05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 30 Aralık 2017 2 Liselere giriş sınavı için Ali umreyehazırlanan örnek sorular içinde yer alan ‘umreli soru’ niye gitsin?eğitimcileri kızdırdı Milli Eğitim Bakanlığı’nın sitesinde Liselere Giriş Sınavı örnek soruları arasında yer alan umreli din kültürü ve ahlak Bilgisi sorusu, eğitimcilerin tepkisine neden oldu. “Ali umre yapmayı çok istiyordu” diye başlayan soru, “çocukların umreye gitmesini olağan, sıradan bir şey gibi göstermesi”, yönlendirmesi ve örtük mesaj vermesi açılarından eleştirildi. Yönlendirme var Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, soruyu şöyle eleştirdi: “Dini açıdan bir mesaj var. Kendi düşünceleri doğrultusunda soru kalıbı, yönlendirme ve subliminal mesaj var. Bazı il ve ilçelerde promosyon olarak çocuklara ve velilere umre ziyareti verdiklerini biliyoruz. Bu meşrulaştırmaktır. Umreyi ziyaret etmeyi olağan, sıradan bir şey gibi, çocukların da gitmesi gerektiği gibi zihne yerleştirmek, alıştırmak, üstü kapalı mesaj vermektir bu. Sorular içinde olmaması gereken, yönlendirici bir soru.” Hazırlıksız geçiş Eğitim İş Sendikası sınavla öğrenci alacak liselere giriş için getirilen yeni sınavı “Özel Okullara Yönlendirme Sınava” olarak nitelendirdi.Sendika merkez yönetim kurulunca yapılan DİN DERSİ ÖRNEK SORUSU Soru şöyle: ‘’Ali, umre yapmayı çok istiyordu. Yeterli parayı biriktirdiğinde hiç beklemeden Mekke’ye gitti. İhrama girip Kâbe’yi tavaf etti. Sa’y yaparak ibadetini tamamladı. Mustafa, Mekke’ye gideceği zamanı iple çekiyordu. Gerekli maddi güce ulaşınca farz olan hac ibadetini yapma imkânına kavuşmuştu. Sonunda beklediği vakit geldi ve yola çıktı. Mekke’ye yaklaştığında ihrama girip haccın temel şartlarından biri olan vakfeyi yaptı. Sonra bayramın birinci günü, şeytan taşladı. Mescidi Haram’da ziyaret tavafını eda ederek ibadetini tamamladı. Bu ibadetlerde; I. Kâbe, II. Arafat, III. Mina adlı mekânlardan hangilerini Ali de Mustafa da ziyaret etmiştir? A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve III. D) I, II ve III.’’ açıklamada, “Örnek sorular, bu kadar köklü bir değişikliğin ne kadar hazırlıksız ve çarpık yapıldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sözel sorularda çok paragraflı metinler yer alırken, sayısal sorularda ise grafik, resim ve tablolara yer verildi. Sorulara baktığımızda; öğrencilerden okuduklarını anlamaları, bilgilerini kullanmaları ve yorumlamaları, eleştirel düşünebilmeleri, analiz ve sentez yapabilmeleri beklenmektedir. Bugüne kadar daha çok bilgi ve kavrama basamağından sorulara alıştırılan öğrenciler, bu sorularla bir anda analiz ve sentez basamağına geçirilmeye çalışılmaktadır” denildi. Bu soruların, altı ay gibi kısa bir sürede kavrama basamağındaki so ru/ anlatım tarzından analiz ve sentez gerektiren anlatım tarzına geçmenin mümkün olmadığını gösterdiği belirtilen açıklama şöyle: “Bunun için en az dört yıllık eğitim gerekmektedir. Bu durum yıllardır TEOG’a hazırlanan öğrencilerimizi mağdur edecektir. İlkokul 1. sınıftan itibaren test odaklı sistemlere alıştırılan çocuklardan, aniden ALES tipi sorularda başarılı olmalarını beklemek; bilimsel gerçeklikle örtüşmeyecektir. Zorluk düzeyi çok yüksek sorular nedeniyle, birçok öğrenci sınava girmekten vazgeçebileceği gibi özel derse olan ihtiyaç da artacaktır. Sınava hazırlıkta ders kitaplarının yeterli olacağını kaynak kitapların kullanılmaması gerektiğini söyleyen MEB’e soruyoruz, öğrenciler bu tür soruları ders kitabında bulamadıklarına göre nerede bulacaklar? MEB’in yayımladığı kazanım testlerinde neden bu tür sorular yok? Böylece ‘Sınav kaldırılacak, çocuklarımız yarış atı olmaktan kurtarılacak, çocuklarımız dershanelere mahkum edilmeyecek’ gibi söylemlerin ne kadar temelsiz olduğu, aksine daha çok sınav ve daha çok eşitsizlikle karşı karşıya kalacağımız bir kez daha MEB tarafından kanıtlanmıştır.’’ Ölçme değil seçme Örnek soruları değerlendiren eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, “LGS soruları genel anlamda değerlendirildiğinde sınavın ölçmeye yönelik değil, seçmeye yönelik sorulardan oluşacağı görülüyor. Sorular öğrencilerin bilgiyi kullanmasını, bilgiden bilgi üretmesini ve disiplinler arası ilişkilendirme yapmasını gerektiriyor. Kısaca bu sorular ezberleyen öğrencilerin çözeceği sorular değil” dedi. Sınav 2 Haziran’da Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, 2018 yılına ait sınav uygulama takvimini yayımladı. Buna göre; sınavla öğrenci alan liselere yerleştirme sınavı, 2 Haziran 2018 günü saat 10.00’da yapılacak. haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Yine çocukların canı yanacak Eğitim Sen, Eğitim İş, Türk Eğitim Sen ve Memur Sen, Milli Eğtim Bakanlığı’nı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği’ne tepki gösterdi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıda, ortak açıklamayı Türk Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Coşkun Dilber okudu. Bilimsel gerçeklerden uzak bir düzenlemeye gidildiğini vurgulayan Dilber, “Öğrenci kişilik hizmetleri, bireysel psikolojik danışma hizmetleri eğitim sistemimizin ayrılmaz parçasıdır. MEB tarafından hazırlanan yeni yönetmelik ile öğrenci kişilik hizmetleri yok sayılmıştır. Yönetmelikte bir çok madde ihtiyaca cevap vermekten uzak ve bilimsellikten yoksundur. Yeni yönetmelik acemice hazırlanmış ve sahadaki gerçeklerden uzak kalmıştır” dedi. Bu alana kimlerin atanacağına dair kaygılarının arttığını vurgulayan Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni yayımlanan rehberlik hizmetleri yönetmeliğine bize göre en çok sevinen kesim, tecavüzcü çocuk istismarcıları, kadın ve çocuk zorbalarıdır. Çünkü ülkemizde bu noktada ihbar mekanizması ve devlete bildirimde bu duruma maruz kalan kadın, çocuk ve diğer mağdurların devlete yegâne sığınma kapısı yok edilmiştir.” Yarını çocuklar kodlayacak ‘KAPANMA PARTİSİ’NE TEPKİ YAĞDI Önce türban sonra parti Facebook’taki Öğretmenler Sayfası’nda yayımlanan ve hangi okulda çekildiği belirlenemeyen “kapanma partisi” fotoğrafları tepkilere yol açtı. Skandal paylaşımı TBMM’ye taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Çocuklar zorla türbana sokuluyor. Bu yaştaki çocuklara yaşam biçimi dayatmak, istismarın başka bir şeklidir. Milli Eğitim Bakanlığı, laikliğe savaş açtı” dedi. Fotoğraflarda, bir öğretmenin, türban takmaya başlayan kız öğrencilerle sınıfta “kapanma partisi” yaptığı görülüyor. Hazırlanan dövizlerde “Kapandım mutluyum”, “Şükür ki kapandım”, “Haydi sen de kapan”, “Ben de artık kapalıyım”, “Hamdolsun kapandım” yazıları bulunuyor. Ağır istismar Küçük yaştaki çocuklara “türban takmalarını kutlama partisi” düzenlendiğini belirten ve “Çocuklarımız ağır bir istismarla karşı karşıya” diyen CHP’li Yarkadaş, “Okulda kapanma partisi” başlıklı fotoğrafları Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a gönderdiğini de kaydederek, “Sayın Yılmaz, bu istismarın sorumlusu sizsiniz” notunu yazdığını da ifade etti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, laikliğe açılan savaşın kumanda merkezlerinden biri olduğunu söyleyen Yarkadaş şöyle konuştu: “Henüz kendi başlarına tercih yapma yeteneğine kavuşamamış çocuklara zorla türban taktırılıyor. Sonra bu çocuklar öğretmen eşliğinde ‘Kapanma Partisi’ adlı etkinliğe katılıyor. Ellerine pankartlar tutuşturulan çocuklar, yaşıtlarına ‘Sen de kapan’ çağrısı yapıyor. İşte bu istismarın, inanç sömürüsünün ve yaşam biçimi dayatmanın ve zorbalığın başka bir örneğidir. MEB, bu rezaletlere izin veriyor, teşvik ediyor ve laikliğe açtığı savaşı küçücük çocukların arkasına saklanarak yürütüyor. Bu siyaseten ahlaksızlıktır. Çekin ellerinizi küçücük çocuklardan. Onları kirli politikalarınıza alet etmeyin.” MEB’in gerici politikaları tüm okullara dayattığını da belirten Yarkadaş, “AKP, okulları laikliğe karşı savaşın hem laboratuvarı hem de kumanda merkezlerinden biri haline getirdi” dedi. Bakan Yılmaz’ı açıklama yapmaya davet eden Yarkadaş, “Bu tür rezaletler için ne düşünüyorsunuz? Laikliğe karşı açılan savaşın neresindesiniz?” diye sordu. 4 18 yaşından küçüklerin, yani çocukların kapatılması çocuk istismarıdır. Zorunlu din dersi zulümdür. Bu istismar, bu zulüm ne zaman son bulacak? 4 Bu yaşta çocukları böyle bir karara sürüklemek hiç etik değil! Öğretmen arkadaş her kimse kınıyorum. Bu çocuklar henüz kendi kararlarını kendileri verebilecek yaşta değiller. Böyle Parti fotoğrafı Facebook’taki öğretmenler sayfasında yayımlandı Sosyal medyadaki tepkiler bir kararı öğretmenin yönlendirmesi ile değil vakti zamanı geldiğinde kendi iradesi ile vermeli! 4 Büyümeli yeterli olgunluğa geldiği zaman da kendisi için en doğru olanı kendisi seçmeli. Bu şekilde bir şeyler teşvik veya dayatılarak ancak o yaştaki çocuğa kendini değersiz ve bilgisiz hissettirir bu davranış. Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği tarafından dijital geleceğe hazır nesillerin yetiştirilmesi amacıyla başlatılan “Yarını Kodlayanlar” projesi ile Kocaeli’de toplam 500 çocuğa kodlama eğitimi verilmesi hedefleniyor. Bugüne kadar 100 çocuğa ulaşan kodlama eğitimlerinin yeni bölümünde, yaşları 714 arasında değişen 20 çocuk, programlama hakkında fikir sahibi olurken, yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak çalışmalar yaptı. Üniversitede skandal afişler Karaman’da Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi’nin Yunus Emre Kampusu’nun farklı noktalarına yılbaşı kutlaması ve piyango karşıtı afişler asıldı. Üniversitenin Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın kaşe ve imzasıyla onaylanmış olarak asılan “Müslüman yılbaşı kutlamaz” ve “Piyango haramdır” yazılı afişlerde, bir sivil toplum kuruluşunun yanı sıra üniversitenin logosunun da bulunduğu görüldü. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na ait bir panoda ise başka bir sivil toplum kuruluşuna ait “Yılbaşı kutlamıyoruz” yazılı afiş asıldı. Üniversite yetkilileri, asılan afişlerin mevzuata aykırı olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Mevzuata aykırı olmadığı, kanunsuz bir eylem olmadığı sürece bu tür afişlerin asılmasını üniversite olarak onaylıyoruz.” l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle