23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 22 Şubat 2018 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 e12tmEyelküld’üepsruoçteosldtou2YYT0DDIAAEL1İİ6LNILPKNEIILKNLDFEAAODAMNTINEESİ Umarım yanılıyorumdur Afrin operasyonunun ardından başlayan gözaltı ve tutuklama dalgasıyla birlikte 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can’ın aralarında bulunduğu 16 kişi önceki gece İstanbul 3. 4. 6 ve 8. sulh ce 78’liler Girişimi Sözcüsü Can’ın tutuklanma gerekçelerinden biri ‘12 Eylül davası kararını protesto etmesi’ oldu. Can’ın eylemlerde slogan atması tutuklama kararına gerekçe olarak gösterildi Biliyorsunuz değil mi Birinci Dünya Savaşı’nın nasıl çıktığını? AvusturyaMacaristan İmparatorluğu’nun veliaht prensi Arşidük Franz Ferdinand, günün birinde “Ben ille de Saraybosna’ya gideceğim” dedi. Yıl, 1914. Osmanlı hâkimiyetinden yeni çıkan Balkanlar’da za hakimliklerince tutuklandı. PKK ile çözüm süreci müzakereleri sırasında Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan “Darbecilere yargı yolunun açılması” 2010 referandurumunda hüküme Şahinkaya’nın ölmeleri nedeniyle düşme kararı verilmişti. Davanın cezasız kalmasına kamuoyundan da tepkiler yükselmişti. gan, Can’ın “korsan gösteriler hakkında bilgi alarak gösterilere katılacağına dair” telefon görüşmeleri olduğunu iddia etti. Sırbistan’ın desteklediği milliyetçi gruplar, bağımsızlık için harıl harıl bugünkü tanımıyla ‘terörist’ faaliyetlere hazırlanıyordu. AvusturyaMacaristan, bu grupları da, onları destekleyen Sırbistan’ı da terörist olarak görüyordu. CANAN Can’ı örgüt üyeliği suç tin propaganda araçlaması ile tutuklayan larından biri olmuş Battaniye gönderme Hâkim Ungan, Can’ın Özgür Gündem gazetesi ile ilgili olarak korsan ol Ferdinand, “Yapma, etme, bak oralarda milliyetçilik rüzgârları başladı” ikazlarını COŞKUN İstanbul 4. Sulh Ceza tu. 2012 yılında da 12 Hakim Ungan’ın Can’ı tutukla duğu öne sürdüğü gösterilere katıl dinlemedi, pek sevdiği karısı Sophie’yi de Hâkimi Abdulkadir Ungan, kararını 2016 yılında gerçekleştirilen telefon dinlemelerine ve Can’ın evinde el konan yazılara dayandırdı. Cezasızlığa tepki Eylül darbesine ilişkin iddianame hazırlanmış, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Celalettin Can masına ilişkin kararın gerekçesinin devamında çatışmalı süreçte evlerini terketmek zorunda bırakılan Cizre ve Sur sakinlerine battaniye ve beyaz eşya gönderilmesi ile ilgili kampanyayı des dığını ve slogan attığını belirtti. Ungan, Can’ın katıldığı gösterilerde “Kürdistan faşizme mezar olacak” şeklinde sloganlar atılmasının da somut delil olduğunu savundu. Can’ın tutuklanmasına dosyadaki telefon görüşmeleri alıp Saraybosna’da arzı endam eyledi. İkili, güzel bir yaz günü açık arabayla kentin sokaklarında dolanırken, ilk saldırı gerçekleşti. Sırp milliyetçisi Cabrinovic’in attığı el bombası, yanlışlıkla arabanın arkasına yuvarlandı ve Ferdinand’ı ıskalayarak oradaki birkaç kişiyi yaraladı. Bosnalı Hâkim Ungan, Can’ın telefon gö Hava Kuvvetleri Ko teklediğine dair telefon görüş ne ilişkin kayıtları, katıldığı eylemler yetkililer, “Tamam, hadi geziyi bitirelim” rüşmelerine ilişkin kayıtlarda, 12 mutanı emekli Orgeneral Ali Tah meleri olduğu belirtildi. Hâkim Un de slogan atması, evindeki aramada el dedi. “Olmaz” dedi veliaht prens: “Hasta Eylül davası ile ilgili çıkan mahke sin Şahinkaya’nın yargılanmasına ge gan, Can’ın bir telefon görüşmesin konan yazı ve fotoğraflar delil olurken, neye gidip yaralıları ziyaret edelim.” me kararını protesto etmek amacı çilmişti. Dava hakkında Ankara 10. ile korsan gösteri düzenlemek iste Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 Mayıs diğini öne sürdü. 2017’de görülen duruşmada Evren ve de de “HDK, HDP, Kadın Harekâtı, Basın olarak örgütlendiklerini” söylemesini tutuklama gerekçesi yaptı. Un hâkim Ungan, Can’ın bu delilleri karartabileceğini, delillerin henüz toplanmamış olduğunu iddia etti. Hastane dönüşü şoför, Saraybosna’nın daracık sokaklarında yanlış yola saptı. Tam o sırada tesadüfen Cabrinovic’in arkadaşı Sırp milliyetçisi Gavrillo Princip, Tutuklu öğrenci Dilay Güc hakkında, katılmadığı eylemler için bile soruşturma açıldığı belirtildi Binlerce öğrenci cezaevinde bir anda karşısında arşidük ve karısını görüverdi. Tetiğe sarıldı, ikisini de vurdu. Ondan sonrası malum. Avusturya İmparatorluğu, Sırbistan’a savaş ilan etti. Rusya Sırbistan’a destek oldu. Bunun üzerine Almanya, Avusturya’dan yana savaşa girdi. Kaşla göz arasında Fransa, Britanya, Belçika derken 6 ay içinde Osmanlı dahil bütün dünya birbiriyle sa vaşıyordu. Birkaç ay sürer sandılar, 4 yıl SEYHAN AVŞAR devam etti yıkım... Sonuç? Osmanlı, Avusturya ve Rusya Devrimci Gençlik Birliği (DGB) üyesi, üniversite öğrencisi Dilay Güc (22) altı gün önce 8 Mart’a çağrı bildirisi dağıttığı sırada gözaltına alınarak tutuklandı. Bakırköy Cezaevi’ne götürülen Güc, Mersin Serdar Başçetin dahil sağlı sollu birkaç imparatorluk bitti, yeni devletler kuruldu, haritalar değişti. Daha da önemlisi, Afrika’dan Çin’e kadar milyonlarca insan öldü. Peki bayram değil, seyran değil, bu hikâyeyi niye anlatıyorum şimdi? İçinde bulunduğumuz dönemin Birinci Dünya Üniversitesi’nin hakkında yaptığı bir Savaşı öncesine fazlasıyla benzediği yo şikâyet sonucu açılan davada, “Kamu lundaki görüşümü, geçmiş yazılarımda malına zarar verdiği” gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dilay Güc’ün arkadaşı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Gözde Ekici (24), gençliğin her zaman toplumsal olaylara ses çıkardığı belirtmiştim. Korkarım ki bu ay Suriye’deki krizin yeni bir safhaya geçmesiyle, Ferdinand’ın vurulma anına bir adım daha yaklaştık. Suriye savaşı, artık Suriye’nin geleceği için bir mücadele değil; geleceğin haritasını şekillendirmek için hasbelkader Suriye’de nı söyleyerek, “İktidar ise sürekli bir yapılan bir filler tepişmesi haline geldi. saldırı politikası uyguluyor. Eğitim Şubat 2018 itibarıyla artık ‘vekâlet’ de gericileştirmeyi arttırıyor. Üniver savaşlarından söz etmek mümkün değil. sitelere polisi sokuyor. Özel güvenliği Türkiye, Rusya, ABD, İran ve hatta İsrail, devrimci öğrencilerin üzerine salıyor” dedi. Güc’ün 8 Mart çağrısı yapmak için Avcılar’da bulunan Deprem Anıtı önüne çıktığını aktaran Ekici, bir dakika dahi geçmeden polisin saldırısı Suriye’de vekiller üzerinden değil, bizzat savaşıyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünün uzun vadede korunması, artık bir çözüm masası olsa dahi garanti değil. Batı liderlik gösteremiyor, Rusya’nın kapasitesi sınırlı; Türkiye ve İran kendi derdinde. na maruz kaldıklarını söyledi. Arka Bu ortamda bari Ortadoğu’da devam daşlarının 20 dakikayı aşkın yerlerde eden SünniŞii çatışmasının, Suriye saha sürüklendiğinin altını çizen Ekici, “O sında doğrudan Türkiyeİran, ArapKürt, gün üç kişi gözaltına alındı. Dilay tu RusyaABD gibi daha yıkıcı hesaplaşma tuklandı. Diğerleri serbest bırakıldı. Hakkında onanan bir ceza olduğunu bilmiyorduk. Bir hafta önce de Dilay aynı yerde gözaltına alınıp, daha sonra serbest bırakıldı” dedi. lara dönüşmesini önleyebilsek. Bu anlamda Türkiye ve ABD arasında tansiyonun düşmesi, olumlu bir gelişme. Ben şahsen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın salı günkü grup konuşmasında sarf ettiği “Afrin’i kuşatacağız” sözünü, ‘Ansızın tutuklanıyoruz’ Üniversitelerde mücadele eden öğrencilere saldırıların olduğunu belirten Ekici özetle şunları söyledi: “Yüzlerce öğrenci hakkında soruşturma açılıyor. Bu öğrencilere uzaklaştırma cezaları veriliyor. Binlerce tutuklu öğrenci var. IŞİD’çi çeteler devlet tarafından korunurken, ilerici devrimci öğrenciler ise tutuklanarak tehdit edilmek isteniyorlar. Dilay da sadece bu öğrencilerden biri. Dilay’ın katılmadığı eylemlerden dahi hakkında açılan soruşturmalar var. Haklarımızı aradığımız için haberimiz dahi olmadan hakkımızda soruşturma açılıyor. Cezalar veriliyor. Bu cezalar ‘Bir şey yapmazsak tutuklanacağız’ Barış için akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıktan onra Erzincan Üniversitesi’ndeki görevinden KHK ile ihraç edilen Serdar Başçetin ile Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Kutay Meriç’in tutuklanması Mersin’de protesto edildi. Şube binalarında düzenledikleri basın toplantısında konuşan Halkevleri Mersin Şube Başkanı Abdullah Kaan Bekit, tutuklama kararlarının tamamen si yasi olduğunu ifade ederek, Meriç ve Başçetin’in derhal serbest bırakılmasını istedi. AKP’nin “tek adam diktatörlüğü”nü inşa etmeye çalıştığını, ülkenin Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yönetildiğini söyleyen Bekit, “Tek adam rejimine hayır” diyenlerin susmayacağını belirtti. İhraç edildiği işlerini geri alabilmek için öğretmen Semih Özakça’yla birlikte 324 gün açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen de Serdar Başçetin’in tutuklanmasına tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından Başçetin’in kendisi ve Özakça için düzenlenen bir eylemde çekilmiş bir fotoğrafını paylaşan Gülmen, “Serdar’ı tutuklamışlar. Sosyal medya paylaşımlarından dolayı. Eğer bugün bir şeyler yapmazsak, yarın ‘onlar’ gibi yapmadığımız herhangi bir şeyden dolayı tutuklanacağız” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi “Afrin şehir merkezine girmeyeceğiz” diye tersten okudum. Bu, tansiyonun düşmesi açısından olumlu bir gelişme. Ancak yeterli değil. Suriye’de bir an önce siyasi çözüm aşamasına geçilmesi şart. Soçi süreci, bir anlamda Cenevre’de olası bir anlaşmanın zeminini hazırladı. Burada, Rusya dahil büyük devletler artık Suriye’nin toprak bütünlüğünden ziyade, bir an önce herkesin kabul edeceği bir orta yol bulma peşinde. Anayasa sürecinde Kürtlerin de, rejimin de, muhaliflerin de olacağı kesin. Suriye’nin 2011 öncesindeki idari yapıya dönmeyeceği de kesin. Bütün mesele, nihai barış masası kurulmadan önce tüm tarafların pazarlık gücünü artırmak için alan hâkimiyeti kurma çalışması. Savaş, bu yüzden kaotik bir şekilde yükseliyor. Özetle, sular durulmadan önce daha da bulanacak gibi... Bari onanıyor. Ansızın tutuklanıyoruz. işler kontrolden çıkmasa... Dilay mücadeleci biri olduğu için tutuklandı” diye konuştu. ‘Dilay serbest bırakılsın’ İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Fakültesi öğrencisi Ulaş Uslu (20) ise Güc ile beraber gözaltına alınıp, AKADEMİSYENLER ‘BARIŞ’ DEDİ Görevimi yaptım, yargılanıyorum TUTUKLU MUHABİR YEŞİLIRMAK ‘Koğuş çok soğuk battaniye verilmiyor’ serbest bırakıldı. “Henüz 8 Mart çağrısı yapmadan saldırıya uğradık. Barış bildirisi imzacısı İTÜ’den emekli Prof. Dr. Ayşe Erzan, le getirdikleri insan hakları ihlalleri görüşü değiştirmez. Bugün burada heni araştırarak, asıl sorumluların orta kim olarak görevimi yerine getirdi ZEHRA ÖZDİLEK Yerlerde sürüklendik. Hakarete, küf Marmara Üniversitesi Tıp Fakülte ya çıkartılmasını beklemek hakkımız ğim, insanların ölmemesi için bir çağ re maruz kaldık. Dilay’ın serbest bı si’ndeki görevinden KHK ile ihraç edi dır diye düşünüyorum. ‘Terör örgütü rıya imza attığım için yargılanıyorum” İki yıl önce Gazi Mahallesi’nde polis tarafından sırtından vurulan Yürüyüş dergisi mu rakılmasını istiyoruz. Suçsuz oldu len Prof. Dr. Özdemir Aktan ve Işık propagandası yapmak’ suçunu kabul diye konuştu. habiri Ebru Yeşilırmak iki ayı aşkın süredir ce ğunu herkes biliyor” dedi. Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nesrin Sungur Çakmak dün yargıç karşısına çıktı. Avukatların derhal beraat ve dosyaların birleştirilmesi yönündeki taleplerini reddeden mahkeme heyeti, davaları 6 Nisan’a erteledi. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde savunma yapan Erzan, “Bu suça ortak olmayacağız bildirisi, hem kamuoyunda bir farkında etmiyorum. Beraatimi istiyorum” dedi. Prof. Dr. Özdemir Aktan da “Ben bir hekimim. Meslek hayatımın 40. yılında hastalarımdan, öğrencilerimden, asistanlarımdan ve akademik çalışmalarımdan “Barış için akademisyenler” metnini imzaladığım için uzaklaştırıldım. Bir insan ölüyor ise bu hekimlerin ilgi alanındadır. Kurşunla ve bombalarla da ölüyorsa bu da hekimin il ‘Huzur istiyorum’ Prof. Dr. Nesrin Sungur Çakmak ise “İmzaladım çünkü bu ülkenin huzur içinde yaşamasını istiyorum ve bu huzurun gerçekleşmesinin yolunun da barıştan geçtiğine inanıyorum. Barışın sağlanmasının ise ancak konuşarak ve müzakere ederek mümkün olacağını düşünüyorum. Aksi takdir zaevinde. Halkın Hukuk Bürosu’nda avukatlarla beraber tutuklanan Yeşilırmak’ın ablası Gurbet Yeşilırmak, kardeşinin sağlık durumunun iyi olmadığını belirterek “Dalağı yok. Böbreklerinde sorun var. Normal şartlarda ilaç kullanamıyor. Vurulduğu yerlerin sızladığını ve kaldıkları yerin çok soğuk olduğunu söyledi. Gönderdiğimiz mektuplar ve kıyafetler verilmiyor” diye konuştu. Yeşilırmak’ın avukatı Mehmet Refik Atalay ise müvekkiline iki aylık iletişim cezası verildiğini belirterek “Silivri Cezaevi’nden Sin lık yaratmak hem de çok geç olmadan gi alanındadır. Bu sözünü ettiğim du de şiddetin daha çok şiddet, ölümün can Cezaevi’ne getirildirildiği gün itiraz dilekçe yanlıştan dönülmesi, şiddetten vazge rumların İstanbul’da, Diyarbakır’da, daha çok ölüm getireceğinden korku si gönderildi. Ama ‘dilekçe ulaşmadı’ denmiş. çilmesi ve ‘kalıcı barış için çözüm yol Şırnak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, yorum. Bildiriyi imzalamamın temel Sevk sırasında kıyafetleri de çok geç verilmişti. larının kurulması’ için bir çağrı idi. Filistin’de, İsrail’de veya dünyanın motivasyonu budur” dedi. Kaldıkları koğuşun çok soğuk olduğunu ve ken Arkadaşları, Güc’ün serbest bırakılmasını istedi Benim ve çok sayıda imzacının di herhangi bir noktasında olması da bu l İSTANBUL/Cumhuriyet dilerine battaniye verilmediğini söyledi” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle