18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Güven azaldı Merkez Bankası’nın açıkladığı finansal hizmetler güven endeksi (FHGE), 2018 Aralık’ta bir ön EKONOMİ cekiayagöre22.0puanazalarak DOLAR 5.3110 118.1 seviyesine geriledi. 1.2 kuruş AVRO 6.0310 2.6 kuruş FAİZ 20.93 Sabit Umutlar 2019 yılının10 EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY ikinci yarısına kaldı İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, yapısal reformlarla Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak yeni bir büyüme modeline daha rahat geçilebileceğini vurguladı Türkiye ekonomisinin kısa ve orta vadeli geleceğiyle ilgili değerlendirmeler yapan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, özellikle tüm yatırımcılar açısından güven vurgusu yaptı. Petrolü olmayan ve tasarrufları büyüme ihtiyaçlarına yetmeyen bir ekonomi olarak en fazla güvene ihtiyacın olduğunu dile getiren Bali, “Güven olmadan bolluk, bereket olmaz. Bolluğu esas yaratacak olan; işadamının geleceğe güvenle bakacağı, yatırım yapacağı, yeni fabrika açacağı, istihdam yaratacağı; yabancı yatırımcının bu ülkeye müsterih olarak sermaye akışı sağlayacağı, bunu geri almada bir kaygısının olmayacağı bir güven ortamıdır” dedi. Hukuk ve eğitim Bu ortamı yaratacak olanın da öncelikle yapı sal reformların hayata geçirilmesi olduğunu ifade eden Bali şöyle devam etti: “Türkiye’nin, öncelikle hukuk ve eğitim başta olmak üzere yapısal reformları bir an önce gerçekleştirmesinin geleceğe daha başarılı, istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde yol alabilmesinin de önünü açacağına inanıyorum. Bunun yanı sıra üretimde dışa bağımlılığın azaltması, yatırım ortamının iyileştirmesi, ihracat pazarlarının genişletmesi bunu pekiştirecek unsurlar olacaktır. Uluslararası rekabet gücünün artırılması için teknolojik atılımlar yapılması gerekliliği de göz ardı edilmemeli.” Bali, reformların hayata geçirilmesiyle; sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme için daha fazla katma değer yaratan, nitelikli üretim yapan, Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak yeni bir büyüme mo deline daha rahat geçilebileceğini söyledi. Kademeli iyileşme Ekonominin 2019 yılı gündemiyle ilgili de yorum yapan Bali, yurtiçinde uygulanması beklenen sıkı para ve maliye politikası paralelinde, yeni yılın ilk yarısında gözlenebilecek zayıf seyrin ardından yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitede kademeli toparlanma beklediklerini belirtti. Bali bu durumun bankacılık sektörüne etkisini de şöyle ifade etti: “Ekonomik aktivitenin hız kazanması, enflasyon ve faiz oranlarında normalleşmenin belirginleşmesi halinde, hem yatırım hem tüketim perspektifinde ertelenmiş talebin gerçekleşmesiyle kredi hacmindeki artışın ivme kazanması söz konusu olabilecek.” l Ekonomi Servisi Ekonomiye 403 milyar lira Adnan Bali İş Bankası’nın aktif büyüklüğünün 444.3 milyar liraya, ekonomiye verdikleri desteğin 403 milyar liraya ulaştığını açıklayan Bali, yeni yılda önceliklerinin kârlılık ve sermaye güçlerini koruyarak geliştirmek olduğunu kaydetti. Bali, “Her kritik dönemde rol almaktan, elini taşın altına koymaktan hiç imtina etmedik” dedi. Öncelik 2018’de Türkiye ekonomisinde yaşananlara paralel olarak, bankacılığın büyüme hızında yavaşlama ve aktif kalitesi aktif kalitesi göstergelerinde geçmiş yıllara nazaran bir miktar olumsuzluk yaşadığını hatırlatan Genel Müdür Bali, gelecek yıl görece zorlu ekonomik konjonktürde aktif kalitesinin ve kârlılığın korunmasının, bankacılık sektörü için öncelikli olacağını vurguladı. Genç iş dünyası yurtdışı yolunda Sanem Oktar Girişimci kadınların iş görüşmelerine katılan KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, Türkiye’deki kadın girişimci oranının yüzde 9 olduğuna dikkat çekerek, 2019’da bunun artması gerektiğini söyledi. 2 bin girişimci kadına ulaştılar Garanti Bankası, kadın girişimcilerin eğitim ihtiyacının karşılanması için 2012’den beri Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü ‘Kadın Girişimci Yönetici Okulu’ ile 2 bin kişiye ulaştı. Kadın girişimcilerin pazar ve müşteri bulmaları için Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ile birlikte İstanbul’da düzenledikleri ‘Girişimci Kadın Buluşmaları’nda konuşan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Cemal Onaran, “Bu sayede hem kadın girişimcilerimizin birbirleriyle ikili görüşmeler yaparak yeni iş fırsatları yakalamasına hem de önemli kurumların satın almacıları ile çalışma ağı oluşturabilmesi ne aracı oluyoruz” dedi. Aynı etkinlikte konuşan KAGİDER Başkanı Sanem Oktar ise, “2019’da kadınların girişimcilik ekosisteminin çok daha geniş parçasını oluşturmasını istiyoruz. Kadınların teknoloji ve inovasyona dönük girişimlerde daha fazla yer ve pay aldığını görmeyi arzu ediyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Teknolojideki eşitsizlik derinleşebilir Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2018 Küresel Cinsiyet Ayrımı Raporu, teknoloji sektöründeki yoğun cinsiyet eşitsizliğinin, yapay zekânın etkisiyle daha da derinleşeceğine işaret etti. Bunun birinci sebebi yapay zekâyı erkeklerin yaz ması, yani bu teknolojiyi üreten pozisyonlarda kadınların yalnızca yüzde 22 oranında var olabilmesi. İkinci sebebi ise, çoğunlukla kadınların öncülük ettiği yönetimsel ve müşteri hizmetleri rolleri ‘otomatikleştirildiği’ için kadınlara ihtiyaç kalmayacak olması. WEF Sosyal ve Ekonomik Gündemler Direktörü Saadia Zahidi’ye göre, bilişim teknolojisi ve mühendislik alanlarında çalışan kadın sayısı artırılmazsa, kadınerkek arasındaki ücret eşitsizliği yapay zekânın gelişimiyle daha da açılacak. l Ekonomi Servisi Genç iş insanlarının yüzde 25.8’i gelecek yıl ekonomide dengelenme ve iyileşme beklerken, yüzde 48.4’ü ise ekonomideki sıkıntıların 2019’da da süreceğini düşünüyor. Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği’nin (GYİAD) 2019 beklenti ve tahminlerinin değerlendirildiği araştırmasının sonuçları, genç iş insanlarının 2019’dan umutsuz olduğunu ortaya koydu. Üyelerin yüzde 35’i, 2019’da döviz kurlarına istikrar kazandırılması gerektiğini düşünürken, yüzde 22.6 iç talebin canlandırılmasını, yüzde 19.4’ü ise ödeme ve alacak sorununun çö zülmesini istiyor. Araştırmaya göre yurtdışı projelerine odaklanacakların oranı yüzde 29 olurken, maliyet düşürmeye odaklanacakların oranı yüzde 25.8 oldu. “Üyelerimizin ankete verdiği cevaplara bakıldığında ekonomimizin çalkantılı dönemden çıkabilmesi için daha çok çalışmamız gerektiği aşikârdır” diyen GYİAD Başkanı Yiğit Savcı, “Ülkemizin yeni bir dönüşüm hikâyesine ihtiyacı var bu da kobilerin dijitalleşmesi ve işe katılımda kadın oranlarının artması ile mümkün görünüyor” dedi. l Ekonomi Servisi AYM: Kendi elektriğini üretenden vergi alınamaz ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, ihtiyaç duyduğu elektrik ve havagazını kendisi üreten işletmelerden “tüketim vergisi” alınamayacağına karar verdi. İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. 2012’den bu yana elektrik enerjisi ve gaz ihtiyacını kendi imkânlarıyla üretti. Payas Belediyesi, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na dayanarak şirketten elektrik ve havagazı tüketim vergisini ödemesini istedi. Şirket, belediyeye yüklü miktarda vergi ödemek zorunda kaldı. Ancak bunun haksız olduğunu düşünen İSDEMİR, Hatay 1. Vergi Mahkemesi’nde davalar açtı. Mahkeme, davaların reddine karar verdi. Kararlar Danıştay tarafından da onandı. İSDEMİR, elektrik ve kok gazını kendi üretmesine rağmen tüketim vergisi alınması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM; şirketin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Yargılamanın yenilenmesine karar veren AYM, yerel mahkemeden ödenen vergilerin iadesi kararının verilmesini istedi. Kararın gerekçesinde, kendi elektrik ve havagazı ürüten şirketlerden tüketim vergisi alınmasına ilişkin kanuni düzenleme olmadığına ve bu nedenle vergi alınamayacağına vurgu yapıldı. l ANKARA T.C. İSTANBUL ANADOLU 15. AİLE MAHKEMESİ’NDEN DOSYA NO: 2018/249 Esas DAVACI: DURSUN YILMAZ DAVALI: ILONA VOIGHT YILMAZ DAVA: Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) Davacı mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle;Almanya’da çalışabilmek için davalı ile 1990 yılında anlaşmalı olarak evlilik yaptığını, yaşadığı hastalık nedeniyle 1993 yılında Türkiye’ye geri döndüğünü, bu tarihten sonra davalı ile irtibatı kalmadığını, fiilen sona eren evliliğin hukuken de sona erdirilmesini talep ve dava etmiştir. “H.M.K.’nun 122 ve 128. maddeleri uyarınca, dava dilekçesine karşı iki hafta içinde H.M.K’nun. 129. maddesindeki tüm unsurları içerir şekilde cevap dilekçesi vermeniz, süresinde cevap dilekçesi vermediğiniz taktirde davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılacağınız, Ayrıca aşağıda belirtilen gün ve saatte ön inceleme duruşması yapılacak olup; Ön inceleme duruşması için belirlenen gün ve saatte duruşmaya gelmediğiniz veya gelip de davayı takip etmediğiniz takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı, sulh için gerekli hazırlığı yapmanız, duruşmaya gelmediğiniz takdirde diğer tarafın yargılamaya devam etmek istemesi durumunda yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve diğer tarafın muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği İLANEN İHTAR VE TEBLİĞ OLUNUR.” Duruşma Günü ve Saati: 13/02/2019 11:20 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 919862) T.C. ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/232 Esas KARAR NO: 2018/483 Davacı Yasemin YILMAZ ile Davalı Nüfus Müdürlüğü arasında görülen Nüfus (Adın İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: 1) Davacının davasının KABULÜ ile; Ordu İli, Ünye İlçesi, Tekkiraz Mahallesi ,Cilt No:87, Hane:216, BSN:219’da nüfusa kayıtlı, Yaşar ve Yasemin kızı Ünye 15/02/2007 doğumlu 10847927378 TC Kimlik numaralı Salise YILMAZ’ın “Salise” olan adının TMK.nun 27. maddesi ve Nüfus Kanunun 36. maddesi gereğince “AZRA SALİSE” olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE ve nüfus kayıtlarına bu şekilde TESCİLİNE, Mahkeme kararı yerine geçerli olmak üzere ilgililere ilanen tebliğ olunur. 22/11/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 920205) T.C. HOPA SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2017/91 Esas Mahkememizde görülmekte olan Gaipliğe Karar Verilmesi davası nedeniyle; Aşağıda açık kimliği bulunan ve gaipliğine karar verilen MELEK KAKŞI gaipliği hakkında bilgisi olanların 1 ay içinde mahkememize haber vermeleri hususu ilanen tebliğ olunur. 24/12/2018 GAİP TC KİMLİK NO: 16576511574 ADI SOYADI: MELEK KAKŞI BABA ADI: KADİR ANA ADI: HATİCE DOĞUM TARİHİ: 01/01/1971 DOĞUM YERİ: BORÇKA İKAMETGAH ADRESİ: Merkez Mevkıı No:101 İç Kapı No:2 Sugören Merkez Hopa/ ARTVİN Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 920433) BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 90.829 697 puan 1451.25 8.84 lira 215.60 67 kuruş Çarşamba 26 Aralık 2018 Ekonomik krize sürükleniş Doğru politikalar öngörmek, izleyebilmek için, soruna, nedenlerine doğru tanı koymak gerekir. Yüksek enflasyonla durgunluğu birlikte yaşadığımız ekonomik durum kriz olarak tanımlanmaktadır. Ekonomik kriz teriminin, fiyatların düştüğü, iflasların arttığı, deflasyon sürecinin başladığı dönemi daha iyi ifade edeceğini; durgunluk içinde enflasyon (stagflation) teriminin içinde bulunulan durumu daha iyi açıklayacağını düşünmekle beraber; genel eğilimi dikkate alarak kriz sözcüğü kullanılmıştır. Fiyat yükselişi ile birlikte ekonomik daralma ivme kazanır, iflaslar artarsa, enflasyonla çöküş (slumpflation) teriminin kullanılması daha uygun olabilir. Ekonomide görülmemiş başarı, dünyanın en büyük on ekonomisi kümesine giriş övünmeleri yapılır, övgüler düzülürken, ekonominin çöküş eşiğine girdiği savının açıklanması gerekir. AKP’nin iktidara geldiği 2000’li yılların başlarında iç ve dış koşullar elverişliydi. Türkiye 2001 krizinden çıkmış, büyüme sürecine girmiş, 2002’de yıl bazında cari işlemler fazlası vermişti. Dünya ekonomisi büyümekte, dış ticaret hacmi genişlemekte, düşük faiz, likidite bolluğu yaşanmaktaydı. Bu koşullarda ithalatı hızla artırmak, cari işlemler açığı vermek, açığı sermaye hareketleri, dış borçlanma ile fonlamak kolaydı. Cari işlemler açığı, ekonomik büyümeye, fiyat istikrarına olumlu katkı yapmakta, ülkenin kullanılabilir kaynağını (GSMH+dış açık), tüketim ve yatırım harcamalarını artırmakta, iç tasarruf açığını kapatarak, tasarruf düzeyi üstünde yatırım yapılmasını sağlamakta; yaratılan gelirden daha fazla harcama yapılmasına olanak vermektedir. Ülkeye sermaye girişi de döviz kurunun düşük düzeyde oluşmasına, ulusal paranın değerlenmesine, ithalat artışıyla piyasalara iç üretimin üstünde mal sunumu fiyat artış hızının yavaşlamasına yol açmaktadır. Cari işlemler açığının olumlu katkısıyla düşük enflasyonla hızlı büyüme, harcamaların artması, başarı olarak görülmüştür. Para birimi tam konvertibl, rezerv para niteliğinde olmayan bir ekonominin sürekli büyüyen cari işlemler açığı vermesine olanak olmadığından, bir süre sonra bu yapay başarı görüntüsü kaybolmaya, ekonomide başarı görüntüsü altında makroekonomik riskler oluşmaya başlamış, gelecekteki olası bir krizin tohumları da atılmıştır. Dış yükümlülüklerin sürekli artması, cari işlemler açığı/GSMH oranının yükselmesi, mal ve hizmet üreten firmalarda (reel sektörde) döviz pozisyon açığının büyümesi, döviz yükümlülüklerini karşılama oranının düşmesi, finansal yapının (borç/öz sermaye oranının) bozulması, banka kredilerinde hızlı genişlemenin dış sendikasyon kredileriyle fonlanması, tüketici kredilerinin reel sektör kredilerinden daha hızlı artması, hanehalkının “yükümlülük/gelir oranının” yükselmesi, gayrimenkul piyasasında stok birikimi, tüm bu gelişmeler makroekonomik riskler oluşturarak, ekonominin krize sürüklenmesine yol açmıştır. Bir alanda başarısızlık varsa ana nedeni yönetim hataları, kozmetik yönetim anlayışı, sağgörü, öngörü yetersizliğidir. Döviz kuru, faiz düzeyi dengesi sağlanamaması, faiz arbitrajına, ara kazanç ticaretine (carry trade) yol açmış, faizi daha düşük para birimlerinden borçlanılarak, faizi daha yüksek piyasalara yatırılması, kısa süreli spekülatif sıcak para hareketine yol açmıştır. Merkez Bankası tarafından, faiz farkını giderecek, faiz arbitrajına son verecek kur politikası izlenmemiş, aksine ROM (Rezerv Ospiyon Mekanizması) ile bankalar kısa vadeli YP borçlanmaya özendirilmiştir. Bankalar faizi düşük YP borçlanarak, TL zorunlu karşılıkların bir bölümünü USD ve/veya Avro olarak TCMB’ye yatırmışlardır. Kısa dönemde TCMB’nin döviz rezervi artmış, bankaların da kârlı gözükmeleri yanıltıcı izlenim yaratmıştır. Reel sektör dahi faiz arbitrajı yapılmış, düşük faizle dış piyasalardan alınan borçlar TL’ye çevrilerek yüksek faizli mevduat olarak bankalara yatırılmış, faaliyet kârı değil, finansal net gelir elde edilerek kârlı görüntü verilmiştir. Banka yöneticileri, artan kredi, kur, faiz risklerini; işletmeler de kredi, kur, likidite risklerini, bozulan mali yapılarını, kârlarının reel olmadığını ya görmemiş ya da görmezden gelerek önlem almamışlardır. Ekonominin krize sürüklenişinde, kamu ve özel kesimde yönetim hataları, öngörü eksiklikleri, açıklanan verilerin süslü, gerçekçi olmaması büyük rol oynamıştır. Otokoç, kiralık kış lastiği devri başlattı Otokoç Otomotiv’in, Lastick markası ile tüm marka ve model araçlar için uygun ebattaki kış lastiklerini hem online olarak, hem şubeden ya da çağrı merkezi aracılığıyla kiralama imkanı sunduğu açıklandı. Genel Müdür Yardımcısı Uğur Güven, yeni bir işkolu ve markayı sektöre kazandırmanın gururunu yaşadıklarını belirterek, “Bu marka, şirketimizin sektöre getirdiği ilklerin en yenisi” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle