29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 19 Ağustos 2017 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 AB kesintiye hazırlanıyor20142020 arasında verilecek 4 milyar 450 milyon Avro’luk yardım söz konusuydu Almanya Türkiye üzerindeki ekonomik baskıyı artırmaya çalışıyor. Berlin’in girişimleri sonucu sonbaharda AB’nin Türkiye’ye yaptığı mali yardımlarda yüzlerce milyon Avro’luk kesintiye gitmeye hazırlandığı belirtiliyor. TürkiyeAlmanya ilişkilerinde yaşanan gerginlikliklerin ardından Ankara üzerindeki baskıyı arttırmak için ekonomik önlemleri devreye sokan Almanya, Avrupa Birliği nezdinde de girişimlerde bulunuyor. DW Türkçe’nin edindiği bilgilere göre Berlin’in girişimleri sonucunda Avrupa Birliği, Türkiye’ye mali yardımda kesintiye gitmeye hazırlanıyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Türkiye’ye 20142020 yılları arasında yaklaşık 4 milyar 450 milyon Avro yardımda bulunmayı planlayan AB, son gelişmelerin ardından sonbaharda yapacağı ara değerlendirme toplantısında bu kaynakta kesintiye gitmeye hazırlanıyor. Kısaca “IPA II” olarak adlandırılan, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’nın ara değerlendirme toplantısının, eylül ya da ekimde yapılacağını belir ten AB diplomatik kaynakları, toplantı sonrasında bu kaynakta birkaç yüz milyon Avro’luk kesinti yapılmasını bekledikleri ni ifade etti. Almanya, aralarında gazeteci ve insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu 10’dan fazla vatandaşının Türkiye’de tutuklanması nedeniyle geçen ay Türkiye politikasını sertleştirmiş, AKP hükümeti üze rinde ekonomik baskı oluşturacak bir dizi önlem açıklamıştı. Merkel hükümeti, bu kapsamda AB mali yardımlarının da gözden geçirilmesini, bunların sınırlandırılmasını talep etmişti. Öte yandan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AB ile ilgili gelişmelerde kaybeden tarafın hem AB hem Türkiye olacağını dile getirdi. l Ekonomi Servisi Borca yetmeyen destek Çiftçiye verilecek tarımsal destek, giderleri karşılamaktan uzak kalacak. Çiftçi bu yıl da maliyetlerini borçla karşılayacak. Mazotta ödenen vergiyle, alınan destek geri veriliyor Orhan Ökmen JCR’den zayıf büyüme uyarısı Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR’den, sermaye birikiminin yetersizliği ve var olan sermayenin de üretken olmayan tek seferli yüksek tutarlı getiriye dayalı sektör ve yatırımlara yöneltilmesinin, uzun vadeli büyümeyi olumsuz etkilediği değerlendirmesi geldi. JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen tarafından yapılan yazılı açıklamada, kaynak dağılımındaki dengesizliğin verimlilik artışı ve bölgeler arası ekonomik farklılığın giderilmesine olumsuz etki yaptığı belirtilerek, sermaye birikiminin ve kaynak dağılımın sektörel yapısının sanayi lehine evrilmemesi halinde, sermaye birikiminin toparlanma sağlanamayacağı vurgulandı. Açıklamada şunlar belirtildi: 4 Türkiye ithal ikamesine dayalı büyüme stratejilerinin uygulandığı dönemin hâlâ gerisinde. 4 Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonundaki negatif yönlü yüksek seviyelerin devam etmesi, tasarruf veya sermaye yetersizliği alanındaki beklenti ve hedeflerin gerçekleşmediğinin birincil kanıtı. 4 Devam eden verim düşüklüğü fiyat istikrarına, ulusal refahın ivmelenmesine ve rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Dış ticaret artışı sınırlı kalıyor. l Ekonomi Servisi Yemde ithalat kapısı açılıyor Gıda Komitesi, yaş meyvesebzedeki yüzde 2530 firenin düşürülmesi için tedarik zincirinde yeni standartlar belirlerken, diğer yandan ithalatın önünü açan yeni bir karara da imza attı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında toplanan Gıda Komitesi, yem hammaddelerine ilişkin gümrük vergilerinde düzenleme kararı verdi. TCMB’den yapılan açıklamada, et üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan yem maliyetlerinin düşürülmesinin amaçlandığı dile getirildi. l Ekonomi Servisi gamze bal Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil olan çiftçilere bu yıl dekar başına verilecek mazot desteği, yetiştirdiği ürüne göre 936 TL arası değişirken; verilecek gübre desteği da 4 lira olarak belirlendi. Bu desteklerin çiftçinin maliyetini karşılamaya yetmeyeceğini anlatan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, hükümetin bu yıl ki mazot maliyetlerinin yüzde 50’sini karşılayacağına yönelik açıklamalarını hatırlatarak, “Verilecek mazot destekleri yüzde 50’yi değil, yüzde 30’u ancak karşılıyor. Çiftçi, mazot harcaması için yıllık 10 milyar lira vergi ödüyor. Bir tek mazotta ödediği vergiyle aldığı desteği iade ediyor. Kaldı ki, Türkiye’de son 14 yılda 17 milyon dönüm buğday arazisi ekilmez oldu. 45 milyon ton buğday ithal eder olduk. Sağlanan destek, dışa bağımlılığı da bitirecek cinsten değil” dedi. ‘Çile devam edecek’ Belirlenen tarım desteklerinden ancak ÇKS’ye dahil olan çiftçilerin yararlanabildiğine dikkat çeken Atalık, “Şahıs malı olup da kiralayarak üretim yapan bir sürü kiracı üretici var. Onlar ne olacak?” dedi. Desteğin, üreticiyi canlandırmak bir yana borcuna fayda sağlamayacağını aktaran Atalık, “Kayda değer bir destek değil. Çiftçinin çilesi devam edecek” dedi. Çiftçi fakirleşiyor Türkiye’nin çiftçiye verdiği desteğin toplamını 12 milyar TL olarak açıklayan Atalık, AB’nin ise çiftçisine 55 milyar Avro’luk destek verdiğini aktardı. Türkiye Ziraatçılar Derneği Ge nel Başkanı Hüseyin Demirtaş ise, “Avrupa çiftçisiyle Türkiye’deki çiftçi tabii ki yarışamaz” dedi. Avrupa’daki çiftçilerin maruz kaldığı KDV ya da ÖTV olmadığını ifade eden Demirtaş, AB’de girdi maliyetlerinin de uygun fiyatta olduğunu söyleyerek, “Bizde ise hasat zamanı ithalat kararı alınıyor. Türkiyeli çiftçi fakirleşiyor” diye konuştu. Açlığa karşı önlem şart Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da dünyanın açlık tehlikesi altında kalacağı öngörülerine karşılık, “Şimdiden tedbirlerimizi almamız lazım” dedi. Doğal afetler, iklim bozuklukları ve gelişmekte olan ülkelerin gıdaya olan taleplerinin çok değiştiğini anlatan Bayraktar, gelecek yıllarda tarım sektörünün dünyada daha büyük önem kazanacağını aktardı. “Artık Çinliler pirinç yemiyor, süt içip et yiyor. Bunlar ot demektir ve müthiş bir talep yaratıyor” diye konuşan Bayraktar, biyoyakıt üretimlerinin de hızlı bir şekilde arttığını kaydederek, “20 30 sene sonra dünyanın ciddi anlamda açlık tehlikesi altında kalacağı öngörülüyor” dedi. 800 milyon insan aç 2016 Dünya Açlık Endeksi’ne göre, ilerlemelere karşın dünya genelinde hâlâ 800 milyon insanın açlık çekiyor. İki yıl önce kronik açlık çeken insan sayısı 842 milyondu. Dünya genelinde açlık oranının 2000 yılından bu yana yüzde 29 azaldığı kaydedilirken, Yemen, Güney Sudan ya da Suriye gibi ülkelerde silahlı çatışmalar, açlık ve yetersiz beslenmenin ana nedenlerini oluşturduğuna dikkat çekildi. Açlık ve yetersiz beslenme durumunun sırasıyla “endişe verici”, “çok ciddi”, “ciddi”, “makul düzeyde”, “az” gibi kategorilere ayrıldığı endekste Türkiye, açlık sorununun az olduğu ülkeler arasında. l Ekonomi Servisi Asıycçaikçveğuridnui Türkiye’de ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 75’inin karşılandığı Trakya’da, 40 derecenin üzerinde seyreden sıcaklar ayçiçeklerini vurdu. Üründe yüzde 50’ye varan kayıp beklenirken, Edirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, “Aşırı sıcak havalar nedeniyle ayçiçeği neredeyse can çekişir hale geldi. Sıcak havada ayçiçeği erken olum evresine girdiği için deneyi tam olarak doldurmadı. Bu kayıp çok geniş bir alanı kapsıyor” dedi. Üreticileri, verim kaybı nedeniyle bankalara olan kredi borçlarının ertelenmesini istedi. l Ekonomi Servisi Koç, enerji ve otoyla büyüdü Holding ikinci çeyrekte net kârını yüzde 54 artırdı Koç Holding’in ikinci çeyrek net kârı enerji ve otomotiv segmentlerinin güçlü katkısıyla geçen yıl ay nı döneme göre yüzde 54.4 artarak 1.42 milyar liraya yükseldi. Koç Holding’in bu sabah KAP’a gönderdiği ikinci çeyrek sonuçlarına göre, holdingin toplam hasılatı da yüzde 36 artışla 23.2 milyar liraya ulaştı. Holding’in faaliyet raporunda yer alan bilgiye göre, ilk altı ay sonunda ise konsolide net kâr yüzde 77 artışla 2.54 milyar lira olurken; kârın Levent Çakıroğlu 1.03 milyar lirası enerji, 664 milyon lirası finans, 571 milyonu otomotiv, 204 milyonu dayanıklı tüketim, 72 milyon lirası da diğer segmentlerden elde edildi. 30 milyar yatırım Koç’un yatırımcı sunumunda yer alan bilgiye göre, ilk altı ayda kombine uluslararası satışlar yüzde 18 artışla 8.92 milyar dolar, kombine yatırımlar da 2.93 milyar lira oldu. İlk yarı finansal sonuçlarını değerlendiren Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu, beş yılda 30 milyar dolar yatırım yaptıklarını dile getirirek, “Koç Topluluğu olarak üretim, istihdam, inovasyon ve dış pazarlarda büyümeye verdiğimiz önemle faaliyetlerimizi sürdürüyor, ülkemizin geleceğine olan inancımızla yatırımlara devam ediyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Sabancı kârını yüzde 11 artırdı Grubun satışları 19.2 milyar lira olarak gerçekleşti Sabancı Holding’in konsolide satışları yılın ilk yarısında yüzde 11 artarak 19 milyar 200 milyon TL oldu. Sabancı Holding’in ikinci çeyrek net kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artışla 790.2 milyon lira oldu. Holdinden yapılan yazılı açıklamada ilk al tı aydaki operasyonel kârlılığını yüzde 21 artırarak 4 milyar 300 milyon TL’ye çıkaran Sabancı Holding’in toplam varlıkları Mehmet Göçmen ise 2017 yılının ilk yarısı itibari ile 326 milyar 582 milyon TL’ye, toplam konsolide ana ortaklığa ait özkaynakları da 24 milyar 564 milyon TL’ye ulaştı. Büyümeye devam Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Göçmen konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Türkiye’nin Sabancı’sı olarak 90 yılı aşkın geçmişimizden aldığımız güç, deneyim ve kültürümüzle her geçen gün büyümeye devam ediyoruz. DNA’mızda da olan inovasyon, ARGE alanındaki çalışmalarımızı; güçlü insan kaynağımızın da katkısıyla daha dinamik, daha etkin ve daha rekabetçi bir yapıyla sürdürüyoruz” sözlerine yer verdi. l Ekonomi Servisi Depremden sele yıkımlar.. En rantçı, en ucuza sanayileşmeyle övünen iş dünyamızın yıldız sözcüleri “patates tarlasına kârlı, fabrika dikmeyi” Türkiye’nin çağdaşlaşmasının kanıtı sayıyorlardı. Sınırlı sayıda işçiye verilen ücretin ölçü olamayacağı, patates tarlalarından kaç işçinin ekmek yediğinden öte, ekilen ürünle kaç nüfusun beslendiğine bakılması gerektiği itirazlarına öfkeleniyorlardı.. Türkiye’nin depremle yıkımının yıldönümünde, aynı rantçı sermayenin lider sözcülerinin “tövbe” etmelerini anımsadım.. Depremin şiddetini katlayan bina yıkımı, can, mal kayıplarının nedenlerini bilimsel olarak araştıran meslek örgütlerinin uzman heyetleri ile yapılan taramalarda çok dolaştım.. Adapazarı, Gölcük, Yalova fay hatları üzerindeki yıkımların nedenleri göreceli farklı, ama hepsi de sonuçta doğal afetten değil, insan eliyle, yüksek kazanç hırslarıyla, akılbilim dışı ister konut, isterse fabrika olsun, yapılaşmaların sonuçlarını sergileyen, haksız kârla gözü dönmüşlerin eseri, cinayet suçu sayılabilecek işleri yapanların, suç ortaklarının sonuçlarıydı. Asıl suçlular yine hesap vermediler.. Ama bu ülkeyi uygarlaşma, ekonomik gelişmişlik çizgisinden önemli ölçülerde geriye çeken ağır sonuçlarını, hep birlikte ağırlıklı emeği ile geçinen, yoksul çoğunluk olarak ödedik.. Yansıyan sonuçlarıyla, çocuklarımız, torunlarımızla birlikte daha da çok ödemeye devam edeceğimizden başka.. Büyük bankalar krizi, kalıcı vergiler, siyaseten Ecevit koalisyon iktidarının çöküşünü de getirdi. Siyaseten ABD’nin kendi 11 Eylül’ü, elleriyle yarattığı İslami terör travması ile, topraklarında savaşma, Irak, Afganistan işgalleri gündemiyle çakışınca, Fazilet, Milli Görüş siyaseti içinden Gülen cemaati ile iktidar ortaklığının kurdurulduğu bir sürece, İktidarları erkinin yaratılmasına geçiş yaşanıverdi. Malum Ecevit Türkiye, Güneydoğu topraklarında verilecek üslerle Irak işgaline şiddetle karşı çıkmıştı. ABD Irak işgalinin beklenenden kolay noktalanması gününde, Bağdat’ta Saddam heykelinin başının ABD askerleri yardımıyla indirilmesi sahnesi ile çakışan saatlerde, Musul ve Kerkük’te yoğun nüfus kütükleri, tapu kayıtlarının çuvallarla yakılması sahnelerinin ilişkisinin kurulması gereğini, anlamlarının doğru okunabilmesini atlamadan.. Yine malum Erdoğan liderliğindeki çiçeği burnunda İktidarlarının Meclis’te verilmiş tezkere sözünü tutamamaları gerçeğinin ardından, Kuzey Irak topraklarında TSK özel görevlilerinin başlarına çuval geçirilmesi ile yaşanan gelişmeler.. ABD katında “sifonu çekmeyin, yararlanın” sözleri ile siyasi erkin kollanması, TSK kadrolarıyla hesaplaşma sürecinin başlatılmasını.. 1. Silivri sivil darbesi, hukuksuz yargılamaları sürecine, şimdilerde kanıtlanmış yalan, kurgu senaryolarla operasyonlara böylece gidilmedi mi? HHH AB toprakları içinde, Balkanlar’da dünyanın göreceli en gelişmiş çokkültürlü toplum modeli, Tito Yugoslavya’sını, yine çokkültürlü toplum bileşkesi iddialı AB’nin içine, almamasını nasıl okuyabiliriz? Tito’nun ölümünün ardından, Hırvatistan, Slovenya’yı kopuşa tahrik edip sonrasında Tito Yugoslavya’sının çokkültürlü kazanımlarına ihanet içerikli, ırklar, dinler, mezhepler üzerinden kanlı hesaplaşmaların çatışmacılığında oynanan kirli oyunları nereye koyacağız? Şimdi, tek tek yapay 9 devletçik, AB aday adayı yapılmışlar amma hepsi de yerlerde sürünmekteler. Azıcık daha bir fazla ABD üssü, AB’nin kimi ülkelerine, birazı da Rusya ile bağlı kılınmış bir garabet, NATO uzantısı gibi ortak silahlı güç denetiminde, hepsi yoksul, çaresiz, umutları AB ABD’de ucuz işçiliğe soyunmak.. Unutmadan bizim Kosova dernekleri bu yıl da kurtarılmış Kosova devletçiğindeki aç kalmış akrabalara yardım niteliğinde kurban seferi düzenlediler. Kurbanlar, katil ilan edilmiş yine aç Sırbistan’dan ucuz olduğu için alınacak, Priştine’de kesilip dağıtılacak.. Tabii ki, Irak’ta, Afganistan, Pakistan, Suriye’de, Ortadoğu, İslam dünyasının her yerinde yaşananlar, şeriatın bağnazlığı, kültürel geri kalınmışlıklarla ilişkilendirilmiş olarak çok daha travmatik yaşanmakta.. Türkiye İran farklı nedenler ve koşullarda hedef tahtasında.. Olasılıklar laik Cumhuriyet, Kurtuluş, Kuruluş savaşları destanlarının yazılması, Atatürk devrimlerinin kazanımları ile yetişmiş kuşakların tehdit algılamalarının odağında.. Bir de 1961 Anayasası, 1963 sendikal yasaları, özgür sivil demokratikleşme, basın özgürlüğü kazanımlarının ürünü yaşanmış demokratikleşme patlaması, birikimleri var ki.. Adalet, hukuk devleti düzeni katliamlarında çok daha hoyrat 2. Silivri, sivil darbe süreci senaryolarıyla yola devam etmek isteyenlere, depremle gelen nimetlerin sellerle gidişi, kaçınılmaz metal yorgunluğu sonucu olabilir mi? KISA... KISA... l Yıllık izin yönetmeliğindeki değişiklikle ‘en çok üçe bölünebilen’ yıllık izin süreleri ‘bölümler halinde kullanılabilir’ olarak değiştirildi. Yeraltı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün artırılarak uygulanacak. Söz konusu düzenleme ile tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere “en çok üçe bölünebilen” yıllık ücretli izinlerin bölümler halinde kullanılabilmesine imkân tanındı. l Japon Gıda Şirketi Ajinomoto, Kükre gıdanın geri kalan yüzde 50’sini 181 milyon TL’ye satın alarak şirketin tek sahibi oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle