03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Moon: ABD ile anlaştık Güney Kore’nin, kuzeyle diyalog yanlısı yeni Devlet Başkanı Moon Jaein göreve hızlı başladı. Önceki gün seçilen Moon, dün sabah başkanlık konutu Mavi Saray’daki eşiyle katıldığı yemin töreninde yaptığı konuşmada Kore Yarımadası’nda barışın sağlanması için elin den geleni yapacağını söyledi: “İhtiyaç olursa hemen Washington’a uçarım. Aynı şekilde Pekin ve Tokyo’ya, hatta doğru koşullar altında Pyongyang’a giderim” dedi. Mavi Saray’dan akşam gelen açıklamada ise Moon’un ABD Başkanı Donald Trump’la telefonla konuşarak Kuzey Kore nükleer krizini çözmek için yakın işbirliği yapmak konusunda anlaştığı bildirildi. Perşembe 11 Mayıs 2017 [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ FBI’da Trump depremi [email protected] 7 Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale edip etmediği soruşturmasıyla dikkatlerin çevrildiği istihbarat kurumunun başkanı, Trump tarafından görevinden alındı ABD’de Hillary Clinton’ın eposta skandalı ve başkanlık seçimi sonucunun dış müdahaleyle mi belirlendiği tartışmasının önemli oyuncularından biri olan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı James Comey görevden alındı. ABD Başkanı Donald Trump’ın seçilmeden önce sunduğu TV programı “Çırak” ile özdeşleşen “Kovuldun” mesajını Comey bir toplantı sırasında aldı. ‘Şaka sandı’ New York Times gazetesi, önceki gün FBI çalışanlarına hitap eden Comey’in “görevden alındığı” haberini TV kanallarında “son dakika” olarak gördüğünü, ama şaka sanıp güldüğünü, fakat kısa süre sonra Trump’ın mektubunun FBI merkezine ulaştığını yazdı. Trump ekibinin Rusya ile ilişkilerini soruşturan Comey’e mektubunda ABD Başkanı “Her ne kadar şahsen soruşturma altında olmadığıma dair beni üç kez bilgilendirmeni takdir etsem de Adalet Bakanlığı’nın senin FBI’yı etkin şekilde yönetemeyeceğine dair vardığı hükme uyacağım” dedi. Dün Trump Comey’in iyi iş çıkarmadığı için kovulduğunu söyledi. Beyaz Saray, Trump’ın göreve geldiğinden beri Comey’i kovmayı değerlendirdiğini ve nihai kararı verdiğini açıkladı. Eylül 2013’te dönemin ABD Başkanı Obama tarafından atanan Comey (56), yürüttüğü iki soruşturma yüzünden topun ağzına konuldu. İlki, başkanlık seçiminin Demokrat Partili adayı Clinton’ın dışişleri bakanıyken göreviyle ilgili yazışmalarını evinde kurduğu server ve kişisel eposta hesabından yapmasıyla ilgiliydi. Temmuz 2016’da Clinton’ın giz ‘FLYNN İÇİN MAHKEME DAVETİ’ Trump’ın “kovuldun” mesajı yolladığı Comey ile ilgili New York Times çarpıcı bir iddia ortaya attı: Comey, başkanlık seçimine Rusya’nın müdahalesi soruşturması için geçen hafta Adalet Bakanlığı’ndan daha fazla kaynak ve personel talep etmişti. li belgelerle ilgili dikkatsiz işlemler yaptığını, ama dava açılmasının uygun olmadığını açıklayan Comey, 28 Ekim’de Kongre’ye Clinton’ın başka bilgisayardan çıkan yeni epostalarını incelediklerini iletti. 8 Kasım seçiminden Trump muzaffer çıkarken Clinton “Seçim 27 Ekim’de yapılmış olsaydı başkanınız olacaktım” diyerek Comey’i suçladı. Nixon’u çağrıştırdı Dün Trump’ın muhaliflerinden, Comey’in kovulmasıyla Rusya’nın başkanlık seçimlerine olası müdahalesine dair soruşturmanın üzerinin kapatıldığı suçlaması geldi. Ana akım medya eski Cumhuriyetçi başkanlardan Richard Nixon’ın Watargate skandalına atıf yaptı. 1973’te Nixon, daha sonra Demokrat Parti’yi dinlediğinin ortaya çıkması nı sağlayacak üçüncü dereceden bir hırsızlık olayıyla ilgili soruşturmada özel savcıyı aniden görevden almış ve buna medyada “cumartesi gecesi katliamı” adı verilmişti. Trump’ın Comey’i kovmasına da “salı gecesi katliamı” diyen medya, altından Watergate gibi büyük bir skandal çıkıp çıkmayacağını sorguladı. Yeni atanacak FBI Başkanı’nın soruşturmayı örtbas edebileceği uyarısı yapan Demokratların bağımsız soruşturma açılması çağrılarına dün bazı Cumhuriyetçiler de destek verdi. Teşekkürden kovmaya... Kampanyası sırasında Clinton’ı korumakla suçladığı Comey’e başkan seçilmesinin ertesinde teşekkür eden Trump, görevden almasının “antidemokratik, diktatörlük” tepkileriyle kar Trump’ın Rus elçiyle seçim öncesi görüştüğü ortaya çıktığı için Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevinden almak zorunda kaldığı Michael Flynn’le ilgili yargı sürecinin düğmesine basıldığı ileri sürüldü. CNN’e göre Rusya ve Türkiye için lobicilik yaptığı belgelenen Flynn’in 2014’ten beri birlikte çalıştığı kişilere, federal savcılar tarafından büyük jüri soruşturması için mahkeme daveti gönderildi. Bunun Rusya’nın ABD başkanlık seçimine müdahale ettiği iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında olduğunu aktaran CNN, celplerin ilgili kişilere ulaşmaya başlamasından birkaç saat sonra FBI Direktörü James Comey’in kovulduğuna dikkat çekti. Flynn’in Rusya ve Türkiye dahil yabancı hükümetlerden aldığı ücretleri açıklama konusunda suiistimalinin soruşturulduğunu kaydeden CNN, Flynn soruşturmasının, Comey’in geçen hafta Senato’ya hakkında ifade verdiği ve Alexandria’daki Başsavcılık ile Adalet Bakanlığı’nın Ulusal Güvenlik Bölümü’nün ortaklaşa yürüttüğü TrumpRusya soruşturmasının bir kısmını oluşturduğunu belirtti. Ancak Beyaz Saray, mahkeme davetlerinden haberi olmadığını duyurdu. şılanması üzerine bir dizi tweet attı: “Demokratlar Comey hakkında en kötü laflardan bazılarını etti, hatta kovulmasını söyledi, ama şimdi çok üzgünüz numarası yapıyorlar... Comey hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların güvenini kaybetti. Ortalık durulduğunda bana teşekkür edeceksiniz.” Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin de soruları “Bizimle ilgisi yok. ABDRusya ilişkilerini etkilemez” diye yanıtladı. BRÜKSEL’DE TEMASLAR Çelik: Yeni fasılları açın TürkiyeAvrupa Birliği (AB) ilişkileri gerilimli günler yaşarken Brüksel’e giden AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “Türkiye’nin AB’yle ilişkilerini koparması söz konusu değil” mesajını verdi. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’yle görüşmesinin ardından konuşan Çelik, “Tam üyelik yolunda devam etmek istiyoruz. Gelin 22 ve 24’üncü fasılları açalım” dedi. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Johannes Hanh’la da görüşen Çelik, “Sayın Hahn, Türkiye’de üyelik müzakereleri dondurulsun anlamına gelen bir cümle sarf etmediğini, böyle bir görüşü olmadığını söyledi” vurgusunda bulundu. Mogherini’nin sözcüsü, ikili görüşmelerin “İlişkilerin bugünü ve gelecekteki yönü üzerine olumlu ve yapıcı bir havada geçtiği” açıklamasını yaptı. Çelik, Mogherini ile görüştü. Afganistan’a ek asker talebi NATO Genel Sekreteri Jens Stol tenberg, Britanya Başbakanı Theresa May ile Londra’da bir araya geldi. Stoltenberg, Afganistan’daki NATO askeri şeflerinin ülkedeki asker sayısının arttırılması için talepte bulunduğunu dile getirdi. ABD Başkanı Trump’ın da katılacağı 25 Mayıs’taki NATO zirvesinde üyelerden 3 ila 5 bin ilave asker istenmesi bekleniyor. ‘Çocuk esastır’ Avrupa Adalet Divanı’nın aldığı ka rara göre AB dışı ülke vatandaşı olmasına karşın birlik üyesi ülke vatandaşı olan çocuğuyla birlikte bu ülkede yaşayan ebevyen burada kalma hakkına sahip olacak. Kararın Britanya’nın AB’den ayrılma görüşmelerini de etkileyeceğine işaret ediliyor. bKoismlybaaksı Trump’ın ekibinden Flynn ve diğer isimlerin seçim öncesi görüştüğü ve pazarlık yaptığı iddialarının odağındaki Rusya‘nın Washington Büyükelçisi Kislyak (sağda) da Lavrov’la (solda) birlikte Trump’la Oval Ofis’teki görüşmeye Beyaz Saray’da ilk temaskatıldı. ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson’a iadei ziyarette bulunan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump tarafından da ağırlandı. Gündeminde Rusya, Türkiye, İran’ın garantörlüğünde Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmasına ABD’nin desteğini almak vardı. Çatışmasızlık bölgeleri Dün ilkin ABD dış politikasının duayeni ve Rusya konusunda akıl hoca Suriye’nin Humus bölgesindeki cihatçılar Cerablus’a tahliye ediliyor. sı Henry Kissinger’ı ağırlayan Trump, ardından kendi ekibinin Ruslarla yakın ilişkileri skandalının odağında NUSRA LİDERİ İÇİN 10 MİLYON $ ÖDÜL ki Rus Büyükelçi Sergey Kislyak’ı Lavrov’la birlikte kabul etti. İkiliyle ABD, Kaide’nin Suriye kolu Nusra’nın lideri Ebu Muhammet El Colani’nin başına 10 mil verdiği samimi pozları sadece Ruslar görüntüledi ve diğer ajanslara servis etti. Bu sayede hakkında “ABD’deki baş Rus casusu” dedikoduları yapılan Kislyak’ın Oval Ofis’te ağırlandığından ABD’lilerin de haberi oldu. yon dolar ödül koydu. Colani, ABD Savunma Bakanlığı tarafından “özel olarak saptanmış küresel terörist” olarak ilan edilmiş ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin listesine de girmişti. Colani’nin yerinin ve kimliğinin belirlenmesi için doğru bilgiyi veren ödülden faydalanacak. Lavrov’la görüşmeden “çok, çok Rusya’ya Suriye Devlet Başkanı Be iyi geçti” diye çıkan Trump “Suriye’de şar Esad ile İran’ı dizginlemesi çağrısı ölümleri durduracağız” derken yaptı. Lavrov, Trump ile Tillerson’ı “so run çözücü iş adamları”, “eylem insanları” diye övdü. Trump’la çatışmasızlık bölgelerini birlikte yönetecekleri somut mekanizma oluşturmayı ele aldıklarını, uluslararası sorunlarını çözmek için iki ülkenin birlikte hareket etmek zorunda olduğunu teyit ettiklerini aktardı. Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi iddialarını reddeden ve görüşmede gündeme gelmediğini belirten Lavrov, Tillerson’la buluşurken gazetecilerin FBI Başkanı James Comey’i hatırlatması üzerine “Kovuldu mu? Dalga geçiyorsunuz” diyerek güldü. ‘Erdoğan’la barışmadım’ Öte yandan Şam’da Lübnan’dan bir heyeti ağırlayan Esad “Ben Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile barışmadım. Çünkü o Suriye halkının öldürülmesine neden oldu. Suudi Arabistan da çok pişman olacaktır” dedi. Suudi Arabistan Kralı Salman ise 2021 Mayıs’ta Trump’ın ziyareti şerefine düzenleyeceği ArapİslamAmerikan Zirvesi’ne bir dizi Müslüman ülke lideriyle birlikte Erdoğan’ı da davet etti. Lula hâkim karşısında, taraftarları sokakta Çocukluğunda ayakkabı boyacılığıyla, gençliğinde çelik fabrikası işçiliğiyle ailesini geçindirip önce önde gelen bir sendikacı sonra da Brezilya tarihinin en popüler başkanlarından biri olan Lula da Silva, rüşvet çarkına karıştığı iddialarıyla dün hâkim karşısına çıktı. Destekçileri ise İşçi Partili lidere komplo kurulduğu söylemiyle sokaktaydı. Beş ayrı davadan yargılanan Lula, herhangi birinden suçlu bulunursa 2018’deki Devlet Başkanlığı seçimleriyle göreve yeniden gelme planı sona erecek. Macron’un ninesi “Büyükannem bir öğretmendi” diyor Macron, yaşamını anlattığı “Devrim” adlı kitabında ve ekliyor: “Ben belki onun son öğrencisiydim. Bundan böyle hayatta değil ama onu düşünmediğim ve aramadığım gün yok. Artık bana veremeyeceği takdirini kazanmak için değil. Öğrettiklerine layık olduğumu göstermek için benimle olmasını isterdim. Son yıllarda okulda türban takan genç Müslüman kızları çok düşündüm. Büyükannem bu gericilik baskısı altındaki genç kızların, esasen özgürlük ve bireysellik anlamına gelen ‘gerçek bilgi’ye erişmelerinin böylelikle önünün kesilmesine eminim kızardı. Ama beri taraftan yaşamını öğrencilerine adayan anneannem, bizimki gibi bir ülkede, bu sorunla baş etmek için yasak, çatışma ve karşıtlığın ürettiği düşmanlıktan başka bir çare bulunamamış olmasına da aynı derecede içerlerdi. Çünkü bilgi, doğası gereği açıklık ister. Eğer bilgi ortamında sevgi yoksa, iyi hiçbir sonuç mümkün değildir.” Bu pazar Cumhurbaşkanlığı’nı devralacak Macron, eşi Brigitte Trogneux gibi bir öğretmen olan anneannesini işte böyle anlatıyor. Aydınlanma mirası Çiçeği burnundaki yeni Fransa Cumhurbaşkanı’nın anlattıklarından, kişiliğini, anne babasından çok şekillendirmiş olan “anneanne” Manette Noguès’un hayatında yaşamsal yere sahip olduğunu anlıyoruz. Çocukluğunda Macron okul sonrasında, kendisine gramer, tarih ve coğrafya öğreten anneannesiyle saatler geçirirmiş. Birlikte yüksek sesle Molière ve Racine okur, sıcak çukulata eşliğinde Chopin dinlerlermiş. Mütevazı köklerden gelen “Manette Nine” ona hep yaşamının “eğitim”le değiştiğini söylermiş. Eğitimin insanları önyargıdan kurtarıp özgür kıldığını, saygınlık kazandırdığını, insanın eğitimle yaşadığı dünyayı kavradığını anlatmış. “Manette Nine”nin bu tanımlardan dört dörtlük bir “hümanist” ve bir “aydınlanma insanı” olduğunu anlıyoruz. Torun Emmanuel’i de bu düsturlarla şekillendirmiş. Yeni Fransa Cumhurbaşkanı’nın “Manette Nine düsturlarını”, Fransa’da nasıl ve ne kadar hayata geçirebileceğini, Fransa’yı bu fikirlerle ne kadar yenileyebileceğini göreceğiz... Macron mu Fransa’yı reformdan geçirecek? “Derin/gerçek Fransa” mı Macron’u reforma tabi tutacak? Soru bu. Hasan Bülent Kahraman’ın “Le Pen kazanmış olmasın?” başlıklı son yazısına bu meyanda atıf yapmadan geçemeyeceğim. İki zıt Fransa’ya dikkat çeken Kahraman, kimilerince “gerçek ülke” (veya “derin Fransa/La France profonde”) olarak tanımlanan “kırsal, kilise Fransası” ile Aydınlanma Fransası’nın ürünü olan bir “hukuki ülke” (pays legal) ayrımınına parmak basıyor, bu iki ülke arasındaki savaşın Fransa’da hâlâ devam ettiğini belirtiyordu. Kahraman’ın yazısı şöyle bitiyordu: “Nasıl oluyor da bunca zamana, bunca eğitime (ve) Cumhuriyet (tutkusuna) rağmen Fransa hâlâ (Le Pen’in temsil ettiği) ‘gerçek Fransa’yı bunca kuvvetli yaşıyor? Bu soru artık sadece Fransa ile ilgili değil, bütün Avrupa’da hatta Amerika’da önümüze geliyor. Modernleşme (güya!) tüm bu kısıtlamaları aşacaktı. Ama netice ortada. Demek ki sadece modernleşmenin temel tezleri sarsılmakla kalmadı, mesele çok kapsamlı bir hal aldı.” Modernleşme = Cüretkârlık Macron’un bu modernleşme sorunsalına ne ölçüde etkin yanıt vereceğini göreceğiz. Ama “modernleşme”, Türkiye’de varsayıldığı gibi bir kez oldu.. bitti.. “tüm kısıtlamaları aşan” ve “gericiliği bitiren”, sonra da sihirli değnek gibi mutlak bir kazanım olarak ilelebet muhafaza edilen bir şey değil. Modernleşme kavgası hiç bitmeyen ve sürdürülen bir olgu. Modern ülkeleri, o yolda yön kaybeden ülkelerden ayıran temel unsur; çatıyı kuran “hukuki ülke”nin, “gerçek/derin ülke” denen paradigmaya rehin düşmemesi... “Gerçek ülke”nin, “hukuki ülke”ye her daim hükmetmeye mahkum ve asla değişmez (değiştirilemez!) bir kader olarak görülmemesi... “Gerçek ülke”yi değiştirmek/yenileyebilmek için her daim bir arayışın, şansın, ümidin bulunması... Macron şimdi işte o şans ve vaadin ifadesi. Bu vaade yanıt verip vermeyeceğini göreceğiz. Ama öncelikle var olabildi. Kafasını uzattığı anda ezilmedi. Başlı başına bu, modernleşme kazanımlarının sağladığı bir olanak. Bu kazanımların somutlaştığı ülkelerle böyle bir birikimi olmayan ülkeler arasındaki fark, “gerçek ülke”ye korkmadan meydan okuyabilme cüretinden geçiyor. Macron bu cürete sarılarak ortaya çıkıyor. Seçim gecesi Louvre Piramidi önünde yaptığı konuşmada da birebir bunu söyledi: “Biz cüretkâr olacağız!” Muhalefet ‘pisleşti’ Venezüella’da Devlet Başka nı Nicolas Maduro’ya karşı geçen aydan be ri sokaklarda olan sağcı muhalefet, gösteri lerde polise insan ve hayvan dışkısı atmaya başladı. Bu yönteme bazı muhalefet liderleri de destek verdiklerini duyurdu. C MY B nilgun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle