28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazartesi 10 Temmuz 2017 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK Haifaa Al Mansour’dan ‘Yeşil Bisiklet’ Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni Haifaa Al Mansour’un “Yeşil Bisiklet” isimli kitabı, Siyah Kuğu Yayınları’ndan çıktı. Yönetmenin Wadjda isimli filminden yola çıkılarak kitaplaştırılan Yeşil Bisiklet, Kahraman Türel Uluocak tarafından Türkçeye çevrildi. Kitap, baskıcı bir yönetim altında hayâllerinin peşine düşen kız çocuğu Vecide’nin hikayesini anlatıyor. TASARIM: ZARİFE SELÇUK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Tuhaf objelerin toplandığı bir sergi: Heykeltıraş Ali Dirier’in koloni kapsamında mermerden yaptığı enstrüman çalışması ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Mermer fabrikasında heykel yaptılarHUs7.oelKuynöskalemaelürrKrdaocirlüaoosnğıiTslaui ş Türkiye, İtalya, Ukrayna, Çin ve Tayvan olmak üzere 5 ülkeden 7 heykeltıraş “Kömürcüoğlu Uluslararası Taş Heykel Kolonisi” için bir ay boyunca Denizli’de taş yonttu. Bu yıl yedincisi yapılan “Kömürcüoğlu Ulusla rarası Taş Heykel Kolonisi” Kömürcüoğlu Mermer ile Denizli Büyükşehir Belediye Koloni sanatçıları Bu yılki koloni için 47 ülkeden 164 sanatçı toplam 232 proje ile başvuruda bulundu. Koloni jürisinin yaptığı değerlendirmeler sonucunda koloniye 5 farklı ülkeden 7 sanat çı katıldı: Adriano Ciarla (İtalya), Ebru Akıncı (Türkiye), Gao Meng (Çin), Işıl Şen (Türkiye), Marino Di Prospero (İtalya), Ming Sheng Wu (Tayvan), Serhii Sbitniev (Ukrayna). da her gün sevdiği kız olan Ümmü adına türküler yakar. Bu türküleri duyan hâkim oğlanın masum olduğunu anlar ve onu hapisten çıkarır. Bu türkü o zamandan beri Ümmü adına söylenir.” Heykeltıraş Ali Dirier’in mermerden enstrümanı ile travertenden yapılan piyano ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Taş Heykel Sanatı Müzesi si işbirliğiyle düzen Kömürcüoğlu Koloni Düzen CEREN ÇIPLAK lendi. Bu yılki sanatçılar Denizli’yi anlatan figüratif ve soyut gın olan Ümmü Kız Türküsü’nden yola çıkarak hazırlıyor: “Denizli il sınırları içerisinde bu türküye her leme Kurulu Başkanı Nihat Kömürcüoğlu, Pamukkale travertenleri, Antikçağ kentleri Lao eserler ürettti. Kömür kes sahip çıkıyor, birçok ilçe ola dikeia, Hierapolis ile tanınan cüoğlu Mermer fabrikasında ayrı yın kendi bölgelerinde geçtiğini id Denizli’nin, sanat alanında ulus lan özel bölümde çalışan sanatçılar dia ediyor. Bu ilçelerden bir tane lararası çapta tanınmasına kat malzeme olarak da Denizli traver si de efsanenin derlenmiş olduğu kıda bulunmak ve güzel sanat teni, Marmara mermeri ve Afyon yer olan Çal. Efsaneye göre şimdi lar alanında eğitim alan öğrenci mermeri kullandılar. Daha önceki Bekilli’ye bağlı Moraca tarafların lerin, heykel yapma sürecini iz kolonilerde üretilen eserlerden dört dan iki genç birbirlerini severler. leyebilecekleri bir ortam oluş tanesi de Denizli’nin kamuya açık Aileleri ilişkilerine izin vermeyin turmak istediğini söylüyor. Taş alanlarında sergileniyor. ce Çal tarafına kaçmaya karar ve Heykel Sanatı Müzesi kurmayı Türkünün heykeli... Heykeltıraş Işıl Şen, koloni kap ririler. Kuyucak mevkiine Menderes Nehri’nin en dar yerine gelince, atlayarak karşıya geçmeye ça Işıl Şen / ‘Ev’ da hedefleyen Kömürcüoğlu, ayrıca travertenin malzeme olarak artistik olanaklarının araştırıl samında ürettiği ancak henüz yapımını tamamlamadığı “Ev” adlı eserini Denizli ve çevre illerinde yay lışırlar. Oğlan, atlar karşıya geçer ama kız atlamaya çalışırken ayağı kayar ve nehre düşerek boğulur. Kızın ölümüne sebep olan oğlan, Acıpayam Cezaevi’ne konur. Ora masına katkı sağlama amacında olduklarını da vurguluyor. l DENİZLİ ‘Adamlar’ Babylon Soundgarden’da Yerli sahnenin özgün müzik gruplarından “Adamlar”, 9 Eylül Cumartesi günü Babylon Soundgarden’da müzikseverlerle buluşacak. Vokal ve gitarda Tolga Akdoğan, elektrik gitarda Emre Malikler, basgitarda Can Aydemir ve davulda Berkan Tilavel’den oluşan grup, birçok türü Tu¨rkçe sözlerle bir araya getirerek kompakt bir müzik deneyimi sunuyor. Öte yandan her hafta Babylon Soundgarden Instagram hesabında, festivalde sahne alacak yeni bir isim açıklanacak. Takipçiler, verilen ipucuyla festivalde sahneye çıkacak yeni müzisyen ve grupları tahmin ederek, iki kişilik festival bileti kazanma şansı yakalayacak. Bu yıl ilk kez çadırlı gerçekleşecek olan festivalle ilgili detaylı bilgiye babylonsoundgarden.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bu yazıyı tamamlayıp gazeteye göndermemden birkaç saat sonra son yılların hiç kuşkusuz en önemli, en anlamlı siyasal eylemi coşkulu bir mitingle noktalanmış olacak: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bıçak kemiğe dayandı” diyerek 15 Haziran’da Ankara’dan başlattığı yürüyüş 24 gün sonra Maltepe’de bitecek. Acaba bitecek mi? Belki de her şey yeni başlıyor. Unutmayalım, “yol” simgesi önemlidir; mitolojimizde, efsanelerimizde, tarihimizde “yola çıkmak” önemli bir kavramdır. Çünkü asıl dönüştürücü olan menzil değil yoldur. “Tarik” ehli bunu iyi bilir. Pir Sultan’ın dediği gibi, “Pir Sultan’ım ol çelebiye / Eyvallahım var veliye / Muhiddin’e hal diliyle / Yolun sırrın soran gelsin.” 2009’da Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, 2014’te de İBŞT’de sahneye koyduğum Ali Berktay’ın “Kerbela” adlı oyununda, Hz. Hüseyin Kufe’ye gidip gitmemeyi kendi içinde tartıştığı sırada bir gece rüyasında annesi Hz. Fatma’yı görür. Şöyle der Fatma Hüseyin’e: “Uğruna yola düştüklerinin belki de çok azı anlayacaktır se Bir yürüyüş eyleyelim ni. Ya yalnızlığa alıştır kendini, ya da çekil bir köşeye, bırak kendi yaşamlarına sahip çıksın insanlar.” Hüseyin anasını yanıtlar: “Ben belki de onlar için değil kendim için yürüyorum anam. Nasıl anlatsam, bu bir iktidar sorunu da değil artık, insanlığımı koruyabilme savaşı belki de...” Yırtılan korku perdesi Evet, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü insanları kendi yaşamlarına sahip çıkmaya, adalet talebini haykırmaya, en önemlisi de korku perdesini yırtmaya, yani insanlıklarını korumaya çağıran yanıyla ciddi bir dönüştürücü etki yaratacak gibi gözüküyor. Nâzım Hikmet, Abidin Dino’nun “Yürüyüş” adlı tablosu için yazdığı şiirinde, “yürümenin” ışıklı yanını vurgulamıştı: “Bu adamlar, Dino, / ellerinde ışık parçaları, / bu karanlıkta, Dino, / bu adamlar nereye gider? / Sen de, ben de, Dino, / onların arasındayız, / biz de, biz de, Dino, / gördük açık maviyi.” 28 Nisan 1960’ta Tahkikat Komisyonu’nun kurulmasına dair kanunun kabul edilmesini İstanbul Üniversitesi bahçesinde protesto eden öğrencilerden 20 yaşındaki Turan Emeksiz’in polis kurşunuyla vurularak öldürülmesi, Enver Gökçe’nin dizelerine şöyle yansımıştı: “Bir yürüyüş eylediler sabahtan / Ilgıt ılgıt kan gider loy loy! / Dayan dizlerim dayan! / Ağla gözlerim ağla! / Namlu puşt olmuş, atayağı puşt.” Bıçak kemiğe dayanınca, insanlığını yitirmek istemeyenler tarihte her zaman ayağa kalkmış ve yürümüşlerdir; güçlerini haklılıklarından almışlardır: “Özü öze bağlayalım / Sular gibi çağlayalım / Bir yürü yüş eyleyelim / Tevekkeltü taalallah / Pir Sultan’ım geldi cuşa / Münkirlerin aklı şaşa / Takdir olan gelir başa / Tevekkeltü taalallah.” Aydınlık bir pencere Ve gece hiçbir zaman tam karanlık değildir. Sökmeyi bekleyen bir şafak, o zamana dek de gecenin ortasında aydınlık duran, baskı altında bunalan gönülleri ferahlatan bir pencere her zaman vardır. Paul Eluard bunu ne güzel anlatmıştır (A. Kadir çevirisi): “Hiçbir vakit tam karanlık değil gece. / Kendimde denemişim ben, / kulak ver, dinle. / Her acının sonunda açık bir pencere vardır, aydınlık bir pencere.” Kemal Kılıçdaroğlu durdu durdu, bir yürüdü, pir yürüdü. Karanlığın içinde bir ışık yaktı, bir pencere aydınlandı. Selam olsun... ‘Kirli Çıkı No. 2’ İlki 2014 yılında gerçekleştirilen “Kirli Çıkı” sergisi müzik, sanat, tasarım, moda sinema ve yazım dünyası gibi farklı alanlarda üretimlerde bulunan, tuhaf objelere ve hikâyelere merak duyan isimleri bir araya getiriyor. Sergi katılımcılarının hayatlarının bir noktasında buldukları, aldıkları, yarattıkları veya dönüştürdükleri tuhaf bir objeyi paylaştıkları farklı bir sergi deneyimi sunan “Kirli Çıkı No. 2”, 8 Temmuz’da Bant Mag. Havuz’da açıldı. Sergi ay sonuna kadar ziyaret edilebilecek. “Kirli Çıkı No. 2”nin katılımcıları ise şöyle; Tuğçe Şenoğul, Gaye Su Akyol, Ali Güçlü Şimşek, Mabel Matiz, Candaş Baş, Onur Gökhan Gökçek, Emir Özşahin, Elif Domaniç, Göksu Gül, Berna Göl, Emre Akay, Murat Ertel, Dilara Sakpınar, Kaan Sezyum, Kıvılcım Güngörün, Melikşah Altuntaş, Gülin Kılıçer, Eda Alpman, Murat Meriç, Tan Tunçağ, Bartu Küçükçağlayan, Azra Deniz, Hakan Bıçakcı, Bora Akıncıtürk, Sadi Güran, Kaptan Zaman. 52. Uluslararası Karlovy Vary Film Festivali ‘Mavi Sessizlik’e mansiyon ödülü Bülent Öztürk’ün yönettiği “Mavi Sessizlik”, 52. Uluslararası Karlovy Vary Film Festivali kapsamında FEDEORA (Avrupa ve Akdeniz Film Eleştirmenleri Federasyonu) jürisinin Özel Mansiyon Ödülü’ne değer görüldü. “Mavi Sessizlik”, 2017 İstanbul Film Festivali’nde de FACE Sinemada İnsan Hakları Mansiyon Ödülü’nü almıştı. Eski bir güvenlik kuvveti mensubunun geçmişini sorguladığı filmin başrollerini Teoman Kumbaracıbaşı, Roda Canıoğlu ve Korkmaz Arslan paylaşıyor. ‘Ozanlar, Yazarlar, Kitaplar’ Adnan Binyazar’ın “Ozanlar, Yazarlar, Kitaplar” kitabı genişletilmiş ve gözden geçirilmiş yeni baskısıyla Can Yayınları’ndan çıktı. İlk baskısı 1998 yılında yapılan kitap, Türk edebiyatına katkıda bulunmuş yazar ve şairlerin birer portresini çiziyor. Kitapta yer alan denemeler, Ömer Seyfettin’den Nurullah Ataç’a, Gülten Akın’dan Adalet Ağaoğlu’na, hangi değerli sanatçının Türk kültürüne nasıl katkıda bulunduğunu kendi bakış açısıyla değerlendiriyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle