03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 17 Şubat 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 11 Kardeşim, Bu kelimeyle başlamayı tercih ediyorum zira seni iyi tanıyanlar bu kelimenin Murat Sabuncu’daki karşılığını çok iyi bilirler. Bir insanın karşısındakine ne denli yürekten “Kardeşim” diyebildiğinin en güzel örneğidir... Tam 106 gün geçti. Bebek Kahve’de 106 gündür “Günaydın Kardeşim” diye karşılayan gülen yüzünü görememenin bende yarattığı, yeri hiç doldurulamayan bir boşluk! Bize böyle öğretmemişlerdi “Doğa boşluk kaldırmaz” demişlerdi. Ama tam 106 gündür her sabah Bebek Kahve’den... bir yanım buruk, eksik ve kırık. Bir dostun gülen yüzünün eksikliği, ne durumda olduğunu bilememenin kırgınlığı, elinden bir şey gelmemesinin ezikliği... İçimdeki boşluğa her bakmaya çalıştığımda elimde bir ayna... Bakıyorum, baktığım aynada herhangi bir şey göremiyorum. Tamam kendi aksimi göre miyorum ama başka hiçbir nesne de görünmüyor; boş bir duvara bakar gibi oluyorum. İçimdeki boşluk korkutuyor beni, dehşete sokuyor. Ama eminim bu boşluk kısa zamanda pek çok şeyin dönüşüyle dolacak, senin de dönüşünle dolacak ve bir doğa kanunu bir kez daha ispatlanmış olacak. Ben eminim. Ne demişti Michel Foucault: “Nerede iktidar varsa, orada iktidara karşı direniş de vardır.” Sevgiyle kal kardeşim... Ankara’da yeni Yargı bağımsızlığından ifade özgürlüğüne, hukukun üstünlüğü ilkesinden örgütlenme haklarına kadar her alanda seviye kaybeden Türkiye, eski söylemlerinden vaz bir şey yok geçmedi. Ankara, Avrupa Kon seyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks’in “medya ve ifade özgürlüğü ile ilgili durumdaki kötü leşmenin boyutu ve hızının son derece endişe verici olduğunu” belirttiği ve bunun yargı bağım Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Muiznieks’in eleştirilerine bilinen söylemlerle yanıt veren Türkiye, medya ve ifade özgürlüğünü korumak için attığı adımları sıralayamadı sızlığıyla doğrudan DUYGU GÜVENÇ ilgili olduğuna işaret ettiği raporuna bildik söylemler le yanıt verdi. Muiznieks’in yargı bağımsızlığına yönelik eleştiri lerine iletilen yanıtta “temelsiz, yıkıcı ve gerçek olmayan saldı rılara karşı mahkemeler korun malıdır” denildi. Avrupa Yargı Konseyleri Ağı’nda HSYK’nin üyeliğinin as kıya alındığı, Uluslararası Ceza Mahkemeleri Mekanizması’nın Türkiye’yi taahhütlerine uyarak tutuklu bulunan hâkim Aydın Se fa Akay’ı serbest bırakmaya ça ğırdığı, Venedik Komisyonu’nun OHAL’de alınan tedbirlerde çok ileri gittiğini tespit eden rapor larına karşın, Türkiye’nin yanı tında yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının anayasa ile ga ranti altında olduğu savunuldu. Türkiye’nin rapora dair izlenim lerinde “İfade ve basın özgürlü ğü Türkiye demokrasisinin te mel taşıdır” denilirken anaya sanın bunu garanti altına aldığı savunuldu. Onun görevi değil bağlılığının tekrarlandığı yanıtta, Komiser’in gazetecilerle ilgili “basmakalıp” dediği eleştiriler tekrarlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ElArab gazetesine verdiği röportajda savunduğu “Türkiye’de basın özgürlüğü, Batı’daki pek çok ülkeden fazla” iddialarına Türkiye’nin resmi yanıtında yer verilmedi. Onun yerine gazeteciler için “yasal olmayan ve silahlı terörist bir örgüte üye olma” iddiaları tekrarlandı. Türkiye, Komiser’in tam da eleştirdiği basmakalıp ifadeleri tekrarlayarak “Bu soruşturmalar gazetecilik faaliyetleriyle ilgili değil” dedi. 150’den fazla basın kurumunun OHAL sürecinde kapatıldığına dikkat çeken Muiznieks’e, “20 basın kuruluşunun yeniden açıldığını” belirterek yanıt veren Ankara, binlercesi kapatılan kurumlardan 300’ünün açıldığını, 31 bin kamu görevlisinin göreve döndüğünü bildirdi. OHAL ile birlikte işinden olanlar için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı iptal edilmesine karşın, Türkiye yanıtında ERDOĞAN’DAN PEMBE TABLO: Türkiye’de basın Batı’dan özgür Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi konumundayken Cumhurbaşkanı Tay hiçbir problemimiz yok.” Bunun üzerine El Arap muhabi ri, “Türkiye’de medya özgürlüğü “Konsey’in her raporu olduğu gibi Muiznieks’in raporu da Ankara ile 3 hafta önce paylaşıldı ancak Türkiye yanıtını raporun yayımlanmasının hemen ardından verdi. Türkiye’nin 10 başlık altında toplanan yanıtlarında Komiser’e sitem dikkat çekti. Muiznieks’in memorandumunun daha yapıcı olmasını beklediğini belirten Türkiye’nin yanıtında Sulh Ceza Mahkemeleri’nin “yargı tacizinin” bir aracı olarak kullanıldığı iddialarına yanıt “Bir üye ülkenin yargı makamlarını ve ulusal mevzuatını yargı taciz aracı olarak tanımlamak onun görev alanının dışındadır” denildi. Aynı yanıtlar bunun var olduğunu savundu. Komiser’in Türkiye’nin hiç kabul etmediğini söylediği internet yavaşlatma uygulamalarına ise yine yanıt verilmedi. Erdoğan savunması Muiznieks, Ceza Yasası’nda Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen 299’ncu madde ye işaret etmiş ve AYM’nin bu maddeyle ilgili verdiği “ifade özgürlüğünün temeline dokunmadığı ve anayasaya aykırı olmadığı” yönündeki kararını eleştirmişti. Türkiye ise yanıtında AYM’nin bu kararına işaret etti. Benzer yasaların yip Erdoğan “Türkiye’deki basın özgürlüğünün Batılı ülkelerden fazla olduğunu” ileri sürdü. Körfez turunun son durağı Katar’da El Arap gazetesine röportaj veren Erdoğan, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskılara getirilen eleştirilere şu yanıtı verdi: “Türkiye’de muhalif partiler, Meclis’te temsil edildikleri gibi televizyonlar ve çok sayıda gazete aracılığıyla hükümeti doğrudan eleştirebiliyor. Terörle bağlantısı olan ve terör propagandası yapan bazı yayın organları kapatılmıştır. Batı’da bir televizyon ya da gazetenin gerek maddi, gerek içerik, gerek eğilimler açısından Kaide’yle bağlantılı olduğu ortaya çıksa ne olur? Basın özgürlüğü adına, Kaide destekçileri ya da üyeleri hakkında hukuki işlem yapılmaması mümkün mü? nün olduğunu mu söylüyorsunuz” diye sorunca, Erdoğan şöyle devam etti: “Elbette, Batı ülkelerinden çok daha fazla var. Avrupa’nın değişik şehirlerinde terör saldırıları oldu. Medya ölü ve yaralıların görüntülerini sosyal medyada yayımladı mı? Tabii ki hayır, çünkü bu etik değil. Ama Türkiye’de durum farklı, bazıları bu görüntüleri hemen sosyal medyaya koyuyor. Devlet bunlara müdahale edince basın özgürlüğü yaygarası yapıyorlar. Mesela darbecilere destek olanları, hatta darbecilerle birlikte olanları, terör propagandası yapanları siz nasıl gazeteci olarak göreceksiniz? Sorun burada. Terörü ya da darbe girişimini bir hak ya da ifade özgürlüğü olarak tanımlayamazsınız. Medyada çeşitlilik, basın ve ifade özgürlüğü, demokrasinin de güven Türkiye’nin, OHAL süreci ile birlikte derogasyon getirdiği AİHS’ye Nils Muiznieks diğer üye ülkelerde de olduğunu savundu. l ANKARA Türkiye’de tutuklanan kimse görüşleri ya da gazetecilik faaliyetlerinden tutuklanmamıştır. Gazetecilik kılıfı altında suç işlenmesine, hiçbir hukuk devleti seyirci kalmaz. Böyle bir şey zaten gazetecilik etiğiyle de bağdaşmaz. Kısacası bizim medya özgürlüğüyle cesidir. Türkiye’de her türlü siyasi partinin, farklı siyasi eğilimlerdeki medya organlarının varlığı, basın özgürlüğü açısından bir sorun olmadığının somut göstergesidir. Halka doğru, hızlı, güvenli haber aktaran medyanın başımızın üstünde yeri var!” l Dış Haberler O kuyudan aslında neyi kurtarır insan? İnsanlık, küçük bir sokak köpeğini, düştüğü dar ve derin bir kuyunun dibinden günlerce uğraşarak kurtardığında... Aslında neyi kurtarmış olur? Köpeği mi? Kendisini mi? HHH Kendi masumiyetimize inancımızı çoktan yitirdik. Bir köpeğin gerçek masumiyetinde vicdanımızı aklıyoruz. İşbirlikçi olduğumuzu biliyoruz. Suskunluğumuzla bu sistemi onayladığımız aşikâr. Hikâyemizi hep mağduriyet diliyle anlatıyoruz. Aslen inanmadığımız tanrılardan medet umuyoruz. Küçük bir sokak köpeğinin günlerce süren bir uğraşla dar ve derin bir kuyunun dibinden sağ salim kurtarılmasına... Ve bu seferberliğin gözlerimizi yaşartmasına neden olan gerçekte vicdanımız değil. Aksine vicdansızlığımız. Sustuğumuz için... Göz yumduğumuz için... Küçük hesaplar yaptığımız için... Umursamadığımız için... Boş bulunduğumuz için... Kandığımız için... Elimizin tersiyle ittiğimiz için... Hızla hayatımızdan kayıp giden tüm değerleri küçük bir köpeğin can pazarına iliştirdik. Onunla ölüp onunla dirilmemiz... Ve o kuyudan sağ salim kurtarıldığında dayanışma ruhuna histerik methiyeler düzmemiz... Hayata dair kendimize söylediğimiz en büyük yalanlardan biri. İnsandan bitkiye, hiçbir canlı türünün yaşam hakkına saygı duymayan bir sistem kurduk. Mülkiyete ve tüketime tapıyoruz. Karanlık işlerde çalışıyor, ka ranlık evlerde uyuyor, karanlık eğlencelerle vakit geçiriyor, karanlık kutsallara sığınıyoruz. İlmik ilmik çözdüğümüz şifreyi kasten yanlış okuyoruz. O yanlışlara tırmana tırmana alçalıyoruz. Dünyanın yuvarlak olduğundan eminiz; Ama kırbacı onun hâlâ düz olduğunu söyleyenlerin eline veriyoruz. Kendini hatalarında onaylayan ve yapay acılarla donatan insan... Kutsal kitaplarda tarif ettiği cehennemi bu dünyada bizzat yaratmaktan gocunmuyor. Bu arada yavru bir sokak köpeği derin ve dar bir kuyuya düşüyor. Ve yavru bir köpeğin masumiyetinde kendi suçlarını aklamaya çalışan insanlık bu zorlu maceradan gerçekle ilgisi olmayan ulvi duygularla sıyrılıyor. Televizyonlar ve gazeteler vicdanın hileli pusulası. Neye, neden ve ne kadar üzülmek gerektiğini eleye eleye onlar belirliyor. Böylece insanlığın yalan yanlış tarihine insanın gerçeğinden uzak zehirli bir masal daha yazılıyor. HHH Şimdi bir daha düşünün. İnsanlık, küçük bir sokak köpeğini, düştüğü dar ve derin bir kuyunun dibinden günlerce uğraşarak kurtardığında... Aslında neyi kurtarmış olur? Köpeği mi? Kendisini mi? İNSAN HAKLARI DERNEĞİ’NDEN AÇIKLAMA Referandum öncesi ‘Hayır’ı susturma girişimi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, OHAL sürecinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın açıklaması düzenledi. İHD adına basın açıklamasını okuyan İHD Yönetim Kurulu üyesi Sevim Kalman, refarandum öncesi gerçekleştirilen gözaltı, tutuklama ve işten atmaları refaranduma yönelik ‘Hayır’ kampanyasının susturulması girişimlerinden biri olarak değerlendirdi. 140’tan fazla mahpus gazeteciyle Türkiye’nin dünyada en çok gazeteci hapseden ülke konumunda olduğunu ifade eden İHD üye si Sevim Kalman, “Darbe girişimi sonrasında bununla alakasız olarak 58 gazete, 28 televizyon, 34 radyo ve 5 haber ajansı kapatılmış, 1000’e yakın gazetecinin basın kartı iptal edilmiştir” açıklamalarında bulundu. Kalman, devlet olanaklarınıın muhaliflerin ezilmesi için kullanıldığını ileri sürdü. “Bu koşullarda adil ve özgür bir tercihin gerçekleştirilmesi mümkün değildir” diyen Kalman, gücün ve yetkinin bir kişide toplandığı yönetime karşı ‘hayır’ çağrısında bulundu. l İSTANBUL/Cumhuriyet l Alman gazetesinden Erdoğan’a mektup Güray Öz gazeteci, serbest bırakın Bavyera gazetesi Frankenpost’un okur temsilcisi Kerstin Dolde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı açık mektupla Türkiye’de tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. Gazetesinin üyesi olduğu Haber Ombudsmanları Organizasyonu’nun (ONO) geçen haftalarda Erdoğan’a yaptığı çağrıyı yineleyen Dolde, “Güray Öz bir gazeteci. Cumhuriyet’in ombudsmanı olarak demokrasi ve basın özgürlüğünü savunuyordu. Kısa süre önce, çok sayıda meslektaşı gibi tutuklandı” ifadelerini kullandı. Türkiye’de darbe girişiminden bu yana 2 bin 500 gazetecinin işini kaybettiğini, 150 gazetecinin tutuklu olduğunu belirten Dolde, Haber Ombudsmanları Organizasyonu’nun Öz ve meslektaşlarının serbest bırakılmasını, Türk hükümetinin hukuka ve basın özgürlüğüne saygı göstermesini istediğini anımsattı. l Dış Haberler l Gazeteci Çelikkan ve Prof. Üstün Dayanışmaya yine hapis istendi Özgür Gündem gazetesine yönelik baskıya dikkat çekmek için başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği dayanışmasına katılan Prof. Dr. Beyza Üstün ve gazeteci Murat Çelikkan hakkında 7.5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davalarda, esas hakkındaki görüşünü açıklayan Savcı, Üstün ve Çelikkan’ın terör örgütü propagandası suçunu işlediğini öne sürdü. Davalar, 16 Mayıs’a ertelendi. Dayanışma eylemi nedeniyle açılan davaların 14 Şubat’ta yapılan oturumlarında, çok sayıda gazeteci, yazar ve oyuncu için 10.5 yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti. Müzisyen ve insan hakları savunucusu Şanar Yurdatapan’ın aralarında bulunduğu birçok kişi de 6 bin TL adli para cezası ve ertelemeli 1 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle