Katalog

Pazartesi 31 Temmuz 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Adalet olmazsa iş de aş da olmaz’ CHP ticaret, sanayi ve esnaf odalarının başkanlarına mektup gönderdi, ‘Adalet olmazsa yatırım yapılmaz, refah ve huzur olmaz’ vurgusu yaptı CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, ticaret ve sana yi odaları ile esnaf odalarının başkanlarına ‘adalet ve demok rasi mektubu’ gönderdi. Budak mektubunda, “Genel Başkanı mız Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9 Temmuz’da Maltepe Sahili’nde yaptığı ‘Adalet Çağrısı’nın özü; barış içinde birlikte yaşamamı zın temeli olan adalet ve demok rasidir. Adalet ol mazsa; yatırım ol maz, üretim ol maz, iş olmaz, aş İKLİM ÖNGEL olmaz, refah olmaz, huzur ol maz” dedi. CHP’li Budak, TOBB, TÜSİ AD, TÜRKONFED, TZOB, MÜ SİAD, TİSK, TİM ve TÜMSİAD başkanlarına ve sanayi ve tica ret odaları ile esnaf odalarının başkanlarına ‘adalet ve demok rasi’ mektubu gönderdi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, dar be girişiminden bir gün sonra 16 Temmuz 2016’da TBMM’de yaptığı konuşma, 23 Mayıs tari hinde TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma, 9 Temmuz tarihinde Maltepe mitingin de yaptığı ‘Adalet Çağrısı’, dar be girişiminin yıldönümün de 15 Temmuz’da TBMM Ge nel Kurulu’nda yaptığı konuş ma ile partinin, Darbe Girişimi ni Araştırma Komisyonu rapo runa yazdığı muhalefet şerhi nin de eklendiği mektupta özet le şunlar kaydedildi: Refahın yolu hukuk devleti: Yakın tarih ve bu günün uluslararası endeksleri göstermektedir ki; refah ve hu zurun yolu, aklı ve bilimi temel alan eğitim sistemi, demokra si ve hukuk devletinden geç mektedir. Son dönemde yaşa nan hukuksuz yargılamalar, keyfi uygulamalar ve ardından 15 Temmuz hain darbe girişimi ile sonrasında yaşanan süreç; bunun açık kanıtlarından biri dir. CHP; 15 Temmuz hain dar be girişimine karşı durmuş, ge rek 15 Temmuz gecesi, gerekse sonrasında da bunu açıkça or taya koymuştur. Muhalifler FETÖ çuva lında: FETÖ ile mücadele; si yasi ayağın perdelenmeye ça lışılması, damat yargılamala rı ve muhaliflerin FETÖ çuvalı na sıkıştırılmaya çalışılmasıy la etkin bir şekilde yürütülme mektedir. OHAL ile demokra si ve hukuk devleti ilkeleri rafa kaldırılmıştır. Toplumsal mu tabakatın yerini, düşmanlaş tırma politikaları, kutuplaştı rıcı, ayrıştırıcı söylemler ne deniyle neredeyse ikiye bölün müş bir Türkiye görüntüsü al mıştır. Böyle bir dönemde İs tanbul milletvekilimiz Enis Berberoğlu’nun somut delil or taya konulamadan, hukuksuz bir şekilde 25 yıl hapis ceza sına çarptırılması ve Anayasa Mahkemesi’nin önceki karar larına rağmen, hüküm kesin leşmeden tutuklanması; adalet sisteminin çöktüğünün somut örneklerinden biri ve bardağı taşıran damla olmuştur. Adalet olmazsa yatı rım olmaz: Kılıçdaroğlu’nun 9 Temmuz’da Maltepe Sahili’nde yaptığı ‘Adalet Çağrısı’nın özü de; barış için de birlikte yaşamamızın teme li olan adalet ve demokrasidir. CHP olarak dileğimiz ve özlemi miz; hukuk ve demokrasinin egemen olduğu, nitelikli, halkı kucaklayan ekonomik büyümeyi yakalamış bir Türkiye’dir. Böy le bir Türkiye’nin sizlerin de öz lemi ve beklentisi olduğunu bi liyoruz. Adalet olmazsa; yatırım olmaz, üretim olmaz, iş olmaz, aş olmaz, refah olmaz, huzur ol maz. Meşru ve toplumsal bir ta lep olan adalet ve demokrasi ta lebine güç katmanız; daha öz gür, daha güvenli Türkiye’nin yolunu açacaktır.l ANKARA Büyükerşen Eskişehirlilerin eskiden olduğu gibi özgürce yaşamaya devam edeceklerini söyledi. ‘KİMSEDEN KORKMAYIN’ CAN HACIOĞLU Yumruklu ve silahlı saldırı girişimine uğrayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Mafya bozuntularına, şehirde rant peşinde koşanlara izin vermeyiz. Eskişehir’de nasıl özgürce yaşıyorsanız, öyle yaşamaya devam edin. Kimseden korkmayın” dedi. Hat Boyu’nda kafelerin yola koydukları masa ve sandalyelerin kaldırılmasını isteyince eski bir sabıkalı olduğu belirtilen emekli polis Mahfuz Banlı ve adamlarının yumruklu saldırı girişiminde bulunduğu ve silah çektiği Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e destek için dün belediye önünde eylem yapıldı. “Hak, hukuk, adalet”, “Hocaya kalkan eller kırılsın” sloganları atanlar, “Adı: Yılmaz, kendi: Yılmaz, bizi kimse yıldıramaz” yazılı pankart açtı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, CHP Es kişehir milletvekilleri Okan Cemal Yüksel ve Utku Çakırözer, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve ilçe belediye başkanlarıyla birlikte belediyeye gelen Başkan Büyükerşen, burada bir konuşma yaptı. Şehirlerin rantı yüksek yerler haline geldiğini belirten Büyükerşen, “Rantı halkın çıkarına ve onlar için kullanmak gerekiyor. Hızlı tren nedeniyle üzeri kapatılan ve trenin yer altına alındığı TCDD’ye ait 1.5 km uzunluğundaki bu şeridin, üç şeritli bulvar olmasını istedik. Trafik sıkışıklığına da çözüm olacaktı, şehir rahatlayacaktı ancak olmadı. TCDD büfe yaptı. Yeri 30 bin TL’ye kiraya verdi. Bu kişiler de bu yeri 30 bin TL’den kiralayandan 60 bin TL’ye kiralamışlar. Büfede ne satılır bellidir. Bunlar alanı büyüttüler de büyüttüler. Tepebaşı belediyemiz ve biz de karşı çıktık. Mafya bozuntularına, şehirde rant peşinde koşanlara izin vermeyiz. Sizler de özgürce ve huzur için de Eskişehir sokaklarında nasıl dolaşıyor ve geziyorsanız öyle davranmaya devam edin. Mafya bozuntularından korkacak bir durum yoktur. Emniyet müdürümüze, valimize, bakanlarımıza, İçişleri Bakanımıza ve Başbakanımıza, Cumhuriyet Savcılarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Beni Eskişehirliler korur Saldırıda bulunan kişiye ait kafelerin ruhsatlarının iptal edildiğini ve masa, sandalyelerini toplamaya başladıklarını belirten Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a teşekkür etti. “Büyükerşen, “Bana, ‘korumasız niye geziyorsun’ diyorlar. Beni Eskişehirliler korur diyorum” ifadesini kullandı. Büyükerşen’e yapılan saldırı girişimi, olayın meydana geldiği yerdeki işyeri kameralarına da yansıdı. Gözaltına alınan şüpheli Mahfuz Banlı ve adları açıklanmayan 3 şüphelinin sorgulamalarının sürdüğü belirtildi. l ESKİŞEHİR ‘Faşizm mutlaka V‘VENİAÖCDDBAAELTNEİ’T yenilecek’ Baydemir, Erdoğan’a “Yanlışta, kinde, savaşta ısrar etme. Çünkü bunun kazananı olmayacak” diye seslendi HDP tarafından Diyarbakır’da Ekin Ceren Parkı’nda başlatılan “Vicdan ve Adalet Nöbeti” 6. günü geride bıraktı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, faşizmin yalandan, zulümden beslendiği ifade ederek, “Siz OHAL’i ilan edeceksiniz, KHK’lerle insanların ekmeğine el koyacaksınız, barış ve müzakere masasını yıkacaksınız, ölümle, çatışmayla, kanla yeni bir iktidar devşireceksiniz, barışın en büyük aktörlerinden birisi olan Sayın Öcalan üzerine tecrit uygulayacaksınız, savaşın faturasını HDP’ye çıkarmaya kalkacaksınız. Biz buna itiraz etmeye devam edeceğiz” dedi. ‘Hodri meydan’ HDP’nin Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne ilişkin bugün bazı gazetelerde çıkan haberleri eleştiren Baydemir, şöyle konuştu: “Kaç gündür bu alan heronlarla, canlı yayınla izletiliyor. Kimi basın yayın organları buradan çekilen fotoğraflarla yalan haber servis ediyor. Bir kez daha diyoruz, hodri meydan. Açın bariyeleri, görün bakın halk ne yapıyor. Halk ne yaparsa, nasıl bir duruş ortaya koyarsa başımız gözümüz üzerine kabulümüzdür.” Basın toplantısında Cumhurbaşkan Erdoğan’a çağrıda bulu nan Baydemir, şöyle devam etti: “Faşizmi Erdoğan ve hükümeti icat etmedi ve onunla başlamadı. Faşizme karşı direniş ve mücadele de bizimle başlamadı. Faşizm ve faşizme karşı duruş, direniş kavramları insanlık tarihi kadar köklüdür. Faşizm, kadercilikle aşılamaz, mücadeleyle aşılır. Faşizm mutlaka yenilecek. Bütün öncekiler gibi, bu dönemin faşizmi de gerileyecektir. Halen bir mümkünatı var. Ey Erdoğan, çık halktan, Demirtaş’tan özür dile. Gör bak bu kötü gidişat bir hayra evrilebilir, çıkış yolu bulunabilir. Yanlışta, kinde, savaşta ısrar etme. Çünkü bunun kazanını olmayacak. Sen de kazanamayacaksın.” l DHA BARO’DAN DESTEK Diyarbakır Barosu, HDP’nin “Vicdan ve Adalet Nöbeti”ni ziyaret etti. Baro Başkanı Ahmet Özmen ve beraberindeki heyet Ekin Ceren Parkı’na gittiğinde, Diyarbakır Valiliği’nin talimatıyla 4 kişiye izin verileceği belirtildi. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmelerin ardından 8 avukatın içeriye girmesine izin verildi. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerine 20 ay geçmesine rağmen faillerin açığa çıkartılmadığını, başlattıkları nöbet eyleminin aynı zamanda Elçi cinayetinin aydınlatılması için de olduğunu söyledi. Baro Başkanı Özmen de bu eyleme destek vermek için bile müzakere yapmak zorunda kaldıklarını kaydetti. l Yurt Haberleri haber 5 ‘Hans’ın ne dediği’ İktidardakilerin deyimi ile ‘Hans’ın ne dediği’ tabii önemli değil. Önemli olan bu ülkede insan hakları, basın, ifade, muhalefet özgürlüğü gibi, kim icat etmiş olursa olsun, insana yakışır değerlerin toptan yok sayılır hale gelmesi. Bu ülkede yaşayan insanların, gölgesinden korkar, birbiri ile kavgalı hale gelmesi, pek çoğumuzun hak ve hukuktan umudunu kesmesi. Bu ülkenin sadece dünyadan kopması değil, kendi gerçeğinden kopması, korkması. Muhalefette olanların olduğu kadar, iktidarda olanların da korku içinde yaşaması. Korktukça çareyi baskıyı artırmakta görmesi, tam bir kısırdöngü içine girilmesi. Evet, iktidarda olanlar da korku içinde yaşıyor olmalı ki yeri göğü düşman olarak görüyor hale geldiler. Kendileri de, bunun normal bir hal olmadığını, bir ülkenin bu kadar çok ve çeşitli düşmanı olmasının akla mantığa sığmadığını biliyorlar. Tam da bu nedenle, bu garip hale gerekçe olarak, Türkiye’nin, güçlendiği için, içerde ve dışarda husumet çekip, dört koldan yıkılmaya çalışıldığını iddia ediyorlar. Belli ki pek çoğu da buna gerçekten inanıyor. Doğrusu, dışardaki eski dost ve müttefikleri, şimdilerde gerçekten de, Türkiye’ye kötü davranıyor, doğrusu, uluslararası ilişkilerde iddia edildiği gibi, ilişkileri evrensel ilkeler belirlemiyor, bu konuda muazzam bir ikiyüzlülük söz konusu. Yoksa, Suudi Arabistan gibi ülkeler ile kimse ilişki kurmazdı. Ama bu gerçekler hep vardı ve Batılı müttefikleri çıkarları gereği pek çok kez Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini de görmezden geldi. Yok, sadece ‘Batıcı vesayet’ döneminde değil, AK Parti, kuruluş ve yükseliş yıllarında ‘Batılı’ dostların gözbebeği idi. O dönemler Türkiye’de kötü giden her şeyden Kemalistler sorumlu tutuluyordu. Sonra işlerin neden de ğiştiğinin cevabı, Türkiye’nin İslami kimliğine sahip çıkıp, Batı’ya diklenmesi falan değil. Şimdilerde, emperyalizmle mücadele havasına girenler, Batılı güçler Suriye’de Esad rejimini yıkmak için askeri müdahale etsin diye az uğraşılmadı. Zaten küslük, Suriye’de işler karıştığı, Türkiye’nin iktidarının istediği netice alınmadığı, Batılılar Müslüman Kardeşler’i himaye etmekten vazgeçtiği için başladı. Tüm bunlar, iktidardakilerin iddia ettiği gibi Türkiye’nin güçlenmesi ve daha da güçlenmesinden korkulduğu için olmadı, tam tersine Türkiye gücünün sınırlarına vardığı ve bunu fark etmediği, ayrıca Ortadoğu’da beklendiği kadar tesirli olamadığı için oldu. Takdir edersiniz ki, ABD neden Suriye’ye daha fazla müdahale etmiyor diye şikâyetçi olmak pek de güç göstergesi sayılmaz, olsa olsa ‘siz müdahale edin de biz de bölgede daha güçlü olalım’ hayalinin neticesi olabilir. Son ümit Trump’tı o da olmadı, işin gerçeği bu. Kısacası dış güçler, emperyalistler, Ortadoğu’ya istendiği şekilde müdahale ederse dost, etmeyince düşman oldu. Batılı ülkelere gelince, onlar da çıkarları, bölgesel hesapları Türkiye ile uyuştuğu sürece, muhtemelen Türkiye’de yaşanan sorunlara gözlerini yummaya devam edeceklerdi, karşılıklı hesaplar tutmadı, hepsi bu. Bu arada, geçen günlerde evrim teorisi üzerine yazdıklarım nedeniyle koparılan kıyamet, sergilenen fanatizm, işi hakarete götürmek gibi pespayelikler, bu ülkede hiçbir kesimin farklı görüşlere saygı, özgürlükler ve tartışma edebi açısından birbirinden daha ilerde olmadığını bir kez daha ortaya serdi. Bu konuyu daha uzun yazmak isterdim, ama önceliğim şimdilik bu değil, gerekirse kaldığım yerden devam edeceğim. DEMİRTAŞ CEZAEVİNDEN YAZDI ‘Demokratik yazmakla demokrat olunmuyor’ Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Barışı kurmak” başlıklı yazısında “Barış ancak inşa edilebilir” derken, her kavramın başına “demokratik” yazarak demokrat olunmadığını belirtti. Özgürlükçü Demokrasi gazetesi, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş’ın “Barışı kurmak” başlıklı bir yazısını yayımladı. Demirtaş yazısında, HDP Mardin Milletvekili Prof. Dr. Mithat Sancar’ın pozitif negatif barış kavramına atıfta bulundu. Demirtaş, “Çatışmanın durduğu, ancak çatışmayı yaratan sorunun çözülmediği hale ‘negatif barış’ derken; çatışma potansiyelinin de ortadan kalktığı eşitlikçi, adil bir çözümün üzerine inşa edilmiş hale de ‘pozitif barış’ demiştir. Dolayısıyla günümüzde barış, savaşın bittiği durumlarda kendiliğinden ortaya çıkmadığı gibi çıkması da mümkün değildir. Barış, ancak inşa edilebilir” ifadesini kullandı. Demirtaş, yazısını şöyle sürdürdü: “Her kavramın başına ‘demokratik’ yazmakla demokrat olunmuyor. Demokrasi bir kültürdür, yaşam tarzıdır. Kendinden başlayarak herkesin ve bütün alanların demokrasi ölçüleri çerçevesinde kendini özeleştiriye tabi tutması ve halka hesap vermesi, mücadelemizin hamlesel çıkışları açısından bir lüks değil, zorunluluktur.” BEŞTAŞ IŞİD TAHLİYELERİNİ TBMM’YE TAŞIDI ‘Türkiye’de ikili bir hukuk sistemi mi var’ HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır mitingine terör örgütü IŞİD tarafından düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili davanın sanıklarından Burhan Gök’ün tahliyesi ve mahkemenin tahliyeye itiraz yolunu kapatmasına ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün cevaplaması için soru önergesi verdi. HDP milletvekilleri İdris Baluken ve Besime Konca’nın tahliye edildikten sonra itiraz üzerine yeniden tutuklandığını anımsatan Beştaş, Bakan Gül’e özetle şu soruları yöneltti: l İŞİD sanığının tahliyesine itiraz edilemeyeceği kararından haberdar mısınız? l İdris Baluken ve Besime Konca’nın tahliye kararlarına itiraz edildiğinin ve bu itiraz üzerine yeniden tutuklandıklarından haberdar mısınız? l Tahliye kararına itiraz edilemeyeceğine dair hukuk kuralı söz konusu kimseler HDP’li olunca neden işletilmezken IŞİD sanığına karşı yasalar işletilmektedir? l Türkiye’de ikili bir hukuk sistemi mi vardır? l Bu türden ayrımcı uygulamaların ülkede hukuk sistemine olan güveni sarstığını düşünmüyor musunuz? l Yurt Haberleri C MY B