23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Aralık 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Moody’s, 2018 yılı için Türk şirketlerinin görünümünün ‘negatif’ olduğunu açıkladı ŞIRKETLERIN IŞI ZOR Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türk şirketlerinin gelecek yılki büyüme görünümünün bu yıl uygulanan maliye politikası kaynaklı ekonomiyi destekleyici tedbirlerin son bulacak olması, ardından bir miktar daha zayıf olmasının beklendiğini vurguladı. Moody’s, not verilen Türk şirketlerin çoğunun, sağlıklı bilançolar, güçlü likidite ve pazar liderliği pozisyonlarına ve zorlu bir çevrede faaliyet gösteren iyi bir geçmişe sahip olduğunu da vurguladı. Moody’s yayımladığı Ortadoğu, Türkiye ve Güney Afrika finans dışı şirketler 2018 görünüm raporuna göre, politika yönü ve yapısal ekonomik reformların uygulanma hızı ile siyasi riskler ve yüksek döviz volatili Fed faizi 25 baz puan artırdı ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz toplantısından 0.25 puan artış kararı çıktı. FED’in 25 baz puanlık faiz artırımı ile ABD’de faizler yüzde 1.251.50 aralığına yükseldi. Faiz artırım kararı 7’ye karşı 2 oyla alındı. Dolar/TL ise karar öncesi duruşunu değiştirmeyerek 3.82 seviyelerinde kalmaya devam etti. Fed yeni faiz kararını ise Ocak 2018’de açıklayacak. Yeni başkanlı FED ilk kez Mart 2018’de toplanacak. Toplantı sonrası açıklamaya göre 2018’de de 3 faiz artışı öngörülüyor. tesinin sınırlı netliği, 2018 yılındaki Türk şirketleri görünümünü yönlendiriyor. Moody’s, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi şirketlerinin 2018 için görünümünün ‘durağan’ olduğunu bildirirken Güney Afrika ve Türk şirketlerinde bu görünümün ‘negatif’ olduğunu bildirdi. Ortam oynak Kredi derecelendirme kuruluşu, zayıf Türk Lirası’nın ihracat çı şirketlere pozitif etkisine dikkat çekti. Raporda, “Türkiye’deki ihracata yönelik imalat şirketleri, Avrupa’daki talep arttıkça zayıf bir lira ile desteklenecek büyüme fırsatları görecek. Turizm, konaklama ve havacılık sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar güvenlik durumundaki gelişmelerden yararlanacak, ancak ortam potansiyel olarak oynak halde kalacak” denildi. l Ekonomi Servisi ÖzelİN borcu KATLANDI Özel sektörün geçen yıl sonuna göre uzun vadeli kredi borcu 14.3 milyar dolar artarak 217.1 milyar dolara, kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) da 3.8 milyar dolar artarak 18.2 milyar dolara yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Ekim 2017 dönemine ait özel sektörün yurtdışından sağladığı kredi borcuna ilişkin gelişmeleri yayımladı. Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna kıyasla bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 409 milyon dolar yükselirken, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları ise 6.4 milyar dolar artışla 30.8 milyar dolar se viyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 1.1 milyar dolar azaldı. Tahvil stoku 164 milyon dolar azalışla 4,4 milyar dolar oldu. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 6.7 milyar dolar artarken, tahvil stoku 1.2 miyar dolar yükselişle 6.9 milyar dolar seviyesine çıktı. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin ise, 2016 sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 1.6 milyar dolar artışla 11.9 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 1.6 milyar dolar artışla 3.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Petrol ve gaza destek bitiyor Dünya Bankası, iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla 2019’dan itibaren petrol ve doğalgaz projelerini finanse etmeye son vereceğini duyurdu. İngiliz Telegraph gazetesinin haberine göre, Dünya Bankası Grubu, açıklamayı Paris’teki İklim Zirvesi’nde yaptı. Dünya Bankası Grubu Başkanı Jim Yong Kim, “İklim değişikliği her geçen gün dünya için daha acil bir ekonomik, sosyal ve varoluşsal tehdide dönüşüyor” dedi. Dünya Bankası’nın bugüne kadar doğalgaz ve petrol aramaları için özel sektöre sağladığı finansman 961 milyon doları buluyor. Dünya Bankası Grubu’nun elindeki toplam 280 milyar dolarlık fonun yüzde 2’si, petrol ve doğalgaz aramaları için ayrılmış durumda. l Ekonomi Servisi Yerli malı zorunlu oldu Kamu ihaleleri yoluyla yerli üretimin desteklenmesi politikası çerçevesinde mal alımı ihalelerinin ardından yapım işi ihalelerinde de yerli malı kullanım zorunluluğunun getirilmesine yönelik ihale mevzuatında düzenleme yapıldı. Düzenlemelerle, yapım işlerinde kullanılacak makine, malzeme ve ekipman ile yazılımın tamamının veya belli bir kısmının yerli malı olması şartı getirilebilmesi sağlandı. Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilen listede yer alan ve ihale konusu işte kullanılacak makine, malzeme ve ekipmanın yerli malı olması zorunlu hale getirildi. l Ekonomi Servisi BDDK’ye dört yeni atama Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nda (BDDK) boş bulunan 4 üyeliğe atama yapıldı. BDDK’ya atanan yeni 4 üye şöyle: Yakup Asarkaya, Beytullah Yazar, Mustafa Balcı ve Fatih Rüştü Karakaş. l Ekonomi Servisi Rusya ile karanfil krizi dydbildskRfmdyBmnvbedüfKcmgheiiıüaaaaıztuaeeiaeoaiellnrrnğıüıkmtOez,yzyisğsaitlrdldhoazei,aiıİdmıtoardyvcdlsimsnarsşrreigri.eksaeaanrokapaamieüauBrsuüaba’tdç.ddtgaldgiirmİeaıuğr,zmalmlihaYieneeaüıazeaeyyr”bvnoınreayckyinrmnüoçdamaichyTadğüşysieaıBı1fşepcrliizaüe1iralip,kelvi,k.ytauelanüııyşkarrnnRlKlaeaalRğeieas,kteamkerysaerşuylzerçui“mdeidrnılrerzynikeadkıRnıseenılsiilkkaaılenomerlıayryaddeuyydgakyttnldgerppnaaröeslaanarroiiaiitıığıztömrd’iuueıoy.’ğaivyrçrzlrnBımgyeainmalçaşAar.mğalaınıieıielkinirzstnad’SreirmyKlniy1ırıyakuulalradı0nkz,üeeiodbnoaaoğnakm.,ısakisderdeekt.lmra“çirküboaioit;aŞrdalgK;alhrBBaamrridaaniimanairçuziölâüarlyria2ykyterımtnaüi1eğnşnnbşane0btao0kofnaıükıaiinin0iet1rğnnl5a”lı Gıdada dev ithalat Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na göre gümrük vergisinde indirime gidi len tarım ürünlerinde bu yılın 9 ayında 1.18 milyar dolarlık ithalat yapıldı Gümrük vergisi düşürülerek gerçekleştirilen gıda ürünleri ithalatına 9 ayda 1.18 milyar dolar harcanırken bu dönemde 4.9 milyon ton gıda ürünü ithal edildi. İthalatın değer bazında yüzde 69’luk kısmı dahilde işleme rejimi kapsamında yapıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine verilen yanıtta, “İthalatın yüzde 80’i dahilde işleme rejimi kapsamında elde edilen nihai mamulün ihraç edilmesi kaydıyla yapıldı. Serbest dolaşıma giriş kapsamında ise 963 bin ton ithalat gerçekleştirildi. Yılın 9 ayında ithalat miktarları şöyle: “63 bin 865 baş canlı sığır (86.4 milyon dolar), 1966 ton karkas sığır eti (7.8 milyon dolar), 62 bin 473 ton nohut (90.8 milyon dolar), 2 bin 823 ton kırmızıbiber (7.3 milyon dolar), 291 bin ton arpa (53.6 milyon dolar), 3.1 milyon ton buğday (652 milyon dolar) / Yüzde 92’si dahilde işleme rejimi kapsamında 1.4 milyon ton mısır (293 milyon dolar) / Yüzde 76’sı dahilde işleme rejimi kapsamında.” Yüzde 15.7 artış Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayına ilişkin ‘Dış Ticaret Endeksleri’ raporuna göre, ekimde ihracat birim değeri yüzde 2.9, ithalat birim değeri yüzde 8 arttı. Bu artışa paralel olarak ihracat miktar endeksi yüzde 5.8, itha Tekstilin hedefi İskandinavya Milli gelir açısından Avrupa’nın en zenginleri arasında yer alan İskandinav ülkelerini yakın takibe alan İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) halen 800 milyon dolar civarında olan ihracatı iki yıl içinde 1 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyor. İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Gültepe, Danimarka’nın Herning ve Kopenhag şehirlerinde Türkiye’den 15 önemli üreticiyi, ülkenin orta ve üst segmentinde yer alan markalarıyla bir araya getirdiklerini söyledi. Gültepe, İskandinav ülkelerininTürk hazır giyim ihracatında ilk 10’un içinde yer aldığını işaret ederek hazır giyim ihracatını iki yılda yüzde 25 artırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. l Ekonomi Servisi lat 15.7 artış kaydetti. İthalat miktar endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 28.6, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 33.4, yakıtlarda yüzde 12.7 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 18.8 arttı. İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2016 Ekim ayında 110.5 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 5.3 puan azalarak, 2017 Ekim’de 105.2 oldu. l Ekonomi Servisi Yoğun gündem, el yakan sorular Ülkenin gündemi çok yoğun. Sarraf davasında artık Erdoğan ve ailesinin isimleri geçiyor. Cumhurbaşkanı’nın Yunanistan gezisiyle Lozan tartışması yeniden açıldı. Görevden alma dalgasında, sıra CHP’li belediye başkanlarına geldi. Nihayet Kudüs ve yeniden hatırlanan Filistin sorunu... Yarın bunlar arka plana gidecek, yenileri gelip gündemi bir süre için işgal edecek, sonra onlar da... Gündem böyle biteviye değişirken ülkenin orta ve uzun dönemini ilgilendiren kimi yakıcı sorular, bu hızlı gündemin gürültüsü, tozu dumanı, yarattığı türbülans içinde cevaplarını aramaya devam ediyorlar. Dış ve iç dinamikler NATO üyesi, AB üye adayı Türkiye’nin ittifaklarıyla ilişkilerinde sorunlar hızla birikiyor. Trump’ın Ulusal Güvenlik danışmanı Gen. McMaster bu durumu AKP’nin yükselişine bağlıyor, AKP’yi ve Katar’ı radikalizmi desteklemekle suçluyor. Türkiye’nin, NATO ve AB karşısında bir blok gibi çalışan Rusyaİran ittifakına yanaşmaya çalışmasının jeostratejik sonuçları neler olabilir? Suudi Arabistan, ABD ve İsrail ilişkilerine güvenerek, İran’la rekabetini sertleştirmeye devam eder, bu sertleşme askeri alanda çatışma üretmeye başlarsa, Türkiye’nin tavrı ne olacaktır? Bu sorulara başkalarını eklemek de olanaklıdır. Dış dinamiklere ilişkin sorulara verilecek cevapları yakından etkileyecek, konjonktür izin verirse, belirleyebilecek iç siyasi dinamiklere ilişkin de benim aklıma hemen iki yakıcı soru geliyor. Bu sorulardan biri, Türkiye toplumunun kültürel yapısında, yaşam tarzında adeta moleküler düzeyde, İslamcılaştırma yönünde, temel eğitim müfredatına, ilkokul çocuklarının evlerinin, daha genelde kadınerkek ilişkilerine kadar nüfuz ederek yoluna devam eden dönüşümlere ilişkindir. Bu kültürelkurumsal dönüşümlerin siyasi, ekonomik sonuçları yok mudur ki, muhalefeti oluşturan liberal ve sol akımlar, öncelikle ve çoğu zaman yalnızca, “ekonomik belirleyici” diye düşündükleri ilişkilere, devlet şiddetinin fiziki boyutuna odaklanmayı tercih ediyorlar. Bu kültürel dönüşümlerin sınıflar arası ilişkilerde, devlet ekonomi yönetim rejimlerinde yaratmakta olduğu, bir kez yerleştikten sonra değiştirilmesi son derecede zor olan etkileri, neden ısrarla tartışmaların, analizlerin dışında tutulmaya dikkat ediliyor? Halbuki bu dönüşümler beraberlerinde, bu dönüşümleri gerçekleştiren ekonomik, siyasi ilişkileri ve toplumsal güçleri yeniden üretecek (bu güçlere, ilişkilere özgün) bir “hakikat rejimini”, yeni bir bedenmekân kontrolü rejimini yerleştirmeye başlıyorlar. Bu rejimler, ülkedeki egemen “bilişsel haritayı”, özgürlük kavramlarına ilişkin söylemi, muhalefetin taleplerini hatta giderek önde gelen bireylerini dışlayan bir yönde yeniden şekillendiriyorlar. İkinci grup yakıcı soru da, hızla yaklaşmakta olan seçimlere ilişkindir. Bu seçimlere, OHAL altında, AKP rejimine sadık bir YSK vesayetinde gidiyoruz. Geride bıraktığımız referandum sürecinde bu vesayetin sonuçlarını gördük. Bu kez başka bir sonuç elde etmeyi ümit edenler, nedensonuç ilişkisine değil de mucize inancına (“haklıyız öyleyse kazanırız” filan) sığınmış olmuyorlar mı? Dahası var! Gerek önceki haziran seçimlerinden, gerek referandum sonuçlarından ve sonraki Adalet Yürüyüşü pratiğinden AKP rejimi, muhalefetin saflarının dağınık, dikkatinin, enerjisinin ve iradesinin çok zayıf olduğunu öğrenmiştir. CHP’li belediye reislerini görevden alma girişimleri karşısındaki “direniş” de bu bilgiyi doğrulamaktadır. AKP rejimi seçimlere bu bilginin ışığında girecektir. Tüm bunların pratikte yaratacağı sonuçları anımsatınca da, “seçimlerden başka bir seçeneğin olmadığını” biteviye vurgulamak, bu duruma bir çare midir? Geçmişte muhalefetin direncini felç ederek AKP projesini kolaylaştıran, “Yetmez ama Evet” tutumunu anımsatan ve yine bir AKP zaferini güvenceye alacak bu tutumun yerine, seçimlere OHAL altında ve AKP YSK’si vesayetinde gitmemenin yollarını önermek, tartışmak, aksi takdirde de susmak gerekmez mi? ayl AYMayl Ford’u haklı buldu Anayasa Mahkemesi (AYM), Ford’un fazla vergi alındı iddiasını haklı buldu. 2008 yılı vergilendirme döneminde yatırım indiriminden yararlanan Ford Motor Company, indirim üzerinden yüzde 19.8 oranında gelir vergisi ödedi. Şirket, ABD ile Türkiye arasındaki Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması hükümleri ni hatırlatarak, yüzde 15’i aşan tevkifat tutarına ilişkin 9 milyon 738 bin liranın iadesi için mahkemeye başvurdu. İlgili mahkemelerin başvuruyu reddetmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne giden Ford’un başvurusu yüksek mahkeme tarafından kabul edildi. AYM’nin ihlal kararı üzerine Danıştay’da yapılacak yeniden yargılamada Ford, fazla ödediğini savunduğu 9.7 milyonluk vergiyi geri alabilecek. l MUSTAFA ÇAKIR/ANKARA Benzine 8 kuruş zam Petrol fiyatlarında yaşanan yükseliş benzine de yansıdı. Geçen günlerde benzine gelen indirim uzun soluklu olmadı. Benzin grubunda 8 kuruş fiyat artışına gidildi. Motorinin fiyatında ise herhangi bir değişiklik beklenmediği belirtildi. Zam sonrasında Ankara’da ortalama 5.54 liradan satılan benzinin litre fiyatı 5.62 lira oldu. Benzinin litresi İstanbul’da 5.49 liradan 5.57 liraya, İzmir’de 5.51 liradan 5.59 liraya yükseldi. Dağıtım firmalarının belirlediği fiyat lar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösteriyor. Benzine en son 8 Aralık’ta 14 kuruşluk indirim yapılmıştı. Forties Boru Hattı Sistemi’nin geçici olarak kapatılmasıyla brent petrol fiyatları 2015 Haziran’dan beri ilk kez 65 dolar seviyesini aştı. l Ekonomi Servisi Sarraf’a borsa şoku İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre Rısa Sarraf’ın eski Yönetim Kurulu üyesi olduğu Hayyam Döviz ve Kıymetli Madenler Ticaret A.Ş’nin Borsa İstanbul’daki faaliyetleri, Hazine Müsteşarlığı’nca durduruldu. Marmara Kıymetli Madenler Ticareti A.Ş. için de faaliyet durdurma kararı alındı. Karar, Borsa Istanbul’dan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamayla duyuruldu. ABD’de İran yaptırımlarını delmek ve dolandırıcılık suçlamasıyla yargılanan Sarraf, suçla maları kabul ederek itirafçı ol muş, bu sayede de sanık ye rine tanık olmuştu. Sar raf, Türkiye’de çeşit li AKP’li bakanlara ve banka yetkililerine rüşvet verdiğini itiraf etmiş, bunun üze rine Türkiye’de hakkında “ca susluk” suçla masıyla soruş turma açılarak mal varlığına el konulmuş tu. l Ekono mi Servisi Rıza Sarraf C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle