06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 12 Kasım 2017 2 Ali İsmail’in düşleri için! haber TASARIM: EMİNE BİLGET ALİKEV üyeleri, Vodafone İstanbul Maratonu için son antrenmanını yaptı Antrenmanda Korkmaz Ailesi’nin yanı sıra, CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve şimdiye kadar 16 ülkede koşan 90 yaşındaki Safter Kartoğlu da ter döktü. ZEHRA ÖZDİLEK Vodafone İstanbul Maratonu’nda koşacak olan Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) üyeleri dün Maçka Parkı’nda antrenman yaptı. Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, “Hepimiz Ali İsmail’in adımlarıyla yarın maratonda koşacağız” dedi. Antrenmanın sonunda şarkıcı oyuncu Melike Demirağ ile Emel Korkmaz ‘Arkadaş’ parçasını seslendirdi. Antrenmana ALİKEV adına koşacak olan baba Şahap Korkmaz, abi Gürkan Korkmaz, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, doksan yaşındaki Safter Kartoğlu da katıldı. Antrenman sonunda gazetemize konuşan anne Emel Korkmaz “Daha çok çocuğumuza burs imkânı sağlayabilmek, daha çok çocuğumuza umut olabilmek için bizlere verdiğiniz destek için teşekkür ederim. Yarın çok güzel bir maraton süreci geçireceğiz. Bağışlarımız, bağışlarınız bol olsun. Şu an 110 çocuğumuza burs vermeye başladık. Hepsiyle birebir kendim görüştüm, pırıl pırıl başarılı çocuklarımız. İnşallah bu sayıyı daha çok artırmayı hedefliyoruz” dedi. Tanrıkulu da herkese bugün yapılacak koşuya, ALİKEV adına katılma çağrısı yaptı: Tanrıkulu, “Hem Ali’nin anısına, hem de onun gibi gençlerin düşlerine destek olun!” çağrısı yaptı. l İSTANBUL İdeolojik değişme modeli15 Weber ve Marx Sanıyorum, bu yazıya en çok, içeride unutulmamaları için, her pazar andığım “hapisteki yazarlargazeteciler” dikkat edecek... Çünkü onlar, 21. yüzyıl Türkiye’sinde çağdaşlaşamamanın sancılarını, bizzat yaşayarak çekiyorlar. HHH Feodal aşamada patinaj yapan bir Din/Tarım toplumu... “Devletçi Seçkincilerin”, yukarıdan aşağı, “devlet eliyle” çağdaşlaştırma çabaları sonunda... Hiç kuşkusuz İstiklal Savaşı’nın kazanılmasından alınan karizmatik güçle... Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet rejimi ile... Sınıfsal destek olmadan Demokrasi yoluna girmiştir. HHH Cumhuriyet’in, Devlet eliyle sonradan yaratmaya çalıştığı “Sermaye Sınıfı”, Tek Parti Rejimi döneminde tohumlanmış... 19501960 arası dışa bağımlı bir biçimde (komprador burjuvazi olarak) filizlenmiş... Günümüze kadar yaşanan değişme ve gelişmelerle de artık (demokrasiye sahip çıkma bilinci eksik olmakla birlikte) rüştünü ispat etmiştir. Demokratik Rejimi kuran ve yaşatan asıl güç niteliğiyle işçi sınıfı ise, ancak 1961 Anayasası ile canlandırılmaya çalışılmış ve günümüzde hâlâ varlığını kanıtlayamamıştır. Yani Türkiye’de sermaye ve işçi sınıfları gelişerek devleti elinde bulunduran toprak ağalarına ve din adamlarına karşı savaşmamış... Tam tersine İstiklal Savaşı’nı kazanarak yıkılan devleti yeniden kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, yukarıdan yaptıkları düzenlemelerle sermaye ve işçi sınıflarının ortaya çıkmasına ortam hazırlamışlardır. Böylece sınıfsal gelişme ile Demokratik Rejim arasındaki ilişki, Osmanlı’nın geri kalmış olmasından dolayı, Türkiye’de, teknolojik bakımdan gelişmiş ülkelerin tersine bir süreçle kurulmaya çalışılmıştır. HHH Meraklısı için kuramsal not: 15 yazıdır Türkiye’yi açıklamaya çalıştığım bu “İdeolojik Değişme Modeli”, özellikle Atatürk eksenli olduğu için, esas olarak Max Weber’in “Kültürel Değişme” ile “Toplumsal Değişme” arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan “Anomi” durumunun yarattığı “Karizmatik Lider” kuramına uygun düşüyormuş gibi görünür; ama bu görüntü eksiktir... Çünkü Atatürk’e dayalı “Karizmatik Lider” modeli ancak Marx’ın sınıfsal mücadeleye dayalı “tarihsel materyalist” modeli ile anlaşılabilir ve hayata geçirilebilir. Batı’nın gelişmesini Protestan ahlakı ile açıklamaya çalışan Weber, ancak, “ideolojik bilinç” ve Bolivar, Atatürk, Gandhi, Lumumba, örneklerinde görülen, azgelişmiş ülkelerdeki “ideolojik modeller” açısından “tarihsel materyalizm” içine oturtulduğunda anlam kazanır. HHH Bugün, Cumhuriyet’in ilanı ve 1961 Anayasası ile gerçekleştirilen “Devletçi Seçkincilerin”, “İdeolojik” Demokratik Cumhuriyet modeli... “Gelenekçi Liberallerin” Neoemperyalizm ve Neoliberalizmle bütünleşen, Amerikancı, mezhepçi, sözde “Ilımlı Siyasal İslam” modelinin saldırısı altındadır. İnsanlık tarihi, Demokratik Cumhuriyet modelinin mutlaka kazanacağını göstermektedir. DİREN CUMHURİYET... DİREN DEMOKRASİ! Çok da önemli olmayan bir ameliyat için okurlarımdan bir süre izin istiyorum. Skandallar zinciri İzmir’in Çiğli ilçesinde, 15 Ağustos’ta kreş servisinde unutulan 3 yaşındaki Alperen Sakin’in ölümüne dair önemli görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde servis aracının saat 08.08’de kreşin önüne geldiği, okulda olmadığı saatler sonra fark edilen Alperen’in cansız bedeninin ise 17.01’de, bir görevlinin kollarında bina içine alındığı görüldü. Bilirkişi raporunda, Alperen’in yoklamada olmamasına rağmen saatlerce aranmamasına, kurum tarafından acil eylem planı yapılmamasına ve ilk yardım da bulunacak personelin olmamasına dikkat çekildi. Savcı, servis görevlileri ve okul sahibi hakkında ‘bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ ve ‘suç delillerini yok etmek’ suçlamalarıyla 14 yıl hapis istedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle