03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 29 Temmuz 2017 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU / ASLAN YILDIZ TASARIM: SERPİL ÜNAY 13 ‘Adalet gelene dek Cemaatler koalisyonu Sakarya Valisi İlhan Balkanlıoğlu’nun, İsmailağa cemaatinin tekbirleriyle işe başlaması kimilerince şaşkınlıkla karşılandı. Oysa, Cumhuriyeti savunan tüm alanlar, güçler, kurumlar ve araçlar içten içe, sinsice ele geçirilmiş ve çürütülmüşken gerçeklere şaşkınlık göstermek, ancak safdillikle açıklanabilir. Varlık nedeni cemaatler olan AKP’nin kuruluş sürecinde etkin rol oynayan dinsel vakıf ve örgütlerin bir cemaatler koalisyonu oluşturduğu bir gerçeklik. 27 Şubat 2004 tarih ve 359010604/ İSTH. KS (7681) sayılı İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı’na ait belge, ülkeyi yönetenlerin cemaat bağlantıları açısından çok önemlidir. (Belgenin altında imzası bulunan Tuğgeneral Halil Helvacıoğlu, casusluk cemaatinin yürüttüğü Balyoz davasında yargılandı. Hakkında verilen hapis cezası, Yargıtay tarafından bozuldu ve beraat etti.) Bu belgede, “Necip Fazıl Kısakürek’in Nakşibendi şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi dergâhının etkisiyle tarikatcemaat ilişkilerine katıldığı ve Milli Görüş hareketinin önde gelen isimlerinin yetişmesinde önemli rol oynadığı, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün bu isimlerin başında geldiği” belirtilir. Aynı belgeye göre, bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ gibi kimi AKP’liler “Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı”na bağlıdırlar. AKP’nin iktidarını, casusluk cemaati ile yükselttiği ve pekiştirdiğini biliyoruz. Çıkar kavgası nedeniyle o cemaat ile kanlı bıçaklı olduktan sonra yerini başka cemaatlerin aldığı da su yüzüne çıkıyor. Bir örneğini CHP’li Mahmut Tanal açıkladı: “Şu anda İçişleri, Adalet, Sağlık bakanlıkları Menzil tarikatının elinde. Emniyet mensupları tayin terfi alabilmek için Menzil’den referans alıyor.” Emniyet Menzilci, vali İsmailağacı! Menzilciler İsmailağacılarla anlaşamazsa, al başına bir 15 Temmuz daha… Bitirilen milli petrol davası Yurtsever TPAO Genel Müdürü İhsan Topaloğlu ile gericilerin katlettiği Prof. Dr. Muammer Aksoy’un, 1960’lı yıllarda bağımsızlık ülküsü çerçevesinde sürdürdükleri “milli petrol davası”, adeta bir Cumhuriyet efsanesi olarak akıllarda yer etmiştir. O günlerde TPAO, uluslararası petrol şirketlerinin dayatmalarına karşı ulusal direnç göstermiş, Güneydoğu kuyularından çıkan petrol ile jet yakıtı bile üretebilmişti. Bugün geldiğimiz durum ortadadır: Daha önce arama, üretim, taşıma, rafinaj ve dağıtım bütünlüğü parçalanan, içinden doğan stratejik kuruluşlar özelleştirilen, yasa ile düzenlenen kamu yararına tüm ayrıcalıkları elinden alınan TPAO’nun, bu kez de servis hizmetlerine ait her türlü araç, gereç, malzeme ve park sahaları bir OHAL kararnamesi ile (OHAL ile ne ilgisi varsa!) TPIC’e (Turkish Petroleum International Company) bedelsiz olarak devredildi. Bir sonraki adım, Jeoloji Mühendisleri Odası’nın da saptadığı gibi, TPAO’nun elde kalan son varlıklarının satışı olacak. Öyle anlaşılıyor ki, “milli petrol davası”nın kazanımlarını 50 yıl sonra bitirme şerefi, sarayın damadına kalacak. 29 TEMMUZ 2017 SAYI: 33533 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.03 03.53 04.24 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.50 13.18 17.11 05.37 13.02 16.54 06.04 13.25 17.14 Akşam 20.32 20.14 20.33 Yatsı 22.11 21.50 22.05 mücadeleye devam’ Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel ve Ahmet Şık’ın tahliye edilmemesine tepki gösteren muhalefet, bunun siyasi ve intikam kokan bir karar olduğunu söyledi Karara tepki gösteren milletvekilleri kararın başka yerde verilip mahkemede açıklandığını söylediler. ‘Gazeteci, Erdoğan’ın ‘kirli hanedanlığını’ eleştirdi’ Washington Post, The Times ve Economist davanın Türkiye için bile sürreal olduğunu sayfalarına taşıdı Cumhuriyet davası dış basında geniş yer bulmaya devam ediyor. ABD’nin Washington Post gazetesi haberinde Ahmet Şık’ın ifadesine vurgu yaptı, “savunma açıklamasının hükümete ithama” dönüştüğü belirtildi. Yazıda “Yedi aydan uzun süredir terörizm suçlamasıyla hapiste olan ve kendisini yıllarca hapiste tutabilecek suçlamalarla yargılanan Ahmet Şık, İstanbul’daki mahkemenin kürsüsünü kendisini itham eden otoriteleri kamuoyu önünde çürütmenin fırsatı olarak değerlendirdi” ifadeleri kullanıldı. Suçlama inandırıcı değil Davanın hem ülke içinde hem de yurtdışında yakından izlendiği kaydedilirken Şık’ın sosyal medyada büyük yankı uyandırdığı hatırlatıldı. Gülen hareketine özellikle karşı olan Cumhuriyet gazetesine suçlamaların inandırıcı olmadığının belirtildiği aktarıldı. Britanya’nın Times gazetesi tutuklu yargılanan sanıklardan Şık’ın sözlerini sayfalarında yer verdi. Times, Şık’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetini çok sert bir dille eleştirdiğini yazdı. Gazetenin Türkiye muhabiri Hannah Lucinda Smith’in imzasını taşıyan, “Yargılanan gazeteci, Erdoğan’ın ‘kirli hanedanlığını’ eleştirdi” başlığıyla verdiği haberinde, Şık’ın savunmasından “Bu kirli düzen, bu suç hanedanlı ABD’den Cumhuriyet gazetesine destek ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert Cumhuriyet gazetesi davası hakkında, Türkiye’nin yargı bağımsızlığına, ifade özgürlüğüne ve adil yargılanma hakkına saygı göstermesi çağrısında bulunduklarını belirtti. Günlük basın brifinginde soru üzerine Nauert, ABD’nin Türkiye’de hükümeti eleştirenlerin gözaltına alınmaHeather Nauert sından rahatsızlık duy duğunu söylerken, “Hükümetin olağanüstü hal yönetimi altında keyfi olarak tutuklandığına inandığımız gazetecileri serbest bırakmasını bekliyoruz” dedi. Dışişleri Sözcüsü, ABD Büyükelçisi John Bass’ın Cumhuriyet gazetesini ziyaret ettiğini ve davayı yakından takip ettiğini de hatırlatan Nauert, bu ziyaretin ABD’nin hem Cumhuriyet yönetici ve yazarlarına verdiği desteğin hem de Türkiye’deki basın özgürlüklerine ilişkin kaygının açık bir göstergesi olduğunu dile getirdi. ğı hep sürecek zannedenler yanılıyorlar. Tarihin sayfalarını karartan tüm diktatörlüklerde olduğu gibi, kinlerinin ve hırslarının doymak bilmez açlığıyla yol almaya çalışanlar her zaman kendi sonunu hazırlar...” sözlerine verildi. Gülencileri ifşa etmişti The Economist dergisi de Cumhuriyet davasının Türkiye için bile “sürreal” olduğuna değinirken “gazete çalışanlarının ifşa edilmesine yardım ettikleri örgüte yardım etmekle suçlandıkları” vurgulandı. Times’taki haberde, Şık’ın 2011’de, Gülencilerin gizli işlerini ortaya çıkardığı için bir yıl hapis yattığı belirtilerek “Erdoğan o dönem başbakandı ve Gülenciler ile bir ittifak içindeydi” denildi. Haber ajansı AFP “Son derece tartışmalı” diye nitelediği davada mahkemenin 7 kişiyi bıraksa da en önde gelen gazetecileri hapiste tutmaya devam ettiğine dikkat çekti. Şık’ın “kimsenin önünde diz çökmeyeceğim” diyerek meydan okuduğunu, eşi Yonca’nın da “Ahmet, direneceğiz ve kurtulacağız” diye bağırdığını aktardı. Alman Süddeutsce gazetesi “Karanlığı aşacağız” manşeti altında iddianamenin tümüyle temelsiz ve saçma savlara dayandığını yazdı. l Dış Haberler KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Gazetemize yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan yazar, yönetici, çizer, muhabir ve avukatlarımızın yargılandığı davada ara kararın açıklanmasıyla birlikte Akın Atalay, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’ın tahliye taleplerinin reddedilmesine tepki yağdı. CHP’li vekiller kararın siyasi olduğunu belirterek, mücadelenin devam edeceğini belirttiler. CHP milletvekilleri tepkilerini şöyle dile getirdi: Mahmut Tanal: Cumhuriyet gazetesinin 93. yılındayız biz. Hep laik hukuk devletini savundu. Hep faşizmin, yobazlık isteyenlerin hedefi oldu Cumhuriyet gazetesi. Cumhuriyet gazetesinin yazarları Bahriye Üçok, Uğur Mumcu hep demokrasi şehididir. Mücadelemiz bitmedi devam edecek. Sezgin Tanrıkulu: Bizim siyasal muhataplarımız destan kelimesini kullanmayı çok severler. Burada gerçekten bir savunma destanı yazıldı. O iddianameleri kimse tarihte görmeyecek ama gazetecilerin savunmalarını tarih yazacak. Yüzde adalet olmaz. O yüzden bu karar adil değildir. Yüzde yüz adalet sağlayana kadar vazgeçmeyeceğiz. Bu dava düşman ceza hukuk kurallarına göre işliyor. Bu karar kesinlikle adil değil. Ama şunu not ettiğimizi bilsinler. Dün kimlerin tahliye edileceği, kimlerin tahliye edilmeyeceği yazılmıştı. Bu davayı yönlendirenler tarafından yazılmıştı. Bu hâkimler de ona göre karar verdiler. Bunu not ettiğimizi ve unutmayacağımızı bilmelerini isterim. Özellikle basın önünde ifade etmek istiyorum; bu karar başka yerde verildi, burada açıklandı. Barış Yarkadaş: Gazeteciliği mahkum etmeye çalışanlar, bugün Çağlayan Adliyesi’nde kendileri mahkum olmuştur. Eren Erdem: Bütün gazetecilere özgürlük! Tutukluluğun devamı tamamen siyasi ve intikam kokan bir karardır. Cumhuriyet’e özgürlük istiyoruz... Selin Sayek Böke: Bir gün adalet size de gerekecek. O güne dek biz omuz omuza, onurumuzla mücadele etmeye devam edeceğiz Veli Ağbaba: Hak, hukuk, adalet gelecek. Gerçekleri yazan kalemler özgür kalacak. Cesaret kazanacak!   Gürsel Tekin: Ortada suç yok, suçlu yok, tutukluluğa devam kararı var. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet Hüsnü Bozkurt: Verilen kararın 12 Eylül mahkemelerinden farkı yok. Zeynep Altıok: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Can Dündar’a yönelik “Onu bırakmam öyle” sözü bu sahte davanın miladıdır. Bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın emriyle ve FETÖ terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle müebbet hapisle yargılanan bir savcı tarafından başlatılan bu soruşturma, hukuki değil siyasidir. Mehmet Tüm: Cumhuriyet davasını 11 Eylül’e değil 12 Eylül’e ertelemeleri gerekir. Malum, sadece darbe hukukuyla yönetilen yerde gazeteci tutsak edilir! Utku Çakırözer: Cumhuriyet Davasında geç de olsa 7 tahliye sevindirici. A.Atalay, M.Sabuncu, K.Gürsel ve A.Şık’a da bir an önce özgürlük istiyoruz HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu: Biz burada aslında tahliye olanlara yeterince sevinemedik. Ama hakikaten sevinmemiz gereken bir şey var. Onlar gidiyorlar aslında. Zulüm ve saçmalıklar arttıkça çöpe atılacak iddianameler arttıkça ne kadar gidici olduklarını görüyoruz. Asla bizi yenemeyecekler, asla mücadelemiz bitmeyecek. Bundan sonra hiçbirimiz birbirimizin elini bırakmadan mücadeleye devam edelim. Mutlaka ve mutlaka birlikte kazanacağız diyoruz. Aylin Nazlıaka: Bir kez daha, inatla: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! Tarih bugünleri yazsın; cesaret kazanacak, kötüler elbet kaybedecek! ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Gül: Gazeteciler tutuksuz yargılanmalı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gazetemiz yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hak kındaki davayla ilgili açıklama yaptı. Davaya ilişkin olarak kendisine dün yöneltilen soruya Gül, “Gazetecilerin her zaman tutuksuz yar gılanmasının doğru olduğunu söylemişimdir. Şimdi de gazetecilerin tutuksuz yargılanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum” yanıtını verdi. Gül, sözlerinin devamında mahkeme heyetinin kendi kanaa tine göre karar vereceğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Ancak Türkiye’de hükümeti içeride ve dışarıda rahatlatacak bir unsur olur diye düşünüyorum.” Abdullah Gül C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle