâlâa İtalya’da ne yapıyordu? Solun elinde kan var” ifadelerini kullanmıştı. İtalya’ya son dört yılda Akdeniz üzerinde 600 binden fazla sığınmacının geldiği belirtiliyor. Seçim öncesi kimi anketlerde önde görünen eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin partisi Forza İtalia, Kuzey Ligi ve İtalya’nın Kardeşleri’nin yer aldığı merkez sağ blok iktidara geldiği takdirde sığınmacıların büyük çoğunluğunu geri göndereceği vaadinde bulunurken sol partiler böyle bir ihtimalin söz konusu bile olmadığını söylüyor. TrumpFBI kavgası kızıştı ABD Başkanı Donald Trump, kendisi ve ekibinin seçim kampanyası sırasında Rusya ile gizli anlaşmalar yaptığı ve Rusya’nın ABD seçimlerine Trump lehine müdahale ettiği yönündeki iddiaları soruşturan Federal Soruşturma Bürosu’na (FBI) karşı büyük kozunu kullandı. ‘bKilegsiilneroelmdaayyaannıy or’ Trump, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Başkanı Devin Nunes ile ekibi tarafından hazırlanan, FBI’ın yayımlanmasına karşı çıktığı 4 sayfalık iç yazışma üzerindeki gizliliği önceki gün kaldırdı. Belgenin, “FBI’ın Trump’ın kampanyasını takip iznini güvenilir olmayan delillere dayanarak aldığını” gösterdiği savunuldu. ?Belgeye göre eski FBI Direktör Yardımcısı Andrew McCabe, komisyona verdiği ifadede, Trump’ın seçim kampanyasının dış politika danışmanı Carter Page hakkında elektronik takip kara rı çıkartırken kararı eski bir MI5 (Britanya’nın iç istihbarat teşkilatı) ajanı tarafından derlenen ünlü “Trump Dosyası”nı dayandırdığını söyledi. Trump, belge ile ilgili olarak FBI McCabe yönetimi ni “politize olmakla” suçlarken Demokrat Parti ise, Trump’ın bu belgeye dayanarak seçim kampanyası ile Rusya bağlantısına dair soruşturmayı sekteye uğratmasından endişe ediyor. Trump dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, bu belgeninkendisini tamamen akladığını kaydederek, “Ama Rus cadı avı sürüyor da sürüyor. Ne gizli anlaşma, ne de (soruşturmaya) engelleme vardı. Bu bir ABD rezaletidir” diye yazdı. Trmup geçen mayıs ayında FBI Direktörü James Comey’i görevden almıştı. ABD Adalet Bakanlığı, Rusya soruşturmasına Özel Yetkili Savcı olarak eski FBI başkanlarından Robert Mueller’i atamıştı. ‘Erdoğan bizi aldattı!’ İtalya’nın çok okunan, bir numaralı dış politika yazarı Sergio Romano hehayt! “aldatıldık!” diyor. “Aldatılan” öyle anlaşılıyor ki sadece Erdoğan değil. Kimileri de Erdoğan tarafından aldatıldıklarını ileri sürüyorlar. “Amiral gazete” Corriere della Sera’da çıkan başyazıda tarihçi ve eski bir büyükelçi olan Romano şöyle devam ediyor: “RTE’nin 2001’de kurduğu AKP’nin Hıristiyan Demokratlar’ın Müslüman versiyonu olacağına inanmıştık. Biz buna siyasi yatırım yaptık. Kendimize ve de Avrupalı partnerlerimize Erdoğan’ın gençlik yıllarındaki isyankâr, İslamcı militan çizgisinden çıktığını ve artık farklı olduğunu söyledik. Avusturya, Fransa, Almanya’nın itirazlarını; reformların önünü, başka hiçbir şeyin Türkiye’yi AB’ye yaklaştırmak denli açmayacağını söyleyerek karşıladık. Oysa bugün Erdoğan’ın beklentilerimize ihanet ettiğini söylemek zorundayız.” Erdoğan’ın Türkiye’de “Basının işini yapamaz hale getirdiğini” belirten, Kürt sorunundaki açılım sürecinin de hüsranla sona erdiğini kaydeden Çizme’nin etkili yazarı “birileri bu ziyarette bunları Erdoğan’ın yüzüne ifade etmeli” demeye getiriyor: Moskova’nın yanında NATO büyükelçiliği de yapmış olan Romano; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ihanet ettiği beklentiler” başlıklı yazıyı şöyle sonlandırıyor: “Erdoğan’ın Roma’dan, siyasi çizgisi hakkında ne düşünüldüğünü bilmeden ayrılmaması lazım. Diplomasinin yasaları var. Çıkarlar, bazı durumlarda ağır basar. Ama Türkiye Cumhurbaşkanı uluslararası ilişkilerde çıkarlar denli, Ankara tarafından savsaklanan güçlü başka bir faktörün de bulunduğunu aklından çıkarmamalıdır. Onun adı ‘güven’dir!” İlişkiler tanınmaz halde Türkiye’nin “Batı ittifakı içinde değişen yeri” ve “güven” sorunu, RTE’nin İtalya ziyareti vesilesiyle kaleme alınan pek çok yazıda ya doğrudan ya satır aralarında vurgulanıyor. Berlusconi’ye yakın “Il Foglio”nun Ortadoğu uzmanı Daniele Raineri örneğin (Erdoğan’ı daha ocak ayında kırmızı halıda ağırlayan) Macron’un Suriye operasyonuna “işgal” göndermesi yaptığını, karşılığında Türkiye’den “Hadi oradan sömürgeci!” yanıtı aldığını yazıyor.   Atatürk ve Erdoğan’ı hedef yapan kasımdaki skandal NATO tatbikatını da, Batı ile ilişkilerin kaygan zeminini not düşmek için hatırlatan yazar, Erdoğan’ın ziyaretinin böyle zarların yeniden atıldığı döneme rast geldiğini kaydediyor. “Roma’ya gelen Türk Cumhurbaşkanı” diyor Foglio, “NATO başta olmak üzere, müttefiklerle ilişkilerin tanınmaz hale geldiği ve her şeyin yeniden tartışmaya açıldığı ‘yeni düzen’ ile ‘eski düzen’ arasında asılı bir konumda!” “Güven sorunu” ile “ittifaklardaki belirsizlikler” ötesinde vurgu yapılan 3. konu; ziyarette dudak uçuklatan güvenlik tedbirleri. Çatılara keskin nişancıların yerleştirileceği, binlerce polisin kıskacında kalacak Romalıların yaşayacağı eziyeti, “Il Fatto Quotidiano” (FQ) gazetesi de beri yandan “Şaşaalı Kaddafi ziyaretleri döneminden beter” diyerek tanımlıyor. Papa bahane Sabah Papa buluşmasından sonra yarın öğle yemeğinde mevkidaşı Sergio Mattarella ve Başbakan Paolo Gentiloni ile bir araya gelecek olan ve “resmi görüşmeleri” Gentiloni’nin ofisinde saat 16’daki temaslarıyla tamamlaması beklenen Erdoğan’ın “sürpriz Roma çıkartması” için “VatikanKudüs” bağlantısını bahane ettiği de öne sürülen iddialar arasında.   Hesapta olmayan ziyaretin Türkiye, Fransa, İtalya arasında 1 ay önce imzalanan uzun menzilli Eurosam füze sözleşmesinin arkasından geldiğine işaret eden FQ, Papa ile teşriki mesai edilecek Kudüs meselesinin kılıf olduğunu, asıl mevzunun İtalya tarafıyla Eurosam ortaklığını pekiştirmek olduğunu değerlendiriyor.   Gezinin gerçekte Türkiye ile iş yapan büyük şirket temsilcileriyle de görüşmesi beklenen RTE’nin inisiyatifiyle şekillendiği anlaşılıyor. Trump’ın Kudüs çıkışı üzerine Erdoğan’ın ısrarla (Ermeni soykırımı tavrı nedeniyle nicedir bozuk olduğu) Papa’yı aramasının ardından birinci aşamada Vatikan ziyareti belirleniyor. Bu kapının açılmasının ardından Ankara, “Eh Roma’ya gidince hükümeti de görmeden olmaz!” diyerek; Mattarella ve Gentiloni’yi de ziyaret etmek istiyor. Roma bu durumda “Başımızın üstünde” diyerek talebi karşılıksız bırakmıyor. Ankara’nın “değerli yalnızlığı” kırmak için başvurduğu yöntemler bunlar. Roma’daki iki gün bakalım ne gösterecek?    C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle