04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Temmuz 2017 10 247 gündür özgürlüğünden yoksun... Jandarma ekipleri açıklamaya izin verilmeyeceğini ve basın açıklamasını takip eden gazetecilerin ekipmanlarına el konulacağını bildirdi. Jandarma HDP heyetinin önünü kesti CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı “Adalet Yürüyüşü”nü ziyaret etmek isteyen HDP heyetinin, eski eş genel başkan Figen Yüksekdağ’ın tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına izin verilmedi. Engellemeye ilişkin açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Engellemeye ilişkin herhangi bir belge yok. Bu asla kabul edilebilir bir durum değil. Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlığı gösteren bir durum” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Eş Genel Başkan Yardımcıları Beycan Taşkıran, Saruhan Oluç, Sezai Temelli, MYK üyeleri Beyza Üstün, Murat Mıhçı, Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, milletvekilleri Celal Doğan, Erol Dora, Ertuğrul Kürkçü, Feleknas Uca, Mithat Sancar ve Ahmet Türk ile partililerin aralarında bulunduğu bir grup, dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü”ne katılmadan önce eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi önünde basın açıklaması yapmak istedi. Açıklama öncesi alana gelen jandarma ekipleri açıklamaya izin verilmeyeceğini ve basın açıklamasını takip eden gazetecilerin ekipmanlarına el konulacağını bildirdi. OHAL kapsamında cezaevlerinin 5 kilometre çevresinde basın açıklamasına izin verilmeyeceğini bildiren jandarma ekipleri, basın mensuplarının alandan ayrılmaması halinde gözaltı işlemi yapılacağını söyledi. Bunun üzerine gazeteciler alandan ayrıldı. Ziyarete de izin yok Cezaevi önünde basın açıklamasına izin verilmemesi üzerine, cezaevi müdürü ile önceden belirlenmiş randevularını gerçekleştirmek için yollarına devam eden HDP heyetinin yolu Kandıra sapağında polis tarafından kesilerek, cezaevine gitmelerine izin verilmedi. Burada bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Kandıra hapishanesinde tutulan eş genel başkanımız Figen Yüksekdağ’ı ve beraberindeki milletvekillerimizi, belediye başkanlarımızı ziyaret etmek için hapishaneye gitmeye çalışıyoruz. Fakat yolda kolluk kuvvetleri tarafından durdurulduk ve engellendik. Şu anda bize sunulmuş herhangi bir yazılı açıklama ve belge yoktur. Bu durduruluşumuzun sebebini açıklayan, resmi bir açıklama tarafımıza sunulmuyor” dedi. Kemalbay, çok basit bir demokratik hakkı bile kullanmak için yola çıkanların önünün devlet güçleri tarafından kesildiğini, bu durumun asla kabul edilebilir olmadığını söyledi. HDP’li heyet daha sonra Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği yürüyüşe katılmak üzere alandan ayrıldı. l Haber Merkezi Kılıçdaroğlu’na PM’de sloganlı karşılama Edinilen bilgiye göre; PM girişi sırasında PM üyeleri Kılıçdaroğlu’nu ayakta alkış ve ‘’Hak, hukuk adalet’’ sloganları atarak karşıladı. PM’de söz alan 20 üye, Adalet Yürüyüşü’yle ilgili düşüncelerini ve heyecanlarını paylaştı. Çadırda toplanan PM’nin son yılların en birleştirici ve kenetleyici PM’si olduğu belirtildi. PM’nin başında konuşan Kılıçdaroğlu, PM üyelerine de ‘’Kendi ülkemizde dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Tahrik ve provokasyonlara gelmeyin’’ uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, ‘’Dünyaya örnek bir eylem gerçekleştiriyoruz. Partiden önce ada ‘Taşıleti önde tutmalız’’ dediği öğrenildi. gül, küfrü iyi söz kabul edin’Ankara’dan İstanbul’a başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’nü sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 19’uncu günde, gazeteciler, yazarlar ve çeşitli sivil toplum örgütleri temsilcileri de eşlik etti. Adalet Yürüyüşü’nde 19. günde 334 km’yi geride bırakan Kılıçdaroğlu’ndan hedefe 86 km kala provokasyon uyarısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün 19. gününe provokasyon uyarı sıyla başladı. Kılıçdaroğlu, “Suçlamayı yapan yargılayan ve mahkum eden ki şi kendileri ve buna adalet deniyor. Bu adalet değildir, böyle bir adalet olmaz’’ dedi. Provokasyon duyumları aldıkları nı söyleyen Kılıçdaroğlu, katılımcılara şöyle seslendi: “Ne olur sa olsun bir provokas yonla karşılaştığında lüt fen sadece alkışlayınız. Küfürler edildi, taşlar atıldı, gübreler döküldü, İKLİM ÖNGEL ne yaparlarsa yapsınlar bir ideal için bir dava için yürüyoruz biz. Bize taşta atılsa onu gül kabul edin. Kötü bir söz de söylense iyi bir söz kabul edin.’’ Ankara Güvenpark’tan çıkılan Ada let Yürüyüşü’nde on dokuzuncu gü nün sonunda 334 kilometre geride bı rakıldı. CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutulduğu Maltepe Cezaevi’ne yalnızca 86 kilometre kaldı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, 19. günün sa bahında, saat 08.00’de basın açıklama sı yaptı. Adalet Yürüyüşü’nün 19’un cu gününün hayırlı olmasını dileyen Kı lıçdaroğlu, “Bir ideal için yürüyoruz. Türkiye’de herkesin huzur içinde yü rümesi için, teröre karşı, terörü lanet lemek için, terörden mağdur olan aile ler için, 15 Temmuz şehitlerimiz ve ga zilerimiz için, bütün şehit yakınları için yürüyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, Van’da ve Diyarbakır’da AKP’nin iki yönetici sinin terör saldırıyla yaşamını yitirme siyle ilgili ailelerine bir kez daha baş sağlığı dileyerek şöyle konuştu: Haksızlıklar çuvala sığamayacak boyutta: Zulmün yanında değil, maz lumun yanında olmak bizim temel gö rüşümüz. Mazlumun yanında olmak, haksızlığa karşı durmak, haklıyı savun mak bizim temel görevimizdir. Bu yü rüşü yapmamızın temel nedeni haksız lıkların artık Türkiye’de çuvala sığma yacak boyutlara ulaşmasıdır. Suçlayan, yargılayan, mahkum eden kendileri: Suçlayan kendile ri, yargılayan yine kendileri, mahkum eden yine kendileri yani suçlamayı ya pan yargılayan ve mahkum eden ken dileri ve buna adalet deniyor. Bu adalet değil, böyle bir adalet olmaz. Eğer yargı cın önünde giydiği cüppede ilik ve düğ me yoksa her türlü baskıya direndiği içindir. O nedenle biz Adalet Yürüyüşü müze aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Provokasyon duyumları: Özellik le İstanbul’a yaklaşırken, bazı duyum lar geliyor, provokasyonlar olacak diye. Ne olursa olsun bir provokasyonla kar şılaştığınızda lütfen sadece alkışlayı nız. Küfürler edildi, taşlar atıldı, gübre ler döküldü, ne yaparlarsa yapsınlar bir ideal için, bir dava için yürüyoruz biz. 19. günde korteje, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan da katıldı. HDP, Adalet kortejinde HDP dün Kandıra Cezaevi yakınında yürüyüşe katıldı. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Eş Genel Başkan Yardımcıları Saruhan Oruç, Sezai Temelli, MYK üyeleri Beyza Üstün, Murat Mıhçı, milletvekilleri; Celal Doğan, Erol Dora, Ertuğrul Kürkçü, Feleknaz Uca, Mithat Sancar Ahmet Türk’ü CHP korteji, iki gün önce açılan ve Atatürk’ün ölüm yıldönümünü simgeleyen 1011 metrelik açılan dev Türk bayrağı ile karşıladı. Yaklaşık 20 kişiden oluşan HDP’liler ellerinde “Herkes için adalet” yazılı pankartı taşıdı ve Kılıçdaroğlu’na karanfil verdikleri görüldü. 300 metre birlikte devam eden yürüyüş sırasında Kılıçdaroğlu’nun her zaman 1 adım önde olması dikkat çekti. bulak, Füsun Erbulak, Caner Çandarlı, Sadık Gürbüz, Grup Flört, Arızlı Depremzede Kadınlar katıldı. CHP olağan PM’si, Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında Kocaeli Kartepe Uzunçiftlik mevkiinde toplandı. PM toplantısının ardından basın açıklaması yapan Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun terör örgütü tarafından öldürülen iki AKP’li yöneticinin ailesini aradığını ve başsağlığı dilediğini kaydetti. Rahatsızlanan Tekin Bingöl ve Hüseyin Yıldız’ın durumlarının iyi olduğu bilgisini veren Tezcan şöyle konuştu: Hedef İstanbul: Asıl büyük hedef 9 Temmuz Pazar günü saat 18.00’de İstanbul Maltepe Meydanı’ndaki büyük buluşmayı konuştuk. Yurttaşlarımızın büyük çaba göstermelerini ve enerjilerinin büyük kısmını Maltepe’ye yönlendirmelerini bekliyoruz. Provokasyon uyarısı: Güzergâh boyunca tek slogan, tek pankart bunun dışındaki bayrak ve flamalara müsaade etmeyeceğiz. Dışardan provokatif girişimlere de alkışlarla cevap vereceğiz. Biliyoruz ki provokasyon yapmak isteyenler adalet ihtiyacında olacak. 15 Temmuz yıldönümü: Biz iki temmuz olduğunu biliyoruz. Birisi halkın 15 Temmuz’u diğeri Saray’ın 15 Temmuz’u. Halk 15 Temmuz’da demokrasiyi savurmak için canı pahasına direndi. Saray’ın 15 Temmuz’u ise ne yazık ki 20 Temmuz darbesi, fırsatçılık. Halkın 15 Temmuz’unu yok etme çer çevesinde, Saray 20 Temmuz OHAL darbesini gerçekleştirdi. Biz halkın 15 Temmuz’una sahip çıkacağız. Nöbetten demokrasi çıkmaz: (İbrahim Kalın’ın demokrasi nöbeti açıklaması) Demokrasi nöbeti güzel bir şey ama halkın 15 Temmuz’unu yok edip, Saray’ın 15 Temmuz’unun darbeci anlayışı içerisinde bir nöbet organizasyonundan demokrasi çıkmaz. Adalet Yürüyüşü için akla gelmedik şeyleri söyleyenlerin sokaklarda demokrasi nöbeti tutma ihtiyacı hissetmeleri önemli bir gelişmedir. Kılıçdaroğlu Berberoğlu’nu ziyaret edecek: Sayın Genel Başkanımızın İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu ziyareti gündemde. İstanbul göründü CHP lideri Kılıçdaroğlu önderliğindeki Adalet Korteji, Sapanca Gölü Çobanlar mevkiinden “Hak, hukuk, adalet’’ sloganları ve alkışlarla yola çıktı. On dokuzuncu günde korteje, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Kurtalan Ekspres, Sevinç Er ‘DÜNYA DUYSUN DİKTA YÖNETİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’ Adalet Yürüyüşü’nün 19. gününde, gerçekleşen CHP PM toplantısı bir eylem sırasında gerçekleştirilen ilk PM toplantısı olarak tarihe geçti. Kılıçdaroğlu, tarihe geçen CHP PM toplantısında Adalet Yürüşü’ne ilişkin bir sunuş yazdı. Kılıçdaroğlu, “Bütün dünya duysun, bütün dünya, biz Türkiye’de kendi topraklarımızda bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Kendi ülkemizde demokrasi istiyoruz, özgürlük istiyoruz. Herkes için adalet istiyoruz. Adaletin olmadığı yerde insan olmaz. İnsanca yaşamak için adalet istiyoruz” dedi. Kortejin görünmeyen kahramanları Yürüyüşün başından buyana hem yürüyüşe katılan hem de güvenlik görevlileri gibi çalışan milletvekilleri “kortejin görünmeyen kahramanları’’. Kortejin son bölümünü toparlayan birçok isim en geride en önemli hizmetlerden birini yapıyor, arkada kalanları, düşenleri topluyor. Görevli vekiller, sol şeridi geçmemeleri için insanları düzenliyor, bir kaza yaşanmaması için konteji içeri alıyor. Hastalara müdahale ediyor. Her gün aynı anons ları özellikle de provokasyonlara yönelik uyarıları gün içinde onlarca kez tekrarlayan görevli vekiller, sürekli bir ileri bir geri koşarak aslında çok daha fazla kilometre yapıyor. Geceleri buz ve tuzlu suda ayakarını tedavi etmeye çalışan milletekilleri bulduklarında bu karışıma sirke de ilave ediyor. Otellerde kalan vekilleri leğen bulamadıkları için poşetlere tuzlu su koyup her iki ayaklarına da poşeti bağlayarak yaraları iyileştirmeye çalışıyor. Aslında olmayan ‘kalp krizi’ krizi Geceyi çadır veya kamp alanında geçiren milletvekillerinin başına geç saatlerde farklı olaylar da geliyor. Eli uyuştuğu için ambulansa giden, orada yapılan ölçümle ‘’Kalp krizi geçiriyorsunuz, doğru hastaneye’’ diyerek sirenlerle Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Ağbaba’nın kalp krizi bir yana hiçbir şeyinin olmadığı, hastanede yapılan ölçümle ortaya çıkıyor. Ağbaba olayı şöyle anlatıyor: “Bırakın beni dedim. Bırakmadılar. Kalp krizi geçirdiğim yayılmış Özgür Özel duyunca koşarak yanıma geldi, gözleri dolmuş. Bir şeyim yok dedim. Ambulansla Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne götürdüler. Bana öldü muamelesi yaptılar, kan tahlili yaptılar sonra da yarın yürüyebilirsin dediler. Bu sayede tüm tahlillerimi de yaptırdım. Ordaki doktor ‘İsterseniz burada bir yatak ayarlayalım. Sizi misafir edelim’ dedi. Ben istemedim.’’ l KOCAELİ Sanatçılar YALNIZ BIRAKMADI Yürüyüşe katılan Sadık Gürbüz, ‘Adaletten darbesini yiyen herkes burada. Henüz darbesini yemeyenler ise yürüyüşü yürekten destekliyor’ dedi Kurtalan Ekspres: Biz bütün grup olarak Atatürkçüyüz. Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda ne yapılıyorsa arkasındayız. Bu yürüyüşü de çok haklı buluyoruz. Adalet için yapılan bir yürüyüşe kim ne diyebilir. Her yer olacağız. Füsun Erbulak: Ahmet Telli, “Su Çürüdü’’ der. Su çürüdüğü için buradayım. Hakikaten ülkemizde su çürümüştür. Benim torunum var 11 yaşında. Büyük korku ve isyanlarım var. Hem yara hem bıçak gibi hissediyorum kendimi. Onun için buradayım ve yürüyorum. Flört Grubu: Ülkemizdeki adaletle ilgili olan handikapları düzeltmek için, toplumun rahatsızlığını, bu eyleme katılarak desteklemek için burada var olmayı çok istedik. Adalet için beraber yürüyeceğiz. Sevinç Erbulak: Bence tarihi bir olay. Cumhuriyetin sonsuza kadar yaşaması için bugün 8 kilometre, yarın bilmiyorum kaç kilometre olacak olan bu yolun minicik bir adımı bile olabilmek çok büyük bir onur. Büyük bir keyifle buradayım. Günlerdir gözlemliyorum buradaki sinerjiyi. Adalet, hak, hukuk kavramlarının içinin boşatıldığı bugünlerde yeniden bu kavramların anlamını önce kendimiz hatırlamamız, sonra da bunu bilmeyenlere anlatabilmemiz için bu yürüyüşün bir parçasıyım. Sadık Gürbüz: Adaletten darbesini yiyen herkes burada bulunuyor. Adaletten henüz darbesini yemeyenler ise yürüyüşü yürekten destekliyor. Çünkü hukukun ve yasaların ortadan kaldırıldığı, mahkemelerin bir tek kişiye bırakıldığı bir dönem yaşıyoruz. Mevcut yasaların dahi uygulanmadığını, YSK ve AYM kararlarıyla görüyoruz. Sadık Gürbüz Sevinç Erbulak Tamamen keyfi işleyen ‘mahkemeler dönemini’ yaşıyoruz. Hukukun olmadığı bir ülke olamaz, bunu unutmamak gerekiyor. Adaletsiz bir ülkede hiç kimse yaşamak istemez. AKP tabanı dahil yürüyüşe ilişkin şoke olmuş durumdadır. Adalet Yürüyüşü yok edilen adaleti yeniden tesis etme yürüyüşüdür. Bu yürüyüşe karşı, 15 Temmuz yürüyüşü yapacaklar. O yürüyüşe gelecek olanları, AKP’li belediyeler taşıyacak. Oysa burada, bu alanda inanç var, orada ise zorlama. Halbuki özgür ve adaletli bir ülkede yaşasaydık, o insanlar böyle bir zorlamayla karşılaşmayacaktı. AYladzogğüalün Ayşe Arman ‘Herkes için adalet!’ Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) eş genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Ahmet Kaya ile bir grup partili Adalet Yürüyüşü’nün 19. gününde CHP lideri Kılıçdaroğlu ile yürüdü. Eş genel başkanlar bu yürüyüşün adalet arayışında önemli bir yeri olduğunu belirterek “Herkes için adalet” istediler. New York TImes, Adalet Yürüyüşü’nde ‘Bu yürüyüş ile geniş bir cephe kuruluyor’ ABD’nin New York Times (NYT) gazetesinin Türkiye muhabiri Patrick Kingsley, Adalet Yürüyüşü’nün 14’üncü gününe katılarak izlenimlerini yazdı. Kingsley yazısında, “Yürüyüş, sıklıkla yurttaşlar arasında bağ kurmakta başarısız olmakla eleştirilen CHP’nin kendi geleneksel seküler tabanıyla sınırlı kalmayıp Erdoğan’a karşı daha geniş bir cephe kurma girişiminin de bir parçası” yorumunu yaptı. Yarkadaş: TRT suç işliyor Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü hakkında önceki gün TRT’de yayımlanan bir programda “Sözde Adalet Yürüyüşü” ifadeleri CHP’lilerin tepkisine neden oldu. Söz konusu ifade RTÜK’e şikâyet edilirken, Barış Yarkadaş da sert tepki gösterdi. TRT’nin görevinin herkese eşit düzeyde yayın sağlamak olduğunu belirten Yarkadaş, “Demokratik ülkelerde vatandaşın vergileriyle finanse edilen devlet televizyonlarının temel amacı yayın eşitliğini sağlamak iken TRT bir kez daha bu temel kuralı çiğnedi. TRT yöneticilerini bir kez daha uyarıyoruz. Kamu görevini kötüye kullanmayın, bu sorumsuz yayına imza atanlara gerekeni yapın” dedi. l İSTANBUL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra 30 kadar milletvekili ve bin civarında halktan yürüyüşçünün, yürüyüş kolunda yer aldığını belirten Kingsley, bazı vekillerin yürümekten ayak parmaklarının kanadığını yazdı. Haberde ilerleyen günlerde yürüyüşe katılımın 10 bin yeni yürüyüşçüyle arttığına da dikkat çekildi. Haberde yürüyüşün adalet talebinin, hapishanedeki 170’in üzerindeki gazeteciyi ve KHK’lerle işinden atılan 140 bin kişiyi de kapsadığı vurgulandı. Yürüyüş sırasında NYT’ye röportaj veren Kılıçdaroğlu da “Son düzenlemelerle muhalefetin parlamentoda konuşması imkânsız hale geldi. Muhalefet, görevini yapabilmek için başka yerlere bakmak zorundaydı ve bizim durumumuzda bu yürüyüş” dedi. Yürüyüşün hedefinin farklı politik çizgiden yurttaşları birleştirmek olduğunu belirten Kingsley, “Şimdiye kadar bu taktik ümit verici sonuçlar verdi. Erdoğan’ın eski başbakan yardımcılarından Abdüllatif Şener bir günlüğüne yürüyüşe katıldı. Hem sağ kanat milliyetçi lider Meral Akşener, hem de ülkenin en büyük Kürt partisi HDP desteğini açıkladı. Ancak bu yaklaşım asıl sınavdan yürüyüş 9 Temmuz’da İstanbul’a geldiğinde geçecek” diye yazdı. l Dış Haberler Maltepe’de ‘Adalet Nöbeti’NE devam Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın Maltepe Cezaevi önünde başlattığı “Adalet Nöbeti”ni CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı devraldı. Nöbete, yoldan geçen yurttaşlar korna çalarak destek verdi. Nöbete katılan CHP Üsküdar İlçe Başkan Yardıcısı Veyis Tan. Türkiye’nin her zamankinden daha çok adalete, eşitliğe ihtiyacı olduğunu belirterek, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’a geldiği güne kadar nöbetlerini sürdüreceklerini söyledi. Tan, “Bu ülkede alışılagelmiş bir sözdür ama adaletin ol madığı bir ülkede hiçbir şey olmaz. Ekonomiden insan haklarına, her şey adaleti ilgilendirir. Geçmişte çok mu vardı? Kör topal vardı, şimdi körü topalı da kalmadı. Türkiye’yi daha da kötü günler bekliyor. Bu gidişat ülkeyi kaosa, diktatörlüğe götürür. Hep birlikte bu duruma güç koymalıyız. Türkiye’nin 80 milyon nüfusu var, gidecek başka yeri de yok. Türkiye köklü, laiklik geçmişi olan bir ülkedir. Ortadoğu ülkeleri diktatörlüğe, krallığa alışkın ama Türkiye laik yapısı oturmuş bir ülkedir. İsteselerde bunu başaramazlar” diye konuştu. Açıklamanın ardından CHP’liler nöbete başladı. l İSTANBUL/Cumhuriyet EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 11 Adalet için açlık grevi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça bugün açlık grevlerinin 118. günündeler. Açlık grevinin 75. gününde gözaltına alınmışlardı. 43 gündür tutuklu oldukları cezaevlerinde açık grevlerine devam ediyorlar. Gerekçesi açıklanmadan, herhangi bir yargı kararı olmadan, idari bir kararla, dolayısıyla bütünüyle keyfi biçimde, biri üniversitedeki diğeri ilköğretimdeki işlerinden atılmalarını protesto etmek için, 238 gün önce Ankara’da sokakta pankart açarak haklarını aramaya, adalet talebinde bulunmaya başlamışlardı. Haklarını arayacak başka yol yoktu. KHK ile işten atılan on binlerce kişi gibi, alınan idari karara karşı yargı yolu kapalıydı. Gülmen ve Özakça, her gün başlattıkları ve düzenli olarak gözaltına alınıp serbest bırakıldıkları, yüzde yüz meşru bu hak arama eylemlerini, daha sonra açlık greviyle desteklemeye karar verdiler. Bedenini, sağlığını ve ileri bir aşamada hayatını bir insanın terazinin kefesine koyduğu, bu nedenle tartışmalı ama ancak çok büyük bir haksızlık karşısında bir kişinin kendi vicdanında karar verebileceği bir eylem, açlık grevi. Gülmen ve Özakça, ölüm orucuna yatmadılar. Taleplerini duyurabilmek için açlık grevine başladılar. Ama karşılarında “ipin ucunu biraz salarsam, bütün denetimi kaçırırım” diye düşünen nobran, toplumsal hareketlerden artık saplantılı biçimde korkan, façasının bozulacağı endişesiyle her aykırı sesin tepesine vurmaya önem veren, kibirli ve zalim bir muktedir güç vardı. Gülmen ve Özakça’nın açlık grevi hem Türkiye’de hem yurtdışında ses getirmeye başlayınca, iktidarın yürüttüğü suçlu ile suçsuzu ayırmayan keyfi temizlik politikası, bu iki kişinin eylemleriyle daha açık biçimde teşhir olmaya başladı. İşte o zaman, dünyada bütün müstebitlerin başvurduğu, kendini rahatsız edeni suçlu ilan etme yöntemi devreye girdi. Gülmen ve Özakça, bir terör örgütü üyesi olma şüphesiyle haklarında soruşturma yürütülen zanlılar oluverdiler. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan’ın yanıtlaması için verdiği soru önergesinde, tutuklama kararının nasıl bir yerlerde önceden hazırlanıp, sonradan mahkeme kararıyla uygulandığının somut delilini sunuyor. İçişleri Bakanı’nın da konuyu ‘çok yakından takip ettiği’, Lütfü Oflaz’ın dün yayımlanan söyleşisinden anlaşılıyor. Gülmen ve Özakça, adaletin asgari koşulu olan, hak arama hakkını kullandıkları için bugün tutuklular. Vücut için olmazsa olmaz bazı vitaminleri alarak sürdürdükleri açlık grevinde, kalıcı tahribat oluşacak aşamaya, cezaevi koşullarında geliyorlar. Belki geldiler. Gülmen ve Özakça, muhalif ve solcu oldukları için, Eğitim Sen üyesi oldukları için, sorgusuz sualsiz, keyfi bir idari kararla kamu görevinden atıldılar. Başta iktidar partisinin üyeleri olmak üzere, bunu herkes biliyor. İktidar, başka birçok muhalife yaptığı gibi, hiçbir delil göstermeden, bir terör örgütü gömleği giydirip şimdi onları kriminalize etmeye çalışıyor. Bir insanın kendi hayatını, sağlığını açık biçimde tehlikeye atmayı, aylarca açlık ıstırabını artarak çekmeyi, işine geri dönmek için göze alabilmesi için, hem yaptığı işi çok sevmesi hem de bütünüyle haksız, keyfi ve onur kırıcı bir işlemin mağduru olduğuna inanması gerekir. Bu bedeli ödemeyi göze almış kişilere, aldıkları ve alacakları kararları saygıyla karşıladığımızı ve yaşamaya devam etme mücadelesinin bir o kadar önemli olduğunu söylemekten fazlası bize düşmez. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, İstanbul’a yaklaşan Adalet Yürüyüşü’nün, onların adalet taleplerini de var gücüyle dile getirdiğini elbette biliyorlardır. ROBOSKİLİ Aileler KATILACAK Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski (Ortasu) köyünde 28 Aralık 2011’de savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülen 19’u çocuk 34 kişinin aileleri, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü”ne katılıyor. Roboskili ailelerin sözcüsü Veli Encü, “Beklediğimiz adalet hâlâ gelmedi. CHP’nin başlattığı yürüyüşte verilmek istenen mesaj adalet olunca, biz de Roboski için adalet talebiyle bu yürüyüşte bulunacağız” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle