20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 13 Mart 2017 EDİTÖR: NECDET ÇALIŞKAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 10 milyar dolarlık tehlike ekonomi 9 Tarihinin en büyük siyasi krizini yaşayan Türkiye ile Hollanda arasındaki ekonomik ilişkilerde Türkiye turizm, dış ticaret, yatırım ve istihdamda kazançlı çıkan taraf Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan siyasi kriz ekonomide yıl lık 10 milyar dolarlık bir bü yüklüğü aşan tabloyu da tehdit eder boyuta geldi. İki ülke ara sında geçen yılki yıllık ticaret hacmi 6.6 milyar doları bulur ken, Hollanda’nın son bir buçuk yıl da Türkiye’ye yap tığı doğrudan yatı rım 1.7 milyar do lara ulaştı. Son dö NECDET nemde Türkiye’ye ÇALIŞKAN en çok yatırım ya pan ülke konu munda olan Hollanda’nın Tür kiye turizmine bıraktığı ortala ma yıllık tutar ise 1 milyar do ları buluyor. Türkiye’deki Hol landa sermeyeli şirketlerin sa yısı ise 3 bine dayandı. İhracatın yüzde 2.5’i 1 Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yabancı Sermaye Derneği (YASED) ve Türkiye Turizm Acenteleri Birliği’nin (TURSAB) verilerinden Türkiye ile Hollanda arasındaki ekonomik iliş 2kilerin boyutunu ortaya çıkardık. 2016 rakamlarına göre Hollanda Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 10. ülke. 2016 yılında ihracat yüzde 14 artışla 3.6 milyar dolar oldu. Türkiye toplam ihracatının yüzde 32.5’ini Hollanda’ya yapıyor. Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında Hollanda 16. sırada. 2016’da Hollanda’dan yapılan ithalat yüzde 3 artışla 3 milyar dolar oldu. Türkiye toplam ithalatının yüzde 1.5’ini Hollanda’dan yapıyor. 4 Türkiye’nin 2016’da toplam ihracatı yüzde 0.9 azalırken, yıllık toplam ithalatı da yüzde 4.3 oranında düştü. genel dış ticaretteki bu olumsuz tabloya karşın Türkiye’nin Hollanda ile ticaretinde ithalatı yüzde 1.5, ihra 5catı ise yüzde 14 arttı. İki ülke arasındaki toplam ticaret hacmine bakıldığında ise 2015’te 6 milyar dolar olan rakam, geçen yıl yüzde 10 artışla 6.6 milyar doları aştı. Türkiye’nin 2015 yılında 351 milyar dolar olan toplam ticaret hacmi ise 2016’da 341 milyar dolara geriledi. 2015’te 11.9 milyar dolar lık doğrudan yatırım alan Türkiye’de, bu rakamın yüzde 10’u (yaklaşık 1.2 milyar dolar) Hollanda’dan geldi. Bu rakamla Hollanda, ABD’den sonra Türkiye’ye en çok yatırım yapan ülke oldu. 2016 yılının ilk 6 ayında ise 407 milyon dolar ile Türkiye’ye en çok yatırımı (toplam yatırımın yüzde 19’u) Hol 6landa yaptı. 20022015 dönemine bakıldığında ise Hollanda’dan Türkiye’ye yapılan yatırım miktarı 21 milyarı bulurken, Türkiye’den Hollanda’ya yapılan yatırım miktarı ise 9.2 milyar dolar oldu. Söz konusu dönemde iki ülke arasındaki yatırım hacmi 30 7milyar doları aştı. 2016’da Türkiye’ye gelen Hollandalı turist sayısı bir önceki yıla göre yüzde 26 düşüşle 906 bine geriledi. Türkiye’den Hollanda’ya giden vatandaşların sayısı ise geçen yıl yüzde 7 azalarak 87 bin 792’de kaldı. En güncel istatistik olan 2014 verilerine göre Türkiye’ye gelen Hollandalı turistlerin, bireysel harcamaları 537 milyon doları, paket tur harcamaları ise 366 milyon doları buluyor. Yaptırım yok Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: “(Hollanda’ya ekonomik yaptırım uygulanması konusu)... Şu anda o noktada değiliz, öyle bir şey söz konusu değil. Yani atılan adımı demokratik olarak veyahut da atılan adımı insani olarak, dış ilişkiler ve diplomatik olarak kabul etmek mümkün değil.” 2 BİN 694 şirket var 2016 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de faaliyette bulunan Hollanda sermayeli firma sayısı 2 bin 694 oldu. Unilever, ING Bank, KLM Havayolları, Royal Dutch Shell, Philips, Perfetti ve Philip Morris bu şirketlerin en başında gelenleri arasında. Bu şirketlerden gıda, temizlik ve bakım ürünleri markaları bulunan Unilever ile finans alanında 268 şubesiyle faaliyet gösteren ING Bank’ın toplam çalışan sayısı 10 bini geçiyor. ‘Hollanda gerginliği diplomasi ile aşılmalı’ İş dünyası Hollanda’nın Türk bakanlara karşı tutumuna tepki gösterdi. 4 Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD): “Taraflar arasında; müttefiklik ilişkisi, Avrupa değerleri ve ortak çıkarlar temelinde, bu gerginlikler diplomasi yolu ile aşılmalıdır. Tüm dünyada ve Türkiye’de demokrasinin önemli sınavlardan geçtiği ve güvenlik risklerinin arttığı bu dönemde, siyasetçilerin sağduyulu ve çözüm odaklı olması tarihsel bir sorumluluktur.” 4 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: “Avrupa Konseyi üyesi, NATO üyesi ve AB aday ülke olan Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’nın uçuşuna izin verilmemesinin izahı yoktur. Hollanda’daki aklıselim sahibi çevreleri harekete geçmeye davet edi yorum. Gerilimin kimseye faydası yoktur.” 4 TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu: “Diplomatik teamüllere, etik ve ahlaki değerlere aykırı davranış sergileyen Hollanda hükümeti, bir an önce akıl ve sağduyu ile takındığı tavırdan vazgeçmelidir. Ortak çıkarlar temelinde, bir uzlaşı sanatı olan diplomasiyi kullanarak çözülemeyecek sorun yoktur.” Kendi ayağına sıktı 4 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem: Unilever, Hollanda firması; sayısız ürünü var, onyıllardır Türkiye’de. Türk tüketicisi var etti bu firmayı, Hollanda kendi ayağına sıktı... Bu firmaları hükümetlerini doğru yola döndürmesi için uyarmak gerekiyor; boykot önermiyorum; Unilever durumu kınasın mesela.” 4 Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi: “Bölgesinin en önemli gücü, en büyük ekonomisi, ticaret merkezi konumuna dişiyle ve tırnağıyla gelmiş olan ülkemiz, bu uygulamalara karşı tepkisini elbette verecektir.” 4 Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan: “Maalesef bunun diplomatik nezaket, hukuk, evrensel değerler ve demokratik anlayışla bağdaştırılması imkânsız. Hollanda vatandaşı da olan 400 bini aşkın Türk vatandaşı Hollanda’da yaşıyor, çalışıyor.” 4 İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: “Hollanda’nın dostluğa ve demokratik centilmenliğe yakışmayan kararını şiddetle kınıyorum. Çivisi çıkmış dünyada diyalog, diplomasi ve samimiyet ön planda olmalı ve değer görmelidir.” Berlin’den umut yok Türkiye ziyaret ligine giremedi Türkiye, 2016’da, dünya ve kıtalar bazında ‘en çok ziyaret edilen ülkeler’ sıralamasına giremedi. Global seyahat sektörü profesyonellerine teknoloji ve rezervasyon çözümleri sunan HotelsPro’nun Londra, Shanghai, Orlando, Dubai ve İstanbul ofislerinden elde edilen verilere göre hazırlanan ‘2016 Global Seyahat İstatistikleri’ açıklandı. Buna göre, 2016’da dünya genelinde en çok ziyaret edilen ülke, tüm turistlerin yüzde 11.9’unu çeken ABD oldu. ABD’yi yüzde 8.0 tercih edilme oranıyla Avrupa kıtasından İtalya izlerken, İtalya’yı yüzde 6.1 ile Almanya, yüzde 5.9 ile İngiltere ve yüzde 4.9 ile İspanya izledi. Verilere kıtasal olarak bakıldığında en çok rağbet gören kıta yüzde 58 ile Avrupa olurken, Asya yüzde 19.5 ile ikinci oldu. Güney Amerika yüzde 2.6, Afrika yüzde 2.3, Okyanusya ise yüzde 1.6 tercih edilme oranıyla Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’yı izledi. Seyahat severler 2016’da ziyaret ettikleri lokasyonlarda en çok 13 gün arası konakladılar. Tüm konaklamaların yüzde 75’ini 13 gün arasındaki konaklamalar oluşturdu. l Ekonomi Servisi Bu yıl 51. kez kapılarını açan ITB Berlin Fuarı siyasi tartışmaların gölgesinde kaldı. Türkiye stantlarının boşluğu dikkat çekti Broşürler elde kaldı 170 bin kişinin gezmesi beklenen ITB Berlin’in 810 Mart tarihleri sektör temsilcilerine 1112 Mart tarihleri arası ise halka açık düzenlendi. Peninsula Tours Genel Müdürü Fahrettin Çiçek, sosyal medya hesabından, “İlk gün sergilemeye başladığımız broşürler olduğu gibi duruyor. Üzüntü verici. Fuarların gerekliliğini sorgulamakta fayda var” dedi. Türkiye turizmde umut bağladığı ITB Berlin Fuarı’ndan da hayal kırıklığı ile döndü. Bu yıl 51. kez kapılarını açan Uluslararası Turizm Borsası ITB Berlin Fuarı siyasi tartışmaların gölgesinde kaldı Türkiye bu yıl da yine 3.2 Avrupa Salonu’nda yerini alırken, stantların boşluğu dikkat çekti. TurizmdeBuSabah’da yer alan habere göre Antalya Kent Konseyi Başkanı Recep Yavuz, “Türkiye stantları bildiğimiz, alışık olduğumuz resminde değildi. İlk 3 gün boyunca turizmden çok siyaset ve TürkAlman ilişkileri gündemdeydi. Karşılıklı restleşmeler turizmcinin de pusulasını şaşırttı. Biz Berlin’den dönerken geride bıraktığımız resim; Türkiye kızgın, Almanya kırgın idi” ifadesini kullandı. Antonina Turizm Genel Müdürü Atilla Tuna, “Nazi sözcüğü Almanları çok yaralamış ve bunun etkisinin rezervasyon düşüşlerinde büyük etkisi olacak. Birçok turizmci dostumla fuarı konuştuk ve ortak kaygı bu yıl Alman turistin çok azalacağı yönündedir” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Silivri’ye mektup Sevgili Hakan, dış basında tartışılanları izleme şansınızın çok kısıtlı olduğunu düşünerek, özgür olsaydın yazılarına konu olabilecek kimi gelişmeleri çok kısaca aktarmaya çalışacağım. ‘İç dinamikdış dinamik’ Şu ünlü “iç dinamik dış dinamik çakıştı” muhabbeti vardı ya... Şimdi, “Allah’ın lütfu” Başkanımız sayesinde, yerini Timur Selçuk’un ünlü şarkısındaki havaya bıraktı: “Yollarımız burada ayrılıyor / Artık birbirimize iki yabancıyız”... Malum, siyasal İslam iktidarda kalabilmek için, ülkenin siyasi, kültürel yapısını ortaçağ karanlığına sürüklemeye, bugüne kadar en önemli başarısı rakiplerini susturmak olan bir şahıs ve ailesi üzerinden sultanlığı geri getirmeye çabalıyor. Biri Almanya’ya Nazi diyor. Bir başkası, ilkinde başına gelenleri unutup, “merak etmeyin Viyana’yı kuşatma planımız yok” hezeyanı içinde... Bu sırada sonu gelmez bir OHAL, onulmaz bir yıkıma uğratılan seküler bilimsel eğitim, boş bir sarnıcı anımsatan kültür ve sanat, yaşamı giderek kurutuyor... Dışardaysa, “Sultanlık geri geliyor”, “sanal Osmanlı İmparatorluğu’na sultan olmaya çalışıyor”; “Ülkeyi Batı’dan koparıyor”, “Türkiye Avrupa’yla tarihinin sonuna geldi”, “ ‘Türkiye sırça sarayda’, ‘El Presitente’ kaygan zemin üzerinde” bir tarafta. Diğer tarafta WikiLeaks’in açıkladığı yeni CIA belgeleri, “algoritmaların” artık insanların kavrama kapasitesini aşmaya başlayan etkinlikleri ve “insanlık kararsızlık içindeyken ‘yapay zekâ’ gelişmeye devam ediyor” ya da “ ‘büyük veri’, devletlerin, dev şirketlerin elinde demokrasiyi tehdit ediyor” kaygısı... Gördüğün gibi, bir taraftan Avrupa çıpasını koparıp, bilimi ve aklı bir kenara bırakıp, büyük güçlerin vekâlet savaşlarının bataklığı Ortadoğu’ya, ekonomisi parası yerlerde sürünürken “tahtırevanla” giden bir yönetici sınıf; yazarları, sanatçıları (kültür şurasında sunulan “tabloyu” gördün mü?), bilim insanları ya tutsak, ya açığa alınmış, medyası sirk maymununa dönüşmüş bir toplum... Diğer taraftan hızla yeniden şekillenmeye zorlanan dünya düzeni içinde teknolojik gelişmelerin hızına yetişmeye, getirdiği riskleri anlamaya çalışan bilim insanlarının tartışmaları. ‘7. Kasa’da ne var?’ diye sormuş bir ‘bot’ öbürüne... Birileri, belki de bir “bot” (uzman algoritma) CIA’nın, akıllı telefonların, sosyal medyanın, televizyonların, bilgisayarların güvenlik sistemlerini aşarak bilgi çalan programlarını çalmış; WikiLeaks’e vermiş. O da bunu “7. Kasa” adı altında internete koydu. Böylece yalnızca CIA’nın hepimizi dinlediğini değil, ABD güvenlik sisteminin en gizli sırlarını koruyamayacak kadar döküldüğünü de öğrendik. Diğer taraftan tüm bu dinlemeizlemenin, sosyal medyanın topladığı bilgiler insanın yorumlama kapasitesinin çok üstünde bir “büyük veri” kümesi oluşturuyor. O zaman, gelsin insan aklından kat kat hızlı “yapay zekâ”, algoritmalar (‘bot’lar). Peki, bu “bot”lar aynı veri havuzu üzerinde birbirleriyle karşılaştıklarında ne oluyor? Bir anekdota göre, Wikipedia’da yanlışları düzeltmekle görevli iki “bot” (Xqbot ve Darknessbot) 3 bin 629 “konu” üzerinde anlaşamadıklarından bir süredir savaşıyorlarmış: Biri yazıyor, öbürü düzeltiyor, ilk yazan o düzeltmeyi bozup yeniden yazıyor... İş yaparken öğrenen bu “bot”lar bu karşılaşmalardan öğreniyor, gelişiyorlar; bu öğrenilenler nasıl, ne yönde gelişiyorlar? Oxford Internet Institute ve Alan Turing Institute uzmanları, bu konuda çok dikkatli olmamız gerektiğini, Hawkings de “Yapay zekânın başkaldırmasını, diğer olası büyük felaketleri önleyebilmek için bir dünya hükümeti gerektiğini” söylüyorlar. Sevgili Hakan, senin özellikle böyle karmaşık konulardaki yazılarının eksikliğini hissediyoruz. Bir an evvel yazılarına kavuşmak dileğiyle... Portakal Çiçeği için beşinci tanıtım Bu yıl beşinci kez gerçekleştirilecek olan “Nisanda Adana’da Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı” koordinasyon toplantısı, Vali Mahmut Demirtaş başkanlığında Adana’da gerçekleştirildi. Demirtaş, toplantının düzenlenmesindeki amacın, Adana’nın tanıtımına çok önemli katkı sağlayan bu karnavalın çok daha düzenli ve daha geniş kitlelere ulaşacak şekilde düzenlenmesi ve organizasyonun en sağlıklı şekilde gerçekleştirilmesi olduğunu söyledi. Demirtaş, “Festivalin büyük bir bölümünün Merkez Park’ta düzenlenmesi görüşü benimsendi. İlimizin marka değerini arttıran bu tür etkinliklerin daima destekçisi olmaya kararlıyız” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle