24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 20 Aralık 2018 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Zam üstüne zam ekonomi 11 Hükümet konut, otomotiv ve mobilyada vergiyi indirirken, yayıncılıkta ise ciddi artışlar yaptı. KDV, egazete ve edergide yüzde 1’den yüzde 18’e yükseldi Konut, otomotiv, mobilya ve beyaz eşyada vergi indirimlerine gidilirken, krizdeki yayıncılık sektörüne vergi darbesi geldi. Elektronik ortamda satışa sunulan egazete ve edergide KDV yüzde 1’den yüzde 18’e, ekitapta ise yüzde 8’den yüzde 18’e yükseltildi. Kâğıt fiyatları yılbaşından bu yana fahiş oranlarda zamlanırken birçok yayıncı ve gazete de zora girdi. Çözümü sayfa sayılarını azaltmakta buldu. Resmi Gazete’de önceki gece yayımlanan karar 1 Ocak 2019 itibarıyla uygulamaya başlanacak. Öte yandan, KDV’si yüzde 1 olan kutsal kitaplarda herhangi bir vergi değişikliği yapılmadı. TL’deki değer kaybına paralel olarak yılın ikinci yarısında ithal kâğıt maliyetlerinde yüzde 80’e varan artışlar yaşanması yayıncılık sektöründe ciddi krize neden olmuştu. Birçok dergi, edergi olarak dijital ortamda yayın hayatına devam kararı almış, basılı yayıncılıktan vazgeçmişti. Kâğıt, kira, dağıtım gibi masraflar olmamasıyla dijital yayıncılık sektörünün daha cazip hale gelebileceği belirtiliyordu ancak tam bu dönemde KDV artışları umutları söndürdü. Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl, kâğıtta ithalata bağımlılık cari açığa olumsuz yansırken dijital yayıncılığın teşvik edilmesi gerektiğini ancak devletin köstek olmayı tercih ettiğini dile getirdi. Yayıncılardan tepki Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, dünyada dijital kitapta KDV oranının en fazla yüzde 8 olduğunu, Türkiye’de oranının yüzde 8’den yüzde 18’e çıkarılmasının yanlış olduğunu söyledi. Türkiye’de dijital kitap satışlarının toplam kitap satışları içindeki payının yüzde 1’in altında olduğunu belirten Kocatürk, kıta Avrupasında oranın yüzde 5 seviyesinde olduğunu dile getirdi. Can Yayınları’nın sahibi Can Öz de karara Twitter hesabından tepki göstererek “Ekonominin ve ülkenin içine edip çareyi kitap okurunun cebinde aramak. Yüzde 18 KDV yetmez rantçı müteahhitlerin kredi ihtiyacını doyurmaya. Yüzde 50 yapın hazır el atmışken, size bu yakışır” ifadelerini kullandı. l Ekonomi Servisi Kırtasiye ürünlerinde de artış Milyonlarca öğrencinin ve ailelerinin eğitim masraflarını artıracak bir vergi artı şı daha geldi. Kurşun kalem, boya kalemi, sulupastel boya, okul defteri, silgi, kalemtraş, cetvel, pergel, gönye ve benzeri kırtasiye ürünlerinde de KDV oranı yüzde 8’den yüzde 18’e çıkarıldı. Kırtasiye ürünlerinin gıda gibi temel ihtiyaç olduğunu belirten Tüm Kırtasiyeciler Derneği, dar gelirli kişilerin daha kolay ulaşımı ve sektörün önünün açılması için KDV oranının yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesini talep ediyordu. Öte yandan, internet ortamında verilen reklam hizmetleri vergi usul kanunu, gelir vergisi ve kurumlar vergisi kanunu kapsamında vergi ke sintisi kapsamına alındı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı uyarınca, internet ortamında reklam hizmeti veren ve buna aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi, vergi usul ve kurumlar vergisi kanunu çerçevesinde yüzde 15 oranında kesinti yapılacak. Uygulama 1 Ocak’tan itibaren başlayacak. Kilit sözcük ‘GÜVEN’ Fed Başkanı Jerome Powell Fed faizi 25 puan artırdı ABD Başkanı Donald Trump’ın “Faiz artırmayın” uyarısında bulunduğu ABD Merkez Bankası (Fed), iki günlük para politikası toplantısında oybirliğiyle faiz artırımına gitti. Fed, 2018 yılının son toplantısında fonlama oranını 25 baz puan artırarak yüzde 2.00–2.25 seviyesinden yüzde 2.25–2.50’ye yükseltti. Böylece banka, 2018’de 25’er baz puanlık toplam dört faiz artırımı gerçekleştirmiş oldu. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) bu yıl yaptığı dördüncü faiz artırımıyla faizleri 10 yılın en yüksek seviyesine çıkardı. Fed’den toplantı sonrası yapılan açıklamada, Fed yetkililerinin 2019 yılı için faiz artırımı tahmininin 3’ten 2’ye indiği ifade edildi. Bankanın 2019 büyüme tahmini ise yüzde 2.5’ten yüzde 2.3’e indi. 2019 yılına ilişkin PCE enflasyon beklentisi de yüzde 2’den yüzde 1.9’a geriledi. Türkiye çelik davasını kazandı Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Dünya Ticaret Örgütü’nde (DTÖ) demirçelik sektörüyle ilgili yoğun çalışmaları bulunduğunu belirterek ABD’nin petrol borularının sübvanse edildiği iddiasıyla çelik ürünlerine uygulandığı yüzde 15 telafi edici vergi “DTÖ Paneli’nde açılan davayı Türkiye kazandı” dedi. Pekcan, daha önce Fas’a karşı yine demirçelikle alakalı bir davanın olduğunu onun da kazanıldığını anımsattı. l Ekonomi Servisi Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen: Yeni bir büyüme modeline geçilmeli. Yüzde 5’in üzerinde büyüme oranlarına ulaşılmalı Ucuz et kasapları vurdu Ulusal Kırmızı Et Konseyi, üç market tarafından tüketiciye maliyetin altında sunulan ucuz etin kasapları olumsuz etkilediğini belirterek, uygulamaya ara verilmesini istedi. Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin, 2018 Kırmızı Et Sektörü Değerlendirme Raporu’na göre, küçük ölçekli besi işletmelerinde maliyetlerdeki yükselişin yanı sıra finansmana eri şimde de sıkıntılar yaşanıyor. Rapora göre, çiftçilere sağlanan tarım kredileri uygun faizlerle yeniden yapılandırılarak verilmesi gerekiyor. Raporda, yoğun talebe rağmen hayvanını kestirmek isteyen besicilere Et ve Süt Kurumunca ileri tarihli gün verilmesinin de hayvanlarda verim kaybına ve maliyet artışına neden olduğu kaydedildi. l Ekonomi Servisi Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Göçmen, ekonominin uzunca süredir biraz daha soğumaya ve dengelenmeye ihtiyacı olduğunu, bugün de bu sürecin içinde olunduğunu söyledi. Bloomberg HT’ye konuşan Göçmen “Türkiye açısından bu iyi yönetilmesi gereken bir süreç ve şu ana kadar da başarılı yönetildi. Buraya kadar ne dersler çıkardık, buradan yeni yol haritamızı nasıl belirleyeceğiz, bu soruları sormalıyız” şeklinde konuştu. Yeni model şart Yeni bir büyüme modeli ne geçilmesi gerektiğini be lirten Göçmen “Bunun için de inşaat boyutunun biraz daha azaldığı, sermayemi zi de kullanarak iş yapma alışkanlığımızın ola cağı yeni bir dö neme girmeliyiz. Yüzde 5’in üze rinde büyüme oranlarına ulaşıl malı” dedi. Göçmen istih dam yaratıla cak iki alan bulun du ğunu bun Mehmet Göçmen lar dan birinin tarım olduğuna dikkat çekerek “İnsanları kendi coğrafyalarında istihdam edebilir hale getireceğiz, ikincisi turizmi daha yaygın hale getireceğiz. Bu ikisinin de ortak paydası güven ortamı. Türkiye’nin değişimdeki kilit sözcüğü güven. Bu güven ortamının biz tüm paydaşlar olarak milli seferberlik ruhu ile dünyaya nasıl yeni bir Türkiye başarı öyküsü anlatacağız ve uygulayacağız, bugünkü durumdan çıkıp yeni bir büyüme modeline girilmesinin kilit noktaları bunlar olacak” diye konuştu. Göçmen, kurların geçen yaz sonuna kadar çıkmasını gerektiren ortam olmadığını, şu an kurun dengelenme döneminde olduğunu söyledi. Göçmen “Bu tabii tekrar dalgalanma olamayacak anlamına gelmiyor. Bizim yapmaya çalıştığımız doğru risk değerlendirmesi yaparak riskleri en düşük maliyette yönetebilecek altyapıları oluşturmak” dedi. Göçmen risk yönetimine ve nakit yönetimine öncelik verdiklerini, uzun vadede ise teknoloji ve dijital dönüşümü iyi kullanarak yeni teknolojiye dönüştürdüklerini kaydetti. l Ekonomi Servisi Toplumun gerçeği olarak sokak Toplumda siyasi iktidarı eline geçirmiş olanların, mükemmellik izlenimi verebilmek, tek seçenek olduklarını kanıtlayabilmek için bastırmak, görünmez kılmak zorunda kaldıkları “seslerin” ve “bedenlerin” geri geldiği, kendilerini gösterdiği seslerini duyurduğu yerdir sokak. Sokak “seçildim istediğimi yaparım” diyen politikacılara, demokrasinin seçimlerden öte bir şey olduğunu gösterir. Sokak, kurtarıcı lider fantezisini deler, gerçeği ortaya koyar, liderlere yanlış politikaları değiştirmeleri için, topluma da otokratlardan, despotlardan kurtulmak için bir fırsat penceresi açar. Fransa... Fransa’da ‘Sarı Yelekler’ hareketi tam da böyle bir şeydi. Başkan Macron sonunda mesajı, kısmen de olsa aldı, politikalarında kimi düzeltmeler yaparak sokağın sesini dinlediğini göstermeye çalıştı. Bundan sonra hareketin nereye gideceğine, bir Liberasyon yazarının vurguladığı gibi, “istediklerimizin bir kısmın aldık eve gidelim” ile “istediklerimizin bir kısmını aldık tamamını almak için devam edelim” önermelerinden hangisinin seçileceğine mantık değil güçler dengesi karar verecekti. “Sarı Yelek” hareketinin henüz bir öfkeli “çokluk” olmayı aşamadığına işaret etmiştim. Hareket kendini, katılan toplumsal kesimlerin somut talepleriyle değil, siyasi bir anlamı olmayan “Sarı Yelekler” kavramıyla, “bir boş göstergeyle” tanımlıyordu. Bu “boş göstergenin” içini dolduracak, anlamını belirleyecek bir “üçünü şey” henüz ortada yoktu. Sonuç olarak bu hafta başlarken, “sarı yelek” hareketine katılımın düşmeye başladığını okuyorduk... Yine de Sarı Yelekler, yalnızca Fransa’da değil, birçok başka ülkede de toplumun gerçeğinin, bastırılanın, hatırlanmasına yardımcı olacak bir fırsat penceresi açmayı başardı. Öyle ki, despotların, otokratların “sokak” korkusunu yeniden depreştirdi. Macaristan Macaristan’da Başbakan Viktor Orban, iktidara geldiğinden bu yana ülkesinin demokratik kurumlarını sistemli bir biçimde etkisizleştiriyordu. Yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdı, ülkedeki medyanın yaklaşık yüzde 90’ını kendisine bağladı, sonra da bunları tek bir vakıf altında toplayıp, üzerine “stratejik” damgası vurarak yasal denetimin dışına çıkardı. Yaptığı yasal düzenlemelerle bir gün seçimleri kaybetme olasılığını ortadan kaldıran Orban, son seçimlerde oyların yüzde ellisinden azını almasına karşın mecliste iskemlelerin yüzde 2/3’ünü aldı. Orban bu çoğunluğa dayanarak işletmelere, işçilerine 400 saat fazla mesai yaptırma yetkisi veren bir yasa çıkardı. Dahası işveren, fazla mesai ücretlerini, daha önce olduğu gibi, o yıl içinde değil üç yıl içinde ödeyecekti. Hemen “kölecilik” olarak damgalanan bu yasa, gençlerin yaklaşık yarısının çalışmak üzere başka ülkelere gitme arzusunun etkisiyle oluşan işgücü açıklarını zorla kapatmayı amaçlıyordu. Orban rejimi, işgücü açığını kapatmanın bir yolu olan göçmenliği şiddetli bir ırkçılıkla bastırdığından, ister istemez, yerli işçi sınıfına yüklenmek zorunda kalıyor. Her zaman olduğu gibi, yine ırkçılık dönüp işçi sınıfını vuruyor. Sendikalardan, muhalefet partileri temsilcilerinden, öğrencilerden oluşan bir kalabalık, geçen hafta, kar kış, eksi 25 derece soğuk demeden, “kölecilik” yasasına karşı sokaklara döküldü. Muhalefet partilerinin vekilleri devlet televizyonuna giderek seslerini tüm ülkeye duyurmak istediler (medyanın yüzde 90’ını Orban kontrol ediyor). Polis vekilleri karga tulumba alıp götürdü. Bu olayın görüntüleri sosyal medyada paylaşılınca halkın öfkesi daha da arttı. Altı gün kesintisiz süren protestolara katılanların sayısı pazartesi günü 15 bine ulaşmıştı. Orban medyası, artık otokratların (faşist rejimlerin) klasik tutumuna uygun olarak, dış “güçler” tabii en başta da Soros (Yahudiler) yapıyor havasında; protestoların hedef aldığı yasanın içeriğini konuşmaktan yana değil. Orban da “Burası Paris değil bedel ödersiniz” filan diyor mu bilemiyorum ama, toplumun gerçeği bir kez sokağa çıktı. Duyulmayan sesler duyuldu, görülmeyen bedenler görülür oldu. Bundan sonra bu hareket bastırılsa bile, Orban rejiminin geleceği artık eskisi kadar güvencede değil... Cinsiyet eşitliği sağlanmalı Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, ekonomide şeffaf ve hesap verilebilir bir ilişki modeli için kadın yöneticilerin çoğalması gerektiğine dikkat çekti. Boyner, Yıldız Holding tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Gelecek İçin Liderler Zirvesi’nde konuştu. Kadınların ekonomik hayata ve karar verme sürecine katılmasını çok önemli bulduğunu dile getiren Boyner, “Kadınların yönettiği ve etkin olduğu işletmelerde ürün kalitesi artıyor. Bankacılar, kadın patronların kredi ödeme konusunda daha sadık olduğunu söylü yor. Cinsiyet eşitliği sağ lanmadığı takdirde sür dürülebilirlik sağlana maz” dedi. Doğan Holding Yö netim Kurulu Başka nı Begümhan Doğan Faralyalı ise “Şirket kârlılığı ile toplum sal faydayı den geleyebilen şir ketlere ihtiyaç var. Daha erdemli bir dünya için or tak hayal kurabi len bir iş dünya sı olabiliriz” di ye konuştu. l Ekonomi Servisi Ümit Boyner Kredi yükü kamuda Düşük konut faizi kampanyası başlatan kamu bankalarından VakıfBank’ın Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, “2018’de ekonominin tüm yükünü neredeyse üç kamu bankası üstlendi” iddiasında bulundu. 45 gün ortalama vadeyle mevduat topladıklarını ancak İstanbul Havalimanı gibi dev projeleri 15 yıl vadeyle finanse ettiklerini belirten Özcan, “Tüm kısıtlara rağmen, İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu gibi yatırımların finansmanında yer aldık” diye konuştu. TL’deki değer kaybına ve faizlerdeki sıçramaya paralel olarak özel bankalar kredi musluk larını kapatırken, kamu bankaları piyasadaki ortalamaların altında oranla inşaat projelerini desteklemeye devam ediyor. 2018’de kamu bankalarının kredi hacmindeki artış (mali kesim hariç) 147.7 milyar dolar olurken, özel bankalar için bu rakam 38.4 milyar dolarda kaldı. Öte yandan, Ziraat Bankası ve VakıfBank ile birlikte düşük faizle konut kredisi kampanyası başlatan Halkbank, yurtdışında 2 milyar dolara kadar tahvil ihraç ederek borçlanma kararı aldı. Halkbank’ın bu ihracı, banka yetkilisi Hakan Atilla’nın ABD’de Mart 2017’de tutuklanmasının ardından ilk yurtdışı tahvil ihracı uygulaması olacak. ‘Yaşasın Kadınlar’ sigortası Turkcell’in finansal hizmetler alanındaki yeni grup şirketi Finan cell Sigorta, ilk ürününü kadınlara özel akıllı tele fon uygulaması SiM için tasarladı. ‘Yaşasın Kadın lar’ sigortası, kadınla ra özgü kanser has talıklarına yakala nılması durumun da, onları finansal güçlüklere kar şı destekleye cek. Bu has talıklara ya kalanılması durumun da bir Kaan Terzioğlu defaya özel toplu ödeme yapılıyor. Göğüs, rahim, yumurtalık gibi türlerdeki kanserler sigorta kapsamında. Sigortadan faydalanmak için daha önce kanser tedavisi görmemiş olmak gerekiyor. Teşhis durumunda 30 bin TL, teşhis konulan hastalık sebebiyle 1 yıl içinde vefat edilmesi durumunda artı 10 bin TL daha ödeme yapılıyor. Giriş yaşı 1865 olarak belirlenen sigortanın yıllık primleri, 1840 yaş 100 TL, 4150 yaş 150 TL, 5165 yaş 200 TL olarak belirlendi. Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu “Gelecek dönemde de teknolojimizle hayatları kolaylaştırmaya devam edeceğiz” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle