20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 13 Mart 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber/yorum 13 134 gündür özgürlüğünden yoksun... Asıl uzaklaşan AKP iktidarı epey bir süredir bu ülkeyi Avrupa BirliğiAB tam üyeliğinden uzaklaştırmak için her şeyi yapıyor. Günlük toz dumanın ötesinde bakılırsa kolayca görülür ki gerçekte uzaklaşılan tam üyelik değil, temel insan haklarıdır. Sorumlusun, gelme! AKP, Türkiye’yi AB’de geçerli temel insan hakları değerlerinden adım, adım uzaklaştırıyor. Hiç bıkmadan yinelenmeli; o değerler, en başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere, insan hak ve özgürlükleridir; hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüdür; yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır; basın özgürlüğüdür; üniversite özerkliğidir; idamı insanlık suçu sayan anlayıştır; devletin, mal ve hizmet alımlarının herkese açık, yarışmacı ihalelerle yapılması kuralıdır; çağdaş eğitimdir; bilimdir. Eveleyip, gevelemeye hiç gerek yok. AKP’nin bir türlü benimseyemediği ve dahası şu sıradaki büyük siyasal dönüşümün halkoyuna götürüldüğü sırada bile konuşulmayan; konuşulmasına olanak tanınmayan bu değerlerdir! Üstelik AKP AB’nin sahip olduğu bu evrensel değerlerin bu topraklarda da yerleşeceği sözünü vererek 2002’de işbaşına geldi. Sonra özgürlükleri ezdi; eziyor. AB’nin son yıllardaki yıllık ilerleme raporlarının tamamında Türkiye’nin hukuk ve özgürlük alanlarındaki gerilemeleri örnekleriyle ve sürekli olarak dile getiriliyor. O raporlara ve AB’den gelen diğer ısrarlı çağrılara karşın, bu ülkede hak ve özgürlüklerin durumu giderek kötüleşiyor. Denetlenmeyen siyasi güçlerden geçmişte birden çok sayıda yıkım yaşayan Avrupa, Türkiye’yi uyarıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı, iktidar ortak kabul etmez diye dayatıyor. Daha anayasa değişikliği oylaması yapılmadan, bir yargı kararı olmadan insanlar aylarca hapis tutuluyor; işten çıkarmalar sürüyor, mala, mülke ve pasaportlara el koymalar devam ediyor. Evet hayır çalışmaları eşit koşullarda yapılmıyor; milletvekilleri bile konuşturulmuyor. Türkiye’de demokratik değerlerin çöküşünün bir tek sorumlusu vardır: AKP iktidarı. Son zamanlardaki Türkiye karşıtı tutumları nedeniyle Almanya, Hollanda vb. elbette eleştirilmelidir. Ancak Avrupa tutumu eleştirilirken AKP’nin bu ülkede demokrasinin temel değerlerini, hak ve özgürlükleri yok edici tutumu da, en az aynı kararlılıkla, eleştirilmeli; daha da önemlisi eleştirilebilmelidir. Kimler ister? Avrupa’da genellikle solcu şemsiyesi altında toplanabilecek siyasetçiler Türkiye’nin tam üyeliğine sıcak bakar. Nitekim AKP iktidarının ilk yıllarında o coşkulu yakınlaşma, Almanya’da bir sosyal demokratın (Shröder) başbakanlığı zamanında, üstelik onunla sarmaşdolaş olunarak yaşandı. Bugün ise Türkiye’nin Meclis’te bulunan partileri, yöneticileri ve milletvekillerinin birçoğu hapsedilen HDP bir tarafa, Avrupa’ya ders vermek üzere bütünleşmiş bulunuyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda birleşemeyen, iktidarı ve muhalefetiyle ana akım siyasetin Avrupa karşıtlığında tek yumruk kesilmesi, karşılıklı ilişkilerde yepyeni ve değişik nitelikte bir dönemin başlayacağı anlamına gelir. Çünkü Avrupa demokratlarının bu ülkede işbirliği yapabileceği siyasal yapı kalmıyor. Bu gelişme Türkiye’nin insan hakları savunucuları, özgürlükçüleri ve demokratları için, hiç ama hiç, olumlu değildir. Çünkü Türkiye’nin bu şekilde kopuşu, tek başına AB üyeliği ya da coğrafya konusu değildir; gerçekte temel insan hak ve özgürlüklerinden kopuştur. Bu nedenle de halkoylamasında hayır denilmelidir. Eğer hayır denilmezse idam cezasına giden yol da açılacak ve böylece evrensel insan hakları değerlerinin son ilmiği de kesilecektir. 13 MART 2017 SAYI: 33395 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.47 05.33 05.57 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.12 13.21 16.37 06.57 13.05 16.22 07.19 13.28 16.46 Akşam 19.16 19.01 19.24 Yatsı 20.35 20.18 20.40 Gazi kurbanları unutulmadıKAH2YA2BYEKATİTŞMIİNİŞI Tİ Gazi olaylarının 22. yıldönümünde anma yapmak isteyen ailelere polis biber gazı ile müdahale etti, 6 kişi gözaltına alındı ALİ AÇAR Gazi olaylarında yaşamını yitirenler, katliamın 22.yılında Gazi Mahallesi’nde düzenlenen iki ayrı yürüyüş ile anıldı. Aralarında ailelerin de bulunduğu gruba müdahale eden polis, 6 kişiyi gözaltına aldı. Gazi Mahallesi’nde ölenleri anmak amacıyla düzenlenecek yürüyüş öncesinde polis, sabah saatlerinden itibaren bölgede yoğun güvenlik önlemleri aldı. Gazi Mahallesi’ne giden araçlar özel harekât polisleri ve sivil polisler tarafından tek tek kontrol edildikten sonra geçişine izin verildi. Gazi Cemevi önünde aralarında yakınlarını kaybeden ailelerin de bulunduğu bir grup, “Gazi ve Ümraniye katliamını unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankart açarak olayların başladığı eski karakol binası önüne doğru yürüyüşe geçti. Grubun önü çok sayıda TOMA ve zırhlı araçlarla kesildi. Polis aracından grubun içinde yasadışı pankart olduğu gerekçesiyle yürüyüşe izin verilmeyeceği belirtildi. Pir Sultan Kültür Derneği’nin pankartının yasadışı olmadığını söyleyen aileler pankartı göstererek yürüyüşe geçti. Eski karakol binasının önüne gelindiğinde saygı duruşunda bulunan gruptakiler, olay yerine kırmızı karanfil bıraktı. ‘Sorumlular cezalandırılsın’ Aileler adına basın açıklamasını okuyan Sezgin Engin’in kardeşi Ergin Engin “22 yıl önce eli kanlı katillerin amacı halkı birbirine kırdırmak suretiyle AleviSünni çatışması yaratmaktı. Amaç Gazi’de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm devrimci demokrat halka gözdağı vermekti. Gazi olaylarını planlayan ve organize edenlerin bulu narak cezalandırılmasını istiyoruz” dedi. Açıklamanın ardından mezarlığa doğru yürüyüşe geçen gruba polis bir anda basınçlı su ve biber gazı ile müdahale ettti. Atılan gazdan çok sayıda kişi etkilenirken, polis ara sokaklara dağılan gruptan 6 Alevi örgütleri ayrı yürüdü Gazi Cemevi, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Garip Dede Kültür ve Cemevi Derneği, Demokratik Alevi Dernekleri, HDP ve çeşitli siyasi kurumranı temsilcileri de Gazi Cemevi önünde “İnsanlığa karşı işlenen katliamları kınıyoruz” yazılı pankart açarak eski karakol binası önüne yürüdü. Buraya karanfil bırakan grup daha sonra çeşitli sloganlar atarak Gazi Mezarlığı’na yürüdü ve basın açıklaması yaparak dağıldı. kişiyi gözatına alarak emniyete götürdü. Aileler polisin müdahalesine tepki göstererek bir süre sonra yeniden toplanarak mezarlığa yürüdü. Burada yakınlarının mezarlarına karanfil bırakan aileler kısa bir açıklama yaptıktan sonra dağıldı. l İSTANBUL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ‘Belki biraz sevgi verebilirsin …’ 5Mart 2017 Pazar günü, hayatımın 75 yılı geride kalacaktı. 2013 yılında, TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nın onur konuğu ve yazarı seçilmem nedeniyle sevgili Enver Ercan tarafından hazırlanan o unutulmaz “Benim Külrengi Zamanlarım” başlıklı kitap için hazırladığım giriş yazısında, hayatımın başlangıcına ait şu notu düşmüştüm: “5 Mart 1942 gecesi saat 23.15’te, İzmir’in Alsancak semtindeki Memleket Hastanesi’nde, çok ‘soylu’ bir ailenin soysuz oğlu olarak doğdum. – Sonradan hep sevgi soyundan gelmem, belki de bundandır. Küçük yaştan itibaren sağıma soluma bakınıp, bana sevgi verecek bir soy bulamayınca, ben de kendime doğrudan sevgiyi soy edindim…” Enver Ercan, fuar kitabı baskıya girmezden önce telefon edip: “Bu satırları yayımlatmak istediğinden emin misin abi” diye sormuştu. Belki de her zamanki inceliği ile, kendime haksızlık yapmamdan korkmuştu. Oysa, çok emindim. Daha çocuk denilebilecek yaşlarında annesi ve babası tarafından sırtına defalarca: “Eğer sen doğmasaydın, biz çoktan boşanmış olacaktık!” sözleri ile yanlış bir evliliğin sorumluluğu yüklenmek istenmiş bir yetişkinin ağzından ancak bunlar çıkabilirdi. Kısacası, bugüne kadar hayatın geçtiğim bütün yollarında yukarıdaki anlamda bir “sevgi soysuzu” kimliği ile dolanmaktan hiç çekinmedim. Ama zamanında verilmemiş sevgileri sonradan arama tiryakiliğinden de hiç vazgeçmedim… Sevgi bulmak için, önce onu vermeyi öğrenmek… Günlerden bir gün, yine sevgiyi nereden bulabileceğim sorusu üzerinde kafa patlatırken, sanırım 19. yüzyıl öncesinde yaşamış bir İngiliz şairin şu dizeleri ile karşılaştım: “İnsanları değiştiremezsin. / Sadece onlara biraz sevgi verebilir ve / Almalarını umut edebilirsin…” Tamamdı. Sevgi bulabilmenin en güvenilir yolu, önce onu vermeyi öğrenmekti. Hem de sonunda eline ne geçeceğinın hesabını önceden yapmaya kalkışmaksızın. Çünkü böyle bir hesaba erken kalkışan, sonunda kendini nice umarsız düş kırıklıklarının uçurumlarında da bulabilirdi! 5 Mart 2017, yani hayatımın 75 yılının geride kalacağı gün, böyle bir atmosferde geldi. O gün benim için özeldi. Çünkü sevgi arayışları ile tıka basa dolu geçmiş üç çeyrek yüzyılı geride bırakmak kolay değildi. O yüzden kafamda kendimce bazı planlar vardı. Ama hiçbiri gerçekleşemedi. Onların yerine, adeta retrospektif bir sevgi sergisinin tüm canlılığı ile, sevginin KENDİSİ geldi. 28 Şubat günü öğlene doğru geçirdiğim çok şiddetli bir kalp krizi ile birlikte, bilincimi tümüyle yitirdiğim iki günün ardından, kendimi sevginin bütün yaşları ve türleri ile donatılmış bir sevgi şöleninde buldum. Hocalık ile geçen elli yılımda açmış bütün çiçekler; yirmi, otuz, kırk yıl önceki bütün öğrencilerim; anıları ile beni hep çoğaltmış bütün sevdiklerim hepsi, ama hepsi, önce hastane odasını, ardından da evimi doldurarak benimleydiler. Üç yıl önce kurduğum Kültür Atölyesi’nin bütün üyeleri ise, sanki Goethe’nin: “Sevgi, insanoğlunun içinde yaşayabileceği tek iklimdir!” deyişini bir kez daha ölümsüz kılmak peşindeydiler. Ne demişti alıntıladığım o şair? “İnsanları değiştiremezsin. / Sadece onlara biraz sevgi verebilir ve / Almalarını umut edebilirsin…” Ben vermiştim. Ve, almışlardı! ÇİZGİLİK KAMİL [email protected] PARLAMENTO MUHABİRLERİ DERNEĞİ ‘Kalemler yazamaz hale getiriliyor’ Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) 32. Olağan Genel Kurulu’nu Ankara Sanayi Odası’nda gerçekleştirdi. Genel kurulda konuşan genel başkan Köksel Bozkurt, bugünlerin basın emekçileri adına hiç de iç acıcı noktada olmadığını ifade etti. Gerçekleri eğmeden, bükmeden bildirme sorumlulukları olduğunu belirten Bozkurt, bugün bu ilkeden hızla uzaklaşan bir medya yapısına, bunu zorlayan bir siyasal anlayışa tanıklık edildiğini vurguladı. ‘Sansür tehlikeli boyutlarda’ Bozkurt, “Basın ve ifade özgürlüğünün sınırları ne kadar genişletilirse, demokrasi de o derece korunabilir. Haberleşme özgürlüğüne yönelik tehditler artarak sürüyor. Baskılar arttıkça bazı meslektaşlarımız zarar görüyor, bazıları işini kaybediyor, kalemler yazamaz hale getiriliyor. Dünyada düşünce ve basın özgürlüğü konusunda çalışmalar yapan kuruluşların değerlendirmelerinde listenin en alt sıralarında yer tutuyoruz. Sansür ve otosansür tehlikesi kaygı verici boyutlarda” diye konuştu. Tek listenin aday olduğu seçimlerde mevcut genel başkan Köksel Bozkurt yeniden seçildi. Yönetim Kurulu’nda Tülay Ağaoğlu, Nagehan Akbulut Varol, Emine Kaplan, Yurdagül Şimşek, İbrahim Gündüz ve Murat Şahin bulunuyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle