04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Temmuz 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIIR AKTAŞ Ege’de sıcak saatler Rejimin baş düşmanı: Öğretmen İkisi de haksız yere uzaklaştırıldıkları işlerine dönmek istiyorlar, ikisi de bunun için en değerli şeylerini, canlarını ortaya koymuşlar, ikisi de yaşamsal tehlike sınırını geçmişler, ölüm orucunu bıraksalar bile tekrar normal sağlıklı bir yaşama dönmeleri çok güç, belki de olanaksız. Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın başka ortak noktaları da, biri üniversitede olmak üzere ikisinin de öğretmen olmaları. Dünkü Cumhuriyet’te, onlar gibi görevlerinden uzaklaştırılmış öğretmenlerden Hüseyin Doğan, Fırat Gül, Fudel Mutlu’nun öyküleri ve söyledikleri yer alıyordu. Laik Cumhuriyetin ve demokrasinin köküne kibrit suyu dökmeye ahdetmiş, rejimin baş düşmanıdır artık öğretmenler. 15 Temmuz’dan bu yana 29 bin 955 (rakam ile yirmi dokuz bin dokuz yüz elli beş) öğretmen KHK’ler yoluyla işlerinden atılmışlardır. 15 Temmuz’u izleyen KHK’lerle işten atmaların gerekçesi, FETÖ ile mücadele. Yargısal denetime tabi olmayan bu tasarrufların kurbanları, Fethullahçılarla mücadele etmiş olan eski FETÖ mağdurları. Bunlardan biri olan öğretmen Fudel Mutlu bakın ne diyor: Geçmişte FETÖ’yü övenler, göklere çıkaranlar, şimdi okullarda yönetici oldular bizler ise FETÖ mağduru olduğumuz halde sebepsiz yere işten atıldık. HHH Fudel Mutlu, binlerce öğretmen içinden bir örnek. Artık FETÖ, hâlâ kamu hizmetinde kalabilmiş laik unsurları temizlemek için bir bahane, bu arada gerçek FETÖ’cüler baş tacı. Artık öğretmen, laik demokrasiyi tasfiyeye ahdetmiş olan rejimin baş düşmanı. Fransa’da olduğu gibi, Türkiye’de laik Cumhuriyetin kilisenin yerine okulu, papazın yerine öğretmeni geçirerek kökleşmesinden korkanlar, daha Köy Enstitüleri öğretime başlayınca uyanmışlar ve öğretmeni “komünistlik” ile yaftalayarak baş düşman ilan etmişlerdi. Toprak ağalarının güya demokrasiyi getirme misyonunu üstlenmiş gibi görünen partisi DP’nin ağaları, köylülerden daha uyanık çıkmışlardı. Bugün de laik Cumhuriyetin karşıtlarının baş hedeflerinin öğretmenler olması boşuna değildir. Laik Cumhuriyet devrimi, Mustafa Kemal’in askerleri ve Cumhuriyetin ordusu sayesinde yaygınlaşıp kökleşmiştir. Bu, TSK şemsiyesi altında, Genelkurmay Başkanı’nın komutasındaki kara ordusu değil, Mustafa Kemal’in gerçek askerleri öğretmenlerden oluşan aydınlanma ordusudur. HHH Okulu, Cumhuriyet devrimi ile kazandığı konumundan etme, öğretmeni silme mücadelesi, bir zamanlar irfan ordusunun genelkurmayı konumunda olan, şu anda Türkiye’nin birlik ve bekasına en büyük tehdidi oluşturan MEB içinde sürdürülmektedir. Öğretmenin yerine imamı, okulun yerine camiyi ikame etme savaşında ön cepheye sürülen büyük buluş imam hatip okullarıdır. Böylelikle laik eğitimi çürütmek için bakanlık bünyesi dışına çıkılmasına gerek kalmamış, o iş bakanlığın bünyesi içinde laik eğitimin yerine “imam hatip”ler ikame edilerek çözülmüştür. İmam hatip okulları bakanlığın en imtiyazlı, en olanaklı kurumları haline getirilirken sayıları da artırılmış, 708 olan imam hatip sayısı önce 1149’a , 201617’de de 1408’e çıkmıştır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 71 bin 100 olan imam hatipli öğrenci sayısı şu anda 1 milyon 291 bin 426 olmuştur. Böylece öğretim ve öğretmen, kaynağında kurutulmaktadır. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ölümlerine neden göz yumulduğu, öğretmenlere neden bu muamelelerin reva görüldüğü artık anlaşılıyor sanırım. Öğretmen rejimin baş düşmanı haline gelince, bütün bunlar da “umuru adiyeden” oluyor artık. Münih’te bayrak krizi Almanya’nın Münih kentinde, 1 Temmuz’da kutlanan geleneksel Kültürler Festivali’nde bayrak krizi yaşandı. Festivalde sahneye çıkan Üç Beş Kişi adlı derneğin “Çocuk Saz Okulu” grubu, logosunda Türk bayrağı olduğu gerekçesiyle sahneden indirildi. Bu duruma, “Bu ayrımcılığın ve ırkçılığın bir çeşididir” diye tepki gösteren Yabancılar Meclisi üyesi ve Üç Beş Kişi sözcüsü Levent Ekiz, Yabancılar Meclisi Başkanı Dimitrina Lang’ın gerekçe olarak logodaki Türk bayrağına tepkilerin gelmesini gösterdiğini söyledi. Lang’ın bu nedenle programı hemen bitirdiğini kaydeden Ekiz, yaşananları, “İnanılmaz, ırkçı ve ayrımcı bir yaklaşım” olarak nitelendirdi. Yunan sahil güvenlik botu limana çekmek istediği Türk gemisine, durmayınca ateş açtı Ege Denizi’nde bir Yunan sahil güvenlik botu Türk bayraklı yük gemisine uluslararası sularda ateş açtı. 16 merminin isabet ettiği gemi, durmayıp Türk karasularına girdi. Saldırı sonrası yaralanan olmazken, geminin kaptanı Sami Kalkavan, Yunan sahil güvenlik botunun gemiyi limana çekmek istediğini, ancak durmayınca ateş açıldığını belirtti. ‘M/V ACT’ isimli kuru yük gemisi, Yunanistan’ın Rodos Adası’na 3 mil mesafedeki uluslararası sularda, Yunan sahil güvenlik ekipleri tarafından durdurulmak istendi. İddiaya göre, Yunan sahil güvenliği, geminin kaptanı Haluk Sami Kalkavan’dan arama yapmak için Rodos Limanı’na yanaşmasını istedi. Ancak Kalkavan, talebi kabul etmedi. Yunan sahil güvenlik botundan önce havaya ar dından da gemiye peş peşe ateş edildi. 16 mermi isabet eden gemi durmayıp Türk karasularına girdi. Geminin kaptanı Sami Kalkavan, yaptığı açıklamada “Şu anda gemide 16 delik görünüyor. Su alma tehlikesi yok ama büyük bir tehlike atlattık. Daha önce se ‘M/V ACT’ isimli kuru yük gemisi İskenderun’dan yüklediği demir çeliği, Kocaeli Limanı’na götürüyordu. Yunan sahil güvenlik botu tarafından açılan ateş sonucu gemiye 16 mermi isabet etti. yehat yaptığımız bir hattı” diye konuştu. Kuru yük gemisi, sahil güvenlik botları eşliğinde Marmaris’e getirildi. Dışişleri: Ölçüsüz Dışişleri Bakanlığı yaptığı ilk açıklamada “İzahı yoktur, ölçüsüz” dedi ancak ge minin hangi sularda seyrettiğine ve neden kontrol talebine yanıt vermediğine açıklama getirmedi. Bakanlığın açıklamasında geminin hangi noktasının hedef aldığı ile ilgili veriye yer verilmemesi, geminin ne taşıdığı ve nereden geçtiği sorularını pekiştirdi. Dışişleri’nin açıklamasında “Yunan makamlarının insan yaşamını hiçe sayan ölçüsüz hareketini kınıyoruz” dendi. Atina: Uyuşturucu ihbarı Yunan sahil güvenliğinden yapılan açıklamada, kimliği meçhul bir şahsın Rodos Limanı Müdürlüğü’nü arayarak Türk gemisi M/V ACT’nin uyuşturucu taşıdığına ilişkin telefon ihbarı yaptığı ve bunun üzerine harekete geçildiği savunuldu. l ANKARA/Cumhuriyet Seçime yatırım başladı Kınalıada Korveti’nin denize indirilmesi törenine katılan Erdoğan ‘Uçak gemisi yapacağız’ dedi. Erdoğan’ın konuşması her seçim öncesi yapılan açılış törenlerindekine benziyordu Tuzla’da ‘Kınalıada Korveti Denize İndirme ve İstanbul Fırkateyni İnşa Başlangıç’ törenlerinde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Ülkemiz bir savaş gemisi tasarlayan ve inşa eden 10 ülke arasındadır. İnşallah biz uçak gemimizi de yapacağız. Bu konuda kararlıyız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kınalıada Korveti Denize İndirme ve İstanbul Fırkateyni İnşa Başlangıç Töreni’ne katıldı. Türkiye’nin kendi uçak gemisini yapacağını söyleyen Erdoğan, “Askeri gemi inşası hele hele denizaltı inşası savunma sanayi alanında iftihar verici başarı ortaya koyduğumuz alandır. Ülkemiz bir savaş gemisi tasarlayan ve inşa eden 10 ülke arasındadır. Milgem projeleri artık daha da kısa zamanlarda gerçekleşme fırsatı bulacaktır. Milgem, örnek bir projedir. İnşallah biz uçak gemimizi de yapacağız. Bu konuda kararlıyız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet KINALIADA KORVETİNİN ÖZELLİKLERİ Kınalıada Korveti, 99.5 metre boyunda 4.4 metre genişliğinde. Gemi, milli 3 boyutlu arama radarı, milli sensörler, milli lazer ikaz sistemi, milli sonar, milli torpido tespit ve karıştırma sistemleri ile milli top, milli savaş yönetim sistemi ve milli muharebe uydu sistemi gibi tamamen yerli imkânlarla donatıldı. Muhalifsen sokak yasak! LGBTİ yürüyüşünü yasaklayan, CHP’ye ‘adalet yollarda aranmaz’ diye tepki gösteren hükümet ve Erdoğan, 15 Temmuz için ‘demokrasi nöbeti’ çağrısı yaptı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla 15 Temmuz’da demokrasi nöbeti süreci başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak” dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın Tarabya’daki Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’ndeki basın toplantısında açıklamalarda bulundu. 15 Temmuz anma programına ilişkin konuşan Kalın, “15 Temmuz’un birinci yılında İstanbul ve Ankara’da yapılan anıtlar açılacak. Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla o gece demokrasi nöbeti süreci başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak. Anma programları 1116 Temmuz arasında yapılacak. 45 gün içinde Cumhurbaşkanımızın katılacağı birçok program olacak. Birkaç gün içinde programın detayları paylaşılacak. 15 Temmuz haftası etkinlikleriyle ilgili web siteleri ola İbrahim Kalın cak” diye konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü” ile ilgili olarak provokasyon uyarısı hakkında da konuşan Kalın, “Milletin gündemi 15 Temmuz’un kahramanlık ruhunu yaşatmaktır. Şu anda milletin birinci gündemi budur. 1516 Temmuz’a kadar biz bu gündemle yürümeye devam edeceğiz” dedi. Astana sürecinin başarılı olması için Türkiye’nin gayret gösterdiğini belirten Kalın, “En önemli aşamalardan biri Suriye’de çatışmasızlık bölgelerinin kurulması ve yol haritasının belirlenmesi. Dün Rus bakan da Cumhurbaşkanımıza bilgi arz ettiler. Astana’da bu konular yarın ve öbür gün detaylı bir şekilde konuşulacak. Astana’dan sonra 8’inde Putin’le bir görüşme olacak” dedi. Kalın, Afrin veya başka bir yerden herhangi bir terör örgütünden tehdit gelmesi durumunda Türkiye’nin misliyle karşılık vereceğini de belirtti. Kalın, Katar krizinde önümüzdeki birkaç günün kritik olduğunu ifade ederek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar konusundaki temasları devam edecek. Katar’daki Türk üssü hiçbir şekilde bölgedeki başka bir ülkeye tehdit değildir” diye konuştu. l İstanbul/ Cumhuriyet ‘TrumP ve Erdoğan benziyor’ Washington Post yazarı Ishaan Tharoor, ABD Başkanı Donald Trump’ın medyaya karşı tavrıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı karşılaştıran kapsamlı bir analiz kaleme aldı. Akademisyenlerin görüşlerinin de yer aldığı yazıda, tweet’leriyle gazetecileri hedef gösteren Trump’ın henüz gazetecileri hapseden Erdoğan kadar ileri gitmese de benzer özellikler gösterdiği öne sürüldü. Yazıda, her iki liderin de muhaliflerini ‘ulusa tehdit’ olarak damgaladığı, kendilerini halkı anlayabilen yegâne kişiler konumunda sunduğu vurgulandı. Tharoor, Erdoğan’ın barışçıl Adalet Yürüyüşü’nü “terör destekçilerinin işi” olarak gördüğünü de belirtti. Yazı, Washington Post sitesinde dün gün boyu en çok okunan yazılar listesinin en başındaki yerini korudu. l Dış Haberler Udoh: Bu safahat hiçbir yerde yok! Fenerbahçe Doğuş’un Nijerya asıllı ABD’li basketbolcusu Ekpe Udoh, Euroleauge kupasının kazanılmasının ardından Saray’a yaptıkları ziyarete ilişkin New York Times muhabiri Patrick Kingsley’ye önemli açıklamalarda bulundu. Euroleague final serisinde en değerli oyuncu seçilen Udoh, 1100 odalı Saray’a yaptıkları ziyarete ilişkin “Beyaz Saray, onun yanında sıradan bir ev gibi kalır. Bu sarayın bu kadar büyük olması inanılmaz. Ama kimse duymasın, olabilecek her yerde korumalar var” açıklamasında bulundu. Türkiye’ye gelmesinin ardından 15 Temmuz ve Reina saldırıları sonrasında çok sarsıldığını belirten Udoh, “Geçen yılki Türkiye şampiyonluğunu kazanmamızı orada kutlamıştık” dedi. Kurtulmuş ‘provokasyon’ sorumluluğunu CHP’ye attı 20 gün önce başlayan yürüyüşü ‘manidar’ buldu Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’ için “provokasyon duyumları”na yönelik açıklamaları üze rine Kurtulmuş, “Tam da 15 Temmuz öncesine gelmiştir. Diyelim ki tesadüf. Gönlümüz arzu ederdi ki darbe teşebbüsüne karşı yapılmış olsaydı. PKK, FETÖ, DEAŞ’a karşı, darbelere karşı, demokrasi karşıtı güçlere karşı hep beraber yürüyebilseydik. CHP zamanlamada da yanlışlık içinde oldu. 15 Temmuz öncesinde böyle bir yürüyüşün gündeme getirilmesi manidardır” dedi. “Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini ben de söyleyeyim” diyen Kurtulmuş, “Zaten konsepti itibarıyla ve İstanbul’a yaklaştıkça birtakım terör örgütlerinin provoke etmesine müsa it bir zemin oluşturmasınlar. CHP bayrağı altına girerek bazı radikal, marjinal unsurların kendi siyasetlerini gerçekleştirmesine müsaade etmesinler. Gönlümüz arzu eder ki FETÖ’nün bir senedir üretmeye çalıştığı darbe sever görüşler, FETÖ’cü bazı görüşler de zemin bulmasın. Birtakım terör örgütlerinin sahip çıkmasına müsait zemin oluşturması dolayısıyla dikkat edilmesi gereken bir yürüyüş. CHP yöneticilerinin dikkatli davranmalarını istirham ediyoruz. Uyanık olmalarını istirham ediyoruz” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Kavakçı yeniden vatandaş oldu Fazilet Partisi’nden milletvekili seçilen ve türbanlı şekilde TBMM Genel Kurulu’na katılınca olay yaratan, daha sonra ABD vatandaşı olduğunu sakladığı gerekçesiyle 13 Mayıs 1999’da vatandaşlıktan çıkarılan Merve Safa Kavakçı’yla ilgili yeni bir karar alındı. Bakanlar Kurulu, 1999’daki kararın yürürlükten kaldırılmasına hükmetti. 1999 yılında Fazilet Partisi İstanbul milletvekili olarak seçilen Kavakçı, TBMM Genel Kurulu’nun ilk toplantısına türbanlı olarak geldi. DSP’li milletvekilleri Kavakçı’yı protesto eder ken, kürsüye çıkan Başbakan Bülent Ecevit, “Burası hiç kimsenin özel yaşam mekânı değildir. Burası devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar devletin kurallarına uymak zorundadırlar. Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz” dedi. Kavakçı, daha sonra Meclis’ten çıkarıldı. Sonraki süreçte Kavakçı’nın aynı zamanda ABD vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Kavakçı, 13 Mayıs 1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle