29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 12 Ağustos 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK İnsan hakları askıda Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevinde 156. günü geride bırakırken DİSK, KESK, TMMOB ve TBB destek açıklaması yaptı DİSK, KESK, TMMOB ve TTB başkanları açlık grevlerinin 156. gününü geride bırakan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili İstanbul Tabip Odası’nda ortak basın toplantısı düzenledi. İstanbul Tabip Odası’ndaki basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TTB Başkanı Raşit Tükel ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz katıldı. Toplantıda bileşenler adına konuşan TBB başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, OHAL kararlarıyla insan haklarının askıya alındığına dikkat çekerek, “15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından, AKP iktidarı darbeyle mücadele etmek için Türkiye’nin daha demokratik bir ülke olması yolunda adımlar atmak yerine 20 Temmuz 2017’de OHAL ilan etmiştir. OHAL’in ilan edildiği tarihten bugüne kadar çıkan 26 KHK ile, önemli bir bölümünün darbe girişimi ile ilgisi kurulmaksızın, hiçbir somut delile dayanmadan, adil yargılama süreçleri işletilmeden, hukuksuz biçimde yüz binin üzerinde kamu işçisi işinden, geleceğinden, vatandaşlık haklarından edilmiştir. Bugün DİSK üyesi 2 bin’e yakın işçi, KESK üyesi 3942 kamu çalışanı, TMMOB üyesi üç bin‘nin üzerinde mühendis, mimar ve şehir plancısı ve 3315 hekim ihraç edilmiştir” dedi. AİHM kararı tıbbi açıdan sakıncalı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) sağlık raporlarını dikkate almadığını belirten Tükel, “AİHM yargıcı, muayeneye katılan bağımsız hekimin görüşünü ve hastane raporlarının sağlık durumuyla ilgili kısmını dikkate almadan, cezaevinden kalmanın, açlık grevi yapanların yaşamlarına onarılamaz bir Berkin Elvan’ın annesi ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. kadıköy’de 16 gözaltı Aralarında Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin de bulunduğu “Nuriye ve Semih İçin Dayanışma Platformu” üyeleri dün akşam Kadıköy Süreyya Operası önünde toplanarak, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için destek eylemi gerçekleştirmek istedi. “Açlık grevi 156’ncı gününde, işimizi geri istiyoruz” pankartı açıp, “Nuriye, Semih yalnız değildir” sloganı atan yurttaşlara, eylem öncesi opera binası önüne konuşlandırılan yüzlerce polis tarafından müdahale edildi. Polis, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve kardeşi Özge Elvan’ın da aralarında bulunduğu 16 kişiyi darp ederek gözaltına aldı. Polis, basın mensuplarının yan yana durmaları halinde onları da gözaltına almakla tehdit etti. l Haber Merkezi zarar vermeye yönelik acil ve gerçek bir risk oluşturmadığı yönünde, tıbbi açıdan sakıncalı bir karar vermiştir” ifadelerini kullandı. AİHM’in bu kararıyla Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için “ceza hükmü almışlar” gibi bir karar verdiğini belirten Tükel, “AİHM yargıcının hukuk usullerine uymayan ve ciddi tıbbi sonuçlar doğurabilecek bu kararını kabul edilemez buluyoruz, ayrıca buradan Adalet Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na ve tüm hekimlere ve sağlık çalışanlarına bir kez daha hatırlatıyoruz. Açlık grevi bir hastalık değildir. Ancak, kişinin açlık grevini bırakması halinde uzamış açlığın oluşturduğu tıbbi sonuçlar tedavi edilebilir” dedi. Tükel son olarak, Dünya Tabibler Birliği’nin Tokyo ve Malta bildirgeleri’nde yayınladığı bildiriye atıfta bulunarak, “Açlık grevcileri zorla tedavi edilmeye çalışılmamalıdır. Geçerli ve bilgilendirilmiş ret söz konusu olduğu halde zorla besleme yersizdir” şeklinde konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Bir pankarta 17 yakalama kararı Samsun’da oynanan Süper Kupa finalinde “Nuriye Semih yaşasın” yazılı pankartı açtıkları iddiasıyla 17 taraftar hakkında yakalama kararı çıkarıldığı belirtildi. Samsun Valiliği’nin açıklamasında “06.08.2017 günü Yeni 19 Mayıs Stadında BeşiktaşAtiker Konyaspor arasında oynanan Turkcell Süper Kupa maçında, cezaevinde açlık grevinde olan DHKP/C terör örgütü mensupları Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek amaçlı ‘Nuriye Semih Yaşasın’ ibareli pankart açma olayı meydana gelmiştir. İl dışından gelen ve tespitleri yapılan bir grup tarafından kale arkası kuzey üst tribününde pankart açıldığı, açılan pankartı 3 parça halinde şahısların üzerlerine gizlemek suretiyle stadyuma soktukları, olay yerinde çektikleri fotoğrafları Twitter hesabından paylaştıkları ve geldikleri illere döndükleri anlaşılmıştır. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığından alınan talimat doğrultusunda ‘Terör örgütünün propagandasını yapmak’ suçundan şahıslarla ilgili adli soruşturma başlatılmıştır” denildi. Öte yandan, Samsun Valiliği, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” afişinin stada alınmamasıyla ilgili herhangi bir kastın söz konusu olmadığını açıkladı. Emekçilere yargısız infaz iddiası İSKİ’den fişleme ZEHRA ÖZDİLEK İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (İSKİ) 10 yıldır taşeron olarak çalışan ve hiçbir hakları verilmeden işlerine son verilen iki emekçinin açtığı davada savunma yapan İSKİ, emekçilerden Müslüm Kılagöz’ün işine ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği’ gerekçesiyle son verildiğini belirtti. İSKİ Genel Müdürlüğü’nde 10 yıldır taşeron statüsünde garson olarak çalışan Müslüm Kılagöz (54) ve Kenan Aksünger (51), hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılınca dava açtı. İSKİ’nin davada yaptığı savunmada, “Kılagöz’ün, Burakcan Oto. İnş. Temiz. Turz. Bil. Yaz. Dnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’ne bağlı olarak idaremiz genel müdürlük merkez binada temizlik personeli olarak görev yapmakta iken, sosyal paylaşım sitesinde Hükümet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında, hakaret içerikli resim ve sözlü paylaşımlarda bulunduğu tespit edilmiştir” ifadeleri kullanıldı. Kılagöz’ün avukatı Tuğba Ütebay ise “İSKİ resmen çalışanını fişlemiş ve yargısız infaz yapmıştır. Keyfi olarak birilerine şirin görünmek için insanların ekmeği ile oynamıştır. Yazık ki korku iklimi buralara kadar gelmiştir. Mücadelemizi bırakmayacağız” diye konuştu. İşten çıkarılan Müslüm Kılagöz ise, “Bizlere yapılan, düşünce özgürlüğü ve kişisel bilgilerin gizliliği ilkelerini göz ardı eden, ‘bizden olmayan kamu kurumlarında barınamaz’ diyen anlayışın örneklerinden birisidir. Bize yapılan hukuksuzluktur dedi. Siyasi mizah kuşatıldı Wall Street Journal, Türkiye mizahı üzerindeki baskıyı değerlendirdi ABD’nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi “Türkiye’nin kuşatılmış siyasi karikatüristleri” başlıklı haberinde Türkiye’de çok güçlü olan siyasi mizah ve karikatür geleneğinin hem Erdoğan yönetimi altında hem de Twitter çağının etkisiyle yok olduğuna dikkat çekti. Türkiye’deki siyasi mizah geleneğinin Osmanlı’nın son dönemlerine dek uzandığını yazan gazete, 1877’de anayasayı eleştiren mizahçı Theodor Kasapis’in 3 yıl hapse mahkum edildiğini anımsattı. Cumhuriyet çizeri Musa Kart için “kendisi, ülkenin en çok soruşturulan ve yargılanan çizeri olduğunu düşünüyor” değerlendirmesinde bulunan gazete, Erdoğan karikatürleri yüzünden iki kez yargıla nıp beraat eden ve kasımda gazetedeki diğer çalışma arkadaşlarıyla birlikte tutuklanıp geçen ay tahliye edilen Kart’ın iddianame ile “mizahçılar için esin kaynağıyla dolu” dediğini belirtti. Gazete, 1970’lerde Gırgır ile birlikte karikatür, çizgi roman ağırlıklı mizah dergileri döneminin başladığını, ancak Gırgır’ın bu yıl Musa peygamberle ilgili karikatürü gerekçesiyle patron tarafından kapatıldığını ve tüm çalışanlarının kovulduğunu kaydetti. “Geçmişte bazı liderler mizahı hoş karşılardı, eski cumhurbaşkanlarından Özal’ın kendsiyle ilgili karikatürleri makamında tuttuğu söylenir, ama Erdoğan öyle değil” diyen WSJ, yasalara göre ulusa, hükümete, devlet kurumlarına hakaret diye bir suç olduğu nu ve sadece 2016’da cumhurbaşkanına hakaretten 3658 kişiye dava açıldığını, suçlu bulunanların 15 yıl hapisle cezalandırıldığını sıraladı. Gazete, Erdoğan’ı başkanlık sarayının açılışında “en azından bir gazeteci kesseydik” derken gösteren kapağı yüzünden Penguen dergisinin iki çizerinin 2015’te bir yıl hapse mahkum edildiğini anımsattı. Kurucularından Erdil Yaşaroğlu’nun Penguen’in kapanmasını, okurların internete yönelmesi ve üç yıldır satışların düşmesine bağladığını belirten gazete, Leman dergisinin de aynı sorunlarla boğuştuğunu belirtti. Gazeteye konuşan bazı karitüristler ise online alternatifler oluşturulmazsa siyasi mizah geleneğinin öleceğinden korktuğunu anlattı. l Dış Haberler Bitmeyen taziyeler ülkesi Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde çatışmalarda zarar gören tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptıktan sonra öldürülmesinin üzerinden 88 hafta geçti. Diyarbakır Barosu, Tahir Elçi’nin faillerinin bulunması, hızlı ve etkin soruşturma yürütülmesi talebiyle her hafta olduğu gibi Diyarbakır Adliyesi önünde eylem yaptı. Baro Başkan Yardımcısı Sertaç Buluttekin, “Ölüm bu topraklarda, bazen toplu katliamlarla, bazen adaletsiz ve haksız idamlarla, bazen infazlarla ve bazen de faili meçhul cinayetlerle karşımıza çıktı ve ne yazık ki; bu haksız acıları yaşatanlar hiçbir zaman cezalandırılmadılar. Haksız yere katledilmiş nice insanların taziyeleri, kapanmadı bu ülkede. Türkiye deyim yerindeyse kapanmayan taziyeler ülkesidir” dedi. l Yurt Haberleri haber 11 ERİNÇ’TEN AÇIKLAMA Nuray Mert’le yollar ayrıldı Cumhuriyet’i yayımlayan Yenigün Ha ber Ajansı Basın ve Yayın Anonim Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, 9 Ağustos Çarşamba günü yazar Nuray Mert’e telefonla ulaşarak “teşekkür etti” ve yolların ayrıldığı kararını iletti. Erinç bu telefon konuşmasında şunları söyledi: “Geldiğimiz noktada şirket yönetimi olarak, ayrıca tutuklu yöneticilerimizi de bilgilendirerek size teşekkür etme kararı aldık. Cumhuriyet’in yayın çizgisini belirleyen ilkelerde ‘Cumhuriyet ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığı ile çalışacaktır’ denmekte ve hemen ardından ‘Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı aydınlanma yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağıımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir’ cümlesi eklenmektedir. Gazetemiz için bu ilkeler bağlayıcıdır ve yayın çizgisinin bu ilkeler çerçevesinde yürütülmesini sağlamak bizlerin görevidir. Dilerseniz cuma günü köşenizde son yazınızı yayımlayabilirsiniz.” Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun kuruluşunda yer alan Bülent Uluer, son olarak HDP’den milletvekili adayı olmuştu. DEVGENÇ LİDERLERİNDEN Bülent Uluer yoğun bakımda Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyo nu (DevGenç) liderlerinden Bülent Uluer, önceki gün akşam saatlerinde aspirasyon pnomonisi (akciğer enfeksiyonu) tanısıyla Kozyatağı Acıbadem Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Uluer’in bilincinin açık olduğu ancak solunum cihazına bağlı olarak yoğun bakım ünitesinde uyutulduğu belirtildi. 1974 yılında Oğuzhan Müftüoğlu, Nasuh Mitap, Paşa Güven ve Dursun Karataş gibi isimlerle birlikte Devrimci Gençlik dergisini çıkaran Uluer, Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun kuruluşunda yer aldı. Dursun Karataş ve Paşa Güven ile birlikte Devrimci Sol’da yer alan Uluer, 1978 yılına kadar DevGenç Genel Sekreterliği yaptı. 12 Eylül darbesi sırasında ilk arananlar listesinde yer alan Uluer, yurtdışına çıkıp bir süre Filistin’de gerilla eğitmi aldıktan sonra Avrupa’da yaşamaya başladı. ÖDP’nin kuruluşuna katılan Uluer, HDP Danışma Kurulu üyeliğine de seçildi. Uluer, 2015 seçimlerinde HDP’den milletvekili adayı oldu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Gazeteci Altan’a gözaltı Dihaber muhabiri Berivan Altan, Mersin’in Mezitli ilçesi Tece mevkiinde önceki gece yapılan yol kontrolü sırasında hakkında açılan bir soruşturma kapsamında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Savcılıkça ifadesi alınan Berivan Altan sevkedildiği sorgu hakimliğince adli kontrolle serbest bırakıldı. l MERSİN / Cumhuriyet ANMA ETKİNLİĞİ ENGELLENDİ Mahzuni Şerif’e OHAL yasağı Âşık Mahzuni Şerif’in Kahramanma raş’ın Afşin ilçesindeki köyü olan Berçenek’te dün başlaması planlanan “Âşık Mahzuni Şerif’i anma etkinliği” kaymakamlık tarafından OHAL gerekçesiyle yasaklandı. Köye çok sayıda polis ve jandarma ile birlikte zırhlı araç gönderildi. Köye giriş ve çıkışlarda yoğun güvenlik önlemi alan kolluk kuvvetleri yurttaşlara kimlik kontrolü yaptı. Duruma tepki gösteren tertip komitesinden Mehmet Arslan, köy yollarının polis ve jandarma zırhlı araçları ile kapatılmasından rahatsızlık duyduklarını söyledi. Etkinliğin 3 gün önce yasaklandığını söyleyen Arslan, “Farklı şeyler olabilir diyerek etkinliği yasakladılar. Bu etkinlikler her yıl başka başlıklar altında köyde gerçekleştiriliyordu ve hiçbir olay yaşanmadı. Sanırım bizim yaptığımız işin niteliğinden korktular” dedi. Okul bahçesinde yapılması planlanan ve yasaklanan etkinliği devam ettireceklerini söyleyen Arslan, “Biz burada davet ettiğimiz panelist ve sanatçılarımızla etkinliğimizi yapacağız. Bu okul bahçesinde olmaz ise evlerimizin önünde ya da bahçelerimizde sohbetlerimizi edip, türkülerimizi söyleyeceğiz. Biz yaptığımız etkinliğin farkındayız ve kimseyle bir kavgamız yok. Yasağa karşı bu etkinliği sürdüreceğiz” diye konuştu. 3 gün sürecek olan etkinlik boyunca kanser uzmanları, çevre aktivistleri ve sanatçılar çeşitli söyleşiler ve müzik dinletileri sunacaktı. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle