01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 25 Aralık 2017 haber Adalet ve özgürlükEDİTÖR:SERKANOZANTASARIM:ZARİFESELÇUK 11 Cumhuriyet’i susturma amaçlı davada aylardır tutuklu bulunan Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Emre İper, bugün bir kez daha yargıç karşısına çıkıyor Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay, muhabirimiz Ahmet Şık ve muhasebecimiz Emre İper, bugün bir kez daha hâkim karşısına çıkacak. Dava kapsamında Sabuncu ve Atalay 421, Şık 360, İper ise 263 gündür tutuklu bulunuyor. Haberlerimizin ve köşe yazılarımızın delil olduğu dava kapsamında yazar ve yöneticilerimiz bugün İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5. kez hâkim karşısına çıkacak. Yargılanan Cumhuriyet mensupları ve dava avukatları daha önce öne sürülen asıl sız ve akıldışı iddiaları tek tek çürütmüşlerdi. Ancak mahkeme şimdiye kadar oluşturduğu “kopyalayapıştır” ara kararlarda delillerin henüz toplanmadığını ileri sürerek arka TÜRKİYE’YE GELDİLER RSF heyeti duruşmayı izleyecek Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, bugün devam edecek Cumhuriyet davası ile yarın görülecek olan ve örgütün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın davasını izlemek için uluslararası bir heyet göndereceğini duyurdu. Örgütün basın açıklamasında Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire’in de dayanışma amacıyla duruşmaları izlemek için Çağlayan’da olacağı belirtildi. Çoğulculuğun yeniden sağlanması ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapiste tutulan bütün gazetecilerin serbet bırakılması talebinde bulunan Deloire, “Gazeteciler ve ifade özgürlüğü aktivistleri hakkındaki suçlamalar absürd ve utanç verici. Bu suçlamalar Türkiye’de gazeteciliğin suç haline getirildiğini gösteriyor” dedi. Kara listenin eşiğinde Açıklamada, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in, nisan ayında yayımlanan 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin geçen yıla göre 4 sıra daha gerileyerek 180 ülke arasında 155’inci sırada yer aldığı kaydedildi. Bu sıralama ile “gazetecilik yapmanın zor olduğu ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin “kara liste” olarak isimlendirilen en kötü durumdaki ülkelerin arasına girmesine sadece dört sıra kaldığı belirtiliyor. Türkiye’de zaten gazeteciler için zor olan şartların geçen yıl temmuz ayındaki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile kritik bir hale dönüştüğü vurgulanırken 150’ye yakın medya kuruluşunun kapatıldığı, toplu duruşmaların gerçekleştirildiği, Türkiye’nin dünyada tutuklu gazeteci sayısında ilk sırada bulunduğu ifade edildi. l Dış Haberler daşlarımızın tutukluluğunun devamına hükmetmişti. Üye hâkim ‘tahliye’ dedi Mahkeme heyetinden üye hâkim Halit İçdemir, 31 Ekim’deki 4. duruşmada tutukluluğa devam kararına şerh koymuştu. İçdemir, muhalefet şerhinde, Atalay, Sabuncu ve Şık’ın sabit ikametgâh sahibi olmaları, delil karartma ihtimallerinin bulunmayışı, tutuklulukta geçirdikleri süre, tanıkların büyük ölçüde dinlenmiş olması, delillerin toplanmış olması gerekçeleriyle tahliye edilmeleri yönünde görüş bildirmişti. Heyet, ayrıca 2 celsedir çağrıldığı halde duruşmaya gelmeyen tanık Mehmet Faraç ile birlikte Ley la Tavşanoğlu ve Doğan Satmış’ın tanık olarak dinlenmeleri için zorla getirme kararı çıkarmıştı. Mahkeme, savcılıktan ve savunma tarafından soruşturmanın genişletilmesi talebi olmadığı tak dirde esas hakkındaki mütalaanın istenilmesine de hükmetmişti. ByLock kullanıcısı olma suçlaması yöneltilen Emre İper’in telefonunda adli bilişim uzmanları Tuncay Beşikçi ve Koray Peksayar inceleme yapmış ve telefona ByLock yüklenmediği tespitinde bulunmuşlardı. Ancak heyet, bu raporları dikkate almayarak mahkemece atanan bilirkişinin raporunun dosyaya gelmesinin beklenmesine karar vermişti. Adli bilişim mühendisi Beşikçi, daha önce Poyrazköy, Balyoz ve Oda TV gibi sonradan kumpas olduğu kabul edilen davalar kapsamında da bilirkişi raporu düzenlemiş, bu rapor beraat kararına dayanak olmuştu. 31 Ekim’deki son duruşmada tanık olarak dinlenen Beşikçi, İper’in telefonundaki Freezy isimli müzik programının içine geliştiricileri tarafından ByLock ağına yönlendirme kodu konulduğunu söylemiş ti. Beşikçi, namaz vakitlerine ilişkin “Namaz Vakitler TR” isimli programda da bu yönlendirmenin olduğuna dikkat çekerek, “Bu programları kullanan bir anda terör örgütü üyesi oluyor. Bu kodu yazan kişi daha önce FETÖ okullarında okumuş, bilim olimpiyatlarına katılmış, 1725 Aralık sonrasında istifa edip yurtdışına kaçmış. Bunların şefi çok bilinen bir FETÖ firarisi. Hepsinin ismini savcılığa sundum” demişti. Beşikçi, duruşmada gerçek ByLock kullanıcılarının tespiti ile ilgili de yol göstererek, “Gerçek ByLock kullanıcıları heveslenmesin. Yapılacak tek şey ByLock’tan önce Mor Beyin kaydı olup olmadığının tespit edilmesi. Hepsi aynı şekilde yönlendirilmiş. Gerçek ByLock kullanıcıları bu şekilde ayrıştırılabilir” ifadelerini kullanmıştı. l İSTANBUL / Cumhuriyet CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NDAN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÇAĞRISI: Ülkemizde medya özgürlüğü istiyoruz CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Eskişehir İl Kongresi’ne katıldı. Salona Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile birlikte giren Kılıçdaroğlu partililer tarafından coşkuyla karşılandı. Kongrede konuşan Kılıçdaroğlu, basın özgürlüğünün önemini vurgulayarak, “Senin hâkimin, kaymakamın, valin olsun, ele geçirdiğin devletin olsun biz Mustafa Kemal’in geleneğinden geliyoruz. Sen kim oluyorsun da bize baskı kuruyorsun! Biz kendi ülkemize sosyal güçlü bir devlet getirmek istiyoruz. Medya özgürlüğü getirmek istiyoruz. Düşünce özgürlüğü getirmek istiyoruz. Demokrasiyi getirmek istiyoruz. Bizimle aynı düşüncede olmasalar bile her kalem sahibinin özgürce yazı yazmasından yanayız. Biz demokrasiden yanayız. Üniversitelerin özgürce konuştuğu bir Türkiye’den yanayız” dedi. Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, muhabirimiz Ahmet Şık ve muhasebe çalışanımız Emre İper’in tutuklu olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Neden tutuklular? FETÖ’den tutuklular. Cumhuriyet gazetesinin tarihini bilenler demokrasiden ve özgürlükten yana tavır aldıklarını bilirler” dedi. l CAN HACIOĞLU / ESKİŞEHİR Yaşamım söz konusu ALİCAN ULUDAĞ KHK ile ihraç edildikten sonra Yüksel direnişine katılınca tutuklanan sosyal bilgiler öğretmeni Nazife Onay, cezaevine girdikten sonra “kanser şüphesi” ile karşı karşıya kaldı. Göğsündeki kitlenin “İyi huylu mu kötü huylu mu” olduğunun ancak MR’la anlaşılabileceğini anlatan Onay, erken bir randevu ayarlanmadığı için bunun mümkün olmadığını kaydetti. Silivri 9 No’lu Kadın Hapishanesi’nden Cumhuriyet’e mektup gönderen Onay, sesini duyurmaya çalıştı. İhraç edilmeden önce Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Acun Karadağ’ın işlerine geri dönmeleri amacıyla Cevahir AVM önünde oturma eylemi yaptığını anlatan Onay, 7 Şubat’ta ihraç edildiğini kaydetti. Eylemini Ankara’da Yük Gülmen ve Özakça’ya destek verdiği için ihraç edilen ve tutuklanan öğretmen Nazife Onay, göğsünde kitle tespit edilmesine karşın erken MR randevusu alamıyor sel Caddesi’ne taşıdığını anlatan Nazife Onay, şunları kaydetti: “Bu kez de ‘Neden Yüksel’e geldin’ diye suçlandım ve tutuklandım. İki buçuk ay hapsedildim. 19 Ekim’de tahliye etmek durumunda kaldılar. Yüksel’e geri döneceğimi bildiklerinden bu kez başka bir komplo ile Nuriye ve Semih’i benim de avukatlarım savunan avukatlarla aynı dosya kapsamında yeniden tutuklandım.” “Şimdi kanser şüphesi ile içeride direniyorum” diyen öğretmen Nazife Onay, mektubunda şöyle yazdı: “Göğsümde ilk kez bir kitle tespit edildi. ‘İyi huylu mu kötü huylu mu MR’la anlayabiliriz’ diyorlar. Fakat erken bir randevu ayarlamayacakla rını ifade ediyorlar. Kalp kirizi gibi aciliyeti yokmuş. İki yıl önce kanserden abimi kaybettim, 40 yaşında idi. Ailedeki kanser öyküsüne, hapishane koşullarına, sırtımı kaplayan mor lekelenmelere, yorgunluk hissiyatıma rağmen acil veya öncelikli bir randevu ayarlanmamasını bir intikam biçimi olarak değerlendiriyorum. İnsanları hastalıkları ile tehdit etmek acizliktir. Önce işimden, sonra evinden, sonra özgürlüğümden oldum OHAL bahanesi ile. Şimdi sağlığım hatta yaşamım söz konusu. İnsan hakları haftasında hak gasplarının tipik bir örneğini, yaşadıklarımı, anlatmak paylaşmak istedim.” l ANKARA BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ Hukuksuzluk sona ermeli Basın meslek örgütleri, bugün görülecek gazetemiz davasına ilişkin yaptıkları açıklamalarda “Ülkemizde 145 gazeteci cezaevinde. 2018 artık gazetecilerin tutuklanmadığı ve özgür bırakıldığı yıl olmalıdır” görüşünde birleştiler. Basın meslek örgütlerinin açıklamaları şöyle: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: Orta da çöken bir iddianame ve gereksiz yere içeride kalan 4 arkadaşımız var. Bugünkü davaya umutla bakıyorum, arkadaşlarımızın tahliye olacağını düşünüyorum. Şu an ülkemizde 145 gazeteci cezaevinde. Türkiye artık en çok gazeteciyi hapiste tutan klişesinden, bu ayıptan kendini kurtarmalı. Çağdaş ülkelerde düşüncesini ifade ettiği, konuştuğu için cezaevinde yazar, çizer, gazeteci bulunmaz. Türkiye de çağdaş ülkeler arasında yerini almalı diye düşünüyorum. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Gazetecilerin tutuklu yargılanmaları kabul edilemeyeceği gibi, Cumhuriyet gazetesinin yönetcisi ve yazarlarının, çalışanlarının, bu kadar uzun süredir haksız yere yaşamlarından 10 bin saat alınmasını kabul etmemiz mümkün değil. Bir an önce tutuklu arkadaşlarımın özgür bırakılmasını umuyorum ve bu haksızlığın da daha fazla sürmeyeceğine inanıyorum. 2018 artık gazetecilerin tutuklanmadığı ve özgür bırakıldığı yıl olmalıdır. Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş: Bir yıldır Türkiye’nin ayıbı olan bir dava görülmektedir. Gazetecilik yargılanmakta, gazeteciler özgürlüklerinden mahrum bırakılmaktadır. Bu duruşma Türkiye’de demokrasinin, hukukun varlığının bir kanıtı niteliğinde olacak. Türkiye’de demokrasi, hukuk, basın özgürlüğü isteyen, haber hakkına saygı bekleyen herkesi Çağlayan’a desteğe bekliyoruz. DİSK Basınİş Başkanı Faruk Eren: Cumhuriyet soruşturması daha ilk günden çökmüştür. Çıkan iddianame gazeteciler ve avukatlar tarafından çöpe atılmıştır. Buna rağmen dört Cumhuriyetçi bir yılı aşkındır tutuklu. Bu hukuksuzluğun bir an önce sona ermesini istiyoruz. Demokrasi isteyen, özgürlük isteyen tüm yurttaşları Cumhuriyet’le dayanışmaya çağırıyoruz. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Bu ayıptanl CHP’Lİ ÇAKIRÖZER: kurtulalım CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, bugünkü Cumhuriyet gazetesi davası ile ilgili olarak “Türkiye artık düşüncenin, düşünceyi ifade etmenin özgür olduğu bir ülke olmalıdır. Bunu sadece yaşadığımız zaman için değil, bunu sadece kendimiz için de değil, gelecek kuşaklar için de istemeliyiz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi, gelecek kuşaklara karşı olan görevimiz, sorumluluğumuz. Düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı bu insanları aylarca içeride tutmak dünyaya anlatılamaz, anlatılamıyor. Bu hukuk sistemi Türkiye adına içeride ve dışarıda hiçkimseye güven vermez. Bu ayıptan artık kurtulmalıyız. Sadece Cumhuriyet çalışanları için değil, sadece düşündüğü, yazdığı, konuştuğu, eleştirdiği için içeride olan gazeteciler için de değil, akademisyenler, hak savuncuları, aktivistler için de bir an önce özgürlüğün sağlanması gerekiyor” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle