Katalog

Perşembe 6 Aralık 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET Skandal talimat haber 5 Danıştay’ın Andımız kararını uygulamayıp hakaret dolu temyiz dilekçesi hazırlayan MEB’in konunun öğretmenler arasında bile konuşulmaması talimatı verdiği ortaya çıktı Danıştay’ın Andımız kararını uygulamayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrenci andına yönelik gı süreci tamamlanmadı” gerekçesiyle “emir gelmediği sürece” okullarda Andımız’ın okutulmaması hatta öğretmenler ne kadar okullarda kesinlikle Andımız’ın okutulmaması talimatı verildi. Danıştay’ın Andımız’ı kaldıran yönetmelik mad DÜZELTME İÇİN ADIM ATMADI MEB, temyiz sürecini de uzatmaya başladı. Danıştay 8. ğu temyiz başvurusunda skandal ifadelerle Öğrenci Andı’nı eleştiren MEB, mu hakaret dolu temyizinin arasında bile konunun desini iptal ettiği hatırla Dairesi’nin Andımız’ı kaldıran yönet halefetin sert tepkisinin ardından ek di ardından konuşulmaması talimatı tılan genelgede, “Ancak melik değişikliğine ilişkin yürütme lekçe ile hatanın düzeltileceğini belirtse gelen tep verdiği ortaya çıktı. yargı sürecinin tamam yi durdurma kararına karşı hazırladığı de haftalar geçmesine karşın henüz ye kiler üzerine bürok ‘Konuşmayın’ lanmamış olması ve Milli Eğitim Bakanlığımızca temyiz dilekçesinde Andımız’ı “çağdı ni bir dilekçenin Danıştay’a sunulmadışı ve bilimsel değil” diyerek eleştiren, ğı öğrenildi. Danıştay İdari Dava Daire ratlarını gö OZAN ÇEPNİ revden alsa da skandal üstü ne skandal yaşanma ya devam ediyor. Muha lefet partilerinin yoğun tepkisinin ardından hü kümet geri adım atsa da MEB, dilekçesini henüz Danıştay’a gönderemedi. İl milli eğitim müdürlük lerinin de okullara “yar MEB’in taşra teşkilatları Öğrenci Andı’na karşı harekete geçti. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından okullara gönderilen genelgelerle Andımız’ın öğretmenler arasında konuşulmasının bile yasaklandığı ortaya çıktı. Bakanlık yargı kararını uygulamazken, taşra teşkilatı da bakanlığın yeni bir emri herhangi bir emir gelmediği sürece, hepimizin ortak hassasiyeti olan Andımız ile ilgili olarak, okullarda öğretmenleri ihtilafa düşürecek, polemik oluşturacak konuşmalardan kaçınılması ve konu ile ilgili mevcut uygulamanın dışında herhangi bir uygulama yapılmaması hususunu bilgilerinize rica ederim” ifadeleri yer aldı. faşizm ve komünizm uygulamalarına benzeten bakanlık haftalar geçmesine karşın düzeltme için adım atmadı. MEB, temyiz dilekçesinde “Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur. Türkiye Cumhuriyet’ini kuran kadro zaten gecikmiş olan süreci hızlandırmak için yoğun çaba harcamıştır. Öğrenci Andı işlevselliğini yitirmiştir. Hal böyleyken 21. yüzyıl Türkiye’sinde 30’lu yılların ritüellerini benimsemek anakronik (çağdışı) bir yaklaşım olacaktır” ifadeleri kullanılmıştı. Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurdu leri Kurulu’nun son kararı vereceği dava öncesinde, davacı sendikalar ise “ek beyan” verilmeden mahkemeye görüşlerini iletmek zorunda kaldı. Geri adım atmıştı Andımız’a karşı MEB’in temyiz dilekçesine muhalefetin tepkisinin ardından AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Temyiz süreci dilekçeden o bölüm çıkarılarak devam edecek” ifadelerini kullanmış, MEB ise temyiz dilekçesinde sorumlu gördüğü Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü ile iki avukatı görevden almıştı. l ANKARA evlere bAskın İki ilde HDP’lilere gözaltı MAHMUT ORAL Diyarbakır ve Hakkâri’de düzenlenen ev baskınlarında çok sayıda HDP yöneticisi gözaltına alındı. Diyarbakır’da gerçekleştirilen operasyonlarda, HDP Bağlar İlçe Eşbaşkanı Necmettin Burakmak, Yenişehir İlçe Başkanı Vahap Günay, HDP Kayapınar İlçe Eşbaşkanı Haluk Eyüpoğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Bağlar İlçe Eşbaşkanı Ali Alkan, DBP yöneticisi Ramazan Üngür ve HDP Yöneticileri Osman Dön ile Sait Demir ve Seyfettin Kılıç, Esma Ayata, Diyadin Noyan gözaltına alındı. Hakkâri’de de sabah saatlerinde yapılan ev baskınlarında DTK Eşbaşkanı ve kent Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevine destek amacıyla önceki hafta üç günlük açlık grevine giren 8 kişi gözaltına alındı. Yapılan ev baskınlarında HDP İl Eşbaşkanı Zeynep Kaya, DBP İl Eşbaşkanı Nuriye Aktaş, Yüksekova DBP İlçe Eşbaşkanı Nevzat Kaya ile partililer Şehriban Acar, Keskin Erol, Recep Aktaş, Necip Coşkun ve Nurettin Atsız gözaltına alındı. l DİYARBAKIR Türk, Mardin’e yeniden aday Buldan: Yargıya müdahale Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan için cezaevinde açlık grevi yapan HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’e destek için TBMM’de iki gün sürecek açlık grevi yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile İdris Baluken’in cezalarının onanmasını tanımadıklarını söyledi. Açlık grevine katılan milletvekilleriyle Meclis’te HDP Grup Yönetim Toplantı Salonu’nda ba sın toplantısı düzenleyen Buldan, “AİHM kararının açıklandığı gün Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu açıklama, cezanın geleceğinin habercisiydi. Bu bir kez daha yargıya, adalete bir müdahaledir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Mardin Büyükşehir Belediye Başkanıyken 2 yıl önce Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 17 Kasım 2016 tarihinde görevden alınan Ahmet Türk, dün yerel seçimlerde HDP’den Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. HDP’de aday adaylığı başvuru süresi sona erdiği gün partinin İl Başkanlığına aday adaylığı başvurusu yapan Türk, “Hayır Ahmet Türk lı olsun” dedi. Başvurusunun ardından konuşan Türk, “Bu seçim açıkçası halkımız için bir sınavdır. Bizim için bir rövanştır. Kayyım atayanlara, halkın iradesini hiçleştirenlere karşı bir mücadeledir” dedi. l Haber Merkezi Demirtaş için ‘Adalet Nöbeti’ HDP EŞ GENEL BAŞKANI BULDAN, “DEMİRTAŞ ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞANA KADAR SÜRECEK” DEDİ Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AİHM’nin kararına karşın tutuklu bulunan eski eş başkanları Selahattin Demirtaş için adalet nöbetine başlayacaklarını söyledi. Buldan, dün bir internet sitesine yaptığı açıklamada, başlatacakları adalet nöbetinin süresiz bir eylem olacağını belir terek, “Selahattin Demirtaş’la birlikte tüm seçilmiş arkadaşlarımızın cezaevinde olması siyasi bir kararın sonucudur. AİHM kararı bağlayıcıdır. Türkiye’nin bu karara mutlaka uyması gerekiyor. Herkesin Demirtaş ve onun şahsında tüm tutuklu arkadaşlarımıza sahip çıkması gerekiyor. Türkiye’de vicdan sahibi insan ların, aydınların, yazarların, sanatçıların, STK’lerin, demokratik kitle örgütlerinin yani bu hukuksuzluğu kabul etmeyen herkesin adalet nöbetine sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Buldan, adalet nöbetinin öncelikli olarak İstanbul’da başlatılacağını da sözlerine ekledi. l Haber Merkezi Demirtaş için yapılacak eylem İstanbul’da başlayacak. Planlayanlar için yakalama kararı Sean Penn Sean Penn İstanbul’da Kaşıkçı belgeseli çekti BM: Uluslararası soruşturma GEREK Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri Michelle Bachelet, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 70. yıldönümü nedeniyle BM Cenevre Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısında Kaşıkçı cinayetine ilişkin, kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi için uluslararası soruşturmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin belgesel hazırlayacağı kaydedilen ABD’li ünlü sinema oyuncusu Sean Penn, cinayetin işlendiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde çekim yaptı. Ünlü aktör Sean Penn, Suudi Arabistan Başkonsolosluğu önüne, korumaların da bulunduğu yaklaşık 10 kişilik bir ekiple geldi. Polis bariyerlerinin ardından bir süre görüntü alan aktör, daha sonra konsolosluk konutunun önüne gelerek, burada da görüntü aldı. l AA Savcılık, Kaşıkçı soruşturmasında eski İstihbarat Başkan Yardımcısı ve Veliaht Prens Selman’ın eski danışmanının tutuklanmasını istedi Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, eski Suudi İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed elAsiri ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın eski danışmanı Suud elKahtani hakkında “tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’’ suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Bu iki ismin cinayetin planlayıcısı olduğu belirtildi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, elde edilen yeni deliller doğrultusunda Ahmed elAsiri ve Suud elKahtani hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. ‘Planlayıcılardan’ Suudi Arabistan Krallığı adli makamlarınca 18 şüphelinin haricinde şüpheliler eski Suudi İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed elAsiri ve Veliaht Prens’in eski danışmanı Suud elKahtani hakkında soruşturma yürütüldüğü anlatılan sevk yazısında, ElAsiri ve ElKahtani’nin Kaşıkçı’nın öldürülmesinin Suudi Arabistan’daki planlayıcıları arasında yer aldıkları bilgilerinin elde edildiği aktarıldı. l AA/İHA Çavuşoğlu: RİYAD ŞEFFAF DEĞİL Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmak üzere bulunduğu Brüksel’de açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, Kaşıkçı cinayetine ilişkin “Suudi Arabistan’daki soruşturmalardan bilgi edinmek istedik ama edinemedik. Biz bilgileri paylaşıyoruz ama Suudi Arabistan’ın da şeffaf olması gerekiyor. Onun yerine çelişkili ifadeler görüyoruz. Diğer taraftan hala ceset bulunamadı. Uluslararası bir soruşturmaya da gitmekten çekinmeyiz” dedi. Seçme ve seçilmeyi hak etmek başka, becermek başka! Öğrenilmiş çaresizlik de denilebilir, cam tavan da. Çeşitli psikolojik testlerde ortaya çıkmış: Etrafını cam duvarlarla çevirdiğiniz denek, her dışarı çıkmaya çalıştığında cama çarpıp çıkamıyor. Bir süre sonra o camları kaldırdığınızda artık özgür olduğu halde, dışarı çıkmaya çalışmıyor, çünkü etrafının yine cam duvarlarla çevrili olduğunu ve onlara çarpacağını düşünüyor. Kadınların durumu da biraz böyle diyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve devrimlerle beraber kadınlar eşit haklara kavuştular. Bunların en önemlilerinden biri seçme ve seçilme hakkı. İlk olarak yerel seçimlere katılma hakkı verilmiş 1930’da. Sonra köylerde muhtar olma hakkı ve 5 Aralık 1934’te milletvekilliği. Şaka değil, İsviçre’de bile kadınlar seçilme hakkını daha yeni kazandı! Kadının kendisini yönetecek insanları seçerken sözünü söyleyebilmesi, ağırlığını koyabilmesi, ona artı haklar getiriyor. Kadına yönelik politikalar, haklar gibi. “Ben bilmem, beyim bilir” diyen kadın da var tabii, çarşafının örtüsünü yüzüne çeken, soru soruldu diye. Hatta bizim ayıbımız tabii, Güneydoğu’da, köyde mezrada kadın gitmiyor bile sandığa, muhtar basıveriyor mührü, ampulün göbeğine! Ya da başında kim duruyorsa artık, ona ne deniliyorsa. Zaten başımıza ne geldiyse, ne geliyorsa devrimleri halka tam yayamamış olmak, gerçek çıkarlarının ne olduğunu tam gösterememiş olmaktan gelmedi mi? Türk kadını seçme ve seçilme hakkını, Avrupalı kadından bile önce aldı da ne oldu, diye soralım tekrar. Cam tavan var ya, başını hep ona çarptı. Erkekler hep omuz attı, kadınlar da nasılsa olmuyor diye biraz arkada durdu. Türkiye, kadına ne yasama meclisinde, ne belediye meclisinde, ne belediye başkanlıklarında hak ettiği yeri vermedi. Türk kadını da bu hakkı söke söke alamadı! Vali varsa bile göstermelik, belediye başkanı sosyal demokrat partide bile, bir iki tane. İşte yine listeler hazırlanıyor, belediye başkan adayları belirleniyor, kadın yok! CHP lütfedip Beşiktaş’a koyacakmış deniyor. Vay be! Gerekçe de hazır: Seçmen istemiyor. Seçmen bıyık istiyor! Seçmen sağcı istiyor, seçmen muhafazakâr istiyor, seçmen dindar istiyor! Ay yeter. Yeter ama gerçekten. Çıtayı indire indire yakında düşük donlu Arap Kadir’i koyacaksınız aday diye. (Bilmiyorsanız bana ne, bir çizgi bant kahramanıdır kendileri.) KADER diye bir dernek var, yıllardır didinip duruyorlar, kadın adayları desteklemek için. Şimdi kafayı muhtarlara takmışlar, en alttan sessiz sedasız gelelim diye herhalde, belediye başkanı olmak için önce muhtar olmaya teşvik ediyor, eğitim veriyorlar. Gerçi muhtarların da pek bir işlevi kalmadı. Saray muhbir olarak kullanıyor onları, zaten kadınları da pek çağırmıyormuş. Bir bildikleri vardır, önce muhtar seçilin, belediye meclislerini zorlayın. Kadının âdet görmesini hastalık zannedip “tedavi edilmelidir” diyen sözüm ona bilimadamları varken işimiz kolay değil, bir cehalet denizinde boğuluyoruz, ama bu adamlara teslim de olmayalım tabii! Adayın içki sınavı AKP büyükşehirleri almak istiyor, hele hele İzmir’de yenilmeyi hazmedemiyor ya, bu kez rakıdan girdiler muhabbete. Gâvur İzmir’i nasıl tavlayacaksın? Herkes içkisini içecek, biz karışmayacağız diyerek. İzmirli de hemen oltaya gelecek. Kim diyor bunu? Zeybekci. Denizli Belediye Başkanlığı yaptığı dönem, içmek isteyen tabakhaneye uygulamasını yapmış zat. İçkili bütün mekânları şehir dışına çıkarıp lokantada ailecek bir doğum günü bile kutlanmasını imkânsız hale getiren. İzmirlinin tek derdi rakısını içmek değil ama asıl eski Kültür ve Turizm bakanlarından Bahattin Yücel’in dikkatimizi çektiği bir tehlike var: Yeni düzenleme gerçekleşirse lokantaların içki satamayacak olması! İçki satmak ruhsata bağlı malum. AKP, günaha girmeyelim diye bize içki içirmemeye çalışıyor ya, içkiye vergi üstüne vergi bindirmekle kalmayıp içki ruhsatı almayı da zorlaştırıyor. Yeni düzenlemeye göre bakanlık birinci sınıf lokantalara işletme belgesi vermeyecek. Tesis el değiştirirse verilmiş olan belgesi de iptal edilecek. Buna karşılık “Gastronomi Turizm Tesisi” belgeli lokantalar alkollü içecek satabilecek. Bu da zincirlere yarayacakmış. Yücel, bu konuya Antalya’da Turizm Kongresi’nde değindiği için oranın ünlü lokantalarını örnek vermiş, ben de Galata’yı örnek vereyim. Galata Meydanı artık çok turistik. Buranın eski esnaf lokantası da kendini yeniledi ve turistik oldu, içki ruhsatı aldı, dolup taşıyor. Zincir falan da değil. El değiştirirse gitti ruhsat! Turistler de tek içki satılan yer olan Migros’tan bira alıp yerlerde oturup içecek. Biz artık çok pahalı olduğu için içemiyoruz, turist de Pakistan olduğumuz için mi içemeyecek? Hâlâ öyle mi bilmiyorum ama bir zamanlar en çok alkollü içki satılan ilimiz neresiydi biliyor musunuz? Konya! Bu ülkenin kodlarıyla oynamayın. Kimin nerede ne yaptığını bilemezsiniz. İnsanların yaşamına da karışmayın! C MY B