23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 10 Aralık 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Lozan’ı ne yapmalı? Cumhurbaşkanı’nın Yunanistan ziyaretinde Lozan’ın güncellenebileceğini dile getirmesi üzerine deneyimli diplomat ve siyasetçi Onur Öymen’in bu konudaki görüşlerini sordum. Öymen, “Yunanistan ile aramızdaki meseleler Lozan Antlaşması’nın eksiklerinden değil, Yunanistan’ın antlaşma hükümlerini ihlal etmesinden kaynaklanıyor” dedikten sonra sorunları şöyle sıraladı: Lozan’ın en önemli hükümlerinden biri adaların silahsızlandırılmasıdır. Oysa, Yunanistan birçok adaya askeri kuvvet konuşlandırmıştır. Antlaşmanın 16. maddesi herhangi bir ülkenin egemenliğine açıkça bırakılmamış olan adaların ve adacıkların geleceğinin ilgili ülkeler arasında görüşmelerle belirlenmesini öngörüyor. Oysa, Yunanistan kendisine bırakılmamış olan ve Türk kıyılarına yakın 18 adayı veya adacığı son yıllarda işgal etti ve orada tesisler kurdu. Maalesef, Türkiye bu fiili duruma gerekli tepkiyi göstermedi. Oysa Türkiye Kardak krizinde etkili bir diplomasi uygulayarak Yunanistan’ın yapmak istediği emrivakiye izin vermemişti. HHH Yunanistan ile önemli ihtilaflarımızdan biri Ege’deki kıta sahanlığıdır. Yunanistan 6 millik karasularının üzerinde 10 millik hava sahasına sahip olduğunu iddia ediyor. Bu yalnız Lozan’a değil, bütün uluslararası anlaşmalara ve uygulamalara aykırıdır. Buna da değinilmediği anlaşılıyor. Batı Trakya’daki Türklerin Lozan’dan kaynaklanan hakları büyük ölçüde ihlal ediliyor. Lozan Antlaşması’nın 3744. maddeleri İstanbul’daki Rum azınlığının haklarını düzenliyor. 45. madde ise aynı hakların Batı Trakya’daki Türklere tanınacağından bahsediyor. Oysa, Batı Trakya’daki Türkler başta eğitim olmak üzere pek çok alanda engellemelerle karşılaşıyor. Türkiye’de eğitim gören öğretmenlerin büyük bir kısmına görev verilmiyor. Onların yerine Selanik’teki bir medresede yetersiz eğitim gören öğretmenler Türk çocuklarına eğitim vermekle görevlendiriliyor. Rodos ve İstanköy’de kapatılan Türk okullarının yeniden açılmasının gündeme getirildiğini de duymadık. Kısa bir süre öncesine kadar yürürlükte olan Yunan vatandaşlık yasasının 19. maddesi açıkça Türklere karşı ayrım yapıyor ve Helen asıllı olmayan ve uzun süre yurtdışında kalanların vatandaşlıktan çıkarılabileceğini öngörüyordu. Buna göre, 60 bin civarında Batı Trakya Türkü’nün vatandaşlıktan çıkarıldığı ifade ediliyor. Bu yasanın yürürlükten kaldırılmasına rağmen, bunların büyük çoğunluğu yeniden Yunan vatandaşlığına alınmamıştır. HHH 1913 tarihli Atina Antlaşması’na göre, müftülerin Türkler tarafından seçilmesi, baş müftünün de müftülerin belirleyeceği üç aday arasından Yunan Kralı tarafından atanması öngörülüyordu. Lozan Antlaşması’nda, 1913 Atina Antlaşması’na atıfta bulunuluyor. Ayrıca Lozan’ın 40. maddesinde dini konularda azınlığın dinsel ya da sosyal kurumları yönetme ve denetleme hakkına sahip olacakları belirtiliyor. Oysa, Yunanistan bu hükümleri açıkça görmezden gelerek müftüleri bizzat atama yoluna gidiyor. Halkın seçtiği İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa görevini yapmakta ısrar edince tutuklandı, daha sonra da para cezasına çarptırıldı. AİHM onun açtığı davada Yunanistan’ı kusurlu bularak mahkum etti. Buna rağmen, bugün de müftüler Yunan devleti tarafından atanıyor. Etraflıca gündeme getirilen sadece bu konu olmuştur. Değinilmeyen konulardan biri de toprak sorunudur. Lozan imzalandığı sırada Türkler Batı Trakya’daki toprakların yüzde 84’üne sahip bulunuyordu. O yıllarda yapılan nüfus sayımına göre, Batı Trakya’da 129.118 Türk, 33.904 Rum yaşıyordu. Bugün bu dengeler tamamen değişmiştir. Bu ve benzeri örnekler Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’na hukuki açıdan ve fiilen ihlal ettiğini ortaya koymaktadır. O nedenle, şimdi yapılması gereken Lozan’ın gözden geçirilmesi değil, Yunanistan’ın anlaşmaya uygulamasını sağlamaktır. VELİLER İSYAN ETTİ Küçücük çocuklara derste düğün yaptılar! ZEHRA ÖZDİLEK Küçükçekmece Atakent mahallesindeki Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu’nda öğrencilere kına kıyafeti, gelinlik ve damatlık giydirilerek, öğretmenler tarafından para takıldı. Okula çocuğunu almaya giden bir veli ise gördüğü manzaraya isyan etti. Veli, “Biz kesinlikle böyle şeylere karşıyız. Çocukların kafasına bu yaşta evliliği sokmuş oluyorlar. Zaten şimdi erken yaşta evlilikler var. Bunlar iyice onaylanmış gibi oluyor. Çocuklar okulda birbirine ‘evleneceğim kız, evleneceğim erkek’ diye bakmaya başlar” diye konuştu. Okuldaki skandal etkinliğin, Sosyal Bilgiler dersi kapsamında ‘geleneklerimiz, göreneklerimiz’ konusu işlenirken düzenlendiği ortaya çıktı. Etkinliğe tepki gösteren veli, gazetemize değerlendirmelerde bulundu: “Arada bir çocuğumu görmeye okula giderim. O gün yine okula gittim. Baktım yöresel kıyafet, gelinlik, kınalık, damatlık, giydirilmiş öğrenciler var. Ne olduğunu sordum. Sosyal Bilgiler’de gelenek, göreneklerimiz konusu işleniyormuş. Kitaplarında da bunlar yazıyor. Gelin sandalyede oturuyor damat başında, öğretmenlerden para takanlar oldu. Yani res men orada bir evlilik töreni kutlanıyormuş gibi bir hava vardı. Sadece kendi çocuğum için değil tüm çocuklar kötü etkilenir diye endişe ediyorum. Konumuz geleneklerimiz göreneklerimiz olabilir ama o konuyu işlemek zorunda değiller. Yöresel yemeklerimiz, halk oyunlarımız var mesela... O manzara karşısında dehşete düştüm. WhatsApp grubundan da bu resimler paylaşılınca daha fazla sinirlendim. Bunun gösterisi olmaz, olacak şey değil. Tarif edersin, başka türlü anlatırsın ama tutup giydirirsen bu çocuklar birbirine evlenme teklifini bu yaşta eder.” l İSTANBUL Lise öğrencileri mafya dizisi çekti! Kırşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencileri S.Y., A.E. ve V.K. internette fenomen olan “Sıfır Bir Bir zamanlar Adana’da” dizisinden etkilenerek, ‘sokak hikâyelerini’ anlattıkları “Dört Sıfır” adlı üç bölümlük dizi çektiler. Uyuşturucu kullanan, eli silahlı kişilerin olduğu, mafyatik sahnelere geniş yer verilen dizi tepki çekti. YouTube’a gelen şikâyetlerin ardından videoların iki bölümü kaldırıldı. Çocuklar İnstagram hesaplarından yaptıkları açıklamada, “Bazı şahıslar bizi çekemeyip yaptığımız işi ve emeği göze alamayıp şikâyet etmişler. İzin belgemiz olmadığı için maalesef yapabileceğimiz bir şey yok. Dört Sıfır internet dizimiz artık yayınlanmayacak, bilginize” dedi. İddiaya göre, videoyu gören rehber öğretmeni durumu okul müdürü ve müdür yardımcısına bildirdi. Yöneticilerin gülerek, “Aman canım ne var bunda, çocuklar aralarında şaka yapmış. Çok da güzel olmuş. Üzerinde durmaya değmez” dedikleri ileri sürüldü. Dizinin oyuncusu çocukların Eğitim Bir Sen ve Osmanlı Ocakları tarafından yönlendirildikleri, 19 Ekim 2015’teki Gül Kitap Evi yağmasına katılan grup içerisinde yer aldıkları da öne sürüldü. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle