04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 29 Temmuz 2017 4 Büyük gözaltıdır yaşamımız Hikâye bu ya, içeri tıkılmışlardan adamın biri dayamış yüzünü parmaklıklı hapishane penceresine, bir yudum dışarı havası solumaya çalışıyor. O sırada yoldan geçmekte olan biri bu yürek yakan sahneyi görüp seslenmiş: Orada kaç kişisiniz? Sen onu bırak da demiş içerideki, siz orada kaç kişisiniz? Öykü, Türkiye veya benzeri yaşamın herkes için büyük bir gözaltına dönüştüğü ülkeleri ne güzel yansıtıyor. Günümüzde, Türkiye gibi, insanların içerideki gözaltındakiler ve dışardaki gözaltındakiler diye ikiye ayrıldığı daha kaç ülke kaldı bilmiyorum. Ama bilin ki bütün bu kategoride kalanlar, aynı zamanda çağın nal toplayanları ülkeler grubunu da oluşturmaktadırlar. Son yıllarda özgürlüklerimiz sürekli kısıtlanıyor, iktidarın tasallutundan masun yaşam sahalarımız küçülüyor. Artık beşikten mezara, yaşamımızın her alanında iktidara egemen olan zihniyete uygun davranmak zorundayız. Siyaset yaşamında muktedirin düşünceleri doğrultusunda hareket etmek, siyasi hak ve özgürlüklerinden vazgeçmek yetmiyor, özel yaşamında da aynı doğrultuda davranmak gerekiyor. Toplumda yaygınlaştırılmak istenen ideal vatandaş modeli, yaz sıcağında kana kana su içtikten sonra, şükranlarını “yarabbi şükür iktidar” diyerek dile getirmeyi unutmayan kuldur. HHH Bırakın bireyi, artık vatandaşlıktan bile aşağı kayıp, kul düzeyine itilmiş kişinin kulluğun koşullarına uygun davranıp davranmadığının iktidar tarafından bilinmesi için devamlı kontrolünü sağlayacak mekanizmalar geliştiriliyor. Şu günlerde bu alanda yeni bir adım daha atıldı ve İstanbul’da itaksi uygulaması başlatıldı. Şu anda İstanbul trafiğinde, itaksi yazılımı ile donatılmış ilk arabalar dolaşıma çıktı bile. Müşterilerin taksi yolculukları sırasında kamera ile davranış ve konuşmalarının kontrolünü de içeren uygulamanın kolaylık ve güven sağlayacağı ileri sürülmekte. Ne var ki benzeri girişimler, bazı demokratik ülkelerde, yurttaşın özel yaşam alanına müdahale gerekçesiyle engellendi. İnsanların büyük bir gözaltı düzeni altında, içerideki gözaltındakiler ve dışarıdaki gözaltındakiler diye ikiye ayrıldıkları rejimi kimilerinin otoriter olarak tanımlamasına karşın, onu geride bırakıp totaliter aşamaya çoktan geçmiş olan Türkiye’de ise bu tür savlar hiç kale alınmıyor. Aslında ortada şaşacak bir durum yok. İnsanların yaşamlarının her alanına egemen olan totaliter rejimlerde, özel yaşam diye, kamunun müdahalesinin dışında bırakılmış en küçük bir parsel bile söz konusu değildir. HHH Totaliter toplumun insanlarının, yalnız siyasi alanda iktidarın direktiflerine uygun davranmaları yetmez, ama onlar aynı zamanda, nasıl giyinecekleri, ne yiyecekleri, nasıl düşünecekleri konusunda da kendilerine dayatılana uymak zorundadırlar. Totaliter toplumun kullarının takside nasıl davranıp, hangi konuda ne söylediğini iktidarın yakından denetlemesi onları her an dinleyip gözlemesi, rejimin güvenlikle gerekçelendirilen gereğidir. İtaksi uygulamasına karşı çıkan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, yaptığı basın toplantısında, özel yaşamın dokunulmazlığı gibi totalitarizmin kabul etmediği savları bir kez daha yinelerken, olayın bir başka yönünü daha ortaya koymuştur. Yarkadaş itaksi uygulamasının aynı zamanda bir rant projesi olduğunu belirtirken, bu yolla taksici esnafından her yıl 200 milyon lira toplanacağını ve bunun bir bölümünün bir AKP milletvekilinin oğluna ait olan yazılımcı firmaya aktarılacağını söylemiştir. Belli ki Yarkadaş, sistemin özgürlüklerini hiç anlamamış, kul ideolojisinin gereklerini yerine getiren herkesin ticaret ve girişim özgürlüğünü bir türlü içselleştirememiş. Zaten iktidar da, muhalefetin özgürlükler rejimini kavrayamadığını, hep söylemiyor muydu? haber EDİTÖR: AlPer izbul TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Bakan değişince işler durur mu?’ Gülmen ve Özakça ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na dilekçe veren CHP’liler yanıt alamadı. Adıgüzel, ‘Gelen gideni arattı. Devlette devamlılık esastır’ dedi ŞEYMA PAŞAYİĞİT Yeni kabinede Adalet Bakanı olarak atanan Abdülhamit Gül, CHP’li milletvekillerinin tutuklu eğitimci Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’yla görüşme talebini içeren dilekçeleri yanıtsız bırakıyor. Bakan değişikliğinin ardından böyle bir engellemeyle karşılaştıklarını belirten CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, “AKP’nin attığı yeni adımlardan biri. İçtüzük’te de gördük, ‘muhalefetin sesini nasıl kısabiliriz’ diye uğraşıyorlar” dedi. AKP’nin yeni kabinesinde Bekir Bozdağ’ın yerine Adalet Bakanlığı’na Abdülhamit Gül’ün atanmasının ar dından Adalet Bakanlığı, CHP’li milletvekillerinin dilekçesine yanıt vermiyor. Açlık grevinin 242. gününü geride bırakan tutuklu Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’yı Sincan Cezaevi’nde ziyaret etmek isteyen CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel ile Ali Şeker’in talepleri yanıtsız kaldı. CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, Gülmen ile Özakça’yı 26 27 Temmuz günlerinde ziyaret etmek için Adalet Bakanlığı’na dilekçe gönderdi. Gönderilen dilekçelere bir gün içinde yanıt veren Bakanlık, 24 Temmuz günü gönderilen Adıgüzel’in görüşme talebine sessiz kaldı. Bakan değişikliğinin ardandan böyle bir engel lemeyle karşılaştıklarını belirten Adıgüzel, “Ben hükümetin, milletvekilleriyle tutukluların görüşmesini engellemeye kalkmasına şaşırıyorum. Bizim aklımızdaki soru işaretlerini artırıyor” dedi. Gülmen ile Özakça’nın grevi için ‘dünyanın en haklı talebi’ nitelemesi yapan Adıgüzel, “Bir şekilde düzmece suçlamalarla terörist ilan edilip tutuklandılar. Bugün de milletvekilleri ile görüşmeleri bile engelleniyor” görüşünü dile getirdi. Gülmen ile Özakça’nın sesinin duyulup iktidarın yanlıştan dönmesini talep eden Adıgüzel, “Hükümet yetkililerinin gözleri kör, kulakları sağır, vicdanları nasır tutmuş. İki tane gencecik insan göz önünde eriyorlar” dedi. Adıgüzel, iki dilekçe verip ikisine de yanıt alamadığını belirterek, “Bekir Bozdağ’dan şikâyetçiydik, gelen gideni aratıyor. Bakanın değişmesi bahanesi çok basit bir bahane olur. Devlette devamlılık esastır. Sonuçta bir milletvekilinin bir talebinin cevaplanmaması kabul edilemez. Bakan değişince tüm işler duracak mı” diye sordu. Özakça’ya darp Tutuklu eğitimci Semih Özakça tuvaletteyken içeri giren gardiyanların “Arama yapacağız havalandırmaya in” dedikleri ve Özakça’yı zorla havalandırmaya atarak darp ettikleri iddia edildi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Nöbete CHP’den destek CHP İl Başkanı Mehmet Sayın, ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ tutan HDP’lileri ziyaret etti. ‘Demirtaş tahliye edilmeli’ Dosyasının mahkemeler arasında gidip gelmesi nedeniyle tutukluluk incelemesi yapılamıyor MAHMUT ORAL HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, Demirtaş’ın aylık tutukluluk değerlendirmesinin mahkemeler arasında gidip geldiğini ve hiçbir mahkeme tarafından yapılmadığını söyledi. Demirtaş’ın bu nedenle 8 gündür hukuksuz bir şekilde tutulduğunu söyleyen Karaman, pazartesi günü konuyla ilgili olarak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’ne başvuracaklarını belirtti. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş hakkında 68 Ekim olaylarına ilişkin açılan davanın, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Hüda Par üyesi Yasin Börü ve 3 arkadaşının öldürülmesi davası ile birleştirmesine karar verdi. Bu karara, Börü davasına bakan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 kez muvaffakiyet verilmedi. Bunun üzerine 19. Ağır Ceza, 3. kez “resen” karar verdi ve itiraz mercii olarak da Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ni gösterdi. Demirtaş’ın avukatları da, 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Bu mahkeme de birleştirme kararını yerinde bulmayıp dosyayı yeniden 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak 19. Ağır Ceza Mahkemesi, kendisinin “resen” karar verdiğini belirtip yine kendisinin bu sebeple görevsiz olduğu öne sürerek, dosyayı yeniden 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. 2. Ağır Ceza, mahkeme ise muvaffakat vermediği halde dosyanın kendisine gönderilmesini kabul etmeyip dosyayı Ankara Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Demirtaş hakkında yapılması yasal zorunluluk olan, 30 günlük tutukluluk değerlendirmesi de dosyanın gidip gelmesi nedeniyle ele alınmadı. Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, bu durumda Demirtaş’ın, 8 gündür herhangi bir mahkeme kararı olmadan, dolayısıyla da hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu ve tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. l DİYARBAKIR HDP’nin Diyarbakır’da parkta sürdürdüğü ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ eylemini ziyaret eden CHP İl Başkanı Sayın, ‘Adalet arayan herkesin yanındayız’ dedi CHPDiyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, HDP Mil letvekilleri tarafından Diyarbakır’da tutulan ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ni zi yaret etti. Sayın, eylem için “Canı gö nülden destekliyoruz” dedi. HDP’li mil letvekillerinin Diyarbakır’da merkez Kayapınar ilçesindeki Ekin Ceren Par kı içinde başlattıkları ‘Vicdan ve Adalet Nöbe ti’ eyleminin 4. günün de, CHP Diyarbakır teş kilatından destek geldi. CHP Diyarbakır İl Baş MAHMUT ORAL kanı Mehmet Sayın ve il yönetimi, parkta nöbet tutan HDP’li milletvekil lerini ziyaret etti. HDP’lilere çiçek ve rerek bir süre sohbet eden CHP’li Sa yın, CHP’nin adalet isteyen herkesin yanında olacağını belirterek, “7 yaşın daki bir insan da 70 yaşındaki bir in san da çıkıp adalet diye bağırdığında CHP yanında olacaktır. HDP’nin değer li yöneticilerinin bu başlattıkları ‘Ada let ve vicdan oturma eylemini’ canı gö nülden destekliyoruz. Tüm Türkiye halkı emin olsun bu rejimin sonunda çok güçlü bir şekilde adalet ve demok rasi gelecek. Bundan AKP’li yetkililer emin olsun” dedi. HDP Sözcüsü Osman Baydemir ise konuşmasına 62 haftadır İstanbul Ga latasaray Meydanı’nda adalet arayan iş cinayetlerinde yaşamını yitirenle rin ailelerine selam göndererek başla dı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Gürültü eylemi Saatler 21.00’i gösterdiğinde HDP milletvekilleri Osman Baydemir, Ahmet Yıldırım, Hüda Kaya, Garo Paylan, Behçet Yıldırım, Feleknas Uca, Müslüm Doğan, Nimetullah Erdoğmuş, Ziya Pir, Dilan Dirayet Taşdemir ve Berdan Öztürk ile partinin üst düzey yöneticileri düdük çalarak, ellerindeki çubuklarla parktaki oturma banklarına vurarak gürültü eylemi yaptı.Yurttaşlar da balkon demirlerine vurarak ve ışık kapatıp açarak eyleme katıldı. l Yurt Haberleri G20 zirvesinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki “O bir terörist” sözlerini hatırlatan Baydemir, “Yalan, siyasetçinin başvuracağı yöntem değildir. G20 toplantısında Eş Genel Başkanımıza ithamda bulundu, ‘terörist’ dedi. Bu yalandır, iftiradır. Selahattin Demirtaş cezaevinde 18 gün önce sana bir açıklama yaptı. ‘Açıkla’ dedi. ‘Delilin varsa savcıya ver’ dedi. ‘Eğer yoksa sen yalancısın’ dedi. Halen suskun. Suskunluğundan daha vahimi yalanına bir tek kendisi inanıyor. Elini vicdanına koyan kimse inanmıyor. Elini cüzdanına koyan inanmış gibi duruyor. Biz bu yalanın iftiranın peşini bırakmayacağız. Ya delilini ortaya koyarsın savcıya verirsin ya da henüz vakit varken yalanından geri dön. Sen muhalif olan herkesi ötekileştiriyorsun. Ya terörle ya da teröre destek vermekle suçluyorsun” dedi. l DİYARBAKIR Kürkçü’ye 23 yıl hapis istemiyle dava Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonucunda, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü hakkında ‘terör örgütüne üye olmak’, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlamasıyla 23 yıla kadar ha pis istemiyle dava açıldı. Kürkçü’nün, Demokratik Toplum Kongresi’nde yaptığı bir konuşma ve bir basın açıklamasındaki sözleri nedeniyle başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. l DİYARBAKIR/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle