25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Ekim 2018 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Bu önlük ölüm saçıyor haber 7 Tomografi, MR, röntgen çekimi sırasında radyoloji teknikerlerinin giydiği koruyucu önlük ve boyunlukların merdiven altı koşullarda standartlara uygun üretilmediği iddia ediliyor Tomografi, Emar (MRManyetik Rezonans), röntgen gibi görüntülemeler sırasında radyasyon koruyucu olarak kurşun önlük ve bo Türkiye dünyada birinci yunluk kullanılması, bunların da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Ge Türkiye MR uygulamasında dünyada birinci olurken, Bilgisayarlı to nel Müdürlüğü tarafın mografide ise sekizinci SİBEL BAHÇETEPE dan hazırlanan standartlara uygun olması gerekiyor. Ancak Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRADDER) Ge sırada yer aldı. 2016 yılında 110 milyon acil başvuru gerçekleşirken 11 milyon MR çekildi. Ülkemiz, MR tetkiklerinde bin kişiye düşen 133 çekim sayısıyla birinci sı nel Başkanı Heybet Aslanoğlu, bu önlüklerin ne yazık ki birçoğunun standartlara uygun olmadığını iddia ediyor. Aslanoğlu, “Koruyucu olan bu önlük ve boyunluklar kurşun geçirmez. Bunlar Türkiye Atom Ener rada yer alırken, bu rakamı binde 114’le Almanya, 110 çekimle İngiltere, 96 çekimle Fransa takip etti. En az MR ise binde 15’le Şili’de çekildi. ji Kurumu’ndan (TAEK) onaylı ve CE belgeli olmalı. Ancak çoğu buna uy bayisiyim’ diyor. Sağlık Bakanlığı’nın gun değil. Merdiven altı olarak üreti ihalesine giriyor ve diyor ki, ‘Size şu len ürünler ne yazık ki hastanelere ve ürünü şu fiyata vereceğim’. Genelde de riliyor. Radyoloji teknisyenleri kan normalin çok altında rakam teklif edi ser başta olmak üzere ciddi sağlık so yor. Hastaneler ise hangi firma ucuzsa runları ile karşı karşıya. Standarta uy o ürünü alıyor. Teknisyenin korunup gun olmayan tespit ettiğimiz korunmadığını önemsemi firmalar oldu. Buradaki en yor. Diyelim ki hastaneye 15 önemli sorun denetimler ve ürün alınacak, 5 ürün yurt verilen cezaların caydırıcı ol dışından getiriliyor, diğer 10 maması” diyor. ürün burada merdivenaltında CE ve İSO yetersiz üretilenlerden alınıyor. Hastanelerdeki ürünlerin hangi Türkiye’de kamuda çalı si sahte, hangisi gerçek tespit şan radyoloji teknikerlerinin edilemez. Bunu anlamanın sayısının 17 18 bin arasın yolu önlüklerin analiz testle da olduğu tahmin ediliyor. Bu alanda çalışan persone Heybet Aslanoğlu rinin yapılmasıdır. Bu testleri TAEK yapar. Hastaneler aldı lin çok sayıda sorunu bulu ğı koruyucu ürünlerin test et nuyor. Gereksiz tetkikler çalışanların tiğine dair belgesini görmeli. Bu ürün aşırı iş yükü ile karşı karşıya kalması ler sadece CE ile satışının uygun olma na neden oluyor. Buna bir de koruma dığı bağımsız bir denetim firması tara kıyafetlerinin standartlara uygun ol fından denetlendiğini gösterir 4 hane maması eklenince sağlık sorunları da li onaylanmış kuruluşun kimlik numa gündeme geliyor. rası ile birlikte ürüne iliştirilmesi ge TÜMRADDER Genel Başkanı Aslan rekir. (örneğin CE 1234 gibi. Bu belge oğlu, radyoloji teknikerlerinin giyin ürünün kimlik belgesidir) Ancak kur mesi gereken koruyucu önlük ve bo şun önlük satın alımlarında CE ve İSO yunluklarla ilgili ciddi endişelerinin şartı yetersiz kalmaktadır. Ürünlerin olduğunu belirtti. Aslanoğlu, “Çalışma rastgele seçilen bir numunesi TAEK ta Bakanlığı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Ge rafından test edilmeli.” nel Müdürlüğü tarafından koruyucu ekipmanlar ile ilgili standartları oluş Ceza alsa da satıyor turulmuş, onun dışında üretim yapa 2013’te Çalışma Bakanlığı’nın kur mazsınız. Kurşun önlükler çalışanları şun önlük temin eden ve Türkiye’de radyasyondan korur. Ancak bu konuda üreten firmaları denetlediğini, 3 fir çok ciddi merdiven altı denen üretim manın o zaman kapatıldığını anımsa ler var ve bu önlükler ne yazık ki koru tan Aslanoğlu, “Fakat denetimler dü muyor, radyasyon geçiriyor. Mesela A zenli yapılmalı, bu konuda sıkıntı var. firması ‘Ben yurtdışından X firmasının Bir firmayı biz tespit ettik ve onun yan kuruluşunu. Bu firma, İstanbul’daki birçok eğitim araştırma hastanesine kurşun önlük veren firmaydı. Dava devam ediyor. Tespit edilen yerlerdeki ürünler toplatıldı ancak halen satışını yapabiliyor. 2030 hastaneye, sağlık müdürlüklerine, ilgili bakanlıklara bunlarla ilgili dilekçeler yazdık” diyor. Kurşun önlüklerin “Kişisel Koruyucu Donanımları Yönetmeliği”ne girdiğini anlatan Aslanoğlu, bu yönetmeliğin dünyada titizlikle uygulandığını, çünkü kurşun önlüklerin hücre koruması konusunda ön planda olduğunu ülkemizde bu sertifikalara, yönetmeliğe uygun olmayan önlüklerin satıldığını anlatıyor. Aslanoğlu, özetle şunları dile getiriyor: “Kaliteye ulaşmadan, piyasadaki rekabet koşullarını ve insanların sağlığını bozan ürünler satılıyor. Piyasada boşluk var. Böyle firmalar ceza alsa da piyasada ürün satmaya devam ediyor. Cumhuriyet savcılığına bildiriyoruz, davalar açıyoruz. Çalışma Bakanı’na dilekçeler yazdık. Bu konu ciddi bir konu. Firmalar belgeler de uydurabiliyorlar. Bakanlık bu konunun üzerine yeteri kadar gidemiyor, denetimler etkili değil. Önlemler alınmalı.” Yemek yemeye zaman yok Radyoloji teknikerlerinin iş yo ğunluğuna dikkat çeken Aslanoğlu, “İstanbul’daki bir kamu hastanesine gidin görün. Radyoloji teknikerlerinin iş yoğunluğundan dolayı tuvalete gidecek zamanları bile yok. Taşeron firmalarında çalışan arkadaşlarımızın hiçbiri yemekhaneye gidip yemek bile yiyemiyor, iş yoğunlukları çok fazla” diyor. Kamu hastanelerinde günde ortalama 200 BT (bilgisayarlı tomografi), 150 MR çekiminin yapıldığını, bunun dünyanın hiçbir yerinde olmadığını anlatan Aslanoğlu, bu sayının giderek arttığını da söylüyor. Faturalar şişiriliyor Şehir hastanelerine de deği nen Aslanoğlu, şunları söylüyor: “56 ilde şehir hastaneleri şu an da faaliyette. Şehir hastaneleri başta olmak üzere Sağlık Bakanlığı’nı bağlı kamu hastane lerinde radyoloji görüntüleme hizmetleri hizmet alımı altında taşeron firmalar tarafından yerine getiriliyor. İhalelerde taşeron firmalara tıpkı otoyol ve köprüler gibi hasta garantisi verildiği için garanti sayıyı yakalamak için sağlık kuruluşlarına başvuran hastalardan gereksiz birçok radyoloji tetkiki istenmekte. Radyolojik görüntüleme hizmetlerinde dünya birincisi olmamızın altında yatan sebeplerin en başında gereksiz ve tanıya hiçbir katkı sunmayan gereksiz tetkikler gelmektedir. Gereksiz tetkikler, şişirilmiş faturalar ile kamu kaynakları heba edilmektedir. Özellikle şehir hastanelerinde hasta garantisi ile birçok kamu kaynağı devletin eliyle sermaya şirketlerine peşkeş çekilmektedir. Böylem bir sistemde sağlık hizmeti verilemez, sağlık hizmetinden bahsedilemez. Gereksiz tetkikler çalışanların iş yükünü artırmakta ve nitelikli sağlık hizmeti sunmasını engellemektedir.” TDV Başkanı Yılmaz Diyabette ameliyat oyunu Türk Diyabet Vakfı (TDV) Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, diyabetin (şeker hastalığı) ameliyatla tedavi edilemeyeceğini belirterek, hastanelerde obezite ameliyatı yapabilmek için kimi hastalara “Git şişmanla gel” denildiğini iddia etti. Tekrar yakalanıyorlar Prof. Dr. Yılmaz, ameliyattan sonra birçok hastanın tekrar diyabete yakalandığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Diyabet ameliyatı diye bir şey yok. Bu ameliyatlar ancak vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalarda yapılması gereken ameliyatlar. Sağlık Bakanlığı sınır olarak vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olan hastalara yapılabileceğini söylüyor. Ayrıca bu ameliyatlar yalnızca Tip 2 Temel Yılmaz diyabeti olan hastalar için etkili olabilir. Tip 1 diyabeti olan hastalarda etkili olmadığı gibi hastaların hayatını tehlikeye atan ameliyatlar. Bu hastalar ameliyattan sonra protein, mineral emilimi ile ilgili problem yaşıyor. Yaklaşık 2 yıl bulantı ve kusmalarla devam eden bir süreç yaşıyorlar. Ameliyat öncesi, hastalar yeteri kadar bilgilendirilmiyor. Vücut kitle endeksi yeterli olmayan hastalara ise “Git şişmanla gel, ameliyat edelim” diyebiliyorlar. Çünkü vücut kitle endeksi 35’in üzerine çıktığında SGK ameliyatın bir kısmını ödüyor.” l Haber Merkezi Genç sporcu uykusunda yaşamını yitirdi Ordu’da yaşayan 19 yaşındaki genç atlet Damla Nur Kırıkçı, evinde geçirdiği epilepsi nöbeti sonucu hayatını kaybetti. Olay, Ordu’nun Fatsa ilçesinin Evkaf Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre evinde epilepsi nöbeti geçiren başarılı genç atlet Damla Nur Kırıkçı’nın, uyuduğu sırada hayatını kaybettiği belirlendi. Genç kızın ölümü ilçede üzüntüyle karşılanırken, ailesi ve sevenleri yasa boğuldu. Genç sporcu dün düzenlenen cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Kırıkçı’nın başarılı bir sporcu olduğunu belirten Fatsa İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Halil Bekyürek, “Sporcumuzun ani ölümü bizleri yasa boğdu. Kendisi başarılı bir sporcuydu. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim” dedi. l İHA Damla Nur Kırıkçı Kızamık 9 kat arttı Karşı kampanyalar aşı oranını yüzde 98’den yüzde 96’ya düşürdü ŞEYMA PAŞAYİĞİT Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, bazı kesimlerin aşılama karşıtı propagandaları sonucu aşılama oranı geriledi. Buna bağlı olarak kızamık vakası 9 kat arttı. Aşı karşıtlığına karşı yapılan zorunlu aşılama uygulamasına rağmen 2016 yılında yüzde 98 olan aşılama oranı yüzde 96’ya geriledi. Doğu Karadeniz’de anne ölümleri Sağlık Bakanlığı geçen gün “Sağlık İstatistikleri Yıllığı”nı yayımladı. İstatistiklerden çıkan önemli başlık lar şöyle: n Bin canlı doğumda bebek ölüm oranı 6.8, anne ölüm oranı 14.7 olarak belirlendi. Buna göre; en az anne ölüm oranı 7.4 ile Batı Marmara olurken en çok 25.6 ile Orijinal ilaçlarda düşüş n Enfeksiyon hastalıklarının vaka sayısı ve insidansı 100 bin nüfus üzerinden değerlendirildi. Buna göre; 70’i yerli, 11’i yabancı vaka olmak üzere 81 AIDS vakası, 48’i yerli 36’sı yabancı olmak üzere 84 kızamık vakası tespit edildi. Kızamık vakasının bir önceki yılda 9 olup 84’e yükselmesi dikkat çekti. Sıtma da 214 vaka ile bir önceki yıla göre artış gösterdi. n Önceki yıl yüzde 98 olan sağ lık kuruluşunda gerçekleşen doğum oranı geçen yılda da aynı kaldı. Sezaryen doğumların tüm doğumlar içindeki payı yüzde 53.1 ile değişmedi. Akdeniz ve Ege bölgeleri yüzde 64.3’e varan sezaryen ve 31.7’ye varan primer sezaryen en çok sezaryen ve primer sezaryen yapılan bölgeler oldu. n Jenerik (eşdeğer) ilaçların satış hacmi yükselirken, orijinal ilaçların satış hacminde düşüş yaşandı. İlaç pazarının yüzde 79,6’sını yerli ilaç oluştururken yüzde 20.4’ünü ithal ilaç oluşturdu. l ANKARA Medet kayması Hani, dönem dönem “eksen kayması” diye bir olgudan söz ederiz ya.  Mevcut angajmanların dışına çıkıp, mevcut ittifakların dışındaki unsurlarla kafa kafaya verme anlamında kullanılır ya. Zaman zaman “Yüzümüzü ne tarafa dönelim” sorusuna yeni yanıtlar aranır ya. Şimdi de böyle bir kavram geliştirmiş gibi görünüyoruz. Haydi, isim babalığını da ben yapmış olayım: “Medet Kayması” Son bir haftanın gündemine baktığımızda, Türkiye’nin “medet umduğu” iki önemli ve ünlü isim vardı: Nusret ve McKinsey… Biri “et gurusu”, diğeri ise “yönetişim gurusu” Nusret deyince, bugüne kadar bizim mahalledeki bakkalı ve Birinci Dünya Savaşı yılarında destan yazan ünlü ve kahraman mayın gemimizi bilirdim. Ama artık bu isim “tuz serpen, bonfile doğrayan, arada bir de alev şovları ile turist tutuşturan bir milli medarı iftiharımız”a dönüşmüş durumda. Geçen hafta da havalimanı, otoyol, otomotiv ve futbol organizasyonlarında boyumuzun ölçüsüne bakmadan mangal yarıştırdığımız Almanya Federal Cumhuriyeti ile girişilen rekabette medet umduğumuz en önemli kozlarımızdan biri olarak tebarüz etti. “Tuzu serpti mi, işi bitirir” diye medet umduk Nusret’ten. Aynı, futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülke olarak, kendi yerli ve milli değerlerimizi bir kenara bırakıp Lucescu’dan, Quaresma’dan, Pepe’den, Van Persie’den, Dirk Kuyt’tan, Drogba’dan filan medet umduğumuz gibi. Öyle ya, mekân basıp kebapçı döven milli hocaları, uçakta gazeteci gırtlağına sarılıp federasyon başkanının annesine söven çapsız topçu müsveddelerinden, dünyaya “Boğaz’ın Boğası” diye lanse ettiğimiz ve son 2030 yılın en tanınmış Türk topçusu iken FETÖ kaçağı durumuna düşen birinden medet umacak halimiz yoktu ya. “Çare Nusret” dedik. Hani Abdal Pir Sultan’ın şu ünlü deyişindeki gibi söylersek: “Medet ya Nusret”… Olmadı. Elimizde bir tutam tuz, öylece kalakaldık. İşe yaramadı bu medet kayması. Yeni “Medet” arayışımız McKinsey & Co. Kendilerini şöyle tanıtıyorlar, kurumsal misyon olarak:   “…Müşterilerimize performanslarında belirgin fark yaratacak kalıcı iyileştirmeler konusunda destek vermenin yanında, yetenekli kişiler için cazip, heyecan yaratan ve bu kişileri elinde tutmayı başaran bir şirket olabilmektir…” Tabii, yanlış anlaşılmasın; burada “kişi”den kasıt, 16’ncı Türk Devleti. Yeni ve taze bir rejim. Kayınpeder’in direksiyonunda oturduğu, Damat’ın yan koltukta hesabı kitabı tutmaya, yani ekonominin navigasyonunu yapmaya tayin edildiği bir araba düşünün. İşte öyle bir şey. Krizden, ya da yeni moda (bu hafta trend buydu) “Sıkıntı”dan çıkışın reçetesi olarak uygulanacak Yeni Ekonomik Program’ın uygulanmasını gözetecekmiş bu “Medet ya Kinsey”. Hani yakın geçmişte IMF ile bağıtlanan “Sıkıntıdan Çıkış Reçetesi”ni uygulatmak için Ankara’ya tayin edilen bir meşhur Carlo Cottarelli vardı ya. Onun gibi bir şey. Carlo’nun “Mc” versiyonu diyebiliriz. Her ne kadar bakanlık tarafından yapılan açıklamada “Ekmek Kuran çarpsın icra şeysi olmayacak” denilse de, Cottarelli’nin de olmadığını hatırlayalım. Hatta 18811939 arası görev yapan Düyunu Umumiye, (Genel Borçlar) idaresinin de icra gücü olmasa da, pekâlâ. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bile yaklaşık 20 yıl borçlarımızın yönetimi konusunda “süpervizör” durumunda kaldığı hafızalarda taptaze. Yeni Rejim’in Danıştay’ı çay bahçesine, Sayıştay’ı tütün tarlasına gezmeye yollayan bir yaklaşımla, kamunun idare ve finansal denetimini bağımsız yargıdan alma ruhuna tam uyumlu bir kararları, tam da devlete hâkim olan yeni zihniyetin parmak izlerini DNA profilini yansıtmakta. Bu akıllara ziyan “Medet Kayması” zihniyetinin sonuçlarını yaşayıp göreceğiz. Ama dileriz Nusret’in ocakbaşındaki ateşe yanıcıparlayıcı madde dökeyim derken insanları ateşe vermesi gibi, “Yeni Medet” McKinsey & Co.’nun da ekonomideki sıkıntıdan çıkalım derken yeni kemer sıkma önlemleri ile ülkeyi ateşe vermemesi için dua etmekten başka çaremiz yok. Yoksa, yeni Pir Sultan’lara yazdırdığınız “Medet ya Nusret, medet ya Kinsey” semahında ayaklar birbirine dolanır. Bizden söylemesi. ‘Hukuksuz uygulama doktorları mağdur ediyor’ CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Cumhuriyet’in haberleştirdiği genç doktorların güvenlik soruşturmasıyla atamasının yapılmamasını TBMM gündemine taşıdı. Emir, güvenlik soruşturması nedeniyle ataması yapılmayan hekimlerin mağdur olduğunu belirtti. Emir, önergesinde “Her ne kadar OHAL döneminde esas alınan güvenlik ve arşiv kaydı uygulaması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na konulmuş olsa da yine de belirleyici değildir” dedi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle