18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 6 Ocak 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY CHP 3 AYAKLI PROGRAM enflBausgyoünnÖNERDİ OHAL kalksın 5 puan düşer 4 Sınıf temelli yeni bir ekonomi programı sunan CHP 4 Sunulan yeni programın üç temel önceliği olacak: Ge ekonomi kurmayları, OHAL kaldığı sürece hiçbir ekono lir dağılımı adaleti, büyümeyi de içeren bir kalkınma ve mik sorunun çözümlenemeyeceğine dikkat çekti. yaşanan çevreyle barışık bir çevre dostu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, “Ba tika sonrası yoksul halklar çok daha yoksullaştı. 4 Türkiye kimlik siyasetine sıkıştırıldı. CHP bu siyaseti kın bugün OHAL’i kaldıralım, enflasyon üç ayda 5 puan düşe cek. Ek olarak, bir dönem sonra 5 puan da faiz dü şecektir” dedi. Erdoğdu, CHP İşveren Sendika ları ve Meslek Bir OLCAY BÜYÜKTAŞ liklerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ve CHP Sos yal Politikalardan Sorumlu Ge nel Başkan Yardımcısı Lale Kara bıyık, İstanbul’da ekonomi gaze tecileriyle bir araya gelerek gün demdeki ekonomik konulara iliş kin değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda önerilen ekonomik program, yapılan değerlendir meler ve sorulara verilen yanıt lar özetle şöyle: Büyüme tehlikeli 4 Kredi Garanti Fonu (KGF) desteğiyle sağlanan büyüme 7 Haziran’da aşmaya çalıştı. Taşerona bugün kadro verildiyse CHP’nin o seçim öncesi başlattığı ve o seçimle birlikte yükselttiği politikalar sonucudur. Asgari ücretin bugünkü seviyesine gelmesi bile o günkü politikaların sonucudur. Çaresiz değiliz 4 Ülke neoliberal politikalara karşı çaresiz değil. CHP, yeni bir ekonomi politikayla bunu aşacak. Bu da üç temelli bir politika. Bunların birincisi ve en önemlisi, gelir dağılımı adaleti olacak. İkincisi, büyümeyi de içeren bir kalkınma olacak. Üçüncüsü de, yaşadığımız çevreyle barışık bir çevre dostu programı olacak. 4 Gelecekte yeni bir üretim biçimi olacak. Endüstri 4.0’la bazı insanlar işlerini kaybedebilir, bu nedenle Endüstri 4.0’ı mutlaka ERDOĞDU: Sosyal koruma yoksulluğun prangası haline getirildi. Hükümet, sosyal politikalarıyla yoksulluğu ortadan kaldırmak istemiyor, yoksul bırakarak oyunu rehin almak istiyor... Erdoğdu, Türkiye ve dünyaya dayatılmaya çalışıldığı söylenen neoliberal ekonomik modelin artık çöktüğünü, bu politikayı krizlerin ürettiğini, bu politika sonrası yoksul halkla rın çok daha yoksullaştığını söyledi. Bu politikanın çok ciddi gelir adaletsizliği doğurduğunu belirten Erdoğdu, bunun sonucunda da insanların kimlik siyasetine sıkıştırıldığını kaydetti. Dava Türkiye’de görülsün tehlikeli. KGF doğru bir yaklaşım ancak bankaların kredi/ mevduat oranlarını bozan bir hal aldı. Bu krediler işletmelere yüzde 1819 maliyetle veriliyor ve oluşması öngörülen yüzde 7’lik batak, kriz dönemlerinde görülen bir oran. 4 Neoliballer model çöktü. Bu politikayı krizler üretti, bu poli emek 4.0 ile birleştirecek. 4 ‘Aman kamu küçülsün’ si yaset anlayışı dayatıldı, bu nun yanlış olduğu görüldü. Kamu gereken yerlerde olacak, özel sektörün ya tırım yapmadığı yerlerde bizzat gidip fabrika aça cak, zenginlik Türkiye’ye yayılacak. Aykut Erdoğdu 4 ABD’den Türkiye’ye çıkacak bir ceza Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış’tan tahsil edilmeli. Halkın o milyar dolarları ödeyecek parası yok. Yeni deliller ortaya çıktı ve bu da va Türkiye’de yeniden görülmeli. 4 Adil bir vergi politikası şart. Vergi düzenlemeleri şu an şirketler için ülkeyi cennet hale getirdi. Yük, yurttaşın sırtında. Yapılacak tüm işler için kaynak adil vergi yasaları ve başta turizmle olmak üzere cari açığın hızlı bir şekilde kapatılması ile mümkün. Yavaşlama kaçınılmaz Oto pazarını ÖTV vurdu Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) 2017 yılı otomobil ve hafif ticari araç satış rakamlarını açıkladı. Buna göre, 2017 yılında otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı bir önceki yıla kıyasla yüzde 2.8 daraldı ve satış adedi 956 bin 194’te kaldı. Geçen yıl otomobil satışları bir önceki yıla göre yüzde 4.52 düşüşle 722 bin 759 adet oldu. Hafif ticari araç pazarı ise yüzde 2.93 büyüdü ve satışlar 233 bin 435 adet oldu. Kasım 2016’da yapılan ÖTV düzenlemesinin ardından tüketicilerin araç alımlarını öne çekmesi, kurlar da yaşanan artış ve taşıt kredisi faiz oranları 2017’deki daralmaya neden oldu. Öte yandan 2017 Aralık sonu itibarıyla, 2.0cc üstü otomobillerin satışında yüzde 46.9 düşüş kaydedildi. Otomobilde yüksek ÖTV oranları dikkat çekiyor: 1.6 motorda yüzde 60, 1.62.0 motor yüzde 110, 2.0 üstü yüzde 160. l Ekonomi Servisi Dolarizasyonda 5 yılın rekoru Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı, 29 Aralık ile biten işlem haftasında 263 milyon dolar artarak 165.4 milyar dolara yükseldi. Yılın son haftasına ilişkin verilerin gelmesiyle yerlilerin döviz mevduat hesaplarındaki tablo da ortaya çıkmış oldu. Buna göre 2017 yılında yerli şirket ve vatandaşların döviz mevduat he sapları 19.8 milyar dolar artış kaydetti. Böylelikle döviz hesaplarında son 5 yılın en büyük artışı yaşandı. Böylesi hızlı bir artış son olarak 2012 yılında yaşanmıştı. Merkez Bankası’nın verilerine göre 2012 yılında yerli şirket ve vatandaşların döviz hesapları 22 milyar dolar artış göstermişti. l Ekonomi Servisi Economist dergisine göre, Türkiye’nin 2018’de yüksek büyüme oranlarını yakalaması mümkün değil. Dışarıdan borç bulmak artık daha zor İngiliz iş ve finans dergisi The Economist, Türkiye ekonomisinin yakıtının bitmekte olduğunu ve 2018’de yavaşlamanın kaçınılmaz olduğunu öne sürdü. “Var gücüyle çalışan Türkiye ekonomisi dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri. Ama bu ne kadar sürer?” başlıklı yazıda, 2017’de ekonominin büyümesinde kolay kredinin önemli payı olduğuna dikkat çekilirken, genel görünümün tamamen umut verici olmadığı belirtildi. Cari açıktaki artış, TL’deki değer kaybı ve yabancı yatırımdaki düşüşe işaret eden dergi, yüksek enflasyon hayaletinin de geri döndüğünü hatırlattı. Yakıt bitiyor ‘Reçetesiz ilaç’ fiyatları katladı Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) katılımcı olmayan şekilde 241 ilacı reçetesiz satış kapsamına almaya hazırlandığını, bu durumun halk sağlığı açısından risk oluşturabileceğini belirterek, reçeteliyken 2 lira olan bir ilacın reçetesiz 16 liraya kadar çıktığını açıkladı. Reçetesiz satılan ilaçların hızla fiyatlarının yükseldiği ni belirten TEB Başkanı Erdoğan Çolak, böylece halkın gerçek fiyatının üzerinde ilaca erişebildiğini belirtti. Çolak, “Serum fizyolojik, bir tür tuzlu su.. Reçeteliyken 2 TL’ydi, reçetesiz aynı ilaç 16 TL’ye satılıyor. Bağırsak düzenleyici bir ilaç geri ödeme listesindeyken 7 TL iken geri ödeme listesinden çıkarılmasıyla 26 TL’ye çıkmış; local anestezik bir krem/merhem 20 TL iken ödeme listesinden çıkarılmasıyla 115 TL’ye yükselmiş, pişik önleyici krem/ merhem geri ödemede iken 3.5 TL iken geri ödemeden çıkarıldığında 16 TL olmuş, vitamin takviyesi olarak bir ürün geri ödeme kapsamındayken 6 TL, geri ödemeden çıkarıldıktan sonra şimdi ise 39 TL. Bu fiyatları halkın üstüne yükleniyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi “Amerika’nın, İran’a yönelik ambargoları deldiğinden şüphelenilen Türk bankalarına yönelik ceza vereceğine dair korkular da ülkenin kuruna zarar verdi” diyen Economist, “Her halükârda bu yıl yavaşlama kaçınılmaz görünüyor. Uzmanlar, Türk bankalarının, Kredi Garanti Fonu üzerinden başka bir büyük kredi enjeksiyonu için fon tabanına sahip olmadığını belirtiyor” ifadelerine yer verdi. Dışarıdan borç bulmanın artık daha zor olacağını belirten dergi, “Ekonomi 2017’de tam kapasite çalışıyordu. Şimdi, yakıtı bitmeye başlıyor” değerlendirmesini paylaştı. l Ekonomi Servisi Tekfen’den meyveye yatırım Satın alımın ardından yapılacak yatırımlarla yılda 10 bin ton olan meyve satış hacminin 10 yılda 35 bin tona, üretimin de beş katına çıkarılması hedefleniyor. Tekfen Holding’in bağlı ortaklığı Tekfen Tarımsal Araştırma, Alanar Meyve ve Gıda’nın yüzde 90’ını 48.9 milyon liraya satın aldı. Tekfen Holding’den yapılan açıklamaya göre, Tekfen Tarımsal Araştırma ayrıca Alara Fidan Üretim’in de yüzde 90’ını 734.952 liraya satın aldı. Tekfen açıklamasında, ilk etapta 20182020 yılları arasında yaklaşık 160 milyon TL tutarında arazi, tesis, makine ve ekipman yatırımı planlandığını; 3 bin ton civarında olan mevcut üretim kapasitesinin 10 yıl içerisinde 15 bin tona çıkmasının hedeflendiğini kaydetti. Bursa merkezli Alanar şirketi Bursa’nın yanı sı ra en büyüğü Manisa’da olmak üzere Antalya, Ceyhan, Afyon ve Ezine’de meyve üretimi ve ticareti alanlarında faaliyet gösteriyor. Şirket, yapılan üretimin yaklaşık yüzde 90’ını ihraç ediyor ve ayrıca eticaret satış sitesi de bulunuyor. Alanar’ın kendine ait bahçelerinin büyüklüğü yaklaşık 3 bin 600 dekar. Tekfen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin doğru tarımsal üretimin Tekfen’e ya kışan önem li bir sorum luluk oldu ğunu söyle di. l Eko nomi Ser Murat Gigin visi ekonomi 9 Anayasal suçlarda çevir kazı yanmasın.. Yemedik ama yutturmacada direttiler.. Diyanet’e, imamlara nikâh kıydırma yetkisinin, imam nikâhlılara resmi nikâh haklarının sağlanması, ağırlıklı kadın ve çocukların mağduriyetlerden kurtarılması niyetli olduğu üzerinden kamuoyuna dönük yemin billahlar ettiler. Çocuk evlilikleri istismarına kapı açılmayacağı demeçlerinde Saray, Hükümeti, Diyanet’in birinci ağızdan sorumluları açıklamalar yapıp durdular. Diyanet’in yasal nikâh kıyma yönetmeliği çıkarılmadan, üçlü tarafın birinci derece sorumlularının katıldıkları korsan nikâhı görkemli fotoğraflarla kamuoyuna ulaştırıverdiler. Sorgulanınca hızla geçerli değilmiş açıklaması yapıldıysa da, ne türden hukuksal düzeltmeler yapıldığının bilgisi nedense kamuoyuna ulaşmadı.. Derken Diyanet İşleri’nin fetvalarına ilişkin resmi yayın sayfalarının içinde, dine göre evlilik yaşının kızlar için buluğa erme, erkekler için ergenlik ile başlayacağı açıklamasına yer verildi. Elbette yürürlükteki anayasal düzen, hukuk, resmi nikâh hükümleriyle çatışıyor, korkulan ağır insanlık suçu, hukuksuzluk, çocuklar için imam nikâhı kapısının açılması denemesi Diyanet eliyle uygulanmak üzere sahneye sokuluyordu.. Gerçek toplumsal duyarlıkların gücünü yansıtacak boyutlarıyla kamuoyuna yansıyıp, durum vaziyetler teşhir edilince, hızla Diyanet’in fetvasını içeren metin siteden kaldırıldı. Dün Diyanet İşleri Başkanlığı adına yapılan resmi düzeltme ile de, Diyanet eliyle düzenlenecek imam eliyle nikâhların içerik olarak var olan anayasal düzenleme içinde kalacağı sözü verildi. Güvenli mi, geleceğe dönük geçerliliği, garantisi var mı? Tek adam rejiminin demokratik, hukuk devleti düzeni garantisi ne kadar varsa, o kadar.. Dahası süreçler içinde, anayasal hukuk devleti düzeni ilkelerinin yaşamın her alanına dönük ihlallerinde ne kadarı ile adım adım ihlal denemeleri yaşanıp duruluyorsa o kadarı ile geçerli kılınmaya yönelik adımlar atılıp durulacak.. Toplumsal baskıyla imam nikâhına yönlendirilmiş kadınlar ve çocuklar için, anayasal hak, hukuk algısı ne kadar gelişebilirse o kadarı ile üç kez “boş ol”un işlerliği yerinde duracak.. HHH Önceki sabahın taptaze bir haberinde Van’da kadınlar için ayrı otobüs tahsisini isteyenlerin imza kampanyalarının görüntüleri vardı. Haber, Saray, İktidarlarıyla doğrudan çatışmama kaygısı içinde magazin yönü ile öne çıkarılmıştı. İmza toplayıcı sivil toplum örgütü yöneticilerinin hepsi erkekti. İmzacıların da çok büyük çoğunlukla erkeklerden oluştuğunun altı çizilmişti. Ancak çok iyi niyetli çaba olarak yutturulmaya çalışılıyordu. Taşıma ücretleri çok pahalılaşmıştı, hiç değilse kadınlar rahat yolculuk yapmak istiyorlarmış, zaten istemeyenler de erkeklerle, zorlu koşullarda tıkış tıkış araçlara binebilirlermiş.. Binmeye kalkışacak kadınlara taciz tehdidine dikkat çekelim.. El insaf, siyasal İslamcılığın baskı gücünün egemen olduğu kentler, ilçelerde benzeri ne kadar çok deneme birkaç ayın içinde gündeme sokuldu. Tepkilerle şimdilik uygulamaya sokulamadı. Alıştıra alıştıra bu çağdışı kadın ayrımcılığı, dünyadaki değişim çabaları ile bile tersine yolda yürünmek amaçlı, tek adam, sivil diktatoryal rejimi gündeme sokulamadan dahi ülkemiz uygulamaları içinde geçerlilik kazanabilir mi? Daha beteri örnekler kimi üniversitelerimizde kampanyalara konu olabiliyor. Kız öğrenciler peçeli güvenlik gerekçeli derse sokulmayınca, inanç özgürlüğü katli suçu işlenmiş sonucu çıkarılıyor, üniversite yöneticileri aleyhine imza kampanyasıyla da yetinilmeyerek kovuşturmaya konu yapılabiliyor. YÖK’ten gık çıkarılamıyor. Aynı YÖK yapılanması insan hak ve özgürlükleri, basın, düşünce özgürlüğü üzerinden imzalarını vermiş öğretim üyelerinin üniversitelerden atılmaları eylemlerine doğrudan suç ortaklığı yapmakla kalmıyor. Tek tek açılan ağır suçlamalı yargı sorgulaması davaları karşısında ses çıkarmıyor.. Tamam eninde sonunda 1. Silivri, Cemaat güdülemesinde sivil darbe hukuku davalarının düşmesi süreci gibi, 2. Silivri sivil darbe sürecinin bu kez sahte delil üretme zahmetine dahi katlanılmaksızın, “Ben tutuklatır, yargılarım, yargısız infazla mağduriyetlerden kurtuluşta suçsuzluğunu sen kanıtla..” yargılamaları da düşecek.. Gerçek şu ki, referandum konusu yapılmış dünyada bir eşi benzeri olmayan tek adam rejimine dayalı başkanlık sistemi, yetkinin gerçek sahiplerinin suç ortaklıklarında yaratılmış İktidarları erkinin, asıl hesaplaşılması, sorgulanması gereken gidişatlarının gündem dışı tutulması oyunları sahnede.. Çiftlikbank’a ilk ceza İnternet üzerinden sanal yatırımla para kazandırma vaadinde bulunan Çiftlikbank’a ilk yaptırım Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık, adında “banka” geçmesi nedeniyle reklamlarını 3 ay süreyle durdurma kararı aldı. İncelemeleri sürdüren Gümrük Bakanlığı, para cezası da uygulayabileceğini açıkladı. Tüketiciler de tasarruflarını değerlendirirken daha hassas ve ihtiyatlı olmaları konusunda uyarıldı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle