Katalog

Cumartesi 26 Ağustos 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Vekillere özel savcı! Son KHK’ler ile milletvekilleri hakkındaki soruşturmalarda, Ankara Cumhuriyet Savcılığı ve Ankara ağır ceza mahkemeleri görevlendirildi Hükümetin çıkardığı ve dün Resmi Gazete’de yayımlanan 694 sayılı OHAL KHK’sinden, milletvekilleri de payını aldı. KHK ile ‘Hedefte yine medya var’ milletvekilleri hakkında soruşturma yetkisi tek merkezde toplanarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yetki OHAL kapsamındaki KHK’lerle dihaber, Ga mut Oral ile çok sayıda gazeteci de katıldı. Gazeteci tü muamele, Manisa’da ev baskını sırasında bir polisin li kılındı. Yasama organı üyeleriyle il gili bir düzenlemenin bile parlamento yerine KHK ile düzenlenmesi ne muhalefetten, “Bir savcı vekillere kayyım AYŞE SAYIN olarak atandı. Siyasi irade tüm soruşturmalara kolaylıkla müda hale edecek, iyi niyetli değil” tepkisi geldi. Başbakan Yıldırım düzenlemeyi “kolay takip” gerekçesine dayandırdı. 694 sayılı KHK ile yapılan düzenle meye göre “seçimden önce veya son ra bir suç işlediği ileri sürülen millet zete Şujın ve Rojava Medya gazetesi kapatıldı. Gazeteciler Diyarbakır’da TGS Temlilciliği’nde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Diyarbakır Tabip Odası Mehmet Şerif Demir, SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Recep Oruç, EğitimSen Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Recep Şimşek, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, TGS Diyarbakır Temsilcisi Mah ler açıklama sırasında Türkçe ve Kürtçe, “Gazetecilik suç değildir” ve “Yeter” dövizleri açtı. TGS Diyarbakır Temsilcisi Oral, TGS verilerine göre, 161 gazetecinin tutuklu olduğunu vurgulayarak “İktidar yine medyaya yöneldi, muhaliflerin sesini kıstı” dedi. Dihaber muhabiri Özgür Paksoy ise Nevruz’da Kemal Kurkut’un polis tarafından vurularak öldürülmesi, Altunsu’da (Şapatan) köylülere yönelik işkence ve kö hırsızlık yaptığı iddiaalarına ilişkin görüntüler gibi pek çok haber yaptıklarını belirterek, KHK’lerin özgür basın geleneğini sürdürmelerinde engel olamayacağını söyledi. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney ise Gazete Şujin’in Türkiye’deki tek kadın haber ajansı olduğunu vurgulayarak, “9 ay öncesinden daha da güçlüyüz iktidar bizden korksun” dedi. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet vekili hakkında soruşturma ve kovuş turma yapma yetkisi, Ankara Cumhu riyet Başsavcılığı ve Ankara ağır ceza mahkemesine” verildi. Soruşturmayı, cumhuriyet savcı sı veya görevlendireceği vekili bizzat yapacak. Başsavcı veya vekili, suçun işlendiği yer cumhuriyet savcısından soruşturmanın kısmen veya tamamen yapılmasını isteyebilecek. Gecikmesinde sakınca bulunan hal lerde suçun işlendiği yer cumhuriyet savcısı zorunlu olan delilleri topla yacak ve gerekmesi halinde alınacak kararlar bakımından bulunduğu yer sulh ceza hâkimliğinden talepte bulu nabilecek. Mevcut davalar sürecek KHK’ye konulan geçici madde düzenlemesiyle, milletvekilleri hakkında halen süren dava ve soruşturmalar kapsam dışında bırakıldı. KHK’nin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davaların görüldüğü mahkemeler, dava sonuçlanana kadar “görevsizlik ve yetkisizlik” kararı veremeyecek, davayı sonuçlandıracak. Yürütülen soruşturmalar için de aynı hüküm geçerli olacak. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Bülent Tezcan, bu düzenlemenin anayasaya ve “tabii hakim ilkesi”ne aykırı olduğunu söyledi. Milletvekillerinin önceden işlediği iddia edilen suçlarla ilgili soruşturmaların da Ankara’ya kaydırıldığına dikkat çeken Tezcan, “Tabii hâkim ilkesine göre suç nerede işlendiyse bu işe oradaki mahkemeler bakar. Böyle olmadığı taktirde suça göre hâkim tayin edebilirsin. İktidarın bugüne kadar yargıya müdahalesi düşünüldüğünde, bunun masumane bir düzenleme olduğunu düşünmüyorum. Bu, milletvekilleri hakkındaki soruşturmalara kolayca müdahale edebilmek, soruşturmaları tek merkezden yönlendirmeye dönük bir düzenlemedir” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da getirilen düzenlemeye, “Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, tüm milletvekillerine kayyım olarak atanmış oldu” sözleriyle tepki gösterdi. Hükümetin, milletvekilleri ile ilgili düzenlemeyi KHK ile yapmasının anayasaya aykırı olduğunu belirten Tanrıkulu, “Her konuyu OHAL KHK’si ile düzenliyorlar. Milletvekillerinin, kendileriyle ilgili yapılan düzenlemeyi bile kendilerinin yapmasına izin verilmiyor. Milletvekilleri ile ilgili bir düzenlemenin KHK ile yapılması tamamen anayasaya aykırıdır. Milletvekillerine, bir çeşit kayyım atamadır” diye konuştu. ‘Kolay takip...’ Başbakan Binali Yıldırım ise düzenlemeyi “Bu, takip açısından, takip etmenin kolaylaştırılması ve herhangi bir yetki aşımı olmaması için yapılmış bir düzenlemedir” sözleriyle savundu. l ANKARA ‘sKaalddıınrıldaırra’ Şujin’in kapatılmasına ilişkin İHD İstanbul Şubesi’nde de açıklama yapıldı. Gazete Şujin muhabiri Rojda Oğuz, “Kadın odaklı bir haber yapan ajansı kapatmak kadına yönelik bir saldırıdır. Özgür basın susmayacak, kadın haberciliği susmayacak” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Suçsuz olsan da kendi okuluna dönemezsin! Akademisyenler iade kararı alsalar da görev yaptıkları okullara dönemeyerek, ikinci kez mağdur olacak OZAN ÇEPNİ Hükümet üniversitelerdeki ihraç ve yapısal dönüşüm hamlesine bir yenisini daha ekledi. Yeni KHK’ler kapsamında üniversitelerden ihraç edilen akamisyenler için göreve iade kararı verilse de kendi üniversitelerine dönüşü engellenerek ikinci mağduriyet yaratıldı. Akademisyenler iade kararı alsalar bile Ankara, İstanbul veya İzmir’deki görevlerine iade edilemeyecek. YÖK akademisyenleri 2006 yılından sonra kurulan üniversiteler öncelikli olmak üzere taşradaki yükseköğretim kurumlarına yerleştirecek. 172 ihraç, 1 iade Yeni KHK kapsamında YÖK’ün idari ve akademik kadrolarında toplamda 172 ihraç işlemi yapıldı. Bunların 120’sinin profesörler de dahil hocalardan oluştuğu görüldü. Üniversitelerin idari kadrolarından da 52 kişi ihraç edildi. Akademik kadrodan bir kişi ise görevine iade edildi. İnönü Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak görev yaparken ihraç edilen Özgür Demirtaş, ihraç listelerinden çıkarıldı. Ege Üniversitesi’nde Barış bildirisine imza atan çok sayıda akademisyenin ihraç edildiği dönemde rektör olarak görev yapan Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, Tıp Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edildi. Eski Rektör Hoşcoşkun, ihraçlarla ilgili sorulara, “YÖK’e karşı olarak herhangi bir açıklama yapmam söz konusu değil” demişti. KHK ile YÖK Kanunu’na eklenen maddeyle devlet üniversitelerinin Maarif Vakfı’nın önerisi, YÖK’ün görüşü ve Bakanlar Kurulu kararıyla yurtdışında akademik birimler ve bağlı sosyal tesisler açabilmesinin de önü açıldı. KHK’ler ile tartışılan öğrenci yurtlarına ilişkin de yeni düzenlemeler getirildi. Öğrenci barınma hizmetlerine ilişkin faaliyetlerde, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) alınacak ruhsat olmadan açılan yurtların valilikler tarafından kapatılması ve brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Harp okulları 694 sayılı KHK’de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri okulların çatısı haline getirilen Milli Sa vunma Üniversitesi’ne ilişkin yeni düzenlemeler yer aldı. Harp okulları yönetim şemasından Enstitü Müdürü, Bilimsel Denetleme Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu çıkarıldı. Yapılan değişiklikle yardımcı doçent unvanına kadroya atanmışlık şartı, bölüm başkanlarına öncelik profesör olması ve 3 yıllığına görevlendirme şartı getirildi. Harp okullarının amacından da “ilgili kuvvet komutanlığının ihtiyaç duyması halinde lisans üstü eğitim ve öğretim sağlama” ibaresi kaldırıldı. Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu kaldırılarak, görevleri harp okulu komutanına devredildi. Harp okulu komutanı ve dekanlar da rektörlüğe bağlandı. Yardımcı doçentlik ve doçent atama usulleri değiştirildi. KHK ile jandarma akademisi dekanlarının İçişleri Bakanlığı tarafından atanması kararlaştırıldı. Akademi bünyesindeki faaliyetlere yönelik döner sermaye işletmesi kurularak Jandarma Genel Komutanlığı bütçesinden 10 milyon TL tahsis edildi. Bu tutarın Maliye Bakanlığı’nın görüşü ile arttırılabilmesinin de önü açıldı. l ANKARA ‘Abdülhamit istibdatını aratacak’ CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, hükümetin son KHK’si ile MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağ lanmasına sert tepki göstererek, MİT millilikten çıkmıştır. Böyle bir tablo Abdülhamit’in istibdat yönetimini dahi bizlere aratır” sözleriyle tepki gösterdi. Gök, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında bugün yayımlanan KHK’lerle ilgili değerlendirmede bulundu. Gök, Türkiye’nin istihbarat kurumu MİT’ten aldığı bilgilerle Türkiye’nin güvenliğini sağlayan Başbakanlık’ın tüm yetkilerini olduğu gibi bıraktığını ve tam bir “boşbakanlığa” dönüştüğünü söyledi. KHK ile MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasının ‘hafiye devle ti’ kurulmasının önünü açtığını ifade eden Gök, MİT’in Cumhurbaşkanı hangi makamda ise oraya bağlandığını bildirdi. MİT’in artık milli olmaktan çıktığı iddiasında bulunan Gök şu görüşleri dile getirdi: “Tayyip Erdoğan kendi derin devletini kuruyor. Hem kendi partisinin hem de Türkiye ile ilgili istihbaratı bir hafiye devleti adı altında tanzim eden bir anlayıştır bu. Bu arada MİT Müsteşarı’nın başkan lığında kurulan Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu da cumhurbaşkanına bağlanmıştır. Bu, Erdoğan’ın Başbakan’a olan güvensizliğidir, MİT’e olan güvensizliğidir. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan kendi başbakanından, kendi parti teşkilatından korkuyor, herkesten korkuyor. Böyle bir tablo Abdülhamit’in istibdat yönetimini dahi bizlere aratır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet haber 5 Tarihle yüzleşme… Kemalist “ulusçuluk”, ulusların eşitliğini ve özgürlüğünü savu Fethullahçılar… Poliste onlar vardı, TSK’de onlar… nur… Ulus kavramına ne “ırk” Sahte sağlık raporlarıyla as ne de “din” öğelerini sokmuş keri okullara onlar giriyorlardı. tur; ulusu, “ortak geçmiş, or Polisin içinde örgütlüydüler. tak dil ve ortak kültür”e dayalı En önemli görevlere FE bir olgu olarak tanımlamıştır. TÖ’cüler getiriliyordu. Etnik milliyetçilerin yarattı Yargıda egemen olan yine ğı vahşetlerin ve acılı bölün onlardı. melerin yaşandığı; aynı ırk Tüm bunlar, kanlı darbe gi tan ve aynı dilden insanların, rişimleri öncesinde kumpas din ya da mezhep farklılıkla davaları… rından dolayı birbirlerini bo Kemalist halkçılık sınıfsal ğazladıkları bir dünyada… Ve ayrıcalıkları yadsıyan seçkin üzerinde 17 dilin konuşuldu ciliğe karşı çıkan, toplumsal ğu, 28 uygarlığın mirasçısı bir düzende emeğe öncelik tanı Türkiye’de… yan bir “toplumculuk” anlayı Şimdi hemen akıllara gelen şını yansıtır. bir soruya yanıt verelim: Demokrasilerin emekser “Acaba Kemalist ‘ulusçuluk’ maye dengesine dayandı eskimiş midir? ğı, demokratik toplumcuların Kemalist “Cumhuriyetçi emeği en yüce değer ilan et lik” özgürlükçü, sivil toplumcu, tikleri bir dünyada… Ve eme “demokrasi” anlayışını içerir. ğin anayasa zoruyla siyaset Baskı rejimlerinin yıkıldı meydanının dışında bırakılma ğı, en ileri toplumların katılım ya çalışıldığı bir Türkiye’de… cı demokrasiyle yönetildikleri Acaba halkçılık eskimiş mi bir dünyada… Ve Atatürk’ün dir? başlattığı 90 yıllık süreçte HHH oluşturulan “sivil” toplum ör Kemalist devletçilik ekono gütlenmelerinin devletleştiril mide özel kesime karşı olma diği, demokratik eğitimin ge yan hatta destek olan ama rilediği, katılımın zorlaştığı bir toplum yararına gerektirdi Türkiye’de… ği durumlarda devletin dev Acaba Kemalist Cumhuri reye girmesini ve kıt kaynak yetçilik eskimiş midir? ların akılcı kullanımını devletin Kemalist laiklik, dine saygı gözetmesini öngören bir temel lı ama dinin siyasete karışıtırıl üzerine oturtulmuştur. masına karşıdır. Acımasız bir ekonomik re Aklın ve bilimin ışığında so kabetin yürürlükte olduğu, ba runlara çözüm arayan bir top zı büyük devletlerin bile ulu lum, akla ve bilime dayalı bir sal ekonomiyi korumak için“milli eğitim” öngörür… (Ah teknoloji üretimine destek met Taner Kışlalı) verme gereğini duyduğu bir HHH dünyada… Bazı kuşakların demokra Ve… sinin, bazı kuşakların ise din Bölgeler arası gelişmişlik devletinin gereklerine göre ye farklarının ulusal yaşamsal so tiştirilmesine karşıdır. runlar yarattığı, dünyada gelir Aklın ve bilimin ışığında iler dağılımı en bozuk 10 ülke ara leyen toplumların geliştiği, sında yer alan Türkiye’de…. köktendinciliğin tutsağı olan Acaba Kemalist devlet varlık ların karanlıkta kaldığı bir dün nedenini yitirmiş midir? yada… Ve bir din devleti kur Koşulların çok hızlı değişip, mak, toplumu yeniden orta kurumların hızla eskidikleri bir çağ karanlığına çekmek iste dünyada… yenlerin giderek seslerini yük Ve son 60 yılını Kemalizme selttikleri; laik eğitim gören karşı olan, Atatürk adını ağız kuşakların karşısına “şeriatçı” lardan düşürmeden Atatürk’e kuşakların çıkarıldığı, milli eği ihanet eden iktidarların ege timden içişlerine kadar, devle menliğinde geçiren; bazı ku tin şeriatçıların işgaline uğra rumlarına egemen olan zihni maya başladığı bir Türkiye. yetle 1930’ların bile gerisine Devletin kılcal damarlarına düşen Türkiye’de… değin giren kimlerdi? Acaba Kemalist devrimci FETÖ… lik eskimiş midir? ‘Adalet ona da lazım’ YÖK’e ilettiği listelerle Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atan akademisyenlerin üniversiteden ihraç edilmesine neden olan, 50’den fazla öğrenciye 6 döneme kadar okuldan uzaklaştırma cezası veren eski Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun da KHK ile ihraç edildi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nden ihraç edilen Prof. Ayşen Uysal, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ege’deki Barış imzacılarını ihraç eden rektör Hoşcoşkun bu sabaha karşı çıkan KHK ile ihraç edildi! Neymiş, üniversiteler Hoşcoşkunlara kalmazmış” diye yazdı. Barış bildi risinde imzası olan ve 679 sayılı KHK ile ihraç edilen Ege Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Nilgün Toker de “Biz herkes için adalet istedik ve istemeye devam edeceğiz. Bir başkasının KHK ile hukuksuzluğa uğramasına sevinecek değilim. Zulme uğradık diye zalim olacak halimiz yok. Fakat Hoşçoşkun’un KHK ile ihraç edilmesi bizim ihracımızdaki sorumluluğunu azaltmıyor. Fail olmaya çalışırken kendini kurtaramayıp mağdur oldu. Dolayısıyla kendisiyle yüzleşeceğiz, ihraç edilmemizdeki sorumluluğu halen taşıyor. Yani zalimler de mağdur olabiliyor. Adalet ona da lazım olacak” dedi. l DİLEK ŞEN Sağlıkta başa dönüldü KHK ile yapılan düzenlemeyle AKP, 2011’de KHK ile yaşama geçirdiği ve “sağlık sisteminde reform” olarak tanımlanan sistemi sil baştan değiştirdi. KHK ile sağlıkta yeniden “tek çatı” sistemine yeniden dönüldü. 2011 Kasım ayında, ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ kapsamında 81 ilde Kamu Hastaneler Birliği (KHB) genel sekreterliği kuruldu. Ayrıca Halk Sağlığı Kurumu ve Sağlık Müdürlükleri ile 3 farklı yönetim yapısı planlandı. 81 ilde en üst yönetici olarak KHB genel sekreterlikleri oluşturuldu. Kamu hastaneleri yönetimi ve satın almalarında, en güçlü isim olan KHB genel sekreterlikleri, sistem ku rulduğunda yüksek ücretle tercih edilen makamlar oldu. Ayrıca bu yapının merkez ve taşra teşkilatları için yüzlerce yönetici kadrosu oluşturuldu. KHK ile yapılan düzenlemeyle, Halk Sağlığı ve Kamu Hastaneleri Kurumu başkanlıkları kaldırılıp genel müdürlük olarak düzenlenirken, hastanelerin yönetimi, denetimi, sağlık hizmetlerinin verimli yürtülmesi, personel dağılımı, nakil ve görevlendirmeler denetimi il sağlık müdürlüklerine verildi. Adli Tıp Kurumu bünyesinde yeni kurulan ihtisas kurulları ile üst kurulların 1 Eylül 2017’de göreve başlayacağı hükmü ertelenerek 1 Ocak 2018 olarak değiştirildi. Koruculara hukuki güvence Yeni KHK’ye göre terörle mücadelede görev alan güvenlik korucularının, görevi sırasında doğduğu iddia edilen suçlara ilişkin yapılacak soruşturma ve yargılamalarında yer alacak 3 avukatın ücretinin İçişleri Bakanlığı tarafından ödenmesine karar verildi. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Avukat Cihan Ülsen, düzenlemenin Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, yıllardan beri mücadele ettikleri cezasızlıkla mücadelenin önüne konulmuş önemli engel olduğunu söyledi. Ülsen, “Bu zaten korunup kollanan koruculara ekstra koruma sağlayan bir düzenlemedir. Bu düzenleme yaptıkları işlerde daha fütursuzca, hak hukuk gözetmeden hareket edeceklerinin göstergesidir” dedi. lDHA C MY B