18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Aralık 2018 6 haber EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: SERPİL ÜNAY CHP’li Şeker 3. havalimanındaki işçi ölümlerini kınadı canHaamvaelizmaar noıld5u2‘Kyaoipkşçietialdeliiryziomr’ CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in 3. havalimanı inşaatında yaşanan iş kazaları ve işçi ölümlerine yönelik bilgi edinme başvurusu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) tarafından yanıtlandı. CİMER, 20132018 yılları arasındaki 5 yıllık süreçte havalimanı inşaatında 52 ölümlü iş kazasının meydana geldiğini belirtti. Şeker, ayrıca iş müfettişlerinin inşaatı ne kadar denetlediğini de sordu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın yanıtına göre, inşaat 5 yıl içinde ikisi programlı, üçü iş kazası, 17’si şikâyet ve ihbarlar neticesinde toplam 22 teftiş geçirdi. Bu teftişler sonucunda 74 yüklenici firmaya toplam 2 milyon 733 bin 379 TL idari para cezası uygulandı. Sömürüye teşvik Yanıtları değerlendiren Şeker, “Devletin sadece idari para ce zasını yeterli görmesi alenen emeğin sömürüsünü teşviktir” yorumu yaptı. Gözdağı veriliyor “Kapitalizmin mega proje sevdasının bedelini işçiler canlarıyla ödüyor” diyen CHP İstanbul Milletvekili “Emeği ve insanı hiçe sayan bu düzen, hem işçilerin hem de bizlerin tüm uyarılarımıza kulaklarını tıkamayarak yayın yasaklarını tercih etti” dedi. Çalışma ve barınma koşullarının iyileştirilmesi için eylem yapan havalimanı işçilerinin eylül ayından bu yana tutuklu olduğuna dikkat çeken Şeker, “Önceki gün maaşlarını isteyen işçiler maaşları verilmeden şantiyeden atıldılar. Ancak bu haklılığa rağmen işçiler ülkedeki tüm emekçilere örnek olmasınlar, haklarını aramasınlar diye gözdağı vermek için tutuklandılar. İşçi katilleri yandaş müteahhitler ellerini kollarını sallarken, ‘İş kazalarını durdurun’ diyenler cezaevlerinde tutuluyor” l ANKARA/Cumhuriyet 16 yılda 22 bin işçi Ali Şeker İSİG verilerine göre sadece ekim ayında 43’ü inşaat işkolunda olmak üzere en az 177 işçi, 2018 yılının ilk on ayında ise en az 1640 işçi, 2017 yılı genelinde ise en az 2006 işçi çalışırken yaşanan iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 16 yıllık AKP iktidarında ortalama bir stadyum dolusu 22 binin üzerinde işçi, iş kazalarında can verdi. İşçiler hâkim karşısına çıkacak İstanbul’daki 3. havalimanı inşaatında çalışan ve kötü çalışma koşullarına dikkat çekmek için yaptıkları eylemler nedeniyle geçen eylül ayında tutuklanan işçiler, haklarında açılan dava nedeniyle 5 Aralık’ta Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde hâkim karşısına çıkacak. Sermaye sorumlu 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, dava öncesinde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi binasında düzenledikleri basın toplantısı ile duruşmaya katılım çağrısında bulundu. Platform üyelerinden Prof. Dr. Beyza Üstün, baskı, zor ve zulme maruz kalan işçilerin değil, iş cinayetlerini gerçekleştirenlerin cezalandırılması gerektiğini söyledi. Platformu üyesi dansçı Zeynep Tanbay tara fından yapılan açıklamada, açılan davanın ekonomik ve politik krizi gittikçe büyüyen iktidarın ileride daha büyük isyanlarla karşısına çıkacak ve onu alaşağı edecek olan işçi sınıfına gözdağı verme çabası olduğu belirtildi. Tanbay, “3. havalimanı direnişi karşısında başından beri olup biten her şey işçi sınıfına ve sendikal örgütlenmeye dönük bir saldırıdır, gözdağıdır, mesajdır” dedi. İnşaatİş Sendikası adına konuşan Murat Can Çoban “Yaptık, yine yaparız, yapacağız” dedi. Dev Yapı İş adına konuşan Nihat Demir ise “Direnişe geçen, hakkını savunan 600’e yakın işçi gözaltına alındı, tutuklananlar oldu. Biz mahkemeye gideceğiz, savunacak bir şeyimiz yok. Biz oraya hesap sormaya gideceğiz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Gizli örgüt görevde T orbadan bir yazı daha çıkardım. 29 Mart 2009 tarihinde “Gizli örgüt görevde” başlığıyla yayımlanmış. Tabii konu Ergenekon. Ergenekon çöktü ya... HHH  Şaşırmayın, çamur her an size bulaşırsa. Çünkü, arka ve öp planda Fetocuiktidar yanlısı gizli örgüt görevde! Gizli dediğime bakmayın, hepsi de şu sıralarda büyük bir olasılıkla “devlet memuru” sıfatıyla çalışıyor. Şüphesiz ki, arkada çalışan, büyük bir olasılıkla resmi olmayan bir çete de, devlet olanaklarını ve memurlarını kullanarak ön saftakilere “mal üretiyor”... Bu malın dağıtımı da, zincire bağlı medya organları, kişiler, yazarlar, bazen resmi görevliler aracılığıyla propaganda malzemesi olarak yapılıyor... Bu medyadan kimi resmi iktidar odaklı, kimi Amerikan ve CIA bağlantılı ve Feto odaklı... Ama hepsi iktidar bağlantılı ve tek amaca hizmet ediyorlar. Askerlerin, örneğin 1997’nin 28 Şubatı’na doğru giderken örgütledikleri propaganda zinciri, bunlarınki yanında bir hiç kalır! Farkında değil misiniz? Güçlü bir çete, işi iyi yönetiyor! Devletin pek çok kurumu da hizmetlerinde... HHH Uğur Dündar’ın ve eşinin adı, Ergenekon iddianamesinde geçiyor, sanık falan değil, ama uyduruktan birine bir şeyler söyletmişler, Brezilya’ya gidiyormuş sık sık... Rezilliğe bak! Bunun davayla ilgisini aramayın, ama iktidara muhalif herkesin bir şekilde itibarını yerle bir etme niyetiyle ilişkisini sorgulayın... Şu sıralarda “Ergenekon avcıları” son numara olarak, aralarında pek çok gazetecinin de olduğu, gözlerine kestirdikleri insanların “banka kasaları” iddiasını ortaya attı. Bu amaçla da MASAK devreye sokuluyor! Hakkında, görevini yapmak değil, yapmamak için kurulan örgüt olduğu eleştirileri ortalıkta dolaşan MASAK, birden Ergenekon’da görev üstlendi! Peki neden, aslında tarafsız olmaya da gayret gösteren bazı gazetecilerin isimleri ortaya atıldı? Korkutup sindir mek ve tarafsız gibi görünmelerini bile engellemek! Pek çok iddialar CIAFeto odaklı olmak suçlamasıyla karşı karşıya olan “demokrat” gazetecilerce ileri sürülüyor... Şeffaflıksa, bu gazete, kendi muhasebesini açar, isteyenlere inceletir! Böylece hepimiz ne kadar dürüst, saf ve sapına kadar demokrat olduklarını görürüz.  Güç yozlaştırır İktidar partisi liderinin yerel seçimlerde gösterdiği insanüstü büyük gayretkeşlik, siyasilerin, hele dava adamı siyasilerin, sınırsız bir iktidar gücüne ulaşmak için, gözlerinin ne kadar kara olabileceğini gösteren tipik bir örnektir! Mutlak bir güce ulaşma çabası, demokrasilerin baş belasıdır! Güç, iktidar, zaten her zaman en büyük yozlaştırıcıdır, kötülüklerin kaynağıdır! Hele hele, gücünü her nereden alırsa alsın, ister silah ister halk, mutlak ve tartışmasız bir güce ulaşma isteği ve çabası, en büyük yozlaştırıcı ve en büyük tehlikedir. Benim için, aslında demokrasiler için de, halkın/seçimlerin siyasiye vereceği mutlak güç desteği ile, silahın askere vereceği mutlak güç desteği arasında zerre kadar fark yoktur! Demokrasi, güçlerin temerküzü değil, güçlerin dengeli bir şekilde temsil edildiği rejimlerin adıdır. Ben muhalif bir insanım. Muhalif olmanın erdemlerine inanırım! Hele hele demokrasilerde ve iktidarlara karşı! İktidarda “kendi partim” bile olsa, seçimlerde ona karşı oy kullanmak, hele hele, zaten büyük bir güce ulaşmış bir iktidar söz konusuysa, muhalefetin ona karşı bir denge oluşturması, benim için çok daha önemlidir! Çabam, iktidar karşıtlarının da mümkün olduğunca güçlü olmasına yardımcı olmaktır! NOT: Geçen gün bir kadın yazarımız, OB, bir TV’de, “darbeci” olduklarını sandığı arkadaşlarına neredeyse “teslim olun” çağrısı yapıyordu! Utandım! Askeri rejimlerde ve polis devletinde, aileleri TV ve basına çıkartılarak “devrimci oğullarına” “teslim olun” çağrısı yaptırıldıkları dönemleri anımsadım birden! Yüzüm kızardı! Baydar hangi roldeydi, bilemem! Ama boy boy iktidar gazetelerinde söyleşi veya köşe yazıları manşetlere çekildiğine ve “Başkanın Adamları”nın köşelerinde büyük methiyelerle arzı endam ettiğine göre, nasıl bir sınıflandırmaya gireceği bellidir. Düşününce yüzüm kızarıyor yeniden ve yeniden! l Ücretlerini alamayan 7 işçi gözaltına alındı Ekmeğinin peşindeki işçilere 259 TL ceza kesildi Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ), Mamak’taki 1312 konutluk projesinde çalışan 15 işçinin, ücretlerini alamadıkları için başlattıkları nöbet eylemine önceki gün akşam saatlerinde polis müdahale etti. İşçilerin kaldığı çadırlara gelerek işçilerin eylemlerini sonlandırmalarını isteyen polisler, kararı kabul etmeyen ve tepki gösteren 7 işçiyi gözaltına alındı. Gözaltına alınan Kerem Özkaya, Ömer Özkaya, Doğan Özkaya, Doğukan Özkaya, Muğdat Altuntaş, Ozan Demirtaş ve Erkan Demirtaş, Mamak Karakolu’na götürüldü. Karakolda ifadeleri alınan işçiler, “ateş yakmak” ve “çevreye zarar vermekten” Kabahatler Kanunu’na dayanarak 259 TL’lik para ce zası kesildikten sonra serbest bırakıldı. ‘Mücadeleyi yükselteceğiz’ Gözaltına alınan işçiler için dün TOKİ Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı. Direnişteki işçiler adına açıklama yapan Ömer Özkaya, “Ücret talebinde ısrar eden işçiler tehdit edilmektedir. Tüm tehdit ve oyalamalara karşılık inançla mücadeleyi yükselteceğiz. Herkesi dayanışmaya çağırıyoruz” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle