20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 13 Mart 2017 10 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Bize yalan söylediler’Rutte: Türk hükümeti çığrından çıkarmak için elinden geleni yaptı İdam, devlet eliyle cinayettir Hayır... Bizim yazıişlerinin elebaşıları, “Güncel konu Hollanda Türkiye ilişkileri. O konuda yaz” diye buyursalar bile Hollanda Türkiye ilişkileri üstüne yazmayacağım. İş çığrından çıktı. Irkçılık sınırında yürüyen bir milliyetçilik yarışına dönüştü. Milliyetçilik yarışının kazananı olmaz. “Hangisi daha milliyetçi” sorusunun cevabını olsa olsa savaş verir... Yarın, olmadı sonraki bir yarında barışırlar. Rus uçağının düşürüldüğü dönemin Başbakanı’nın “Emri ben verdim” diye kükrediği günleri hatırlayın. Bir de bugüne bakın. Geçelim... Geçtim... HHH Hollanda hırgürü arasında kaynadı gitti. Oysa kaynatan değil, kan donduran bir cümleydi. Cumhurbaşkanı söyledi. AKPMHP koalisyonunun “Evet deyin lan. Hayır diyenleri çok fena yapacağız” kampanyası için alanlara çıktı ya. Önceki gün de İstanbul’da, Sultanbeyli’de toplanan okkalı bir kalabalığa seslendi. O kan donduran cümleyi aktarıyorum: “Ben buradan duyuruyorum, 16 Nisan’daki ‘evet’, idamın parlamentoya gelmesi demektir.” Birkaç gün önce de yine bir başka “Evet deyin lan” toplantısında suratlarının rabbiyesi kalmamış birtakım adamlar plastik urganlardan idam ilmeği yapıp salladılar ve “İdam isteriz” diye böğürdüler... Bu “Uygarlıktan ne kadar uzaklaşabiliriz” yarışının ete kemiğe bürünmesidir. İdam’ın bir cezalandırma yöntemi olarak çağdaş hukuktan kovulması ise insanlığın bir kazanımıdır. 21. yüzyılda idamı hâlâ caydırıcı bir ceza olarak gören zihniyet, “Sallandıracaksın iki üç kişiyi, bak bakalım bir daha yapabilecekler mi!” ilkelliğinin günümüzdeki kalıntısıdır. Kan kültürüdür bu ABD’de ırkçılığın yasalardan kazınsa bile bilinçlerde hâlâ yaşadığı güney eyaletlerinden kan kültürünün beşiği Asya despotizmine kadar pek çok ülkede bugünde var olması idamı ne haklı kılar, ne adil kılar ne de etkili kılar. İdamın artık tartışılması bile ayıp çağdaş bir tanımı var: İdam, devlet eliyle işlenen cinayettir... Hem de tasarlanarak yani taammüden işlenen bir cinayet. Cumhurbaşkanı’nın idam cezasını geri getirme tutkusunu (“Tutku” yerine “psikolojik bir saplantı” demek belki daha doğru olacak) referandum kampanyasına taşıması, hâlâ kararsız kalmış vicdan sahipleri için “hayır” demenin yeterli nedeni olsa gerek. Başka türlü söyleyelim: Referandumda şu ya da bu nedenle “Evet” diyecek olanlar aynı zamanda “İdam cezası geri gelsin” demiş olacaklar. Bu utancı taşıyacak vicdan sahibi bir yurttaş var mıdır dersiniz? Der Spiegel: Fırsatçılık kriz çıkardı Ankara ile Lahey arasında tırmanan kavga Avrupa çapında medya organlarının manşetlerindeydi. BBC, çoğu Avrupa ülkesinin Türkiye’den yetkililerin referandum mitinglerine neden izin vermediğini analiz ederken “Pek çok ülke Türkiye’nin temmuzdaki darbe girişimine verdiği karşılıktan ve Erdoğan yönetimi altında otoriterliğe kaymasından rahatsızlık ifade etti” dedi. Hollanda medyası krize geniş yer ayırdı. AD gazetesi “Türkiye özür talep etti ve başka eylemlerle tehdit etti” başlığı atarken Rutte’nin “Hollanda da Türkiye gibi gururlu bir ülkedir” sözlerine ayrıca yer verdi. Almanya’nın Der Spiegel dergisinin web sitesi “Fırsatçılık kriz çıkardı” başlıklı haber analizinde Hollanda’da çarşamba yapılacak seçim ile Türkiye’de 16 Nisan’da düzenlenecek referandum öncesi kavgada sertlik göstermenin iki tarafın işine geldiğini belirtti. Der Spiegel dergisi de Türkiye’yi bir yıl içinde üçüncü kez kapak konusu yaptı. Kan kırmızısı bulutların toplandığı karanlık bir Ankara manzarasının üzerine ay yıldız amblemi koyan ve “Hilal tutulması” başlığını atan dergi, “Erdoğan’ın Almanya’sı Bir bölünme hikâyesi” alt başlığını kullanarak Ankara ile yaşanan Almanya’daki miting krizinin yansımalarını haberleştirdi. Dergi “Ne tiyatro ama! Erdoğan’ın kötü niyetli yabancı güçlere var gücüyle karşı koyan güçlü adamı, Rutte’nin ise ülkesini koruyup baskılara boyun eğmeyerek güçlü adamın markajcısını oynadığı” analizini yaptı.Frankfurter Allgemeine gazetesinin Reinhard Müller imzalı “Türkiye’ye haddini bildirmek” başlıklı yorumunda “Ankara ne kadar küstahlaşırsa, Erdoğan’a sınırlarını, hukuki sınırlarını göstermek de o kadar gerekli oluyor” dedi. Die Zeit gazetesi “Erdoğan’ın kendi seçmenlerini arkasında toplayabilmesi için düşman imgesi hazır artık. Bu yüzden, cumartesi günü Erdoğan için bir bayramdı” eleştirisini getirdi. Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Türk hükümetinin iki ülke arasında yaşanan ziyaret krizi ile ilgili olarak oldukça tuhaf davrandığını savunarak, “Olayları çığrından çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar” dedi. Rutte, katıldığı bir televizyon programında, Türkiye’nin “özür dileyin” çağrısının anımsatılması üzerine “İlişkilerin yumuşatılmasından yanayız. Ama özür dileyerek değil. Deli misin?” yanıtını verdi. Rotterdam Belediye Başkanı Ahmet Abutalip de, Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosu’nun kendisini kandırmaya çalışarak, “Bakan gelmeyecek diyerek yalan söylediğini” kaydetti. Hollanda, cumartesi günü Türk seçmenlerle buluşmak üzere Rotterdam’a giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Bakan Kaya’nın inişlerine izin vermedi. Kaya, iniş izninin iptal edilmesinin ardından karayoluyla Hollanda’ya geçti. Rotterdam’daki Tür kiye Başkonsolosluğu’na gitmek isteyen Kaya’ya Hollanda polisi izin vermedi ve “persona non grata (istenmeyen kişi)” ilan etti. Bakan Kaya, Almanya’ya sınır dışı edildi. Hollanda Başbakanı Rutte, dün katıldığı bir televizyon programında yaşanan süreci değerlendirdi. “Yanlış bir filmin içine düştüm. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım” diyen Rutte, olayların çığırından çıkmasını engellemek için yoğun çaba sarf ettiğini savundu. Cumartesi günü 8 kez Başbakan Binali Yıldırım’ı aradığını anlatan Rutte, en son pazar sabahı saat 02.00’de Rotterdam’da olayların büyümesi üzerine Türk mevkidaşı ile görüştüğünü anlattı. Şantaj yaptırmayız Hollanda’nın sağduyulu taraf olacağını vurgulayan Rutte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Nazi kalıntısı” suçlamasının kabul edilemez olduğunu söy ledi. Rutte, Hollanda’daki Türklerden “Onlar Hollanda vatandaşıdır” diye söz etti. Rutte Ankara ile krize ilişkin olarak “Eğer tırmandırırlarsa buna yanıt vermek durumunda kalırız ama hafifletmek için tüm gücümüzle elimizden geleni yapacağız” dedi. Rutte, “Hollanda’nın kendisine şantaj yapılmasına izin vermeyeceğini” de kaydetti. Bakan Kaya’nın “istenmeyen kişi” ilan edilerek sınır dışı edilmesinin haklı bir davranış olarak değerlendiren Rutte, “Türk hükümetinin iddia ettiği gibi Bakan, hiçbir diplomatik dokunulmazlığa sahip değildi” değerlendirmesini yaptı. Rutte, “Herkes haddini bilsin” dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile birlikte Hollanda’ya iniş izni iptal edilen Kaya’nın istenmediğinin altını çizen Rutte, buna rağmen Türk bakanın Rotterdam’a gelmekte ısrarcı olduğunu söyledi. l Haber Merkezi Mark Rutte KM12ÖÜgPDEöAKzHLaAElLtEı, Hollanda hükümetinin diplomatik skandala neden olan uygulamalarını protesto etmek için önceki akşam Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu önünde toplanan binlerce kişiye atlı polisler ve köpekler ile müdahale eden polis, 12 kişiyi gözaltına aldı. Vatandaşlardan bazıları polis köpeklerinin saldırısına uğrarken, arbede sırasında bazı vatandaşlar aldıkları darbeyle yere düştü Olaylarda, 6 polis memurunun da yaralandığı kaydedildi. Bakan FATMA BETÜL Sayan kaya Hollanda’yı kınADI: OHAL’i sorgulayan Batı bir gecede OHAL ilan etti Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Rotterdam’daki Başkonsolosluk binasına girmesine izin verilmemesiyle ilgili olarak “Gayri insani, gayri ahlaki bir muameleyle karşı karşıya kaldık. Maslahatgüzarımız gözaltına alındı. Danışmanım, 5 kişilik ekibim gözaltına alındı. Hollandalı polisler eşliğinde Almanya sınırındaki polis merkezine götürüldük. Orada polis merkezinde 1.5 saat bekletildik. Vatandaşlarımızla kendi topraklarımız sayılan konsolosluk binasında buluşmak üzere gittim, bunun için izin almamız gerekmiyor. Bu antidemokratik bir uygulama” dedi. Türkiye’deki OHAL uygulamalarını sorgulayan Hollanda’nın bir gecede OHAL ilan ettiğini söyleyen Kaya “OHAL’i sorgulayan Batı bir gecede OHAL ilan etti” diye konuştu. Almanya’nın KölnBonn havaalanından kalkan özel uçakla dün İstanbul’a hareket eden Kaya ve beraberindeki heyet İstanbul’a geldi. Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda aralarında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AKP İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve bazı partililerce çiçeklerle karşılanan Bakan Kaya, VIP Salonu’nda basın toplantısı düzenledi ve önceki gece yaşananları anlattı. 16 Nisan Referandumuna ilişkin çalışmalarda bulunmak üzere Hollanda’ya gittiklerini anımsatan Bakan Kaya, “Diplomatik pasaporta sahip bir bakan olarak Hollanda’ya seçmenlerimizle buluşmak için gittim. Vatandaşlarımızla kendi topraklarımız sayılan Kaya, Schengen ülkelerine giremeyecek! Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya Hollanda tarafından “istenmeyen kişi” ilan edilmesi nedeniyle Schengen anlaşmasına dahil diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerine de giremeyecek. Kaya, yeniden Hollanda’ya gelmesi halinde 6 ay hapis cezasına çarptırılacak ve yeniden sınır dışı edilecek. konsolosluk binasında buluşmak üzere gittim, bunun için izin almamız gerekmiyor. Hollanda’nın içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz elbette yok” dedi. Kaya, yaşananları şu sözlerle anlattı: “Vatandaşlarımızla buluşmak üzere konsolosluğumuza gittik, 30 metre kala bizi araçlar durdurdu. Polis konsolosluk binamıza giriş yapmamıza izin vermedi. Ancak Almanya’ya onlar eşliğinde gidersek çıkmamıza izin verildi. Maslahatgüzarımız gözaltına alındı. Danışmanım, 5 kişilik ekibim gözaltına alındı. Hollandalı polisler eşliğinde Almanya sınırındaki polis merkezine götürüldük. Orada polis merkezinde 1.5 saat bekletildik.” Hollanda’nın tavrının çirkin olduğunu söyleyen Kaya, “Hollanda’da dün gece öz gürlükler askıdaydı. Bizimle buluşmak üzere gelen insanlara gayri insani müdahalede bulunuldu. Üzerilerine atlarla, köpeklerle saldırıldı. Hollanda dün gece bir günde OHAL ilan edildi” diye konuştu. Toplantıda konuşan Bakan Berat Albayrak ise Hollanda’nın tutumunu faşizanca olduğunu belirterek, “Hollanda için, Avrupa demokrasisi için bir utanç gecesi yaşandı. Demokrasinin beşiği denilen kıta uluslararası hukuku ayaklar altında çiğnedi. Faşizan bir Nazi mantığıyla değerlendirmek yeterli mi bilmiyorum ama bunu kamuoyu takdirine bırakmak gerekir. Çarşamba günü gerçekleşecek seçimlerin malzemesi olarak yorumlamak gerçekçi değildir” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet GURBETÇİLER: Kötü boşanmış ebeveynler gibi olmayın Hollanda ile yaşanan krizde Türkiye ve Hollanda’yı “kötü biçimde boşanmış ebeveynler” olarak değerlendiren Türkiye kökenli göçmenler, iki tarafa da sağduyu çağrısı yapıyor: “Sizin kavganız bizim huzurumuzu bozuyor. Türkiye babamız, seviyoruz ama Hollanda’da anamız. Geleceğimiz burada. Lütfen her fırsatta bizi kullanmaktan vazgeçin!” Avrupalı Türklerin çoğu Ankara’nın 16 Nisan’a kadar gerilim politikasını sürdüreceği görüşünde. Krizin kazananı ise Hollanda Başbakanı Rutte oldu. 15 Mart’ta 13 milyon Hollandalı, yeni meclis üyelerini belirlemek için sandığa gidecek. Kamuoyu yoklamalarına göre, Geert Wilders liderliğindeki göçmen ve İslam karşıtı politikalarıyla bilinen aşırı sağcı Özgürlük Partisi önde görünüyordu. Son hafta yapılan televizyon tartışmalarına Wilders’in katılmama kararı alması, Rutte ile arasındaki farkın azalmasına yol açtı. Hollanda medyasına göre, Türkiye ile kriz, “Rutte’nin yelkenini şişirdi.” Bu nedenle çarşambaya kadar Hollanda krizin yatışmasını istemiyor. Hollanda hükümet yetkililerinin, Türkiye’nin “özür” talebini reddetmesi de bunun göstergesi olarak yorumlanıyor. l AMSTERDAM / Cumhuriyet Avrupa Konseyi’nden diyalog çağrısı geldi Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, bazı AB ülkeleri ile Türkiye arasında son günlerde yaşanan gerginlikle ilgili diyalog çağrısında bulundu. Jagland yaptığı yazılı açıklamada, “Bu durum artık demokrasi ve diplomasiye zarar veriyor. Bu gerginliğin daha fazla tırmanmasına izin veremeyiz” dedi. “Yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan bütün Türkiye vatandaşlarına anayasa değişikliği konusunda yeterli bir şekilde bilgilenme fırsatı verilmesi gerekirken referandum kampanyası açık, kapsamlı ve adil olmalı” diye ekleyen Jagland, yurtdışındaki kampanyalar için Türk yetkililerin yabancı mevkidaşlarıyla yakın işbirliği için olması gerektiğini belirtti. Trump Erdoğan’a gelme demiş! Yeni ABD Başkanı Donald Trump ile ilk fırsatta gö rüşmek istediğini birçok defa açıklayan Cumhurbaşkanı Tay yip Erdoğan, referandum öncesinde Washington’dan bek Trump lediği daveti alamadığını belirtti. Erdoğan, “Yeni ABD yönetimiyle görüşme referan dum sonrasına mı kaldı? Rakka konusun da bir gelişme var mı” sorusuna şöyle ya nıt verdi: “ABD’de, seçimlere 60 gün kala o ülkelerden gelen siyasetçilerle özel gö rüşmeler yapmama gibi bir teamülleri ol duğunu aktardılar. Ondan dolayı da gö rüşmenin nisandaki halkoylamasından sonraya kalacağı izlenimi edindik.” Rasmussen ziyaretin ertelenmesini istedi Danimarka Başbakanı Lars Lokke Rasmussen, Başbakan Binali Yıldırım’dan 20 Mart’ta ülkeye yapacağı ziyareti ertelemesini isterken Türkiye ile Hollanda arasındaki son krizi gerekçe gösterdi. “Türkiye’nin Hollanda’ya yönelik son saldırılarının ışığında bu ziyaret gerçekleşemez. O yüzden Türk mevkidaşıma ertelemesini tavsiye ettim” diyen Danimarka Başbakanı, “Normal şartlarda Yıldırım’ı ağırlamak bir zevk olurdu, kendisiyle 10 Aralık’ta Ankara’da dürüst ve yapıcı bir diyaloğumuz olmuştu” diye ekledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle