27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 31 Temmuz 2017 10 Bir MİT TIR’ları haberi daha yakalarsak... Meğer dünya dönmeye, ırmaklar akmaya, denizler dalgalanmaya, rüzgârlar esmeye devam ediyormuş. Oysa biz öncesiyle, sırasıyla, sonrasıyla on gündür “Cumhuriyet davası”na kilitlenmişiz; İstanbul Adalet Hamamı’nda bir yandan zırıl zırıl terleyip, bir yandan hukuk dersi, gazetecilik dersi vermeye çabalıyorduk. Bitti. Yani “biraz” bitti. Yedi arkadaşımızı kaptık. Dördünü şimdilik kapıp getiremedik. Bir de Emre İper, beş arkadaşımız hâlâ “Adalet ve hukuktan bağımsız yargının” tutsağı. Bir sonraki duruşma günü 11 Eylül. O güne kadar günlük görevlerimizi sırtlayıp 93 yaşındaki delikanlı Cumhuriyet’i her gün okurların eline, beleşçi (şaka şaka; ama biraz da gerçek) okurların ise bilgisayar ekranına sunmaya çabalayacağız. Mesela yeni bir “MİT TIR’ları” haberi elimize geçerse, sadece ve sadece haberin doğru olup olmadığını, olanca meslek titizliğiyle sağlama bağlayıp, doğru ise duraksamadan, “Yav başımıza yeni belalar açılmasın” gibi ödlekliklere sırtımızı dönerek yayımlayacağız. Yapmazsak ne olur? MİT TIR’ları bağlamında kısaca anlatayım. Hatırlayın, 2013 sonuna kadar can ciğer kuzu sarması olup, el ele tutuşup 17/25 Aralık’tan sonra birer can düşmanına dönüşen AKP tepeleri ile Gülen Cemaati’nin tepeleri kapıştı. Birbirlerinin kirli ve kanlı çamaşırlarını gün ışığına taşımaya başladılar. Eğer doğruysa ki büyük olasılıkla doğru FETÖ saflarında yetişmiş asker ve polisler, Suriye yönüne giden MİT TIR’larını durdurdular, aradılar, içindeki roketatarları, mermileri, silahları, bombaları kamera ile saptadılar. Yarım yamalak haberler medyaya sızdığında İktidar kanadı açıklama yaptı: O TIR’larda silah yok. İnsani yardım malzemesi var... Eğer Cumhuriyet olmasaydı halk o konuda bu açıklama ile yetinmek zorunda kalacaktı. Cumhuriyet açıkladı, kanıtladı: Orada ilaç, mercimek, bulgur yok. Silah var silah. İşte kanıtı, işte görüntüleri... İktidarın tepelerinden ikinci bir açıklama geldi: Evet, tamam, silah var ama onlar MİT’in bir istasyonundan, yurtiçindeki bir başka istasyonuna sevk edilen silahlar ve mühimmattır... Eğer Cumhuriyet olmasaydı halk bu kez ister istemez bu açıklama ile yetinecek, “Haaaa, MİT’in işleri gizli ya, demek o yüzden önce insani yardım malzemesi denmiş” gibi avuntularla oyalanacaktı. Cumhuriyet ifade tutanakları, tanık anlatımları ile yeniden açıkladı: Hayır, MİT Yasası’na göre istihbarat örgütünün silah deposu olamaz. O yüzden bir istasyondan ötekine açıklamaları mavaldan ibarettir... O TIR’lar Suriye’ye, İslamı kanlı ve karanlık bir din gibi algılayan ve algılatan dinbaz terör örgütlerine gidiyordu... Yani, eğer Cumhuriyet olmasaydı, halk bu karanlık ve kanlı ve ülkeyi bir savaşa sürükleyebilecek kadar önemli bir olayın içyüzünü öğrenemeyecekti. “Bunu onların yanına komam” diye naralanan AKP Reis’inin sözlerini emir bellemiş hukuktan ve adaletten bağımsızlaşmış yargı, dava açtı. Erdem Gül ve Can Dündar arkadaşlarımız üç ay Silivri’de volta attılar. Geri adım atmadık ve bu yüzden “Cumhuriyet operasyonu” için düğmeye basıldı. Bu kez de 11 arkadaşımız dokuz aylığına “Silivri voltası”na zorunlu kılındılar. HHH Bizleri casus, ajan filan ilan etmeye yeltendiler. İşte geçen haftaki beş gün boyunca mahkemede anlatmak istediğimizin özü, özeti bu “gazetecilik anlayışı”ndan ibarettir. Casuslar, ajanlar elde ettikleri gizli bilgileri elde edince, onları hizmet ettikleri yabancı devlete verirler. Gazeteciler ise devlet sırrı örtüsünün ardında çevrilen dolapları elde edebilirlerse (ki zordur) o bilgileri halka verir, gün ışığına taşırlar. Casusluk yüz karasıdır, sahici gazetecilik ise ertelenemez bir halk hizmetidir. Gazetecilik suçlanamaz... Sahici gazetecilik susturulamaz. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Kılıçdaroğlu’ndan Cumhuriyet davasında tutuklulukların devamına sert tepki: O iddianameyi yazan savcıları soruşturun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 tahliyeye karşın 4 Cumhuriyet çalışanının tutukluluk hallerine devam etti Berberoğlu rilmesini sert bir dille eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Tuttuğunuz arkadaşları derhal bırakın. Gazetenin yayın çiz çıkacak, gisiyle savcının ne ilgisi var? Bu Meclis’e gelecek: nedenle iddiana meyi yazan savcı lar hakkında yar gıyı yanılttıkla rı için soruşturma açılmalı” dedi. EGrüdlem Çağlayan Adliyesi’nde 5 gün süren Cum huriyet davasın da 7 arkadaşımız tahliye edildi. İcra Enis Berberoğlu, Türkiye’nin yetiştirdiği ender gazetecilerden birisidir. Gazetecilik yaptığı dönemde önemli siyasi habercilik yapmış, haberin ve Türkiye gerçeklerinin özüne ulaşmaya çalışan gerçek bir gazetecidir. Onun tıpkı Cumhuriyet’te olduğu gibi gerçek dışı Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel dellillere dayanan iddialarla Yayın Yönetmenimiz Murat Sabun önce müebbet sonra 25 yıl cu, Yayın Danışmanımız Kadri Gür hapis cezasına çarptırılması sel ve muhabirimiz Ahmet Şık ile vicdanların kaldıracağı bir olay muhasebe servisi çalışanımız Emre değildir. Onunla ilgili karar, İper ise hâlâ tutuklu. CHP lideri Kı Türkiye aleyhine dünyadaki lıçdaroğlu, partisinin İstanbul mil olumsuz algıyı güçlendirmiştir. letvekili Enis Berberoğlu ve 5 arka Umarım itiraz sürecinde bu daşımızın tutukluluğunun devam gerçekler görülür; vicdana ettirilmesi ve Cumhuriyet davasına göre karar verilip, adaletli bir ilişkin sorularımızı yanıtladı: sonuçla Berberoğlu serbest Endişe yarattı: Mahkemedeki savunmaları büyük ölçüde gazetelerden okudum. Savunmaları okuduktan sonra bende oluşan kanaat mahkemenin bütün Cumhuriyetçileri tahliye edeceği yönündeydi. Dört arkadaşımızın tahliye edilmemesi bende derin endişe yarattı. Bu durum mahkemenin kararının adil ve objektif olmadığını, kararın başka merkezlerde alındığını gösteriyor. Akıl almaz: Cumhuriyet gi bırakılır. Berberoğlu’na özel Komisyon: Enis Berberoğlu’nun durumunu takip etmek için parti içerisinde bir komisyon oluşturuyoruz. Muğla milletvekilimiz Ömer Süha Aldan başkanlığındaki Berberoğlu davasını izleme komisyonu takipçi olacak. Davayı, bütün ayrıntılarıyla inceleyip olayı her platformda gündeme getirecek. bi yayın yaşamı boyunca FETÖ ile mücadeleyi iş edinmiş bir gazetenin FETÖ’cülükle suçlanması akıl alır gibi değil. Murat İnam gibi FETÖ’den müebbetle yargılanan savcının iddianame hazırlaması inanılır gibi değil. Ben bunu söyleyince İstanbul Cumhuriyet Savcılığı apar topar açıklama yaptı. Açıklama için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na talimatı kim verdi. Bunun üzerinde durulması lazım. da bir düşünce ve fikir gazetesidir. Ülke gündemini belirler; sevsin sevmesin herkes bir şekilde Cumhuriyet’in yazdığını çizdiğini merak eder. Dünya çapında bilinen Türkiye’nin en köklü gazetesidir. Tuttuğunuz arkadaşları bırakın: O gün tahliye etmediğiniz, cezaevinde kalan 4 arkadaşımızın derhal bırakılması la Savcılara soruşturma açın: Aslında hukuk işlese iddianameyi yazan savcılar hakkında mahkemeyi yanılttıkları için soruşturma açılması lazım. İddianameyi hazırlayan savcıların kripto FETÖ’cü oldukları şimdi daha iyi anlaşılıyor. Yayın çizgisinden sana ne!: Bir gazetenin yayın çizgisiyle savcıların ne ilgisi olur. Yayın po Cumhuriyet diktaya karşıdır. Demokrasiyi, özgürlükleri savunur. Zaten dikta isteyenlerin rahatsız olması için Cumhuriyet var. CUMHURİYET DAVASI DEMOKRASİ İÇİN TURNUSOL: Cumhuriyet davası bir Türkiye davası olmanın ötesine taştı; evrensel bir dava oldu. Dünyanın her yerinde insanlar Türkiye’ye demokrasinin gelmesi için bu davanın ta Cumhuriyet akademi zım. Demokrasiye, hukuka en kü litikası diktatörü rahatsız ediyor kipçisi oldu. Cumhuriyet davası, dir: Cumhuriyet basın dünyası çük bir saygı kaldıysa bu arkadaş sa bu gazetenin haklılığını ve doğ demokrasinin gelip gelmeyeceği nın akademisidir. Aynı zaman larımız serbest kalmalıdır ru yolda olduğunu gösterir. Çünkü konusunda bir turnusol davadır. Kılıçdaroğlu’ndan içeriye mesaj 4 arkadaşımız ve Enis Berberoğlu için düşüncelerini ifade etti: Mahkemedeki savunması tarihe geçecek Akın Atalay: Hem bir hukukçu, hem de bir gazeteci. Türkiye sorunlarının çözümüne kendini adamış bir kişiliği var. Toplumdaki sıkıntı ve baskılamaların, özgürlüklerle sonuçlanması için çaba gösteren bir kişi. Mahkemedeki savunması da tarihe geçecek bir savunmadır. En kısa sürede özgür olmalıdır. Türkiye’nin yetiştirdiği ender gazetecilerden Murat Sabuncu: Türkiye’nin yetiştirdiği ender gazetecilerdendir. Türkiye’nin sorunlarına yakından bakan, analiz eden, çözümlemelerle birlikte zaaflarla güçlü yönleri ortaya koyan, objektif değerli bir gazeteci ve genel yayın yönetmenidir. Genç ve gelecek vaat eden bir gazetecidir, derhal bırakılmalıdır. Artık inançları için bedel ödememeli Kadri Gürsel: Saygınlığı, gazetecilik bilgisi, yorumları ve analizleriyle medyamızın çok önemli bir kişiliğidir. Demokrasiye inanmıştır. İnsan haklarına, medya özgürlüğüne sonuna kadar inanmıştır. İnançlarından asla ödün vermemiştir. Zaten bu inandıkları için bedel ödemiştir, ödemeye devam etmektedir. Artık bedel ödememelidir. FETÖ’cüleri Temsil görevini hapse attırdı, yerine getirmesi şimdi o içerde engelleniyor Ahmet Şık: Son yılların en önemli araştırmacı gazetecisidir. Ele aldığı konuları, bütün yönleriyle sorgulayıp okurun önüne çıkarır. Basılmayan ‘İmamın Ordusu’ kitabından dolayı FETÖ’cüleri hapse attırdı. Ama, şimdi FETÖ ile mücadele edildiği söylenen süreçte Şık hapiste. Bu trajikomik bir durumdur. ‘Türkiye’de, hakhukukadalet yoktur’ algısının oluşmasında ve pekişmesin de en tipik örnek Şık olayıdır. Enis Berberoğlu: Milletvekili olarak temsil görevini onurla ve liyakatla yerine getirmiştir. Temsil görevini yerine getirmesi Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak engellenmektedir. Hukuk, yasalar, adalet, tüm ilkeler çiğnenerek hapiste tutulmaktadır. Her şeye rağmen hapisten çıkıp, parlamentoya geleceğine ve temsil görevini sürdüreceğine inanıyorum; bundan endişe duymuyorum. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle