02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 10 Temmuz 2017 10 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: EMİNE BİLGET Dayanışma suç oldu! Reis bağımsız, öyleyse yargı da bağımsız Yazı saati geldi çattı. Elimi çabuk tutmazsam yazıişlerindeki “belalılarım” telefona sarılır, “Abi bugün yazmıyor musun yoksa” diye dalga geçerek uyarırlar. İyi de Kılıçdaroğlu henüz Dragos – Maltepe arasında son “kişisel” etabını yürüyor. Maltepe miting alanını doldu taştı, ama insan selleri hâlâ akıyor. Oysa Kılıçdaroğlu’nun söyleyecekleri önemli. Adalet Yürüyüşü’ne nokta koyup, yürüyüşü izlemesi gereken adalet, özgürlük ve demokrasi arayışının ipuçlarını verecek. 25 günde 25 yıldır alamadığı yolu alan CHP’de bir şeyler kıpırdadı. Bundan sonra Türk’üyle, Kürt’üyle, sosyalisti, işçisi, köylüsü “yurttaş gibi yurttaş”ı ile bir “Demokrasi, Adalet ve Özgürlük Cephesi”nin taşlarını döşemeye mi yönelecek, yoksa “Ekmeleddingiller”le ittifak mı arayacak?.. Göreceğiz. Kadın ve erkek E5 üstünden İstanbul’a akan yurttaş selleri herhalde “Yürüyüş bitti, miting tamamlandı. Haydi artık evli evine, köylü köyüne” diyeceklere boyun eğmeyecektir. Göreceğiz. HHH Adalet Yürüyüşü’ydü, G20’lerin doruk toplantısıydı, AKP’nin Reis’inin basın toplantılarında, uçakta filan saçtığı inciler derken bir hukuk cinayeti yeterince ilgi görmedi, tepki yaratmadı. Büyükada’daki bir otelde bir araya gelen, Türkiye’nin en etkili, en seçkin ve en “sivil” örgütlerinin temsilcileri “İnsan haklarını savunanları korumak için neler yapabiliriz” sorusuna cevap aramak için toplanmışlardı. (Parantez açıyorum. İsveç’ten telefon eden bir gazeteci arkadaşa toplantıyı aynen yukarıdaki gibi anlattım: İnsan haklarını savunanları korumak için neler yapabiliriz sorusuna cevap arıyorlardı. Telefonun öbür ucunda önce bir sessizlik oldu. Sonra samimi bir şaşkınlık içeren karşı soru geldi: Anlamadım Engin. Nasıl yani? İnsan haklarını savunmak isteyenleri korumak mı gerekiyor? Behey gafil İsveçli!.. Bir de “Ben Türkiye’ye çok gittim. İyi tanırım oraları” diye kostaklanırsın. Sonra da böyle sorarsın... Parantezi kapatıyorum) Sonrasını sanırım biliyorsunuz. Polis ekipleri otel salonuna “Elle yukarı” diye naralanarak daldı. (Yine parantez açıyorum. Çok merak ediyorum. Mesela benim biricik arkadaşım Özlem Dalkıran ya da yorulmak bilmeyen barış aktivisti, Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Direktörü İdil Eser o sırada ellerini ne yaptılar? Serbest kaldıklarında onlara ilk önce bunu soracağım. Yine parantezi kapatıyorum) Bence ki bundan zerre kadar kuşkum yok insanlığın yüz akı 10 insan hakları savunucusu gözaltına alındılar. Şu anda 7 günlük gözaltı süresini tamamlamak üzere, kasım ayında beş gün biz Cumhuriyet tayfasının da konuk edildiğimiz Terörle Mücadele Şubesi nezarethanesinde vakit öldürüyorlar. Sonra sulh ceza hâkimliğinin karşısına çıkarılacaklar. Deneyimlerim beni yanıltmıyorsa savcı 10 arkadaşımız için “tutuklama” isteyecek. Peki, tutuklanacaklar mı? Buna, kurulduğundan beri “tutuklama aygıtı” olarak işlev gören sulh ceza hâkimliğinin yargıcı karar verecek. Bir kere daha: Peki, tutuklanacaklar mı? Bilemem. Bilse bilse AKP’nin reisi, yargıçların başı, en başyargıç bilir. Nitekim Hamburg’da Avrupa medyasının katıldığı basın toplantısında bu soru ona da soruldu. Cevap verdi: “...Onlar adeta 15 Temmuz’un devamı niteliğinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdir. Gelen istihbarat üzerine gözaltına alınmışlardır...” Sonra da ekledi: “Ama benim bir tasarrufum yok. Kararı bağımsız yargı verecektir.” Hımmmm. AKP’nin Reis’i bağımsız. Tamam partili ama kimseye bağlı değil. Tek başına karar veriyor, ne derse o oluyor. Öyleyse yargı da bağımsız demektir... HHH Acaba bir meslektaş, “15 Temmuz’un devamı için bir araya gelmek suç olsa gerek. Siz zaten hükmü verdiniz. Yargı ne yapacak ki” diye sordu mu? Valla bilmiyorum... Sorsalar duyardık... Gülmen ve Özakça’ya destek verirken gözaltına alınan 5 eylemciye ‘İhraç edildiğiniz halde nasıl geçinebiliyorsun’ sorusu ile örgüt bağlantısı arandı ŞEYMA PAŞAYİĞİT OHAL KHK’leri ile işlerinden atılan, daha sonra açlık grevlerini sürdürürken tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya, Yüksel Caddesi’nde her gün polise direnerek destek veren Esra Özakça, Acun Karadağ, Nazife Onay, Erdoğan Canpolat, Nazan Bozkurt’a, gözaltına alındıktan sonra adliyede savcı tarafından sorulan sorular dikkat çekti. Eylemciler, “İhraç edildikten sonra ekonomik zorluk içinde olmanız gerekirken siz eylem yapıyorsunuz, demek ki sizi örgüt finanse ediyor. Siz ihraç edildiğiniz halde nasıl geçinebiliyorsunuz” sorusuyla karşılaştı. Avukat Ebru Timtik, “Böyle bir suçlama olabilir mi? Burada yapılmak istenen hak aramanın suç olarak ilan edilmek istenmesidir. Hak aramak suç değildir, direnmek suç değildir” dedi. Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça, ihraç edildikleri işlerine geri dönme talebiyle başlattıkları açlık grevinin 123. gününü geride bıraktı. Sincan Cezaevi’ne görüşe giden avukat Ebru Timtik, tutuklu eğitimcilerin sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Timtik, tekerlekli sandalyeden sürekli yardım alan eğitimcilerin kramplı ağrı çektiğini, kas ağrısı ve böbrek ağrılarının da yoğunlaştığını aktardı. İnsan Hakları Anıtı önünde “İşimi geri istiyorum” eylemleriyle simgeleşen Esra Özakça, Acun Karadağ, Nazife Onay, Erdoğan Canpolat ve Nazan Bozkurt; Terörle Mücadele Şubesi’nden Adliye’ye dün sevk edildi. Evlerine gece yarısında baskın yapılıp günlerdir gözaltında tutulan eylemcilere “Siz ihraç edildiğiniz halde nasıl geçinebiliyorsunuz” sorusu soruldu. Avukatlardan edinilen bilgilere göre, savcı karşısına çıkan eylemcilerin örgütsel talimatla hareket ettiği ve Gülmen ile Özakça tutuklandıktan sonra Yüksel Caddesi’ne örgüt tarafından gönderildiği iddia edildi. Eylemcilere, “İhraç edildikten sonra ekonomik zorluk içinde olmanız gerekirken siz eylem yapı İsimleriyle yaşasınlar Oyuncu İlker Ay rık, açlık grevindeki tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya, sunduğu televizyon programından ‘selam gönderdi’. Ayrık, FOX TV’de sunduğu ‘Saatli İlker Ayrık Takvimi’ programının ‘Doğacak çocuklara isim önerisi’ bölümünde Nuriye ve Semih isimlerini söyledi ve “İsimleriyle yaşasınlar” dedi. yorsunuz, demek ki sizi örgüt finanse ediyor. Bu eylemi yapmanızın amacı nedir” soruları soruldu. Direnişçilere ev hapsi istemi Esra Özakça, Acun Karadağ, Nazife Onay, Erdoğan Canpolat ve Nazan Bozkurt, ev hapsi istemiyle mahkemeye sevk edildi. Direnişçiler, ev hapsi talebi kabul edildiği takdirde Yüksel Caddesi’nde bulunamayacaklar. Avukat Engin Gökoğlu, “Tutuklama koşulunun olmadığı yerde adli kontrol talebinin olmaması gerekir. Adli kontrol talebinin yani ev hapsinin uygulanmasını mahkeme kaldırabilir” dedi. Gökoğlu, haftada bir imza atma tedbirinin de uygulanabileceğini ama savcılığın tercih etmediğini belirtti. Açlık grevinin 48. gününü geri ‘Aşımdan, onurumdan de bırakan Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça’nın günlerdir gözaltında olma sebebiyle sağlık durumunun iyi olmadığı belirtildi. Kalp piliyle yaşayan Acun Karadağ ise gözaltı süresi boyunca açlık grevi yaptı. ‘Umudumuzu kaybetmedik’ Semih Özakça’nın annesi, Acun Karadağ’ın ablası ile Erdoğan Canpolat’ın eşi, Adliye önünde yakınlarını beklediler. Aileler, “Bu direnişi kırmak istiyorlar ama kıramayacaklar, onların yanındayız. Umarız adalet yerini bulur, umudumuzu kaybetmedik” dedi. 4 kişi gözaltına alındı “İşimi geri istiyorum” eyleminin 243. gününde Yüksel Caddesi yine boş kalmadı. Eylemciler açıklamaya başlayamadan polis ekipleri müdahaleye başladı. Bir kişi gözaltına alındı. Yapılan ikinci açıklamadan sonra da polis müdahalesi gerçekleşti. Gözaltına alınan 3 kişiyle birlikte toplam gözaltı sayısı 4 oldu. l ANKARA vazgeçmeyeceğim’ KHK ile işten çıkarılan mimar Alev Şahin, ‘İşimi, ekmeğimi geri istiyorum’ diyerek kent meydanında başladığı oturma eyleminin 117’nci gününde ZEHRA ÖZDİLEK Düzce’de 6 yıldır Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde görev yaparken KHK ile işten çıkarılan mimar Alev Şahin, “İşimi, ekmeğimi geri istiyorum” diyerek kent meydanında başladığı oturma eyleminin 117’inci gününde gazetemize konuştu. Türkiye’yi “faşizm, korku ama ille de mücadele” ifadeleriyle özetleyen Şahin, “Müdahale etmek yerine görmezden gelerek yıldırma politikası izleniyor. Sanırım vazgeçeceğim bekleniyor. Ancak bir gecede elimden alınan ekmeğimden, aşımdan, onurumdan vazgeçmeyeceğim. Oturma eylemim amacına ulaşana kadar mücadelem devam edecek” ifadelerini kullandı. Düzce’de 6 Ocak 2017 tarihinde yayınlanan kanun hükmündekararname (KHK) ile 2011 yılından bu yana çalıştığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki görevinden ihraç edilen Şahin sorularımızı şöyle yanıtladı: n Bize kendinizi anlatır mısınız? 1981 yılında Ankara’nın yoksul bir mahallesinde hayata gözlerini açmış, Sünni Türk bir ailenin en büyük çocuklarıyım. Mimarlık okuması pahalı bir bölüm olduğundan garsonluk, tezgâhtarlık, anketörlük vb. işlerde çalışarak geçinebiliyordum. Öğrencilik ve çalışma hayatımda da gördüğüm, bildiğim hiçbir haksızlığa, hukuksuzlu ğa göz yummadan alın terimle kazanmaya çalıştım. Memuriyet yıllarım süresinde daha aday memurluk sürecimde birim amirleri ve idareciler ile sorunlar yaşamaya başlamıştım. Denetimsiz ilerlemiş şantiyelere görevlendirildiğimde; denetimsizliğe göz yummadığım için görevimden alındım... Hakaret edene hiçbir disiplin cezası vermeyip ödüllendiren idare sanki suçlu benmişim gibi üzerimde psiko lojik işkenceye başladı. Yılmadım; hakarete dava açıp kazandığım gibi il müdürü, il müdürü yardımcısı ve üç şube müdürüne psikolojik taciz davası açtım. n Hukuki süreç ne aşamada? Hukuki süreçler yine bir KHK ile kapatılmış durumda. Kurulacağı söylenen ne komisyon var ne komisyonun nasıl çalışacağı konusunda belirlenmiş bir usul ve esas var. Ne de bu komisyon ile yaklaşık 150 bine yakın dosyanın incelenerek adaletin sağlanacağına dair bir inancım var. n Oturma eylemine ne zaman başladınız? Ne zamana kadar sürdüreceksiniz? 30 Ocak’ta Düzce’de en işlek caddelerden birinde eyleme başladım. 115 gün, beş ay, iki mevsimdir süren oturma eylemim ile birlikte uğradığım haksızlığı, hukuksuzluğu halka anlatıyor, imzalar topluyorum. 3 bin 800’ü aşkın imza toplamış bulunuyorum. Her dört haftada bir imzaları Valiliğin ilgili birimine teslim ediyorum. İnsanlara hikayemi yazdığım bir metni dağıtıyor ve iktidarın OHAL politikalarını teşhir ediyorum. Burada müdahale etmek yerine görmezden gelerek yıldırma politikası izleniyor. Sanırım vazgeçeceğim bekleniyor. Ancak bir gecede elimden alınan ekmeğimden, aşımdan, onurumdan vazgeçmeyeceğim. Oturma eylemim amacına ulaşana kadar devam edecek. l İSTANBUL ‘Gizli toplantı’ iddiaları asılsız’ Uluslararası Af Örgütü, Büyükada’da gözaltına alınan 10 insan hakları savunucusunun “gizli bir toplantı” için değil, çalışma toplantısı için bir araya geldiklerini ve bunun da kanuna aykırı bir durum taşımadığını açıkladı. Af Örgütü’nden yapılan yazılı açıklamada, “Çeşitli mecralarda yayımlanan haberlerde ayrıca Gezi eylemlerine göndermelerde bulunularak kitlesel gösterilerin planlandığı ima edilmiş ve Ankara’dan İstanbul’a doğru düzenlenen ‘Adalet Yürüyüşü’ ile bağlantılar kurulmuştur. Herhangi bir kaynak belirtilmeden ve somut bilgiye dayanmadan ortaya atılan bu iddialar tamamen uydurmadır” denildi. Af Örgütü ayrıca, insan hakları savunucularının gözaltına alınmasına gerekçe gösterilebilecek “en ufak bir delilin sunulmadığı” da vurguladı. Gözal tındaki insan hakları savunucuları hakkında bilgi veren avukat Meriç Eyüboğlu, “Şu anda Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ndeler yanlarına gidiyorum. Vatan’daki işlemler henüz tamamlanmadığı için bir şey söyleyebilecek durumda değiliz. Hangi adliyenin muhatap olduğu da belli değildi. Sanırım yarın sabah (bugün) şekillenecek. Savcısı belli oldu, savcılığa gideceğim” dedi. ‘Ali’siz 4 sene; onsuz bir hayaletim’ DİLEK ŞEN Gezi Direnişi’ne destek eylemleri sırasında Eskişehir’de 2 Haziran 2013’te polis ve eli sopalı esnaf tarafından dövüldükten sonra 10 Temmuz’da aramızdan ayrılan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, yaşamını yitireli 4 yıl oldu. Ali İsmail Korkmaz’ın “düşlerini yaşatmak” için kurulan Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV), bugün Ali İsmail’in memleketi Antakya’da anma etkinlikleri düzenleyecek. Anma etkinliği, saat 18.00’de Ekinci Mezarlığı’ndaki mezar ziyareti ile başlayacak. Daha sonra, Defne ilçesindeki Sümer Amfi Tiyatro’da saat 20.00’de düzenlenecek etkinlikte Jehan Barbur, Grup Abdal ve ALİKEV Müzik Topluluğu sahne alacak. Ayrıca Ali İsmail’in yeğeni Tuana ve Sanatorium Müzik ve Bale Akademisi öğrencileri bir bale gösterisi yapacak. ‘Ali herkesin aklında’ Gazetemize konuşan Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz, gelmeyen adaleti beklediklerini yineleyerek, “Ali’siz 4 sene. Alim ile birlikte çok şey aldılar benden. Onsuz ayakta duran bir hayaletim sadece. Alimin adını yaşatabilmek için, diğer çocuklarım için yaşıyorum. Eminim Ali herkesin aklında, eminim unutulmayacak” dedi. İstanbul Maltepe’de dün yapılan ‘Adalet Yürüyüşü’ne değinerek “İnşallah bu yürüyüşten sonra adalet gelir” diyen anne Korkmaz, “Adalet yok. Başka analar ağlamasın, başka evlatlar yitirilmesin” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle