04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 31 Ağustos 2017 10 PKK ne yapmak istiyor? Önceki günkü Cumhuriyet’ten: Diyarbakır Batman karayolunda PKK’den bombalı tuzak: 2 şehit... Bu da bir gün öncesinden, yine Cumhuriyet’ten: Şırnak Uludere’de yol inşaatında çalışan işçilere yönelik PKK’liler tarafından düzenlenen saldırıda 3 işçi yaşamını yitirdi.  Bu ise on gün kadar öncesinden ve yine Cumhuriyet’ten: Şemdinlinin Mehendi bölgesinde teröristlerin döşediği el yapımı patlayıcı korucuların geçişi sırasında patlatıldı. Bir korucu şehit, bir korucu yaralı.  Bu da dün akşamdan: Siirt’te yol çalışmaları yapan firmaya ait 11 iş makinesi PKK’liler tarafından yakıldı. Alın bir tane daha... Hayır, yeter!.. HHH Referandum öncesinde laf kıtlığında asma budayan “AKP Reisi”nin “Referandumda evet çıkarsa terör sona erecek, şehit haberleri kesilecek” yollu atıp tutmalarına değinip, “Hani n’oldu Reis? Bak şehit haberleri art arda geliyor” diye paragraflar döşeyecek değilim. O sözlere inandık mı ki şimdi soralım? Ama PKK’ye sormak gerek: Ne yapmak, ne elde edilmek isteniyor? Yol inşaatında çalışan işçileri öldürmek, Dersim’de gencecik öğretmeni kaçırıp kurşuna dizmek, iş makineleri yakmak, yola mayın döşeyip askeri araç devirmek... Bunlar şiddeti siyasal mücadele aracı olarak seçmiş ve kendini parti olarak adlandıran (Kürdistan İşçi Partisi  Partiya Karkerên Kurdistanê) bir örgütün programının ya da “acil eylem programının” neresinde yazıyor? Bu kör, bu anlamsız, Türkiye’deki “Kürt sorunu”nun çözümüne ebelik filan etmeyecek, edemeyecek eylemler Kürt siyasal hareketinin hedeflerinin önünü mü açıyor, önünü mü tıkıyor? “Kürt siyasal hareketi” deyişi kimilerini irkiltebilir, “Ne yani, PKK terör örgütü de bu siyasal hareketin bir parçası mı” gibi sorulara yol açabilir. Açsın. Evet Kürt siyasal hareketine PKK de dahildir. Bir dönem bu hareketi tek başına temsil etti ve taşıdı. Mücadele yöntemlerine çok temelden itiraz edebilirsiniz ama bu gerçeği değiştirmez. 1984 Eruh baskınını başlangıç kabul edersek, daha önce var olan irili ufaklı bütün Kürt siyasal örgütlenmelerini adeta sildi, varlıkları ile yokluklarını fark edilmez hale getirdi... Ta ki seçim barajını aşamayan, birbiri ardınca kapatılan, siyasal düzlemde yaşam hakkı tanınmayan yasal Kürt partileri (DEHAP, HADEP, ÖZDEP vb.) sürecinin ardından HDP gerçeğine ulaşılıncaya kadar. HDP onca engellemeye, onca saldırıya, tepeden bakan, küçümseyici tutumlardan bir türlü vazgeçilmemesine rağmen Kürt (ve hatta Kürt olmayan) seçmen kitlelerini kucakladı, kucaklıyor. Bu bağlamda HDP’yi zora sokmak, HDP’nin önünü tıkayacak tutumlara, eylemlere savrulmak sonunda Kürt siyasal hareketine zarar vermiyor mu? Dört ülkeye dağılmış (dağıtılmış) Kürt halkının kaderinin değişeceği günler yaşıyoruz. Irak Kürdistan’ındaki 25 Eylül referandumu; Suriye’nin kuzeyinde, Rojava’da (Batı Kürdistan) “kanton” olarak nitelenen ve şimdilik birbirinden kopuk bölgelerin varlığı, Rusya, ABD, İran, Irak ve Türkiye’nin sürekli değişiklik gösteren siyasal tercih ve tavırları sözünü ettiğim “kader” günlerinin kanıtları... Böylesine yakıcı, böylesine hüner gerektiren siyasal tutumların yakıcı bir ihtiyaç olarak kendini dayattığı şu günlerde yol inşaatında çalışan işçileri öldürmek, Dersim’de gencecik öğretmeni kaçırıp kurşuna dizmek, iş makineleri yakmak, yola mayın döşeyip askeri araç devirmenin akla uygun, savunulabilir bir yanı, açıklaması var mı? Baştaki soruyu yineleyeceğim: Ne yapmak, ne elde edilmek isteniyor? ‘CHP’yi eleştireceklerine ülkede adaleti sağlasınlar’ CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın anayasanın 138. maddeyi hatırlatmasına “İktidara anayasanın 138. maddesini öğrettiğimize göre demek ki Adalet Kurultayı amacına ulaştı” karşılığını verdi. CHP’li Tezcan, AKP’li Ünal’ın “Kılıçdaroğlu’nun CHP’si hangi anayasal düzen içerisinde adalet aradığını topluma açıklamak durumundadır. Devam eden yargı süreçlerine bu kadar aleni bir şekilde saldıran Kılıçdaroğlu’nun bu tutumu anayasanın 138. maddesine uygun mudur? ” ifadelerine sert tepki gösterdi. “Anayasadaki hükmü tekrar ederek bağımsız olunmuyor. Uygulayacaksın. Hükmün icrasına engel olanların hükmü tekrara hakkı yoktur” diyen Tezcan, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum” sözlerini anımsatarak “Al sana yargı mensuplarına saldırı” diye konuştu. Tezcan, “Sayın Mahir Ünal, Adalet Kurultayımız için zahmet edip uzun uzun açıklama yapacağınıza ülkede adaleti tesis edip kurtulun” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Sınırsızlık kararıCHP’NİN Adalet Kurultayı sonrası 2019 hedefleri şekilleniyor anakkale’deki 4 günlük Kendi dışındaki kesimlerle birlikte çalışmaAdalet Kurultayı’nın en Çönemli yanı, referandumda ki hayır birlikteliğinin erken ya da imkânını artırmak isteyen CHP, kendi parti2019’da zamanında yapılacak se çimlerde daha da büyütülmesini kimliğinin daha az görünür olmasını sağlayacakamaçlayan hedefleri oldu. Kalan sü rede CHP, “kendi dışına olan sınır ları azaltma” yaklaşımıyla Adalet Yürüyüşü ile başlattığı par kurultayın ti olarak daha az görünme tutumunu artıracak. “Hayır” bir ardından likteliğinin, 2019 seçimlerine 4 ya da en fazla 5 taleple ortak yürü mesinin yolu aranacak. CHP’nin, İstanbul Milletveki li Enis Berberoğlu’nun tutuklanma sı üzerine gerçekleştirdiği Adalet Yürüyüşü, bizzat CHP’lilerin bek lediğinin üzerin de siyasal toplum sal etkilerle so nuçlanmıştı. Bu nedenle Çanakka le’deki Adalet Ku EGrüdlem rultayı, “Yürüyüşün gölgesinde kalır” kaygılarıyla başladı. Yürüyüş, CHP’nin siyasal olarak çok farklı noktalarda durduğu kesimlerle bir araya gelişiyle ve yarattığı enerjiyle bir ilk niteliği taşımıştı. Bu neden le kurultayın, “Yürüyüşün yarattığı geniş birliktelik yerine yeniden bir CHP içi faaliyete dönüşeceğine” iliş kin soru işaretleri gündeme geldi. Yürüyüşten sonra kurultay keser mi? Kurultaydaki 4 günlük çalışmalar, “Yürüyüşten sonra çalıştay kesmez” karamsarlığını ortadan kaldırdı. Partililerce dile getirilen, “Yürüyüş çok yüksek bir çatı yaratmıştı. Kurultay bu çıtayı düşürür” bakışını Kılıçdaroğlu, “Yürüyüş ile kurultayı kı CHP’nin Adalet Kurultayı’na Türkiye’nin dört bir yanından katılım oldu. mına demokrasi ve huzurun da eklendiği sonuç bildirgesiyle tamamlandı. Kurultaydaki toplantılarda konuşulanlardan derlediklerimiz, simlerle bir araya gelen bir kampanya yürüttü. Parti bu yeni yaklaşımını, Adalet Yürüyüşü’nde daha da ileri noktaya taşıdı. Adalet Yü En zayıf taraf: HDP Kurultayda, yürüyüşe benzer biçimde CHP dışındaki politik ve toplumsal kesimlerin de yer almasına karşın Kürt sorunu çerçevesinde HDP’nin yeterince görünmediği de bir eksiklik olarak ifade ediliyor. CHP kurmay yaslamak yanlıştır. Her bir olay ken CHP kurmayları ve CHP dışında rüyüşü, referandumda hayır terci ları, kurultaydaki 3 kavramdan huzur başlığı di içinde değerlendirilmelidir. Elbet kurultaya katılanlarla yaptığımız hinde birleşen kesimlerin ilk kez altında Kürt sorununun çözümüne yönelik te birbirini etkilemektedir. Kurultay, yürüyüşle ortaya çıkan toplumsal boyutun karşılıklı oturup konuşularak daha ileri noktaya taşınması için birlikte düşünme amacına yöneliktir” diyerek yanıtladı. Kılıçdaroğlu, kurultayın adalet etrafında yeni yaklaşımların düşünülmesi açısın konuşmalar, bundan sonra yol haritasının nasıl olacağı ve 2019’a nasıl yürüneceğiyle ilgili bize verdiği ipuçları şöyle: Sınırsız CHP Kurultayın ilk sonucu CHP ile ilgili. birlikte yürümelerinin pratiği oldu. CHP, kurultayla birlikte par ti kimliğinin az görünürlüğü yaklaşımını dışına doğru sınırlarını iyice azaltan, hatta mümkünse kaldıran bir yaklaşıma doğru gitme eğilimine girdi. barış talebinin de ifade edildiği vurgulanıyor. Ancak kurultayda HDP’lilerin olmayışı ve Kürt konusunun yeterince konuşu lamamasının 2019 geniş birlikteliğinin en zayıf tarafı olduğuna dikkat çekiliyor. Bu nedenle, bundan sonraki süreçte bu eksikliğin giderilmesi ihtiyacı da CHP’liler tarafından seslendiriliyor. dan başarılı olduğu görüşünde. CHP, 16 Nisan refe Kurultaydan sonra er Eceabat Kocadere’deki 4 günlük kampta çok farklı toplumsal, siyasal ve mesleki kesimlerden 694 kişi konuştu. Her birinin ana başlığı adalet olan 77 alt çalıştay ve tümünü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonuna kadar dinlediği 8 ana panel yapıldı. 45 bin kişi kamp alanına kurulan çadırlarda geceledi. Gündüzleri çalıştayları on binin üzerinde kişi izledi. İstanbul ve İzmir başta olmak üzere CHP örgütlü olarak kurultayda yer aldı. Çanakkale’ye yakın bölgelerde tatil yapanlar günübirlik kampa gelerek çalışmalara katıldı. Bundan sonra ne olacak? Kurultay, Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan adalet kavra randumunda ilk kez parti kimliğini öne çıkarmayan farklı ke ken ya da 2019’da zamanında yapılacak seçimlere kadar olan süreçte CHP, dışındaki kesimlerle birlikte iş yapma imkânını artırmak için kendi kimliğini daha az görünür olmasını sağlayacak. Talepler buluşması: CHP, dışına doğru kendi sınırlarını azaltırken, 2019 seçimlerine ortak taleplerle gidil mesini hedefliyor. CHP’lilerin kafasındaki modelde 2019 hedefi olarak alışılmış ittifak arayışı bulunmuyor. Bunun yerine en geniş kesimlerin ortak davranmasını sağlayacak kavram ve talepler etrafında buluşmanın sağlanması tasarlanıyor. Referandumda, “Tek adam rejimi” sloganı etrafındaki hayır birlikteliğinin yeni taleplerle zenginleştirilerek 2019’a yürünmesi hedefleniyor. Ancak çok sayıda talep değil, en fazla 4 ya da 5 taleple ortaklığın sağlanması amaçlanıyor. 3 talep, Kılıçdaroğlu tarafından adalet, demokrasi ve barış diye ifade edildi. 2019 sürecinde, yeni bir anayasa vaadi çerçevesinde özgürlük, kardeşlik kavramlarının eşlik edebileceği belirtiliyor. İstanbul koştu, Çanakkale taştı “Bayram tatili başladı, açılıştaki coşku İlgezdi, Ali Kılıç, Ekrem İmamoğlu, resmen kamp biter, kimse gelmez” dedi alanında yattı. Keza Çanka kodularının aksine Kocadere ya, Çanakkale, Muratpaşa, Kamp Alanı doldu taştı Adalet Kepez, İzmir, Hatay, Mersin Kurultayı süresince... Hatta Yenişehir, Mezitli ve son 2 son gün, son saat yapılan gün Edirne ile Büyükmandıra kapanış konuşması için bile yükü çekti. İstanbul’dan, Ankara’dan İzmir’den gelenler vardı... Muhtemelen önümüzdeki AKırzifılyalın İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, “Günde İstanbul’dan 220 araç günlerde ‘35 bin kişiyle geliyor, ortalama 4045 kurultay yaptılar’ diye dedikodular kişiden çarpın, kaç kişi var he çıkacaktır. Ancak, hesap ortada. Mil saplayın partililer hariç” diyordu. letvekilleri, PM ve üst düzey CHP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra en hariç, katılımcıların giriş yaptığı doğu çok eli sıkılan isimdi Canpolat, çünkü kapısında toplam 8 X Ray var; yetkilile Kocadere’ye gelenlerin çoğu referan re göre cihazlardan 120 binin üzerinde dum sürecinde İstanbul’da ‘merhaba kişi geçmiş. Cihazları 2 ve 3 kez kul laştığı’ insanlardı. lananları düşersek kabaca 80100 bin kişi gelmiş Gelibolu’ya. Günlük içme suyu, tabldot, atık su hesaplandığında da 72. saat sonunda 100 bin bandının yakalandığı ortaya çıkıyor. Bu katılımcı sayısının yükünü ise Halka dokunuş ‘Hakhukuk, adalet’ sesleriyle sık sık kesilen kapanış konuşması sonrası “Kurultay hedefine ulaştı” havası esti CHP kanadında. Genel Başkan Ke İstanbul omuzladı. Tıpkı Maltepe Mi mal Kılıçdaroğlu dahil tüm partililerin tingi’ndeki gibi, “Katılmak istiyoruz” kampın yaşam alanlarında katılımcı diyenlere elini uzattı CHP İstanbul İl larla bütünleşmesi, yurttaşın dertlerini yönetimi. Kadıköy, Sarıyer, Avcılar, dinlemeleri, CHP’nin ‘Halka dokunuşu’ Beylikdüzü, Şişli, Kâğıthane, Malte biçiminde yorumlandı.. pe, Büyükçekmece en fazla koşturan belediyelerdi. Aykurt Nuhoğlu, Battal Öyle ki CHP liderinin Hafıza Müzesi önünde kendine, “İşaş endişesi du yuyoruz” diye dert yanan bir emekçiye, “Kimse endişelenmesin CHP çatısı altındaki belediyelerde işçinin maaşı düşürülemez. İşçinin maaşını düşürmeye kalkan o koltukta bir gün oturamaz, ama provakasyona da izin vermem” şeklindeki cevabı hem belediyelere, hem sendikalara, hem de işçilere, “haksızlığa uğrayan her kesimin muhattabı benim” mesajıydı. Kamp alanında çalıştay çadırlarında sonra en fazla ilgi gören alan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı Adalet Heykeli’nin kaidesini oluşturacak kırmızı tuğlalara ad soyad yazdırılan bölümdü. Saatlerce kuyrukta bekleyenler oldu. CHP Milletvekilleri Bülent Tezcan, Özgür Özel, Dr. Ali Şeker, Gamze Akkuş İlgezdi, Onursal Adıgüzel, Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Ali Narin, makamlarını kenara bırakıp kurultay paydaşları gibi sıraya girdiler, tuğlalara adlarını kazıttılar. Yemek kuyruğunda da torpil yoktu Kocadere Kamp Alanı’nda. Kadir Gökmen Öğüt’ten Yasemin Cankurtaran’a, Fethi Gürer’den, Tur Yıldız Biçer’e herkes pilav, sulu köfte, ayran için sıraya girdi. Kuyruktaki bir mahalle muhtarının, “Sarayın muhtarları altın varaklı tabakta yemek yer, halkın muhtarları karton tabakta, ama bu yemeğin tadı çok başka” yorumu ise alkış tufanı koparttı. Tarifsiz adaletsizlik Çalıştaylarda en kalabalık çadır ‘Sporda Adalet’ birleşimiydi. Yasemin Cankurtaran Öney, Selçuk Dereli ve Cemal Kaman’ın yönettiği masada Lemi Çelik, Cihat Levent, Mehmet Yurdadön, Semra Aksu, Adnan Dinçer, Yavuz Tanyeri gibi isimler, “Türk sporunun yönetilemediğine” vurgu yaptılar. 4 günün en dramatik çalıştayı CHP’li vekil Ahmet Akın’ın, terörle mücadele kapsamında yaralanıp gazi sayılmayan yurttaşlara yönelik masasıydı. Bir yurttaşın, “Terörle mücadelede kolum gitti, canım da feda olsun, ama gaziliği bize layık görmeyenleri Allah’a havale ediyorum” sözleri tüyleri diken diken etti. Tutuklu gazetecilerin sorunlarının paylaşıldığı ve CHP Eskişehir Milletvekili eski gazeteci Utktu Çakırözer’in yönettiği masada ise medyadaki adaletsizliğe vurgu vardı, galiba en dokunaklı masa da oydu. Çünkü yazı yazan insanların hapse atılması tarifsiz bir adaletsizlikti... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle