01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 22 Ağustos 2017 10 296 gündür özgürlüğünden yoksun... ‘Türkiye polis devleti mi?’ CHP milletvekili Yarkadaş Kars’ta iki avukata müdahale eden polisin tavrına tepki gösterdi CHPİstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Kars’ta iki avukata müdahale eden polislerin tutumuna dikkat çekerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Türkiye bir hukuk mu, yoksa polis devleti midir” diye sordu. TBMM’ye soru öner gesi veren Yarkadaş, avukat Rahim Yılmaz ile Selda Yılmaz’ın Kars Harakani Havalimanı’nda görevli bir polis memuru tarafından sözlü ve fiziki tacize uğradığını belirtti. Her iki avukatın da kimliklerini gösterdikleri halde keyfi bir şekilde GBT’ye maruz bırakıldıklarını, avukatlık kanununun çiğnendiğini ifade eden Yarkadaş, “Polisin, iki avukatın ‘Keyfi işlem yapamazsınız’ itirazına ‘Burada kanun benim, Sayın Cumhurbaşkanı dışında istediğim herkesin üstünü ararım. Gidin istediğiniz yere şikâyet edin. Ben ne diyorsam onu yapacaksınız’ demiştir. Sanırım Kars’ta özerk bir cumhuriyet ilan edilmiş. Polis ne bakan, ne vali ne de kanun takıyor. İki avukata kaba bir şekilde müdahale eden ve ‘Burada kanun benim’ diyen polis memuru, özerk bir cumhuriyetin temsilcisi midir? Bu keyfiliğe karşı ne yapmayı düşünüyorsunuz” sorusunu yöneltti. Soruşturma geçirdiler mi? Polisin avukat Rahim Yılmaz’a fiziki müdahalede bulunduğuna da dikkat çeken Yarkadaş, “Düşmanca bir tavır sergileyen ve adeta terör estiren bu polis memuru tespit edilmiş midir? Güvenlik kameraları incelenmiş midir? Hakkında adli ya da idari soruşturma başlatılmış mıdır” diye sordu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kameralar incelensin Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Altınsu (Şapatan) köyünde 38 köylünün işkence gördüklerini belirterek polisler ve kendilerine darp raporu vermediklerini belirttikleri Şemdinli Devlet Hastanesi’nde görevli doktor Elif Ç. hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından köylülerin avukatı Sebahattin Yılmaz, köyde bulunan 5 caminin minaresinde bulunan MOBESE kayıtlarının incelenmesini talep etti. Dihaber’e konuşan avukat Yılmaz, soruşturma kapsamında köylülerin 375 özel harekât polisi ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde bulunan polislerle yüzleştirilerek teşhis yapılacağını söyledi. Yılmaz, “baskının yaşandığı gün neredeyse hepsinin yüzü kapalıydı. Neredeyse tüm köylülere işkencede bulunan TEM şubesindeki 3540 yaşlarındaki polisin de teşhisi yapılacak. Bu kişi gelen herkesi dayaktan geçirmiş” dedi. l Yurt Haberleri Cizre’de kaymakam ve kayyım değişti İçişleri Bakanlığı’nın, mülki idare atama kararlarına ilişkin kararname Resmi Gazete’de yayımlandı. Cizre Kaymakamı ve belediyede kayyım olarak görev yapan Ahmet Adanur, Mahalli İdareler Daire Başkanlığı’na atanırken yerine Gaziantep Vali Yardımcısı Faik Arıcan getirildi. Cizre Belediyesi’ne geçen yıl 11 Eylül’de İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanmıştı. l Yurt Haberleri haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Siz içerdeyken bir yanımız eksik rıyla gazetemin yönetim yükünü sırt “Günaydın”ı eksik etmeyen, “Markete lamış Akın Atalay Bey içeride. Gaze gidiyorum, bir ihtiyacınız var mı Nazan temin içeriğinden sorumlu Murat Sa Teyze” diye sormaktan geri durmayan buncu Bey içeride. Yazılarını bir şeyler o dal gibi ince, içinin güzelliği dışına öğrenerek okuduğum Kadri Gürsel vurmuş, bana kızım kadar yakın kom Bey içeride. Aslan yürekli Ahmet Şık şum şimdi işsiz. Tülbent kenarlarına içeride. Emre İper Bey sebepsiz yere oya işleyerek, annesinden hatıra dikiş içeride. makinesinde nakış işleyerek geçinme İşte o yüzden yazamadığım mektubu ye çalışıyor. Ben emeklilik yaşına epey yaklaşmış bir öğretmenim ve bir Cumhuriyet okuruyum. Yazar yazıyorum… Bir yerlerde, herhalde Cumhuriyet’te okumuştum, “Türkiye dört duvarı olmayan bir hapishaneye dönüştü” deniyor O da hapishanede değil mi sizce? AKP’nin ülkemizi sürüklemeye kararlı olduğu her gün bir kez daha kanıtlanan şu zor günlerde gazetemiz Cumhuriyet larımızı, yöneticilerimizi Silivri zindanına du o yazıda. benim için, bizim için ekmek gibi, su koyduklarından beri gazetede ilk oku Doğrudur; siz içerdekilerle biz dı gibi, hava gibi önemli ve değerli. duğum yazı “İçeriye Mektuplar” oldu. şardakiler arasında ne fark kaldı ki? Okulda öğretmenler odasında çeşit O mektuplar sadece içerdekilere değil Alt komşum (adını vermeyeceğim) çeşit gazete bulunuyor. Gazete alan biz sözüm ona “dışardakiler”e yazılan bir yardımcı doçent. Onu okulundan, arkadaşlar onları başkaları da okusun mektuplardı. Mektup yayımlamadığınız öğrencilerinden koparıp aldılar. Gerek diye o odada bırakıyorlar. Birkaç se günler gazete bana sanki eksikmiş çe? Gerekçe yok. Kanun hükmünde çimde AKP’ye oy verdiğini saklamayan gibi geldi. Birkaç kez “Ben de ‘İçeriye kararnamelerde gerekçeye ihtiyaç bir başka öğretmen arkadaşım geçen mektup’ yazayım” dedim. Hatta birkaç yokmuş. O güler yüzlü, nazik, sabahları günlerde masanın üstüne yayılmış ga kez yazmaya başladım da. Ama zetelere baktı baktı ve “Şu baktım ki o mektupları ya adı ünü Cumhuriyet başka bir gazete duyulmuş kişiler yazıyor ya da canım. Korkmuyor, doğ tutuklu gazetecilerimizin yakınları. ru bildiğini çekinmeden O yüzden mektup yazıp tamamla yazıyor. Orada çalışan maktan geri durdum. gazetecileri neden Ama mahkeme yedi gazete hapse tıktıklarını daha ciyi serbest bıraktıktan sonra iyi anlıyorum” deyiver “İçeriye Mektuplar” kesildi. İşte di. Daha da ilginci bunu kabul etmiyorum. İçeride odadaki arkadaş daha beş Cumhuriyetçi var. lardan hiçbir itiraz Yazılanlardan anladığım kada Akın Atalay Murat Sabuncu GKüardsrei l Ahmet Şık Eİpmerre gelmedi. Hatta birkaçı hak verircesine başını salladı. Ben de gazetemle için için övündüm. Bütün bu satırları içerdeki Cumhuriyetçiler, dışarıda ne olup bittiğini bir nebze de olsa hissetsinler, öğrensinler diye yazıyorum. AKP iktidarının kalesi sayılan bu Orta Anadolu kentinde bir şeylerin ağır ağır değiştiğini gözlüyorum. Komşuda, markette, parkta, hatta sokakta yakınmalar, hoşnutsuzluklar daha yüksek sesle konuşulmaya başladı desem abarttığımı düşünmezsiniz değil mi? Sanki su çatlağını bulup akıyor gibi geliyor bana. Bu “Çatlağını bulan su” deyimini Hrant Dink’in ölümünden sonra Cumhuriyet’te çıkan bir yazıda okumuş ve not etmiştim. Bu deyimi o kullanırmış. Ne güzel deyim değil mi? Mektubumu uzattım. Ama ne kadar yazsam az. Yedi arkadaşınızın nihayet tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması, bazı sanıkların zaten baştan tutuksuz yargılanıyor olmaları elbette sevindirici. Ama siz beş “Cumhuriyetçi” içeride kaldığınız sürece sevincimiz eksik; kederimiz de, öfkemiz de, adalete susamışlığımız da sürüyor. Eylül ayındaki duruşmada sizler de serbest kalırsınız ve biz okurlarınız seviniriz diye düyünüyorum. Tabii insana “Nelere sevinir hale geldik” de dedirtmiyor değil. Olsun, diyenler değil dedirtenler utansın… Yas tutmak hakGar anmasına verilen ceza yargıdan döndü 101kişinin öldüğü 10 Ekim Ankara Tren Garı katliamında ha yatını kaybedenleri anmak ve olayı protesto etmek için alınan iki günlük genel grev kapsamında işe gitmeyen Ankara Adliyesi Zabit Kâtibi Turgay Akçay’a verilen maaştan kesme ceza sı yargıdan döndü. Ankara 12. İdare Mahkemesi, eylemin hayatını kaybe denlerin yasını tutmak, yakınlarına destek ol mak, saldırıyı kınamak mahiyetinde kamu ya rarına, sosyal barışa ve yardımlaşmaya hizmet ALİCAN ULUDAĞ eden demokratik bir eylem olduğunu belirte rek, cezayı iptal etti. IŞİD tarafından gerçekleştirilen 10 Ekim katliamı üzerine TBB, TBMOB, DİSK ve KESK, ölenleri anmak ve kat liamı protesto etmek amacıyla 12 13 Ekim 2015 tarihlerinde grev ka rarı aldı. Bu kapsamda Ankara Adliyesi’nde zabit kâtibi olarak görev yapan BES üyesi Turgay Akçay iki gün işe gelmeyerek, anma etkinlik lerine katıldı. Ankara Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyo nu, hakkında idari soruşturma baş latılan Akçay’a mazeretsiz olarak iki gün işe gelmediği gerekçesiyle 1/30 oranında maaştan kesme cezası ver di. Akçay, avukatı Duygu Demirel aracılığıyla konuyu yargıya taşıdı. Kamu yararı var Ankara 12. İdare Mahkemesi, cezayı hukuka aykırı bularak iptal etti. Kararın gerekçesinde, davacının üyesi bulunduğu sendikanın bağlı bulunduğu konfedarasyonun yetkili kurullarınca alınan karara uyarak sendikal faaliyet gereği, iki gün göreve gelmeme eyleminin, özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulandı. Kararda, şöyle denildi: “Zira, davacının üyesi olduğu ve diğer sendikalarla birlikte birçok meslek birliğinin katıldığı faaliyetin; hayatını kaybedenlerin anısına yas tutmak, yakınlarına destek olmak, saldırıyı kınamak mahiyetinde kamu yararına, sosyal barışa ve yardımlaşmaya hizmet eden demokratik bir eylem olduğu dikkate alındığından disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.” Katliamın yaşandığı sokağa karanfiller bırakıldı, ölenlerin akrabaları mezarlıkta yakınlarını andı. 56 KURBAN ANILDI Gaziantep’te geçen yıl 20 Ağustos’ta IŞİD’in bir kına gecesine düzenlediği canlı bomba saldırısında 40’ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği ve 87 kişinin yaralandığı katliamın üzerinden 1 yıl geçti. Pazar günü HDP Şahinbey ilçe Başkanlığı’nda düzenlenen anma törenine HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, HDP PM Üyesi Mehmet Karayılan, İHD, 78’liler, EMEP ve yaşamını yitirenlerin aileleri katıldı. HDP İl Eşbaşkanı Güler Erat, “İnsan olanın canı acıyor. Suçsuz, günahsız insanların ne suçu vardı” dedi. HDP Milletvekili Behçet Yıldırım ise, “Olayın faillerini biz biliyoruz. Biz bu olayı unutursak, unutturursak kalbimiz kurusun” diye konuştu. Anmanın ardından katliamın gerçekleştiği yere gidilerek karanfil bırakıldı. İHD Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Hartavi, davanın Kayseri’ye taşınarak kendilerinden ve ailelerden uzaklaştırmaya çalışıldığını belirterek, “Dosyada gizlilik kararı neden kaldırılmıyor. Gerçeklerin açığa çıkmasından mı korkuyorlar? Gerçeklerin ortaya çıkması ve faillerin yargılanması için ge reken hukuki mücadeleyi vereceğiz” dedi. Katliamda yaşamını yitirenlerin Yenişehir Mezarlığı’ndakı mezarlarına karanfiller bırakılırken duygusal anlar yaşandı. 160 kez müebbet istemi 56 kişinin yaşamını yitirdiği kına gecesi katliamın ardından 16 Ekim’de Gaziantep’te Güneykent Mahallesi’nde IŞİD’in hücre evine düzenlenen operasyonda “Ebu Yusuf “kod adli Suriyeli terörist Muhammet Şerif üzerindeki intihar yeleğini infilak ettirdi, saldırıda 3 özel harekât polisi şehit oldu, 9 polis ve 1’i çocuk 4 Suriyeli yaralandı. Aynı gün polis ekipleri, hem kına gecesi saldırısını hem de 3 polisin şehit olmasıyla engellenen yeni saldırının talimatını veren IŞİD terör örgütünün Gaziantep sorumlusu ve Ankara Gar saldırısı faili olarak terör nitelikli arananlar listesinde “turuncu bülten” ile aranan Kadir Cebael’in evine operasyon düzenledi. Cabael, evdeki patlayıcıları infilak ettirerek öldü. Derinleştirilen soruşturmada ulaşılan yeni isimlerin gösterdiği yerlerde bir kısmı toprağa gömülü patlayı cı ve mühimmat ele geçirildi. IŞİD’in Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael’in eşinin de bulunduğu 11 kişi tutuklandı. Tutuklu 11 sanıktan 9’u hakkında 17 ile 160 kez arasında değişen ağırlaştırılmış müebbet hapis, 2 sanık hakkında ise örgüt üyeliği suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istendi. Terör örgütü IŞİD’in Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael’in, Suriye’deki emirlerinden aldığı “Kürt düğününe saldırı” talimatı doğrultusunda saldırı yaptıkları ortaya çıktı. Fırat Kalkanı başlamıştı 40’ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği kına gecesi katiamından 4 gün sonra Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Fırat Kalkanı harekâtı başlatıldı. Harekât kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından desteklenen Özgür Suriye Ordusu güçleri Gaziantep’in Karkamış ilçesinin karşısındaki terör örgütü IŞİD denetimindeki Cerablus’a girdi. Aynı gün Cerablus’ta kontrol sağlanırken, geçen şubat ayında IŞİD’in ikinci merkezi olarak görülen El Bab’da kontrol sağlandı. l Yurt Haberleri Cezaevinde 12 Eylül uygulamaları ABİDİN YAĞMUR İşkence ve kötü muamele iddialarıyla gündeme gelen Tarsus Kadın Cezaevi’nde PKK ve DHKPC davalarından tutuklu bulunanların kaldığı bir koğuşa IŞİD davasından yargılanan bir tutuklunun konulduğunu belirten Adana Barosu Cezaevi Komisyonu Başkanı avukat Tugay, “Bu durum mevzuata aykırı. Kabul edilebilir bir şey değil” dedi. Kötü mualemele ve hak ihlallerine karşı geçen hafta tutukluların başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevinin sürdüğünü ifade eden Bek, “Cezaevine yeni girenlere çıplak arama dayatması yapılıyor. Onur kırıcı bir muamele yapılıyor. Cezaevi idaresinin taleplerin karşılanması, koşulların giderilmesi konusunda şu ana kadar olumlu bir adımı yok” diye konuştu. Adana Barosu Cezaevi Komisyonu Başkanı avukat Tugay, durumu kendisine, ziyarete gittiği Wernicke Korsakoff hastası Aslıhan Gencay’ın ilettiğini söyledi. “IŞİD üyesi olmakla yargılanan bir kadın PKK ve DHKPC üyesi olmakla yargılanan kadınların koğuşuna yerleştirilmiş. Bu durum mevzuata da aykırı. Çünkü mevzuat suç türlerine göre, örgütlerle ilgili davalarda örgütlere göre koğuşlara konulmasını öngörüyor. Dışarıda PKK ve IŞİD birbiriyle savaşıyor. Bu uygulamayla birbirinizi öldürün mü denmek isteniyor, birbirinizi boğazlayın mı denmek isteniyor, bilemiyorum. Başka bir mantığa sığmıyor. Kabul edilebilir bir şey değil. FETÖ ve IŞİD davalarından yatanların kaldıkları koğuşlar var. Tarsus Cezaevi yeni açıldı, kapasiteyle ilgili bir sorun olduğunu da sanmıyorum” diye konuştu. l MERSİN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle