30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 7 Ağustos 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kadınlar inşaatta söz sahibi olmak istiyor Gayrimenkulde Kadın Liderler Platformu Danışma Kurulu Başkanı Av. Pınar Ersin Kollu: Sektörde biz kadınlar da karar alınan masalarda oturmak istiyoruz Erkek çalışan hâkimiyetinin olduğu inşaat Institute (ULI Türkiye) Gayrimenkul ve gayrimenkul sek ve Gayrimenkul töründe kadınlar var Yatırım Ortaklı olmak, erkeklerle eşit işte, eşit ücrete, objektif performans kri ŞEHRİBAN KIRAÇ ğı Derneği (GYODER) ve Türkiye Müteahhitler Birliği işbir terlerine sahip olmak liğiyle Türkiye’de ilk istiyor. Türkiye’de kadınların kez yaptık. İnşaat, yatırımcı, istihdama katılım oranı yüz mimar ve mühendislik, gay de 30’lar civarındayken, yak rimenkul yatırım ortaklıkları laşık 70 bin kadın inşaat ala firmalarından 436 kadın katı nında çalışıyor. lımcı ile anket çalışması yap Gayrimenkul sektöründe tık. Sektörde çalışan kadın azımsanmayacak sayıda kadın lar 36 yaşında genç bir profi çalışan ve yönetici bulunmasına le sahipler. Yüzde 85’i lisans karşın kadın temsilinin yeter ve lisans üzeri eğitimli. Gay li olmadığı düşüncesiyle “Gay rimenkul sektöründe çalışan rimenkulde kadınlar biz bura kadınlar yüzde 69.7’si ailele dayız” diyerek ‘Gayrimenkulde rinden destek görüyorlar. Kadın Liderler Platformu’nda bir araya geldi. Eşitlik şart Gayrimenkulde Kadın Li n Sektörde kadınların kar derler Platformu Danışma Ku şılaştıkları sorunlar nelerdir? rulu Başkanı Av. Pınar Ersin Kadınlar, kariyerlerine ço Kollu, sektörde birçok kade cuk sahibi oldukları 25 29 mede çalışan kadınların bu yaş civarında ara veriyorlar. lunduğunu belirterek “Ama Kariyerlerindeki hedefle görünürlüğe, yöneticiliğe ge re ulaşmada gördük lince biz yokuz. Biz kadınlar leri en büyük engel olarak karar alınan masalar şirket yapısı. Bunu da oturmak, liderlik üstlen ‘Terfi Uygulamaları’, ‘Perfor mek ve liderliğe tüm boyut mans Sistemleri’ izliyor. Ka larıyla hazırlanmak, görünür dınlar, objektif işe alım, ter olmak, temsilde etkin olmak, fi ve performans değerlendir adalet ve tarafsızlık ilkesiyle me sistemi istiyor. “Kurumu yönetilmek istiyoruz” dedi. nuzda kadınlara yönelik psi Yüzde 85’i eğitimli kolojik şiddet, duygusal baskı, zorlama amaç Platform olarak emin adım lı tutum ve davranış larla ilerlemek için öncelik lar uygulandığı dü le gayrimenkulde çalışan ka şünülüyor mu?” dınların profillerinin belirlen sorusuna veri mesi ve sektörde çalışan ka len cevapta da bi dınların kariyer gelişimleri rinci sırada yer nin, beklentilerinin ve gele alan ‘Kariyer cek hedeflerinin tespit edil İmkânlarında mesini amaçlayan ‘Gayrimen fırsat eşit kulde Kadın Araştırması’nı sizliği/ ter yaptıklarını aktaran Pınar Er filerde ter sin Kollu gayrimenkulde ka cih edil dın görünürlüğünün nasıl ar meme’ ka tırılacağı ve faaliyetleriyle il dınların gili konuştuk. sektörde Pınar Ersin Kollu n Gayrimenkulde Kadın ki en te Liderler Araştırması’nda ne mel soru tür sonuçlar çıktı? nu olarak Araştırmayı Urban Land öne çıkıyor. Çözümsüzlük üretiliyor n Dediğiniz talepler yerine getirilmeyince kadınlar işten ayrılmak zorunda kalıyor mu? Şu çok önemli iş dünyasının gereklilikleri kendi içerisinde hareket ederken; kadının dünyasına karışmayacak, kadının doğasına uymayacak, kadının sosyal hayatıyla iş hayatına sıkışıp kalmaması için çözümler üretmeli. Ama çözüm üretirken çözümsüzlük üretiyorlar. Kadını çocuk sahibi olduğu zaman iş hayatından koparmamak gerekiyor. Kadın hamilelik ve doğum döneminde yasaların kendisine verdiği hakları gönül rahatlığıyla kullanmalı. Türkiye’de 30 milyon kadın iş hayatına katılmıyor. Çok korkunç rakamlar. Bir şekilde kadın iş hayatına katıldığında sürdürülebilirliği çok önemli. Sosyal rollerle iş arasında sıkışma söz konusu yani bu kadın eve mi yetişsin ev işine mi yetişsin? n Kadın istihdamını artırmak için ne tür adımlar atılmalı? Çalışan kadın da olsa ev işi hâlâ kadının üzerinde 5 kat daha fazla yük var. Ev içindeki dengeyi sağlamak lazım o zaman kadın dışarıda da gönül rahatlığıyla ve performans göstererek çalışır. Adil bir ücret politikasının da olması gerekiyor ki kadın iş hayatına devam edebilsin. Çocuğunun bakıcı ve kreş masraflarını karşılayabilsin. Kadınların ihtiyaçları noktasında desteklenmeleri çok önemli, bütün yükü kadına yükleyemeyiz. Kariyer yapmak isteyenin de istek ve ihtiyacı farklı o zaman ona özel yani hiç aile kurmamış olabilir çocuk sahibi olmak istemeyenler de var, onları dışlamamak, erkekleştirmemek gerekiyor. Şirketlerin insan kaynakları politikaları çok önemli. n Gayrimenkul sektöründe çalışan kadın sayısı belli mi? Kadın farkındılağını artırmak için neler yapacaksınız? Net bir rakam yok. GYODER üyesi 100’ü aşkın firmanın yönetim kurullarında sadece 12 kadın görev alıyor. Kadının liderliğinden biz şunu anlıyoruz liderlik kavramı deyince tek adam en üstte bir kişi anlaşılıyor. Kendi hayatına liderlik etmesi üzerine bir yaklaşımımız var. Ben 17 senedir gayrimenkul sektöründeyim sektörün gelişimiyle kariyer gelişimini paralel görüyorum. Sektörde söz sahibi olmak isteyen kadınlara dönük mesleki ve kişisel eğitimler planlıyoruz. Köyler boşalacak Mehmet Uğur Erkan BES’ten pişman olana dönüş yolu Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) otomatik katılım ile giriş yapıp cayma hakkını kullananların her iki yılda bir sisteme dahil edilmesi planlanırken, şimdi de ‘pişman katılımcı’nın sisteme tekrar kazandırılması için söz konusu sürenin daha erkene çekilmesi üzerine çalışılıyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Mehmet Uğur Erkan, sistemden cayma hakkını kullanarak ayrılan katılımcıların her iki yılda bir sisteme yeniden otomatik olarak dahil edileceğini aktararak, bunun dünyada da uygulandığını anımsatarak, bu uygulamayla dönemsel nedenlerle sistemden ayrılanların yeniden kazanılmasının amaçlandığını aktardı. Erkan, “Sisteme iki yılda bir otomatik katılım daha öne de çekilebilir. Şimdi katılımcıları iki yıl bekletmeyip ‘Ben hata yapmışım, tekrar girmek istiyorum’ diyene imkân vermek gibi bir değişiklik öngörülüyor. Otorite tarafından da benimsenen bir şey. İnşallah ona dair değişiklik yapacaklar. BES’ten kaçış yok, yapmadan olmaz. Başka nerede para biriktireceğiz?” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi Önlem alınmazsa, 20 milyon olan kırsal nüfus, 2050’de 4.5 milyona inecek Wulf (ortada) geçen mayıs ayında Hamburg’daki Yargıcı mağazasının açılışına eşi Bettina (sağda) ile katılmıştı. Eski cumhurbaşkanı Wulff Yargıcı’da çalışmaya başladı Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Türk tekstil markası Yargıcı’nın Almanya temsilcisi oldu. Bild am Sonntag gazetesi Christian Wulff’un nisan ayı sonundan beri hazır giyim firması Yargıcı’nın Almanya’daki kardeş şirketinde hukuk danışmanı olarak çalıştığını yazdı. Yargıcı 31 Mayıs’ta Hamburg’da ilk temsilciliğini açarken, Wulff ve eşi Bettina Wulff, açılışın star misafirleriydi. Yargıcı’nın müdürü Erik Schaap, Almanya’ya açıl malarını Wulff’un teşvik ettiğini söyledi. Yargıcı 2018 sonuna kadar Almanya’da 10 temsilcilik açmayı planlıyor. Yılda 236 bin Avro emeklilik maaşı aldığı belirtilen Wulff’un iş ilişkisi Sosyal Demokrat Parti (SDP) ve Sol Partili siyasetçilerin tepkisini çekti. SDP Genel Başkan Yardımcısı Ralf Stegner, “Eski cumhurbaşkanları prensipte fahri görevler üstlenirler ve moda firmalarının hukuk danışmanı olmazlar” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel çalışan bulmak neredeyse imkânsız hale gelecek. Başkanı Şemsi Bayraktar, l Ne yazık ki kırsalda hız kırsal nüfusun hızla azaldığı lı bir göç yaşanmış ve köy nı, böyle giderse kırsalda nü lerimiz büyük oranda nüfus fus kalmayacağını vurguladı. kaybetti. Özellikle tarımda Bayraktar, “FAO verileri genç nüfus kaybı, tarımsal ne göre, 2000’de yüzde 35.3 üretimi doğrudan etkiliyor. olan kırsal nüfus 2011’de yüzde 28.6’ya indi. Tahmin Fark giderilmeli lere göre, günümüzde kırsal l Acilen kent ve kır ara nüfusun payı yüzde 25’in al sındaki ekonomik ve sos tına düşmüş durumda. Ön yal farklar giderilmeli, kır lem alınmazsa, kırsal kalkın salın ülke ortalamasının üç dırılmazsa, bu eğilimle halen te birinde kalan gelir seviye 20 milyon olan kırsal nüfus, si yükseltilmeli, öncelikle ta 2050’de 4.5 milyona gerile rıma dayalı sanayiler, kırsal yecek. Türkiye’de halen top turizm geliştirilmeli. lam nüfusun yüzde 39’unun l Nüfusu kırsalda tutacak işgücüne dahil olduğunu göz projeler yürürlüğe konulma önünde bulundurursak, ta lı, kırsal kalkınma destek rımda istihdamda en faz lenmeli, başta gıda sanayi la 11,2 milyon dolayların olmak üzere kırsalda tarım da olacak. Tabii bu istihda sal girdi kullanan işletme mın büyük bölümünü de yaş lerin kurulması teşvik edil lı nüfus oluşturacak. Tarımın meli. toplam istihdamdaki payı da l Kırsala, kentlerde olan yüzde 20’lerden yüzde 3’lere hizmetler götürülmeli, özel inecek” dedi. likle kırsal turizm Bayraktar’ın tespitle önemsenmelidir. ri şöyle: İnsanların doğduk l Şu anda bile ta ları yerde doymala rımda rı sağlandığın genç da, şehirler nüfus de ağır göç sıkın baskısın tısı çe dan uzak kilirken, laşacak. 2050’de tarımda Şemsi Bayraktar l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Dağılmanın öbür yüzü: Yok olma korkusu Son yazılarımda irdelediğim “dağılma” süreci kültürel düzeyde kendini gittikçe artan bir yok olma korkusu olarak gösteriyor. Bu korku bugün var olan gerçeklik içinde aşılması olanaksız görünen ekolojik, ekonomik, siyasi, teknolojik risklerden kaynaklanıyor. Yok olmanın ekonomi politiği Kapitalist üretim tarzının egemenliğinin küreselleşmeye başladığı, 19 yüzyıldan bu yana atmosferdeki karbondioksit oranları artıyor. Artışlar, 1980’lerden bu yana, kapitalizmin krizi içinde tüketimin hızlandırılmasına, kitlesel ulaşımın ucuzlamasına bağlı olarak grafiklerin dışına taşan bir hıza ulaştı. Bu artışlara bağlı olarak artan küresel ısınmanın iki yıkıcı sonucu var. Birincisi kutuplardaki buzların erimesi hızlandıkça rüzgârların yönü değişiyor. Sıcaklık dalgaları kimi bölgelerde, insanları kuraklıktan, kimi bölgelerde hızla artan nemden, şiddetlenen yağışlardan öldürüyor. Bilim insanları bu sürecin, önümüzdeki yıllarda hızlanacağını söylüyorlar. İkincisi kuraklık, aşırı yağışlar, hızlı kentleşme (yeşili yok eden betonlaşma), nüfus artışı, tarım alanlarındaki hızlı genişleme ile birleşince yaşam alanlarının ekolojik dengesini bozuyor. Ekolojik dengelerin bozulmasına bağlı olarak, gezegenin, tarihindeki, “türlerin kitlesel yok olması dalgalarının” altıncısı başlıyor. İnsanlık, küresel ısınma sorununun ülke bazında çözülemeyeceğinin ayırdına varmış durumda. Ancak kapitalizmin ekonomik krizinin, ülke ekonomilerine getirdiği basınç, bunun kışkırttığı milliyetçilik, yeniden hızlanan nükleer silahlanma yarışı gibi gelişmelerin etkileri altında, uluslararası işbirliği olasılığı zayıfladıkça, insanlar, son yok olma dalgasının kendilerini kapsamasından korkuyorlar. Teknolojinin gelişme hızı Teknolojik gelişmeler de fazla umut vermiyor. Çağın öncü teknolojilerini üreten bilişim alanındaki “gelişmelerin” hızı, potansiyelleri, konuyu yakından izleyenlerin, bu alanda büyük servetler biriktirenlerin bile anlama kapasitesinin ötesine geçmeye başladı. Robotların kâr oranlarını yükseltmek için sermaye devrelerine gittikçe artan oranda entegre edilmesine ilişkin, “peki, işçilere ne olacak” sorusu bir süredir gittikçe daha yoğun biçimde gündeme geliyordu. Google, Apple, Facebook, Tesla gibi dev şirketlerin sermaye kaynaklarıyla beslenen teknolojinin yapay zekâ (YZ) alanındaki gelişmeleri hızlandırması, çok daha varoluşsal bir korkuyu gündeme taşıyor: İnsan zekâsını geçtiği anda büyük bir hızla ilerleyecek olan YZ’nin, toplumsal gerçekliği, bunun içindeki insanı nasıl algılayacağını bilmek son derece de zor. Bugünün insanından öğrenerek gelişen YZ’nin, rekabetçi özellikler kazanmasının yanı sıra, ırkçı cinsiyetçi yargılar edindiğini gösteren örnekler büyük kaygı yaratıyor. Gelecekte, insan türü, YZ için “evcil hayvanlara” mı, “hammadde kaynağına” mı dönüşecek? Yoksa YZ tarafından görmezden mi gelinecek (bu en iyi senaryo)? Bu soruların cevabını bilmek şimdilik olanaksız. YZ’nin, birbirleriyle konuşma, akıl yürütme süreçleri daha şimdiden insanlar için şeffaflığını kaybetmeye başladı. Zuckerberg (Facebook) ve Musk (Tesla) arasında çıkan tartışma çok öğretici. Zuckerberg, Musk’u felaket çığırtkanlığı yapmakla, Musk da Zuckerberg’i konuya vâkıf olmamakla suçladı. Bu atışmadan bir hafta sonra Facebook, iki YZ programını, kendi aralarında konuşurken giderek anlaşılamaz olmaya başlayan bir dil geliştirdiklerini görünce kapattı. Ünlü strateji oyunu “Go”da dünya şampiyonunu yenen bilgisayarı bu başarıya götüren YZ işlemlerinin hâlâ anlaşılamamış olması da bir başka korkutucu örnek. Bugün insanlık, bu karanlık gelecekten kurtulabilecek mi? Bu soruya, bugün, olumlu bir cevap vermek zor. “İnsanı, insanın kurdu” yapan özel mülkiyet düzeninin, yaşamın ilkelerini kâr yapma önceliğine tabi kılan kapitalizm altında ve bir Tanrı’nın dünyayı “akıllı tasarımla yaratarak” insana tüketmesi için lütfettiğini sanan kafayla kurtulamayacağı ise kesin. 63. kez adalet için nöbet tuttular Adalet Arayan İşçi Aileleri her ayın ilk pazar günü düzenledikleri Adalet Nöbeti’nin 63.’cüsü Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirdi. Nöbette, işçi ölümü davalarında bilirkişi raporları eliyle sorumluların korunması teşhir edilerek meslek hastalıkları gerçekliğine dikkat çekildi. “Kaza değil cinayet, vicdanınız yok mu?” , “28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilsin” yazılı döviz ve pankartları taşıdı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle