05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Lâle Müldür kitaplarını imzalıyor Geçen ay Yapı Kredi Yayınları tarafından son şiir kitabı “Kuzey Defterleri” yayımlanan Lâle Müldür, bugün 14.0016.00 saatleri arasında İstanbul Beyoğlu’ndaki Mephisto’da kitaplarını imzalayacak. Adres: Kuloğlu Mh. İstiklal Cd. No:125, 34435 Beyoğlu/İstanbul Cumartesi 25 Şubat 2017 EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bursa’da Murat Özyaşar söyleşisi “Ayna Çarpması” adlı kitabıyla Haldun Taner Öykü Ödülü ve Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü alan Murat Özyaşar, 28 Şubat Salı akşamı 19.00’da, Akkılıç Kütüphanesi’nde Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği ‘Edebî Kazılar’ söyleşilerinin konuğu olacak. [email protected] 15 ‘Batı’ya dönmemiz lazım bizim Doğu’da işimiz yok’ Yeni albümü ‘Spring Water’ı piyasaya çıkaran Kerem Görsev ile caz, doğa ve memleket meseleleri üzerine konuştuk EMRAH KOLUKISA Günler sonra güneşin ilk kez yüzünü gösterdiği bir günde çalıyorum Kerem Görsev’in Emirgân’daki evinin kapısını. En son 2011 sonlarında geldiğimi anımsıyorum buraya. Daha da ilginci, biz aslında 30 yıl önce bir yaz boyu aynı yerde çalışmıştık. Bodrum’da yeni açılan bir otelde ben henüz lise mezunu bir resepsiyon görevlisiydim, Kerem Görsev de belli akşamlar otelde caz çalan, benim uzaktan hayranlıkla dinlediğim bir müzisyen. Bunu hatırlattığımda çok şaşırıyor önce ve seviniyor da: “Ama o zamanlar da hep caz çalardım, hatırlıyorsun” diyor. Biraz eski günleri yâd ettikten sonra efsane müzisyenlerle, Joe LaBarbera, Darek Oles gibi isimlerle çalıştığı son albümüne geliyoruz. n İlk albümünüzü 1994’te, bundan 23 yıl önce yayımladınız. Şimdi “Spring Water” geldi, son albümünüz. 23 yılda bu çıkardığınız 17. albüm. Bak piyanonun üstün de yeni notalar var. Onlar ne biliyor musun? 2019’da gidip yapacağım projenin notaları. Alan Broadbent, biliyorsun, kaç tane Grammy’si var, dünyanın en iyi piyanistlerinden, olağanüstü bir aranjör, yine onunla yapacağım. Bestelerin hepsi benim, yolladım ona, yazdı ve hazır. Adı da “Olive Tree” (Zeytin Ağacı) olacak. Benim bazı zeytin ağaçlarım var, Kemikler köyünde. Bodrum havaalanına 4 kilometre uzaklıkta bir yer. Tepede bir dağ köyü, orada benim 300 yıllık zeytinlerim var. Onlara sarılıp öpüyorum böyle. Bugün Hatay ve çevresinde Doğu Roma’dan kalma 15002000 yıllık zeytinler var. Neler görmüş onlar. Ben de sabahları kendi zeytinyağıma banıyorum ekmeğimi, o bana yetiyor işte. n Doğa sizin albümlerinize hep sızıyor bir yer lerden. Çünkü doğadan geldik. Sonra da zaten toprağa geçeceğiz. Ben yaşanmışlıklardan ve tabiat olaylarından çok etkilenirim. Bizi yöneten zaten tabiat olayları. Beni de mesela şun lar da yönetiyor. (Köpeği Misty’yi gösteriyor) 40 yıldır köpeklerim var benim. Ya ni dünya bizi var etti, yine o yok edecek. Ona şefkatli davranmalıyız. n Bir de Soma ile ilgili bir parça var albümde. “Requiem For Soma” (Soma’ya Ağıt). Olay olduğunda ben evdeydim. Bu haberi gördüm, dellendim. Çok yaraladı beni o olay ve bu müziği yazmaya başladım. Bitirdim ve geceleyin de Alan’ı aradım, “Bak” dedim, “böyle bir felaket oldu. Bir Ağıt yazdım”. “Bunu büyük orkestraya yaz” dedim ama ne zaman kaydedeceğimi bilmiyordum, içimden geldi yazdım. ‘Kalbine gelen hançer...’ n Memleket ahvali nasıl yansıyor size? Tüm bu terör olayları, kutuplaşma, başkanlık referandumu gibi tartışmalar ruhunuzu sıkıyor mu? Sıkmaz mı? Bu işler nasıl bitecek bilemiyorum. Biz mutlu olmak istiyoruz, hepsi o. Kavgasız gürültüsüz, itişsiz kakışsız, birbirine hakaret etmeyen... Mesela üniversiteden bu entelektüel insanların çıkartılması eğitimi çok geriletir. Düzelmesi lazım bunların. Türkiye’nin göğsünü, Atatürk’ün de söylediği gibi, Batı’ya dönmesi lazım. Doğu’da işimiz yok bizim. Biz doğuya sırtımızı dönüyoruz, sırtımızdan hançerliyorlar bizi. Biz şimdi bir de doğuya göğsümüzü dönüyoruz. Ama kalbine gelen bir hançer öldürür insanı. n Baskı ortamı hep vardı değil mi ama bir yandan da? 1980’de de yaşadık bunları. 12 Mart’ta falan da oldu bunlar. Benim babam da yazar çizer takımındandı, Kerem Görsev ve yanından hiç ayrılmayan Misty gelir polisler evden alırlardı, götürürlerdi. Evin içindeki piyanoya annem Karl Marx kitaplarını saklardı. Polisler gelince mahalleye utanırdık biz, halbuki utanacak bir şey değilmiş bu. Benim babam fikir suçlusuymuş, söylediklerinden, yazdıklarından yargılanan bir insanmış. Ne adam öldürmüş, ne birine tecavüz etmiş... Böyle üzücü süreçlerden geçtikten sonra, inşallah diyoruz bu ülke temiz, saf, gönlü, kalbi, zihni Batı’ya bakan, modern bir ülke olsun. ‘18’lik milletvekili olmaz’ n Bir yandan da olası bir rejim değişikliği söz konusu. Ben inanmıyorum ona. İmkânı ihtimali yok, olmaz. Bunların hepsi gelip geçici. Bu parti 15 sene kaldı, üç sene daha kalır, sonra öteki gelir... ANAP da öyle olmadı mı? Çok güçlüydü başta, sonra yıllar içinde eridi gitti. Sosyal demokratların ben bir gün tek başına iktidar olacaklarına inanıyorum. n Yani referandumdan “hayır” mı çıkacak sizce? Valla bir kere çok rahat rahat “evet” çıkmaz. Bir de mesela 18 yaşında milletvekili olma meselesi var... Ne olacak yani okulunu mu bırakacak bu çocuk? Uzaktan kumandalı robot gibi, biat edecek adam mı olacak bunlar? Olmaz. 18 yaşında hâlâ bir çocuktur bu insan. Eğitimi yok, kişiliği oturmamış. Buna ‘hayır’ diyorum ben. ‘Cazcı kirasını bile ödeyemez’ n Bugün bir caz müzisyeni sadece müzik yaparak Türkiye’de hayatını rahatça kazanabilir mi? Dürüstçe söyleyeyim, evinin kirasını bile ödeyemez. Çalacak da kulüplerde, 100 200 lira alacak. Ayrıca kulüp mü kaldı? Bir Nardis var işte, o da herkesi destekliyor, açılalı da 1617 sene oldu, başka caz kulübü falan yok. Caz kulübü açmak modaydı bir ara. Onlardan uzak durmak lazım. Yürütmek çok zor bir caz kulübünü. Caz müzisyeni olmak da çok meşakkatli, zor bir iş. İnanıp da arkasında durduğun zaman, yaşıyorsun. İşin gerçeği bu. n Siz de bir ara bir kulüp açmamış mıydınız? Evet vardı benim, ama bin pişman oldum. Ticaret benim işim değil. Caz ne biliyor musun esasında? Siyasi partilerden örnek verirsek, caz bir Yeşiller Partisi. Çok azdır dinleyicisi ama hep iyi dinleyicisi vardır. Kalbi temiz, entelektüel seviyesi yüksek. İnsancıl olan, doğa ve hayvan sevgisi olan... Caz ve klasik müzik dinleyicisi böyledir. Bu topluluğun çok artmasına ihtiyacımız var. Vehbi Koç Vakfı Ödülü Zeynep Ahunbay’ın Vehbi Koç Vakfı Ödülü Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’a verildi. Ahunbay, “Kültür mirasını insanlardan ve doğadan korumak zorundayız” diyor Bu yıl kültür alanında verilen Vehbi Koç Vakfı Ödülü, kültürel ve tarihi miras alanında ekol oluşturan katkıları sebebiyle Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’a verildi. İş Sanat’ta düzenlenen törende ödülünü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un elinden alan Ahunbay yaptığı konuşmada “Kültür mirasını koruma alanında daha çok insan çalışmalı” dedi. ‘İsimsiz kahramanlar’ Ömer M. Koç, açış konuşmasında Türkiye’nin tüm dünyada kültürel miras dendiğinde ilk akla gelen ülkeler arasında gösterildiğinin altını çizdi ve “Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları da bu toprakları kendi eserleriyle bezemeye devam etmiş. Osmanlı’nın son dönemlerinde, bazen iktisadi, bazen kültürel sebeplerden dolayı bu mirasa tümüyle sahip çıkmakta zorlanmışız” diyerek sonrasında Cumhuriyet döneminde yapılan önemli atılımlara vurgu yaptı. Ömer M. Koç konuşmasına şöyle devam etti: “Yüzlerce akademisyen geçmişin izini büyük bir titizlikle sürüyor ve aynı titizlikle belgeliyor. Buna rağmen saygısızca yapılmış restorasyonlar, kültürel ve tarihi mirasın derinliğine ve bütünlüğüne karşı yıkıcı müdahaleler gibi can sıkıcı haberler de duymuyor değiliz. Kendi adına konuşma imkânı olmayan bir abideyi, bir tarihi eseri, çok önemli bir ko leksiyonu, bazen bir akademisyen, bazen bir bürokrat, bazen bir vatandaş cansiperane korumaya çalışıyor. Ne yazık ki bu isimsiz kahramanlar her zaman muvaffak olamıyorlar. Bugün Vehbi Koç Ödülü’nü alacak kişi bu isimsiz kahramanlardan birisi. Kendisine haksızlık yaptığımı düşünmeyin. Alanında tüm dünyada tanınan hocamızın adını pek çoğumuz daha önce duymamış olabi liriz.” Bu sözlerin ardından Ömer M. Koç bu yılki ödülün Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’a verildiğini duyurdu ve Ahunbay hakkında hazırlanmış bir filmin gösterimine geçildi. ‘Kültür mirası insanlığındır’ Prof. Dr. Ahunbay filmde yer alan röportajında, “Kültür mirası dendiğinde insanlığın mirasından söz edi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ödülünü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un elinden aldı yoruz. Bu insanlık mirası; Hindistan’da, Peru’da veya Kuzey Kutbu’nda olabilir. Hepsi insanlıktan bir izdir. Kültür mirası için bir çalışma yapmak bir onur. Mesleğimi severek yaptım. Gerçi çok zorluklar da yaşandı. Kayıplar olması da çok üzücü. Birçok anıt savaşta yıkılıyor. Onları ayağa kaldırdığınız zaman da aynı olmuyor. Çatışmalar şu anda da tüm dünyada devam ediyor. Halep Kalesi’nin kapısının yıkıldığını görmek beni çok sarsmıştı. Onun gibi birçok başka önemli anıt birdenbire bir terör örgütü tarafından parçalanabiliyor. Hiçbir insani duygu yok. Kültür mirasını hem insanlara hem de doğaya karşı korumak zorundayız.” Ahunbay’ın bu sözleri sarf ederken gözyaşlarını tutamadığı dikkatlerden kaçmadı. Filmin ardından sahneye gelerek alkışlar eşliğinde ödülünü alan Zeynep Ahunbay, kısa bir de konuşma yaptı. Konuşmasında 40 yılı aşkın bir süredir koruma alanında çalıştığını ve hocası Doğan Kuban’a çok şey borçlu olduğunu vurgulayan Zeynep Ahunbay, “Kültürel mirası koruma alanında daha çok, nitelikli ve üstün yetenekli öğrencilerin çalışması gerekir. Biz de hep bu öğrencileri bu alanda çalışmaya teşvik ettik. Bu yüzden bu ödülü de sadece bana değil, kültürel mirası koruma alanında çalışan herkese verilmiş kabul ediyor ve çok teşekkür ediyorum” dedi. Eskişehir’i Küçük Prens’ler basacak Şair, eğitimci ve Küçük Prens Müze Girişimi üyesi Ali Lidar’ın düzenlediği “Küçük Prens” sergisi 11 Şubat’ta Eskişehir’deki Adımlar Sanat’ta açılacak. Bir ay sürecek sergide pek çok dilde yayımlanmış Küçük Prens kitapları ve objeleri yer alacak. Yıldıray Lise ve Mehmet Sobacı’nın koleksiyonlarından toplam 450 Küçük Prens kitabının gösterileceği sergide 1943’te basılan ilk İngilizce ve Fransızca baskılar, 1953’te Türkçede ilk kez basılan üç farklı kitap, 172 farklı Türkçe baskı, 10 kuruş büyüklüğünde mini kitaplar, sadece aynadan okunan bir kitap, Mors al fabesinde basılmış kitaplar gibi pek çok edisyon incelenebilecek. Sergide kitabın yazarı Exupery’nin tüm çizimlerini bir araya getiren Desenler kitabını incelemek de mümkün olacak. Sergi kapsamında İthaki Yayıncılık’la işbirliği yapılarak, köy okullarına Küçük Prens gönderilmesi de sağlandı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle