02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 21 Ağustos 2017 10 Bir kez daha: Ölme çocuk!.. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça… İçinizde “Bunlar da kimdi” diye soran olmadı değil mi? İki genç eğitimci, kanunsuzluğa kapıları ardına kadar açan kanun hükmünde kararnamelerden biriyle işlerinden çıkarıldılar, işsizliğe ve açlığa “mahkum” edildiler. Bundan 166 gün önce çok yalın bir taleple açlık grevine başladılar: “İşimi geri verin!” Dirençlerini kırmak, tümüyle demokratik, tümüyle şiddetten arındırılmış eylemlerini bitirmek için devletin zor kullanma gücü devreye girdi ve devreden hiç çıkmadı. Sonunda devlet iki yurttaşının demokratik taleplerini cevaplamak yerine onları susturacak, hak arama eylemlerini gözlerden uzak tutacak kestirme bir yola başvurdu. Gülmen ve Özakça 90 gün önce tutuklandılar. Şimdi hapisteler ve gardiyanların insafına terk edildiler. Gardiyanların “insaf” ölçüleri de 90 gündür sahici gazetelerin haberlerinde apaçık yansıyor. Şu cümle önceki gün iki eğitimcinin avukatından geldi: “Nuriye’nin sağlık durumu önemli bir eşikte ve Nuriye açısından artık her şeyi bekleyebilir bir pozisyondayız.” Ne demek “her şeyi bekleyebilir bir pozisyonda” olmak? Hayır, hemen ölüm demek değil. Önce tıp dilinde “WernickeKorsakoff sendromu” diye adlandırılan aşama var. Ölümden de beterdir. Bilinç ve yaşamsal önemde beyin işlevleri geri dönüşsüz yok olur. 1996’nın ölüm oruçlarından bugüne böylesine ölümcül sakatlıklarla yaşayan pek çok genç (artık genç de değiller üstelik) tutuklu ve hükümlü var. HHH Artık besbelli AKP iktidarı iki genç eğitimcinin açtığı bayrağı görmemeye, onların talepleriyle ilgilenmemeye, onları birer “terörist” olarak damgalayıp kamu vicdanında mahkum etmeye kararlı. AKP’den başka bir tutum bekleyen de yok zaten. Ancak ölümün sınırında dolanan iki genç eğitimciye bir çift sözüm var. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, sizleri tanımıyorum. Ama eğer Lenin sizler için bir anlam ve değer taşıyorsa onun “İki adım ileri, bir adım geri” kitabını hatırlayın. Sizler, iki değil onlarca, yüzlerce adım attınız. KHK’ler ile bu ülkenin en iyi evlatlarına kıyan bir zihniyetin ipliğini pazara çıkardınız, onu kamu vicdanında silinmez izlerle teşhir ettiniz. Bu yazıyı okuyabiliyor musunuz bilemem. Hapishaneye gazete sokuyorlar mı, sokuyorlarsa sizler açlık grevinizin bu aşamasında gazete okuyabilecek durumda mısınız, onu da bilemem. Ama ben de söylemekten geri duramam: Şimdi artık “bir adım geri” aşamasındasınız.. Unutmayın ölümün ardından zafer değil, mezar gelir. Oysa yaşayacak çok günleriniz ve kazanacak çok şanlı zaferleriniz var. HHH Birkaç cümle de özellikle internet medyasında ağır ince ahkâm kesen, açlık grevinin bitirilmesi aşamasına gelindiğini vurgulayanlara saldıran, “derin devrimcilik” dersleri verip çubuğunu yakıp yan gelip yatanlara… Madem sonu ölüme varabilecek bir eylemi kutsamaktan öte bir öneriniz yok. Öyleyse haydi, siz de başlayın. Siz de açlık grevine girişin. Bunu Gülmen ve Özakça gibi açıkça yapın. Ölümü kutsuyorsunuz, haydi siz de ölüme yatın… Görelim yiğitliğinizi, devrimciliğinizi. Sakın ola ki “Gazeteci sen iki eğitimciye sesleneceğine, devlete, hükümete seslen, onlara çağrı yap” diye laf kalabalığına kalkmayın. AKP iktidarından merhamet, anlayış, hukuk beklemeyecek kadar deneyimim var. Kime sesleneceğimi bilirim ben… ‘Hepimiz için laik eğitim’ bildirisi Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı yeni müfredata tepki gösteren öğrenciler ve velileri, “Hepimiz için laik eğitim” sloganıyla Bahariye Caddesi’nde bildiri dağıttı ve “Çocuklar projeniz değil geleceğimizdir” vurgusu yaptı. “Hepimiz İçin Laik Eğitim” diyerek bir araya gelen grup, dün Kadıköy Bahariye Caddesi’nde toplandı. Sık sık “Laik eğitim istiyoruz” ve “Çocuklar projeniz değil geleceğimizdir” sloganları atan grup, cadde boyunca yoldan geçenlere bildiri dağıttı. Bildiri dağıtımının ardından kısa bir açıklama yapan Meltem Figen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı yeni müfredatta ve yürürlüğe konulmak istenen her şeyde gericileştirme politikasının söz konusu olduğunu söyledi. “Bilimsel, laik ve akademik bir eğitim için mücadele edeceğiz” diyen Figen “Ben bir veli olarak çocuklarımızın, gençlerimizin ve geleceğimizin teslim alınmasına itiraz ediyorum. Çocuklarımızın geleceğinin uçuruma sürüklenmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ O hep AtatürkçülüğünBaşyazarımız Nadir Nadi 26. ölüm yıldönümünde mezarı başında anıldı korunması için çabaladı Gazetemizin başyazarı, Atatürk devrimlerinin ödünsüz savunucusu Nadir Nadi ölümünün 26. yıldönümünde dün Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında anıldı. Nadir Nadi’nin mezarı başındaki anmaya Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve yazarı Orhan Erinç, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik, gazetemiz yazarı Şükran Soner, Haber Koordinatörümüz Aykut Küçükkaya ve gazetemiz çalışanları katıldı. Nadi’nin mezarı başında konuşan Orhan Erinç,“ Nadir Nadi’nin aramızdan ayrılışının 26. yılında saygı ve özlemle anmak için mezarı başındayız. Nadir Bey’in bence iki özelliği var. Birincisi Cumhuriyet Gazetesi’nin kurumsallaşması konusunda gösterdiği çaba ve olumlu sonuçlar. İkincisi de Atatürkçülüğün korunması ve yüceltilmesi konusundaki çabalarıdır. Geçen geli Başyazarımız Nadir Nadi’yi aramızdan ayrılışının 26. yılında dün Edirnekapı Şehitliği’nde andık... şimizden bu yana Cumhuriyet’e hukuksal saldırı ile karşı karşıya kaldık. Bu, AKP’nin hukuku da kullanarak düzenlenlediği kumpastı. Önce 11, daha sonra da 12 tutuklu arkadaşımız oldu. 7 kişi aramıza döndü. Ama hâlâ Akın, Murat, Kadri, Ahmet ve Emre içeri de günlerini dol durmayı bekliyorlar”dedi. Cumhuriyet gazetesinin 1924’ten bu yana birçok badire atlattığını söyleyen Erinç,“ Cumhuriyet’in yayın politikasını değiştirdiği konusundaki iddialar ile iktidar tarafından kullanılarak düzenlenen kumpas, görüldüğü gibi son aşamasına gelmiş durumda. Kumpasın ilginç yanlarından biri de kendilerini Atatürkçü olarak niteleyen ve Cumhuriyet’i hedef alanların Atatürk düşmanları tarafından korunuyor ve sahip çıkılıyor olmasıdır. Ama Cumhuriyet 1924’ten bu yana pek çok baskı ve badire atlattı, bunu da atlatacağına inanıyoruz. Bunu da yine Cumhuriyet çalışanlarının özverileri ile atlatacağı konusunda herhangi bir kuşkumuz yok. Bu ölüm yıldönümünde de başyazarımız Nadir Nadi’yi saygı sevgi ve özlemle anıyoruz. Ruhu şad olsun”diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Akhanlı serbest bırakıldıMahkeme, iade talebini gerekçelendirmek üzere Türkiye’ye 40 gün süre tanıdı PEN: siyasi amaçlı PEN’in Almanya Başkan Yardımcısı Sascha Feuchert, Uluslararası Yazarlar Birliği adına açıklama yaparak Akhanlı’nın gözaltına alınmasını “açıkça siyasi amaçlı” diye nitelendirdi. Feuchert, Akhanlı’nın kesinlikle Türkiye’ye iade edilmemesi talebinde bulundu. Almanya Gazeteciler Birliği DJV de gazetecilere yurtdışı seyahatine çıkmadan önce Federal Em niyet Teşkilatı’na (BKA) başvurarak haklarında yakalama ya da tutuklama emri olup olmadığını kontrol etmeleri çağrısında bulundu. AKP hükümetini eleştiren yazılar kaleme alan gazetecilere “acilen” BKA’ya başvurması tavsiyesinde bulunuldu. DJV Başkanı Frank Überall, Akhanlı’nın Türkiye’nin çabaları ile gözaltına alınmasının bir uyarı olarak okunması gerektiğini kaydetti. MERKEL’den uyarı Almanya Başbakanı Angela Merkel, Akhanlı’nın Türkiye’nin Interpol’den kırmızı bülten çıkartması sebebiyle İspanya’da gözaltına alınması ve ancak Berlin’in devreye girmesiyle şartlı serbest bırakılmasının ardından açıklama yaptı. İspanya’nın bırakma kararıyla “çok rahatladığını” belir ten Merkel, Ankara’yı Interpol gibi uluslararası kurumları “kötüye kullanmaması” yönünde uyardı. “Bu kabul edilemez. Bu gibi amaçlarla Interpol gibi uluslararası kurumları suiistimal etmemeliyiz” diyen şansölye, Akhanlı konusunda gerekirse İspanya Başbakanı Mariano Rajoy’u arayacağını belirtti. Merkel, Akhanlı’nın Türkiye’nin Almanya yurttaşlarının yakasına yapıştığı pek çok talihsiz vakadan biri olduğunu dile getirdi. Paraşütçüler Eren’i andı: Onu unutmayacağız Erzincan’da Türk Hava Kurumu (THK) tarafından düzenlenen yamaç paraşütü hedef yarışmasında sporcular Trabzon Maçka’da terör saldırısında şehit olan 15 yaşındaki Eren Bülbül için havalandı. 9 ilden 5’i kadın 23 yarışmacının katıldığı karşılaşmalarda sporcular Yayla başı beldesindeki belirlenen hedefe ulaşmaya çalıştı. Sporcular, yarışmalarda, Eren Bülbül’ü anmak için isminin yazıldığı formalarla uçtu. THK pilotu Ali Zaimoğlu, yaklaşık 500 metre yükseklikte “İyi ki varsın Eren” dediği anı kask kamerasıyla görüntüledi. Zaimoğlu, “Bütün uçuşlarımızı ona ar mağan ettik. İnşallah Erzincan olarak yarışmalarda derece yapacağız. Bu başarıyı da Eren’e armağan ediyoruz. Onu hiç unutmayacağız” diye konuştu. 2 gün sürecek yarışmalarda dereceye girenler, dünya yamaç paraşütü hedef yarışmasında Türkiye’yi temsil edecek. l ERZİNCAN/DHA Öğretmensiz öğrenci itirafı SİNAN TARTANOĞLU Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde geçici olarak görevlendirilmeleri nedeniyle okullarda yaşanan sıkıntıların, ilk ders ziline kadar çözülmesi için genelge yayımladı. Genelgede, “Geçici görevlendirilen öğretmenlerin yerine ek ders karşılığı görevlendirmelerin yapıldığı ve hatta bu ara dönemlerde bazı okullarda öğrencilerin öğretmensiz kaldığının tespit edildiği” belirtildi. Genelgede, “Öğretmenler, zorunlu olmadıkça öğretmenlik dışındaki işleri yürütmek üzere geçici olarak görevlendirilmeyecektir” ifadeleri kullanıldı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 14 Ağustos’ta, öğretlmenlerin geçici olarak il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde görevlendirilmesi ile ilgili uyarıları içeren bir genelge yayımladı. Genelgede, öğretmenlerin geçici olarak diğer eğitim kurumlarında veya il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde görevlerlendirilmeleri nedeniyle eğitim öğretimde sıkıntıların ortaya çıktığı belirtildi. Genelgede, “Geçici görevlendirilen öğretmenlerin yerine ek ders ücreti karşılığı görevlendirmelerin yapıldığı ve hatta bu ara dönemlerde bazı okullarda öğrencilerin öğretmensiz kaldığının tespit edildiğinin” belirtilmesi dikkat çekti. Genelgede, öğrencilerin eğitim imkânlarından eşit şekilde yararlanabilmesi, eğitim öğretimin aksamaması, atıl kapasitenin aktif hale getirilmesi ve kamu zararı oluşturulmaması için şu talimatlar verildi: n Eğitim kurumlarında norm kadro fazlası öğretmen bulunmaması, bu durumdaki öğretmenlerin ihtiyaç duyulan okullarda görevlendirilmesi esastır. n Öğretmenler zorunlu olmadıkça öğretmenlik dışındaki işleri yürütmek üzere geçici olarak görevlendirilmeyecektir. n Zorunlu hallerde bu kapsamdaki görevlendirmeler; ihtiyaç ve norm kadro fazlası öğretmenler arasından öncelikle aynı ilçe içinden, aynı ilçede ihtilaç ve norm kadro fazlası öğretmenin bulunmaması halinde il içinden yapılacaktır. ‘Görevlendirmeler geçici olsun’ n Görevlendirmeler, eğitim ve öğretimin aksatılmaması ve ders bütünlüğünün sağlanması için ders yılı içerisinde yapılmayacak; bir sonraki eğitim öğretim yılı içinde yapılması düşünülen görevlendirmeler 1 Temmuz 30 Eylül arasında planlanıp aynı tarihler içinde ve görev süreleri net olarak belirlenerek sonuçlandırılacaktır. Türkiye’nin talebi ile İspanya’da gözaltına alınan yazar Doğan Akhanlı, Madrid’de çıkarıldığı mahkemede ifadesi alındıktan sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Mahkeme heyeti, Türkiye’ye Akhanlı’nın iade talebini gerekçelendirmek üzere 40 gün süre tanındığını açıkladı. Doğan Akhanlı’nın Türkiye’nin talebi üzerine tatil için gittiği İspanya’nın Granada kentinde gözaltına alınmasının ardından Berlin harekete geçmişti. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, bizzat devreye girerek cumartesi akşamı İspanyol mevkidaşı Alfonso Dastis ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, yazar Akhanlı’nın Türkiye’ye iade edilmemesini ve Almanya’nın iade sürecine dahil edilmesini talep etmişti. İspanyol haber ajansı Europa Press’in soruşturma kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Akhanlı, “silahlı bir terör örgütüne üyelik” ile suçlanıyor. Bu bilgi resmi kaynaklar tarafından henüz doğrulanmadı. Ancak İspanyol polisi sözcüsü, Akhanlı’nın Türkiye’nin talebi ile gözaltına alındığını doğruladı ve Akhanlı’nın en kısa zamanda adli makamlara sevk edileceğini bildirdi. Akhanlı’nın gözaltına alınması Almanya’da büyük tepki çekti. Sosyal Demokrat Parti’nin başbakan adayı Martin Schulz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Türkiye’de masum insan hakları aktivistleri ile gazetecileri tutuklatmaya çalışıyorsa bu bir skandaldır” diye konuştu. Schulz “Eğer bunu, şimdi bir de Türkiye toprakları dışında deniyorsa, tüm Avrupalılar kararlı bir biçimde karşı durup şunu söylemeliyiz: Böyle olmaz!” Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de AB’nin Türk polisi ile işbirliğini gözden geçirmesini talep etti. Özdemir, Tagesspiegel gazetesine verdiği demeçte “Türkiye’de rejim karşıtları gelecekte Avrupa’da kontrol edilmeden suçlu olarak gözaltına alınamaz” diye konuştu. Sol Parti Eşbaşkanı Katja Kipping, “Erdoğan’ın Avrupa’da daha ne kadar ileri gitmesine izin vereceğiz?” dedi. Akhanlı’nın yargı süreci Kitaplarında insan hakları konusuna ağırlık veren Uluslararası PEN Kulübü üyesi Akhanlı, “Ermeni Soykırımı” ile ilgili çalışmalarıyla da tanınıyor. 1957 doğumlu yazar, askeri darbenin ardından 1984 yılında Türkiye Devrimci Komünist Partisi’ne (TDKP) üye olduğu gerekçesi ile tutuklanmış, 19851987 yılları arasında İstanbul’da askeri cezaevinde tutulmuştu. 2010 yılında hasta olan babasını ziyaret etmek için İstanbul’a giden Akhanlı, 1989 yılında bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygununa katıldığı iddiasıyla havaalanında tutuklanarak cezaevine konmuştu. Alman politikacılar, yazar ve sanatçılar o dönemde Akhanlı’nın beraat etmesi için çağrıda bulunmuş ve yazar, hakkındaki davadan 2011 yılında beraat etmişti. Ancak karar, FETÖ’den ihraç edilen savcı Celal Kara’nın temyiz etmesi sonucu 2013 yılında Yargıtay tarafından bozulmuş ve bu kez Akhanlı hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis” istemiyle yeniden dava açılmıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle