29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 12 Ağustos 2017 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY topSluesnödzikleaşdmaeydoekeniIşŞEaIcKnNziOnŞçsaLoAeyUknAeNdTtiDikAa DİSK AR raporu ürkütücü veriler ortaya koydu: Ülkedeki işçilerin yüzde 90’ı sendikasız, yüzde 95’i de toplusözleşme imzalayamıyor. Kadınlar daha sendikasız Ülkede, çalışma yaşamı ve örgütlenme önündeki engellerin, çalışma yaşamında ortaya çıkardığı tablo üzücü boyutlara ulaştı. Sendikalı olmanın işten atılma nedeni, sendikalı olabilenlerin haklarını almak için ellerindeki en etkili araç olan grevin, KHK’lerle ortadan kaldırıldığı ülkede, son yıllarda sendikalılık yapay biçimde artmış gibi görünse de, sendikalı olmanın sağladığı haklar işçilerin ellerinden alınmış durumda. Zira DİSK AR tarafından hazırlanan rapor ülkedeki sendikalılığın kanatsız bir kuş gibi olduğunu ortaya koydu. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK AR) tarafından hazırlanan Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu (20132017), resmi sendikalılık oranının yüzde 12 olmasına karşın fiili sendikalılık oranının yüzde 10’lar civarında kaldığını, sendikalı olanların da önemli bir bölümünün toplu iş sözleşmesi yapamadığını gösterdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileriyle hazırlanan raporda dikkat çekilen noktalar özetle şöyle: 4 Resmi sendikalaşma oranı yüzde 12. 4 Kayıt dışı işçileri de kapsayan fiili sendikalaşma oranı yüzde 10. 4 Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranı genelde yüzde 7.3, özel sektörde yüzde 5.5. 4 İşçilerin yüzde 90’ı sendikasız, yüzde 95’i toplu iş sözleşmesiz. 4 20132017 arasında sendikalı işçi sayısı 1 milyondan 1.6 milyona çıkmasına rağmen, sendika üyesi işçilerin yaklaşık 450 bini toplu iş sözleşmesinden yararlanamıyor. 4 Sendikalaşmada yaşanan ÖNERILER sğsnlslRndsyziseaşaıeeiıaaiesrtşÇvnTSsplnıktmattneödoeedoaiiilalrıeıznplmemirnitrıkldlşudıalnmaebluaeimmayşnirgşlakse;ageiimeaöraşansiksrualsleiroiÖlseçkjn,gseıynlönisaöiöörünraşdhigrzikzs,tinknıiaşlkknülllaeoeüeelçakaeıtlşnrlanşiplüaublimaremglmlsk,dşid(çrUeaeiaImieeişıL.inmrtlslmydOunıiahilrkeımisıdiynan)rvlalrımekeaıeanlidnömrktsvoetdrankııyeooar,sreükimüapiia,nkşlu artışın temel nedeni kamu taşeron işçilerin sendikalaşması, ancak büyük bölümü toplu iş sözleşmesi kapsamında değil. 4 Sendikalaşmanın en düşük olduğu işkolları yüzde 2.9 ile inşaat, yüzde 3.4 ile turizm ve yüzde 5.1 ile büro işkolu. 4 Erkek işçilerde sendikalaşma oranı yüzde 13 iken, kadın işçilerde yüzde 8. 4 İstanbul yüzde 7.8 sendikalaşma oranı ile 81 il içinde 76. sırada. Rakamlar yüksek Temmuz 2017 sendikalaşma istatistikleri ile Aralık 2016 toplu iş sözleşmesi kapsamı istatistiklerinin değerlendirildiği raporda, 2012’de çıkarılan 6356 sayılı yasadan sonra sendikaların üye sayılarını hesaplama yöntemi değiştirildiği hatırlatılarak, yeni dönemde ÇSGB kayıt dışı işçileri hesaba katmadığı için sendikalaşma oranlarının gerçek durumdan daha yüksek çıktığına dikkat çekildi. ÇSGB Temmuz 2017 istatistiklerine göre sendikalı işçi sayısı 1 milyon 623 bin 638. Sigortalı işçi sayısı 13 milyon 581 bin 554. Taşeron artırdı Sendikalı işçi sayısı Ocak 2013 Temmuz 2017 döne minde yüzde 62 artışla, 1 milyon 1 binden 1 milyon 624 bine yaklaştı. Sigortalı işçi sayısında Ocak 2013 Temmuz Işverene yetki itirazı 2017 arası yüzde 25 civarın da artış yaşanırken, sendikalı işçi sayısı yüzde 62 ile bunun Türk İş: İşveren sendikalaşmayı baştan engelliyor. 1980’de 2.2 milyon çok üzerinde gerçekleşti. Son dört yılda 622 bin işçi sendikalara üye oldu. Sendikalı işçi sayısında bir önceki yılın (2016) temmuz ayına göre 124 bin kişilik artış yaşandı. Hak İş hızlandı 20132017 arası sendikalaşma istatistiklerine bakıldığında Türkİş’in 709 bin olan üye sayısı 198 bin artarak 907 bine yükseldi. Hakİş’te ise 2013’den bu yana 378 bin yeni üye ile ciddi bir sıçrama görülmektedir. Hakİş, üye sayısını 166 binden 545 bine yükseldi. DİSK’in 2013 Ocak ayında 100 bin olan üye sayısı 46 bin artarak 146 bine yükseldi. Bağımsız sendikaların ve diğer küçük konfederasyonların üye sayısı ise büyük ölçüde aynı kaldı. l Ekonomi Servisi işçinin 2 milyonu, bugün 13.6 milyon işçinin 1.6 milyonu sendikalı. SİNAN TARTANOĞLU Türkİş Başkanlar Kurulu heyeti, Başbakan Binali Yıldırım’a sendikal örgütlenme önündeki yasadan doğan engelleri anlattı, yasal değişiklikle engellemelerin kaldırılmasını istedi. Sendikaların toplusözleşme imzalayabilmek için yaptıkları yetki başvurusunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından onaylanmasına karşın işverenler tarafından mahkemeye taşınabilmesinin sorun oluşturduğunun belirtildiği toplantıda, yasal değişiklikle örgütlenme engelinin kaldırılabileceği ifade edildi. Başbakan önceki gün akşam saatlerinde, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyo nu (Türkİş) Başkanlar Kurulu üyelerini kabul etti. Görüşmede, Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay ve başkanlar kurulu üyeleri, çalışma hayatına ilişkin gündemdeki konuları ve talepleri Yıldırım’a iletti. 37 yıllık fark Sendikal örgütlenme önündeki engellere çeşitli örneklerin verildiğinin belirtildiği toplantıda, “1980 yılında nüfus 45 milyon ve sigortalı işçi sayısı 2.2 milyon iken, sendikalı işçi sayısı 2 milyona ulaşıyordu. 2017’de ülke nüfusu 80 milyon, kayıtlı işçi sayısı 13.6 milyona ulaşmışken, sendikalı işçi sayısı ancak 1.6 milyona ulaştı. Bunun yasal ve idari uygulamalardan kaynak lanan birçok nedeni bulunuyor” denildi. Türkİş heyeti Başbakana Yıldırım’a işyerlerindeki “çoğunluk tespiti” ve “yetki başvuruları” başta olmak üzere toplu biş sözleşmelerinin imzalanması aşamasına kadar geçen süreçte, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşme Yasası’ndan doğan sorunlar aktarıldı. Sendikaların örgütlenme faaliyeti içinde bulunduğu işyerlerinde, sendikal faaliyetin öğrenilmesi ile birlikte işverenin derhal işyerinin SGK kodlarını değiştirdiği belirtildi. Böylece örgütlenen sendikanın çoğunluğu elinde tutma ve toplusözleşme imzalama yetkisini almasının önüne geçtiği ifade edildi. l ANKARA TOBB de bankacılara çattı Cari açık yüzde 10 arttı Cari açık, haziranda 3.76 milyar dolar oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2017 yılı Haziran ayı yurtiçi ödemeler dengesi istatistiklerine göre cari denge son 12 ayda 34.3 milyar dolar açık verdi. Beklenti 4.1 milyar dolar yönündeydi. Türkiye geçen yıl ilk 6 ayda 19 milyar dolar düzeyinde açık vermişti. Böylece 6 aylık açık yüzde 10 artmış oldu. TCMB açıklamasında, “Söz konusu gelişmede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 670 milyon dolar azalarak 4.57 milyar dolara ve hizmetler dengesi kaynaklı net gelirlerin 1.68 milyar dolara yükselmesi etkili olmuştur” denildi. l Ekonomi Servisi 19 piliç şirketine soruşturma Rekabet Kurumu, piliç eti üretiminde faaliyet gösteren 19 şirket ile BESDBD hakkında soruşturma açılmasına karar verdi. Rekabet Kurumu, piliç eti üretiminde faaliyet gösteren 19 teşebbüs ile Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESDBD) hakkında soruşturma açıyor. Piliç eti üretiminde faaliyet gösteren teşebbüslerin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri iddiasını içeren başvuru üzerine yürütülen önaraştırma, Rekabet Kurulunca karara bağlandı. l Ekonomi Servisi Bankaları eleştirenler kervanına TOBB de katıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bankaların faiz oranlarına dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, “2017’nin ilk 6 ayında bankaların kârı açıklandı. Neredeyse bir önceki yıla göre yüzde 100 artış var. Buradan tüm bankacılara seslenmek istiyorum; Türkiye’de hiçbir sektörde böyle bir kâr yok. Bu bankacıların ayaklarını biraz denk almaları lazım” dedi. Soluklanma yok Öte yandan Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem de, “Bankalar ‘KGF kullandırdık biraz soluklanalım’ diyor, böyle bir şey söz konusu değil” dedi. KGF ile ihracat rakamlarında büyük iyileşme yaşandığını söyleyen Ertem, bankaların ‘Kredi Garanti Fonu kredilerini yoğun bir şekilde kullandırdık şimdi biraz soluklanma zamanı şeklinde bir anlayış içinde olmaması gerektiğini belirterek sektörün yüzde 1516 kredi genişlemesine odaklanması gerektiğini söyledi. l Ekonomi Servisi Rezervasyon yüzde 80’i aştı Kurban Bayramı rezervasyonlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, sahil bandındaki tesislerde rezervasyonların yüzde 80’leri aştığını duyurdu. Bayram tatillerinin sektöre ciddi hareketlilik sağladığını dile getiren Ulusoy, özellikle Antalya’da Side, Alanya, Manavgat, Belek ve Kemer, Ege Bölgesi’nde Çeşme, Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Didim ve Fethiye turlarının ön plana çıktığını belirtti. Kültür turları arasında Kapadokya, Eskişehir, Kuzey Ege ve Karadeniz turları, yurtdışı turlarında da İtalya ve İspanya turlarının ön plana çıktığını ifade eden Ulusoy, “Benelüks turları, Orta Avrupa turları ve Balkan turları da ilgi gören yurtdışı destinasyonlar arasında yer alıyor” diye konuştu. Zafer Bayramı dolayısıyla 30 Ağustos’un resmi tatil olduğunu, hemen sonrasındaki günün ise Kurban Bayramı arifesi olduğunu anımsatan Ulusoy, 28 ve 29 Ağustos’un tatile eklenmesinin son dakika rezervasyonları olumlu etkileyebileceğini vurguladı. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Dindarkindar bataklığında... Laik Cumhuriyet rejimi, KurtuluşKuruluş Savaşları destanının yazılması, Atatürk devrimlerine düşmanlık, içdış ittifaklarla, en çok din düşmanlığı odaklı, özünde Osmanlı döneminde yaşanmış ırkları da hedef alan kırımlar üzerinden, mezhepaşiret, gelenek, yaşam tarzı, alt kimlik çatışmacılığının beslenmesi ideolojik dayatma olarak belki de en çok Türkiye’nin gündemine sokulmuştu. Bireyin özgürleşmesi adına, farklı ırklar, dinler, mezhepler, her türden alt kimliğe dayalı inançlar üzerinden evrensel insan haklarından yola çıkılıyormuş gibi yapılıp özgürlükayrımcılık sınırları üzerinden oynanarak, her türden alt kimlik güdüleri kaşınarak özgürlükler yerine ayrımcılıklar üzerinden çatıştırmak... Tek kutuplu yeni dünya sömürü düzeninin çarklarının işletilmesinde sihirli formül, kültürler, dinler her türden alt kimlik çatışmacılığında öncelikli en keskin sorunlu hatlarda, yoksul güney dünyasında yaşanacak çatışmalar, parçalanmalar, iç savaşlar bataklığında, çokuluslu şirketlerin, giderek güçlenecek tek merkeze doğru odaklanmaları kaçınılmazdı... Küreselleşme, bilimsel teknolojik devrimler, iletişim teknolojisi, toplumların kolaylıkla medyatik güdülenebilmeleri koşullarında yaşanabilecek kaos, çelişkiler galiba hafife alınmış ya da öngörülememişti. Aslında en başından evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi eksenli gelişen tüm evrensel ilkeler, örgütlenmeler en başından tehlikeyi görmüşlerdi... İsyan bayraklarını çıkarmış, evrensel insan hakları, temel hak ve özgürlüklerden yola çıkılarak evrensel hukuk devleti, demokrasi arayışları içinde yürütmenin savaşımını, evrensel insan hakları örgütlenmeleri şemsiyesinde sürdürmekten hiç vazgeçmediler. Ama tarihin çok acılı geçmişinde en ilkel ve derinlikte olanları dinler, inançlar üzerinden, daha yakın yüzyıllarda da ırklar üzerinden yaşanmış kanlı hesaplaşmaların yaralarını kaşımak hem kolay, hem de acımasızdı. Dünyadaki pasta paylaşımının giderek az el ve merkezde toplanabilmesi, milyarlarla dünyalının kuralsız düzenlere atılmasıyla, çatışmacılık kaosuna, iç savaşlar bataklıklarına sürüklenmeleri ile çok hızlı, kolaycı gelişti... HHH ABD bütçesinden, ABD başkanlık rejiminin işleyişi içinde, Sovyetler parçalanmalarında etkin kullanılacak Soros fonları ile İslamcı kesimlere dönük cemaat fonlarına birlikte kaynak ayırmak olanaksız değildi. Belki biraz sürpriz olanı Türkiye’de Milli Görüş Hareketi içinden üretilen siyasal yapılanma kurucu kadroları ile, Gülen Cemaati ortaklığının “Ilımlı İslam, yeni Osmanlıcılık” ortak ideolojisi ile donatılabilmesiydi. Gelin görün ki bu proje ne Ortadoğu ne de daha genel İslam dünyası içinde istenen sonuçlara ulaşılmasını getiremedi. Sonrasını hep birlikte acı sonuçları, bedelleri ile yaşayıp görmekteyiz. Nereye evrilebileceği üzerine de çok fazla öngörümüz yok. Çünkü son trajik gelişme dünyanın serbest piyasa düzeninin odağı ülkede, ABD’de Obama formülü de işlemedi, Trump gibi rejiminin varlık ideolojisinin reddederek, nerede ise ulus devlet stratejisi ile sandıktan çıkan bir başkanı sandıktan getirdi. Şimdilerde Kuzey Kore’nin mahallenin delisi sayılan lideri ürettiği en son silahlarla, ABD’nin yüzer gemisi konumundaki üssünde, yüz binleri vurabilme kapasitesi ile karşılıklı tehditlerde gün sayılıyor... Dünyanın geleceğine yönelik çiviler sökülmüş, bizim siyasal İslamcı arenada, FETÖ’cü acımasız kaos yaratma darbesinin üzerine, yeni siyasal İslamcı, dindarkindar ortaklıklar sularında, dindarkindar gençlik, başka cemaatler ittifaklarında, dünyada örneği olmayan bir sivil diktatoryal model arayışı, çabaları içinde, laik Cumhuriyet üzerinden geçiş yapılarak, dünyada bir örneği görülmemiş en otoriter tek adam sivil diktatoryal yönetimine geçiş planları var... Sanayide ciro düştü Sanayinin ciro endeksi bir önceki aya göre 1.2 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde; madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 2.3 artarken imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.3 azalma kaydetti. Sanayi ciro endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22.1 arttı. En fazla azalış mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış imalat sanayi alt sektörleri incelendiğinde, haziranda bir önceki aya göre en fazla azalış yüzde 10.4 ile kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatında gerçekleşti. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle