23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Aralık 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL / ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Kürdistan’ cezası haber 5 TBMM Genel Kurulu’nda devam eden Bütçe görüşmelerinde ‘Kürdistan’ diyen HDP’li Baydemir, yeni İçtüzük hükümleri nedeniyle salondan çıkarıldı MAHMUT LICALI/ SELDA GÜNEYSU TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde bir ilk yaşandı. Meclis’in yeni İçtüzüğü ilk kez HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir için uygulandı. Baydemir TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşması sırasında “Kürdistan” ifadesini kullandığı gerekçesiyle genel kuruldan dışarı çıkarıldı. Baydemir’e “Genel kurula iki birleşim katılmama” cezası verilirken, HDP’liler de genel kurulu terk etti. Yürürlüğe giren İçtüzük hükümlerine göre, Baydemir’e yaklaşık 12 bin TL tutarında para cezası da verilecek. Söz alan Baydemir, HDP’li tutuklu milletvekillerini anımsatarak, “Ama, bizim bir rolümüz var, bir misyonumuz var. Ben Kürt halkının bir evladı olarak, Kürdistan’dan gelen bir temsilci olarak, benim şöyle bir rolüm var” ifadelerini kullandı. MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, Baydemir’in “Kürdistan’dan gelen milletvekili” diyerek, “olmayan bir yeri işaret ettiğini” söyledi. Yeni İçtüzüğün 161. maddesini okuyan Usta, bu maddeye göre “Baydemir için Meclis’ten geçici çıkarma cezasını” istedi. Bahçekapılı, “Baydemir’in ifadelerinin Meclis İçtüzüğü’nün 161. maddesine göre Meclis’ten geçici çıkarma cezası gerektirdiğini” söyleyerek, genel kurula cezanın uygulanması teklifinde bulundu. Teklifin ardından kürsüye gelen Baydemir, “Kürdistan’a, Kürdistan demek suç değildir, suç olmamalıdır. Kürdistan bütünün bir parçasıdır” görüşünü savundu. Baydemir’in savunmasının ardından da Bahçekapılı, Baydemir’in Genel Kurul’dan iki birleşim çıkarılma cezası için oylama yaptı. Ancak ilk oylamada karar yeter sayısı bulunamadı. İkinci oylamanın ardından da Baydemir’in ceza alması genel kurulda kabul edildi. HDP’liler terk etti Oylamanın ardından Baydemir, genel kuruldan dışarı çıkarıldı. Baydemir’e verilen cezaya tepki gösteren HDP’li vekiller de genel kurulu terk ederek, bütçe görüşmelerinden ayrıldı. Baydemir’in Genel Kurul’dan çıkarılmasının ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylediği bağlamda da Baydemir’in kullandığı anlamda da bu ifadeye karşı çıktıklarını, ancak bu ifadelerini “kürsü dokunulmazlığı” kapsamında gördüklerini söyledi. Özel, “Bir parlamentoda en aykırı, en şoke edici fikirlerin dahi dinlenilebilmesi ve tahammül edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. l ANKARA ‘Ya bu kafa değişir, ya devamı gelir’ G enel Kurul’dan ayrıldıktan sonra gazetecilerin “İlk cezayı siz aldınız” demesi üzerine Baydemir, “Hayırlı olsun” yanıtını verdi. Gazetecilerin “Bundan sonra bu ce zaların devamı gelir mi sizce?” sorusu üzerine de “Ya bu kafa değişecek ya da bunun devamı gelecek” diye karşılık verdi. İçtüzük değişikliğinin yürürlüğe girme sinin ardından TBMM Genel Kurulu’nda Irak ve Suriye tezkeresinin görüşmeleri sırasında Baydemir, “Türkiye Kürdistanı” ve “Kürdistan halkı” ifadelerini kullanmıştı. Baydemir’ie yönelik herhan gi bir işlem yapılmamıştı. ‘Haddini aşma’ kavgası Bütçe oturumunu yöneten AKP’li Bahçekapılı’ya ‘tarafsız olun’ tepkisini gösteren CHP’lilerle AKP’liler birbirinin üzerine yürüdü TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın yönettiği dünkü bütçe oturumu yine gergin dakikalara sahne oldu. CHP’li vekillerin sözlerinin ardından yorum yapan Bahçekapılı’ya “tarafsız olun” tepkisini gösteren CHP’liler ile AKP’liler birbiri üzerine yürüdü. Bütçe görüşmeleri sırasında CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın sözlerinin ardından başlayan tartışma AKP ve CHP grubunu karşı karşıya getirdi. Özcan, Genel Kurul’da Atatürk’ün resmini göstererek “Bir de bakın, dikkat ettiniz mi, hemen yakasında bir madalya var. Ne madalyası bu? Bu, İstiklal Madalyası, 21 Kasım 1923’te TBMM tarafından verilmiş. Niye verilmiş? Millî Mücadele’den ba şarıyla çıkartmış bu ülkeyi, Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuş. Bakın, burada madalya almış bir Cumhurbaşkanımız daha var, son Cumhurbaşkanımız. Peki, bu madalyayı ne zaman almış? Birkaç yıl önce, belki Başbakanken. Kimden almış bu madalyayı? Musevi Cemaati’nden Amerika’da. Neymiş bu madalyanın adı? Yahudi Üstün Cesaret Madalyası. Bu madalyayı şimdiye kadar 11 kişiye vermişler; 11. Tayyip Erdoğan, ilk alan Müslüman” ifadelerinin ardından gerginlik başladı. Oturumu yöneten Bahçekapılı da “Bütün duygularımız ortakken burada kalkıp yok ‘Anlaşma Tel Aviv’de imzalanmamış, Kudüs’te imzalanmış’ veya ‘Cumhurbaşkanına İsrail ma Meclis’te dün yine kavga vardı. NECATİ SAVAŞ dalya vermiş’ deyip bunları söylemenin ne anlamı var, doğrusu anlamış değilim. Hep beraber olmamız gerekir tıpkı biraz önce okuduğum metindeki ortak irade gibi. Sonra da o ortak iradeyi okuyan kişi olarak ben sorgulamaya başlıyorum. Ne biçim bir iradeydi ki bu, burada bunu didikliyoruz, sorguluyoruz” sözleri “tarafsız olun” diyen CHP grubunun tepkisine neden oldu. Özel: Haddiniz değil Bahçekapılı’ya karşı CHP’li Özgür Özel, “Sizin makamınız bir ilkokul öğretmeni kıvamında, önünüzdeki milletvekili konuşmasını yaptıktan sonra onun konuşmasının içeriğine yönelik olarak, ona had bildirmek, görüş açıklama, üzüntü bildirme ve yok ‘Okuduğum şeyden ne anladığımı ben de anlamadım’ diyerek o milletvekilini kamuoyu önünde güç duruma uğratacak bir davranış hakkınız da değildir, haddiniz de değildir” dedi. CHP’li Özel’in “Bu İçtüzük’e uyacaksınız!” sözlerinin ardından Bahçekapılı’nın, “yerinize oturun, tahammül sınırımı aştınız artık” sözleri ile başlayan gerilim CHP ve AKP’liler arasında sözlü atışmalara dönüştü. Vekillerin birbirinin üzerine yürümesi üzerine Bahçekapılı oturuma ara verse de tartışma arada da devam etti. l ANKARA / Cumhuriyet Bürokratlar vurgunda birleşti CHP’li Hakverdi, Ankara BŞ Belediyesi bürokratlarının ve yargı mensuplarının kurduğu bir kooperatifin Etlik’te 19 futbol sahası büyüklüğünde arsa vurgunu yaptığını iddia etti CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, ASKİ, ANFA ve yüksek yargı mensuplarının kurduğu S.S. Yenişehir Ankara Konut Yapı Kooperatifi’nin Ankara’nın göbeğinde 19 futbol sahası büyüklüğünde dev arsa vurgunu yaptığını açıkladı. Arsanın düşük bedelle bir firmaya satıldığını, firmanın kurucu üyeleri üst düzey yargı mensupları ve bürokratlardan oluşan bir kooperatife tescil ettirdiğini anlatan Hakverdi, “BuHakverdi rada çok ciddi vurgun var. Bunu yargıya şikâyet etsek, yönetim kurulu üyeleri yargı üyesi, Etik Kurulu’na şikâyet etsek, Etik Kurulu üyesi. Bunları halkımızın vicdanına havale ediyorum” dedi. Hakverdi, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Ankara’da çok değerli bir arsanın durumunu anlattı. Etlik’te yapılan şehir hastanesi ile iki alışveriş merke ‘YALNIZ ÇAY DEĞİL RANT DA TOPLAMIŞLAR’ Kooperatif üyelerinin her bir daire için 385 bin lira ödeyecegini ve milyonluk daire sahibi olcağını belirten Hakverdi, kooperatifin ticari sicil kaydında geçen kurucu üyelerin isim ve görevlerini şöyle sıraladı: “Yıldırım Bozbıyık Kurucu Üye ve yönetim kurulu Başkanı: Gelir İdaresi Başkanlığı Başkan Yardımcısı, Musa Kanıcı Kurucu Üye: Cumhuriyet savcısı HSK bir önceki dönem genel sekreter yardımcısı. Tamer Isır Kurucu Üye: Albay, Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcısı. Bekir Çağlar, Kurucu Üye ve muhasip üye: Hâkim, Anayasa Mahkemesi Raportörü. Bülent Yetkin Kurucu üye: Hâkim, Vergi Mahkemesi Üyesi. Mahmut Akgün, Kurucu Üye: Hâkim, HSK Genel Sekreter Yardımcısı. Ahmet Karayiğit Kurucu Üye: Başbakanlık Etik Kurul Üyesi, Cumhurbaşkanlığı Baş Hukuk Danışmanı. Samir Altunkaynak Başkan Yardımcısı: Başbakanlık Avukatı, Hukuk ve Değişim Derneği Başkanı, Türk Maarif Vakfı Denetim Kurulu Üyesi, AKP Doğu Anadolu Bölgesinden Sorumlu Se çim İşleri Başkan Yardımcısı. Tekman Savaş Nemli: Eski Ankara 1. Ağır Ceza Dairesi Başkanı ve Yargıtay Üyesi.” Hakverdi, Söğüt İnşaat’ın tek başına yapmak yerine yargı mensuplarının oluşturuduğu yönetim kurulu üyeli kooperatifle anlaşmasının gerekçesini “Melih Gökçek, 2002’den beri hakkında çok sayıda şikâyet olmasına karşın her birinde takipsizlik aldı. Yüksek yargı organlarının başkanları yalnızca çay toplamıyorlar, çok ciddi buradan rant toplamışlar” diye açıkladı. zinin arasında, caddeye 1 kilometre cephesi olan 141 bin 966 metrekarelik arsanın, son 8 yılda 4 imar değişikliğine uğradığını söyledi. 19 futbol sahası büyüklüğündeki arsanın, 2016’da yüksekliğinin serbest bırakıldığını, konut, ticaret, otel kullanımı amacıyla AKP’li üyeler tarafından imar değişikliğinin kabul edildiğini söyleyen Hakverdi, gerçek değeri 2.5 milyar TL olan arsanın, belediye kararıyla 15 Haziran 2017’de, 430 milyon lira bedelle Söğüt İnşaat’a satıldığını anlattı. Bu firmanın Ankara Büyükşehir Belediyesinin ihalelerinin neredeyse tamamını aldığına dikkat çeken Hakverdi, daha sonra Söğüt İnşaat’ın belediyeye başvurduğunu ve arsanın tescilini S.S Yenişehir Ankara Konut Yapı Kooperatifi’ne istediğini kaydetti. Firmanın kooperatifle kat karşılığını sözleşme yaptığını belirten Hakverdi, “Buraya 2 bin 500 konut yapılacak ve değeri en az 1 milyon TL olacak” dedi. ‘El at, pisliği temizle’ CHP’li Ali Haydar Hakverdi, atanan başkan Mustafa Tuna’ya da “Gökçek’ten farkını görmek istiyoruz. Burada çok ciddi vurgun var. Yeni belediye başkanı, bu pisliğin temizlenmesine el atsın” çağrısındu bulundu. l ANKARA / Cumhuriyet Gözlerini kısma öyle... Sen her zamanki gibi deniz kıyısındaydın... Belli çocukluğuna ilişkin anı Elinde çiçekler vardı ve koşuyordun... Zaman durmuştu sanki... lar topluyordun.... Birden eski fotoğrafları ço Neler konuşuyordun, hüznün ğaltmaya başladın... penceresinden? Bir tuhaftın... Pablo Neruda’nın Sandalcı İnatçı bir korkuyla titreyen Türküsü’nü dinlerken bile ken aşkın, uyuyan ırmaklarda bu di içi evrenin, tüm renkleri top luştuğunda çılgınlaşıyordun... luyordu doğadan... Yıllar önce bir akşam Leon Utangaçtın!.. Paul Fargue’nin üşüyen çiçek Gözlerini kısarak konuşu lerine dokunmuştu parmakla yordun... rın... Bir zamanlar sen ve ben Bir mavi kâğıt parçasına yaz umutları ve kışları bölüşmüş dıklarımı, sana uzatmıştım... tük eski zaman masallarının or Ne yazıyordu anımsıyor mu tasında... sun? Ama işin sonuna varama Dinle: mıştık... “Yağmur yağıyordu ve sen Jean Folain’in adını ilk kez üşüyordun...” duymuştun... Gözlerinin yüksekliğinde sis Dört yana ilkyazı getiren o ten, kara buluttan, her şeyden kasabanın tek boyacısı, kara çok aşk fırtınasından etkilenen suratlı dükkânını yeniden boyu bir ışıltı görülüyordu... yordu... Birden Antonio Mochado’ya Peşimizi bırakmayan şarkılar baktın. Ona ellerini uzattın. O dan habersizdik, on yedi yaşın seni incecik belinden tuttu ve delişmenliği içindeydik... kendine çekerken şöyle dedi: Yine bir zamanlar okyanus ır “Düşlerimin güzel kadını/baş mağının kıyısındaydık, İlkgenç kalarıyla konuşuyorsun hep,/ lik yıllarımız geride kalmıştı. başkalarıyla, kıskandırmadan Raymond Queneau’yu beni!” okurduk gün boyu, top gibi kır Yalnızlık yağmura benziyor mızı bir güneşin altında... du o akşam. Dışarda ölgün Sevdalarımız bizi bırakıp git sarı sokak lambaları, içindeki mişti ama yüreğimiz sevgiyle hüznü, biliyorum, daha da ço örülüyordu... ğaltıyordu. Baharın şafağında yürüdük Her şeyden bıkmıştın ve yal hep!.. nızlık içinde kendi yüreğine Özgürlüğü sevdik!.. teslim olmuştun... Silah sesleriyle uykularımız Televizyon haberleri tekdü bölündü... ze geliyordu sana. Her akşam Arkadaşlarımızı, sevgililerimi ölümlerle, kadın cinayetleriy zi, yaşamı birlikte bölüştüğü le dolu haber bültenleri seni bir müz kadınlarımızı, erkeklerimizi başka zaman dilimine sürüklü pusu kurup öldürdüler... yordu... Selimiye’yi, Mamak’ı o yıllar O yok olan Madrid akşam tanıdık!.. larında çocukluğunun geçtiği Bak hava puslu bugün... kentlere gidip geliyordun... Kuşlar ahşap evlerin çatısın Türkülerine eskisi gibi sevinç da kanat çırpıyor... sinmiyordu. Kalemin çırpınış Deniz durgun... larla koparılıyordu. Bakıyorum da yüreğin kulak Attila Josef ne diyordu o ge kesilmiş, unutulmuş sevdanın ce Budapeşte’de sana? derinden gelen soluğuna... Anımsatayım: Sevginin o güzel ezgisi, gü Yoksulun karşısında ürküntü neşi gözlerinde saklayan senin den titrer zengin/ Yoksul korku bedenini ısıtmış... dan titrer zenginin karşısında/ Sevdan tüm erkekleri vuru Çünkü aslolan şey korkudur ha yor bugün... yatımızda/ Ve düzenbazlık, ama Yine siyaset yapıyorsun, ‘fa orada yeri yok umudun. şo’ların kesilmiş bıyıklarıy Yağmur yağıyordu ve sen la gövde gösterisine, Bülent üşüyordun... Ecevit’in hükümet protokolüne Aşksız bir yaşam sana göre kafanı takıyorsun... değildi... Sonra, çok sevdiğin Jorge HHH Carrera Andrade’nin dizelerini Yaşamın derinliğinden fışkı mırıldanıyorsun: ran nedir söyler misin? Acı ne “Gülüm ölüm yüzyılında doğ dir, kavga nedir, umut nedir dun, / makine, melekleri çoktan anlatır mısın? kovalamıştı. / Son faytonun ge Deniz kıyısındasın ve tek ba çişine bakıyordu Quito,/ fayton şınasın... la birlikte ağaçların geçişine,/ Gözlerini kısma öyle!.. yüzyılın eşiğindeydik,/ sessizli Ağlama!.. Hırçınlaşma!.. ğin gevişini getiriyordu inekler,/ O kurşun vızıldamaları, pu rüzgâr, atları mahmuzluyordu.” sular artık senin yaşamından HHH çıkmalı... Gözlerini kısmadan konuş Artık büyüdün, farkında mayı öğrenememiştin... mısın? Yarkadaş, TBMM Genel Kurulu’nda Cumhuriyet’in 22 Şubat 2002 tarihli manşetini gösterdi. Yarkadaş’tan Bozdağ’a Cumhuriyet’le yanıt CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “Cemaatin terör örgütü olduğunu bilmiyorduk” sözlerine gazetemizin 22 Şubat 2002 tarihli sayısındaki “Gülenciler terör örgütü” manşetiyle yanıt verdi. TBMM Genel Kurulu’nda süren bütçe görüşmeleri sırasında söz alan Yarkadaş, “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Cumhuriyet gazetesinin manşetinde yer alan haberde ‘Gülenciler terör örgütüdür’ deniliyor. Haberde de gördüğünüz üzere, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı ile DGM’nin bu konudaki fezlekesi ortadadır. Sayın Bozdağ eğer bilmek isteseydi, FETÖ’nün o zaman da bir terör örgütü oluşumu olduğunu bilirdi” dedi. Yarkadaş, AKİT Gazetesi’nin 2013 yılında attığı manşette yer alan “Gülen’i AK Parti kurtardı” manşetini Bozdağ’a çevirerek, şöyle konuştu: “Hadi Cumhuriyet’e inanmıyorsunuz, Akit gazetesine ne diyeceksiniz? Bakın, ‘Gülen’i AK PARTİ kurtardı’ diye yazıyor. Manşette yer alan sözleri de şu andaki grup başkanvekiliniz övünerek söylüyor. ‘Gülen’i biz kurtardık’ diyor. Kimi kurtarmışsınız? Cumhuriyet gazetesinin 2002 yılında terör örgütü olarak işaret ettiği, sizin çok sevdiğiniz Hizmet Hareketi’ni. Biliyordunuz... Bilerek devletin içine yerleştirdiniz, işbirliği yaptınız. Sızdırmadınız, yerleştirdiniz.” AKP’nin FETÖ’yle girdiği ilişki biçiminin bugün ise farklı cemaat ve tarikatlarla devam ettiğini belirten Yarkadaş, “FETÖ’yü temizliyoruz adı altında devletin okullarını, Milli Eğitim Bakanlığı’nı yeni cemaatlere, yeni tarikatlara açıyor, adeta yeni FETÖ’lerin tohumunu kendi ellerinizle atıyorsunuz” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle