29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 30 Haziran 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY/MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Güleç yüzün, caretta caretta’ların sevimliliğini hatırlatıyor Sevgili Kardeşim Hakan, Hiç bu kadar zorlanmamıştım. Ne yazı yazarken ne de mektup yazarken. Aslında zor olan yazmak değil. Zor olan sana ve diğer meslektaşlarımıza atılan iftira karşısında bir şeyler yapamamanın üzüntüsü. Ergenekon ve OdaTV kumpası karşısında o zaman başkan yardımcısı olduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak başkanımız Atilla Sertel’in öncülüğünde arkadaşlarımıza destek olmak için Silivri yollarını aşındırdık. Senin de üyesi olduğun İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarihi bir sorumluluğu yerine getirdi. Her ay düzenli olarak meslektaşlarımızı ziyaret ettik. Duruşmaları izledik. Bireysel ve kitlesel olarak dayanışma gösterdik. Onların sesini dışarıya taşımak için çırpındık. Bugün bunları yapamamanın, sizlere destek olamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. İnanıyorum ki, bugünler de geçecek. En kısa sürede sizler özgürlüğünüze kavuşacak ve yine yazacaksınız. İzmir’de aynı dönemde gazeteciliğe başladık. Mesleğe başladığımız yıllarda idollerimiz vardı. Yunus Nadi gibi, ülkenin kurtuluş mücadelesi verdiği bir or tamda gazete çıkararak bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi verenlerin ışığında gazetecilik yapacaktık. Sedat Simavi’nin dediği gibi kalemimizi gerekirse kıracak ama satmayacaktık. Abdi İpekçi gibi evrensel gazetecilik ilkeleriyle habercilik yapacak, Uğur Mumcu gibi araştırmacı gazeteci olacaktık. İlhan Selçuk gibi bilge olacak toplumu aydınlatacaktık. Ustalarımız vardı. Çalıştığımız gazetelerde bizden önce bu işe başlamış, bize mesleği öğreten, ustalarımız.. Birlikte mesleğe başladığımız haber dışında hemen her şeyi paylaştığımız meslektaşlarımız vardı. Sonra gün geldi hepimiz bir yerlere savrulduk. Kimimiz içeride, kimimiz yazı yazdırılmayan, işsiz bırakılan, kalemi, ekranı elinden alınan dışarıdaki gazeteciler olduk. Bu satırları yılgınlık, umutsuzluk olsun diye yazmıyorum. Aksine, geleceğe umutla baktığımızı paylaşmak için yazıyorum. Sevgili Kardeşim, Kaç yıl oldu yüz yüze görüşmeyeli anımsamıyorum. Anımsadığım güleç yüzün, bana hep İztuzu sahilindeki caretta caretta’ların sevimliliğini hatırlatıyor. Senin haberlerin ve inatçı takipçiliğin ile caretta caretta’ların dünyada belki de son yaşam alanı olan İztuzu’nda yaşamlarını sürdürdüklerini biliyorum. Aliağa, Bergama ve daha nice çevre hareketinde en önde hep sen ve senin yaptığın haberler vardı. Bugün Türkiye’de “çevre duyarlılığı” Hakan Kara varsa bunun temelin de yıllar öncesinden başlayan senin duyarlılığın ve haberlerin vardır. Bilimin, teknolojinin bu kadar geliştiği bir dünyada size bilgisayar, daktilo yani kısacası yazı makinesi verilmezken, mektup almanız yasakken senin bilgisayarla bütünleşmiş yüzünü anımsıyorum. Haberlerin daktiloyla yazıldığı, telefaksla geçildiği, bazı gazete ve ajanslarda teleks odasının varlığını sürdürdüğü bir dönemde içimizde ilk bilgisayarı alan arkadaşım, kardeşim olarak yüzündeki o teknolojik ışığı anımsıyorum. Bizler kaç yıl sonra sana öykünerek, sana inanarak ilk bilgisayarlarımıza kavuştuk. Bizim ilk bilgisayarlarımız senin ikinci el bilgisayarların oldu. Son sözüm seni Silivri zindanında tutanlara; caretta caretta’larla, foklarla dost olan, teknolojiyi bu kadar içselleştiren bir adamdan terörist olur mu? Akın Atalay’a, Güray Öz’e, Turhan Günay’a, Musa Kart’a, Önder Çelik’e, Bülent Utku’ya, M. Kemal Güngör’e, Kadri Gürsel’e ve değerli dost Murat Sabuncu’ya, Ahmet Şık kardeşime, en kısa sürede özgürlükte buluşmak dileği ile selam söyle. haber 7 243 gündür özgürlüğünden yoksun... Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Luis Ayala, Cumhuriyet’i ziyaret ederek dayanışma duygularını iletti. Ayala, “sesinizi her yere duyuruyoruz” dedi ‘Cumhuriyet “Buraya gelerek size desteği list Enternasyonal’in 1112 Temmuz en üst sıralarda yer aldığını belir mizi iletmek, sizi bu koşullar tarihlerinde Birleşmiş Milletler’in ten Ayala, “Sizin durumunuzu bütün dünyada altında cesaretlendirmek ayrıca dün New York’taki genel merkezinde dü dünyada duyuruyoruz ve şundan yada sizin sesiniz olmak, yaşadıkları zenleyeceği konsey toplantısında da emin olabilirsiniz, Cumhuriyet’in nızı herkese duyurmak bizim için bir Türkiye’deki antidemokratik uygula adını, Cumhuriyet’in baskıya uğradı biliniyor’ görevdir, bir yükümlülüktür, demokratik bir ülkede basının vazgeçilmez bir rolü vardır” diyen Ayala, Sosya maların ve adalet talebinin dile getirileceğini vurguladı. Türkiye’nin Sosyalist Enternasyonal’in gündeminde ğını sadece Avrupa değil, Afrika ve Latin Amerika da dahil bütün dünya biliyor” dedi. Dünya kaygıyla izliyor MERİÇ ŞENYÜZ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’ne destek vermek için Türkiye’ye gelen Sosyalist Enter nasyonal Genel Sekreteri Luis Aya la, Cumhuriyet’i ziyaret ederek daya nışma mesajlarını iletti. Sosyalist En ternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran’la birlikte Cumhuriyet’e gelen Ayala, Cumhuriyet Yayın Kurulu Baş kanı Orhan Erinç, Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan, Sorumlu Yazıişleri Müdürü Faruk Eren, Haber Koordi natörü Aykut Küçükkaya ve Dış Ha berler şefi Mine Esen ve Web Koordi natörü Oğuz Güven’le görüştü. Aya la, “Demokrasi açısından çok önemli bir görevi yerine getiriyorsunuz, biz de Sosyalist Enternasyonal olarak burada baskı gören herkesin sesi ol maya çalışıyoruz” dedi. Türkiye’ye son gelişinde de cezae vindeki Cumhuriyet çalışanlarını ziya ret etmeye gittiğini ancak görüşemedi ğini belirten Ayala, “Görüyorum ki sa yı 12’ye varmış, Türkiye’de de mokrasi ve öz gürlükler alanı her geçen gün daha fazla dara lıyor” dedi. Aya la, OHAL dönemin de durumun da ha da kötüleş tiğini vurgu layarak iş lerinden atılan me murlar, akademis yenler ve Luis Ayala cezaevindekilerle en az 140 bin kişi nin OHAL mağ duru olduğu na dikkat çekti. “Darbe girişimi ne gerçekten ka tılan herkes tabii ki soruşturulmalı ancak hakkında somut suçlamalar bulunmayan pek çok insanın mağdur edildiğini görüyoruz” diyen Ayala, bu durumun sadece Avrupa’da değil tüm dünyada kaygıyla izlendiğini vurguladı. ‘Biz ona diktatör diyorduk’ Nisan ayında yapılan anayasa referandumuna da değinen Ayala, “Başkanlık ya da parlamenter sistem arasındaki bir seçim yapmak o ülkenin yurttaşlarının kendi bileceği iştir ne var ki Türkiye’deki referandum demokrasiye ‘evet’ mi ‘hayır’ mı seçimine dönüştü. Başkanlık sisteminde de demokrasi olabilir ama demokrasinin temeli olan kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırırsanız artık orada demokrasinden bahsedilemez” diye konuştu. Şilili olan Ayala, kendi ülkesindeki General Augusto Pinochet döneminden örnek vererek, “Bizde de kâğıt üzerinde ‘başkan’ olan birisi vardı ama biz ona diktatör diyorduk. Eğer sistemde denge ve kontrol mekanizmaları yoksa, sıkı bir kuvvetler ayrılığı yoksa, temel özgürlükler güvence altına alınmıyorsa orada başkanlık değil diktatörlük olur” vurgusunda bulundu. Ayala, MİT TIR’ları davasında CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun 25 yıl ceza almasından söz ederken “Bir milletvekilinin ‘benim ülkemden bu silahlar nereye gidiyor’ diye sorması, bunu araştırması nasıl suç olabilir? Halk o kişiyi oraya zaten bunu yapsın diye gönderiyor. Bir gazetecinin bir milletvekilinden aldığı bu bilgileri yazması nasıl suç olabilir? Bu onun işi. Türkiye’de demokrasinin bütün temel kuralları tek tek ihlal ediliyor. Bunun sınırı nerede? Nerede duracak” diye sordu. Cumhuriyet Yayın Kurulu Başkanı Orhan Erinç de, Cumhuriyet çalışanları olarak sorumluluklarının farkında olduklarını vurgulayarak, “Bu tür dayanışma ziyaretleri dışarıdan da olsa destekler, bizim direnme gücümüzü artırıyor, kendisine şükran duyuyoruz” dedi. 13’üncü nöbet Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu yapıldığı dava kapsamında 8 aydır tutuklu bulunan avukatlarımız Akın Atalay, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör nezdinde avukatların, adalet talebi ile İstanbul Adliyesi’nde başlattığı Adalet Nöbeti dün 13. kez tutuldu. Adliyenin C Kapısı’nda bulunan Themis heykelleri önünde tutulan 1 saatlik nöbete tutuklu avukatlarımızın yakınları da katıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Meksika’da gazeteciler sokakta Meksika’da bir gazetecinin daha belirtilen Adame’den gelen acı haberle kaçırılıp öldürülmesinin ardından birlikte ülkede bu yıl katledilen gazete meslektaşları önceki gün protesto için ci sayısı 6’ya yükseldi. meydanlara çıktı. Gazeteciler için en Adame’nin ölüm haberinin ardından tehlikeli bölgelerden biri olarak görülen önceki gün, gazetecinin kaçırıldığı ül Meksika’da geçen pazartesi günü bölge kenin batısında Michoacan bölgesinde sel TV kanalı, Canal 6’nın yöneticiliğini meslektaşları protesto eylemi için so yapan 44 yaşındaki Salvador Adame’nin kağa çıktı, dev bir pankarta “Basın SOS” cansız bedeni bir çöp alanında bulun yazdı. Ülkenin altı büyük kentinde de muştu. Geçen mayıs ayında kaçırıldığı eylemler düzenlendi. l Dış Haberler ltaArKtıPşıMld’dı e Gazetecilik yolsuzlukla mücadele anahtarı CHP Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye Heyeti Üyesi Gülsün Bilgehan’ın, “Yolsuzluğa Karşı Parlamen to ile Araştırmacı Gazeteciliğin İşbirli ği” raporu, 27 Haziran’daki AKPM Yaz Oturumu’nda tartışıldı. Raporda, parla mentoların, haber kaynaklarını da koru yacak şekilde amaca uygun yasalar yap ması ve araştırmacı gazeteciliğe maddi destek ayırması gerektiği ifade ediliyor. Bianet’te yayımlanan habere göre, ra pordan öne çıkan öneriler şöyle: “Araştırmacı gazetecilik yolsuzlukla mücadele de anahtar rol oynar. AKPM üye devletleri, yolsuzlukla mücadele stratejilerinde, araştırmacı gazeteciliğin rolünü de göz önüne almalı. Araştırmacı gazeteciliğin, bağımsızlığı zedelenmeden desteklenmesi için finansal mekanizmalar yasayla kurulmalı.” l Haber Merkezi lpyAaenPer’dilehaGpiaszheatneecdileerğinil Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’de basına yönelik baskılara ilişkin panel düzenlendi. Fransa gazeteci sendikası SNJ Genel Sekreteri Dominique Pradali, “Türkiye’de gazetecilere karşı resmen bir cadı avı var” dedi ve bu duruma sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi. Panelin ilk bölümünde gazeteci Celal Başlangıç moderatörlük yaptı. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu temsilcisi Necati Abay, “Demokrasi varsa haber alma hakkı, söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü vardır. Türkiye’de demokrasi yok, AKP faşizmi vardır” dedi. Avrupa Parlamentosu Muhafazakâr gruptan Mark Demesmaeker ise “Gerçeği ifade etmek asla suç olamaz, gazetecilerin yeri hapishane değildir” dedi. lmRaeildleHrai ck 187 gün sonra iddianame hazırlandı RedHack’in yayımladığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a ait mailleri haberleştirdikleri için 4’ü tutuklu yargılanan 7 gazeteci hakkındaki iddianame 187 gün sonra hazırlanarak, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında, Etkin Haber Ajansı (ETHA) Sorumlu Müdürü Derya Okatan, DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik ve muhabiri Metin Yoksu, Diken. com.tr eski haber editörü Tunca Öğreten, BirGün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat ve Yolculuk Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın 25 Aralık 2016’da gözaltına alınmış, Öğreten, Çelik ve Kanaat tutuklanırken, üç gazeteci serbest bırakılmıştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Lütfü Oflaz gazeteden ayrıldı Star’da ‘rahatsızlık’ Star gazetesi yazarı Lütfü Oflaz, son yazısının yayımlanmaması üzerine dün gazeteden ayrıldı. Oflaz yayımlanmayan “Rahatsızım” başlıklı veda yazısında “Murat Sabuncu’dan Turhan Günay’a, Musa Kart’tan Kadri Gürsel’e kadar gazeteci olarak bilip tanıdığım meslektaşlarımın hapiste olmasından rahatsızım. Cumhuriyet gazetesinden Sözcü gazetesine kadar medyanın baskı altında olmasından rahatsızım” satırlarına yer vermişti. Bir yıl önce büyük bir tanıtım kampanyasıyla, Oflaz’ın Star gazetesinde yazacağı duyurulmuştu. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle