18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Eylül 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Darbe sonrasının KİTAPÇIĞI VAR’ Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülke yönetiminde kimin ne rol alacağının önceden belirlenmiş olduğunu ifade etti CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişimin ardından en çok merak edilen konulardan birine ilişkin açıklamalarda bulundu. Darbenin ardından kimlerin görevlendirileceğine ilişkin olarak Kılıçdaroğlu, “Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı, Cumhurbaşkanı kim olacaktı, Başbakan kim olacaktı, bu işin siyasi ayağı ile ilgili sizin somut bir bilginiz var mı?” sorusuna “Darbe sonrası cumhurbaşkanı ve başbakanın yazıldığı siyasi görevlendirmeyi içeren bir kitapçık var” diye konuştu. Yenikapı ruhunun ‘istismar’ edildiğini belirtip, “Eğer biz itiraz etmezsek sivil darbe olur” diye konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, televizyon kanallarının genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantının gündeminde OHAL süreci, Gülen cemaatiyle mücadele, Yenikapı Ruhu, 15 Temmuz süreci konuları yer aldı. Kılıçdaroğlu “Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı, Cumhurbaşkanı kim olacaktı, Başbakan kim olacaktı, bu işin siyasi ayağı ile ilgili sizin somut bir bilginiz var mı?” sorusuna “Darbe sonrası cumhurbaşkanı ve başbakanın yazıldığı siyasi görevlendirmeyi içeren bir kitapçık var” şeklinde yanıtladı. Toplantıya katılan CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş da, Kılıçdaroğlu’nun darbe döneminin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nın adının yazılı olduğu bir kitapçığın varlığından söz ettiğini söyledi. Bu konuya ilişkin sorular sorduklarını belirterek, “Kendisi kitapçığı görmemiş. Öğrenme şekli de hükümet tarafından, ‘Böyle bir kitapçık var sizin haberiniz var mı?’ şeklinde olmuş ama detayları hakkında bilgi yok. Herkes tabii çok merak etti, sordu ama detay yok. Öyle zannediyorum böyle bir açıklamanın ardından böyle bir kitapçığın varlığı ve içeriği konusunda ciddi tartışmalar olacaktır” diye konuştu. ‘Batı’ya anlatamayız’ Gazetecilerin ve sanatçıların tutuklanmasını doğru bulmadığını da belirten Kılıçdaroğlu “Yargılama olabilir ancak bu tutuksuz yargılama olmalı. Biz sanatçıların gazetecilerin yazarların tutuklanmasını kimseye anlatamayız” de ğerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu 15 Temmuz sürecine ilişkin bazı ‘kırılma noktaları’ olduğunu ifade ederek “Hâkimler sanıkları tutuklamazsa kendilerini kötü hissedecekler. Yani sanıkları tutuklamak zorunda hissediyorlar kendilerini aksi taktirde hâkimler FETÖ’cü damgası yemekten korkuyor” diye konuştu. Böyle bir baskı ortamında adaletin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir an önce bu atmosferden çıkması gerektiğinide ifade etti. CHP lideri, cezaevlerinde işkence ve kötü muamele duyumları aldıklarını da söyleyerek “böyle duyumlar alıyoruz bunu da biz Batı’ya anlatamayız. İnsan Hakları Komisyonu’nun bu konuda bir araştırma yapması için biz bir girişimde bulunduk ancak bu iktidar partisi tarafından kabul edilmedi” dedi. Adli Yıl açılışının Beştepe’de yapılmasını “çok yanlış” olarak yorumlayan Kılıçdaroğlu, “İktidarın Yenikapı ruhundan anladığı siz sesinizi çıkarmayın biz istediğimizi yapalım. Bizimse Yenikapı’dan anladığımız bu değil. Yenikapı ruhu demokrasi için ortak payda çıkarmak olmalı. Yenikapı ruhundan güçlü demokrasiyi anlıyoruz bunun tersi ise demokrasiye ihanettir. Biz burada bir yanlışlık görürsek sesimizi çıkaracağız” ifadesini kullandı. Adli Yıl açılışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın salona girdiği anda hakim ve savcılarca ayakta alkışlanmasını doğru bulmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı bir salona geldiğinde biz kalkabiliriz, bürokratlar kalkabilir, bu bizim devlet geleneğimizde var ama dünyanın hiçbir yerinde yargı bağımsızlığı çerçevesince yargıçların Cumhurbaşkanı geldiğinde ayağa kalkması onu alkışlaması doğru değildir, biz bunu doğru bulmuyoruz” değerlendirmesini yaptı. ‘Kalıcı olunmamalı’ CHP lideri, “Fırat Kalkanı” harekâtına ilişkin olarak ise, Cerablus’ta kalıcı olunmasını doğru bulmadığını söyleyerek, “Eğer mülteciler için güvenli bölge oluşturulacaksa destek veririz” ifadesini kullandı. l İstanbul/Cumhuriyet haber 5 Suç ve ceza... Bu kez Van’dan ve Hakkâri’den acı haberler geldi: Van’da 8 şehit, 8 yaralı... Hakkâri Çukurca’da 7 şehit, 20 yaralı... Hakkâri Şemdinli’de 5 şehit, 6 yaralı... Van’ın Çaldıran ilçesi Tendürek Dağı bölgesinde yürütülen operasyonlar sırasında çıkan çatışmada bir teğmen, iki astsubay, beş uzman çavuş, hain PKK’li teröristlerce şehit edildi... Tendürek’te 100, Çaldıran’da 11 PKK’linin öldürüldüğü bildirildi. Bir pazar sabahı, insanın içini acıtan, hüzünlendiren “Yeter artık!” dedirten bir yazı yazmak istemezdim. Sonbaharın esintisinden, hayattan, denizden, doğadan söz edecek, belki “aşk kırgını” diye başlayan tümcelerle sevdaya dair yazacaktım. Durgun akan bir ırmağı, talan edilen dağlarımızı, ovalarımızı, kırlangıçların göçünü, kirli havayı, doğayı anlatacaktım. Sabah sabah acı haber yüreğimin derinliğindeydi. Bir süre masmavi gökyüzüne baktım... Yolda yürürken aklıma Shakespeare’in bir dizesi geldi: “Yaşlısın deseler de bana... İnanma aynalara... Gençlik ve sen aynı yaştasınız ya...” Anılarım canlandı birden. Kör terör sarmalında yaşıyorduk 30 yıldır. Kör terör kuşatmıştı canım ülkemi. Silahın namlusunda barış arayanlar, ölümler karşısında suskundu. Kürtler ve Türkler kardeştir... PKK, IŞİD, FETÖ... Acımasızlıkları tescillenmiş terör örgütleri bunlar. Böyle bir süreçte, hele hele PKK’nin kanlı saldırılar yaptığı günlerde “çözüm süreci”nden söz edilir mi? İnsanlarımız ölüyor, hayatın derin sularında yaşamlar bitiyor. Acılarımızı içimize gömerken gözyaşlarımız dinmiyor. Yaşamı kucaklamak istiyor çocuklarımız... Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak... Bu coğrafya, kadim topraklar hepimize yeter artar bile... HHH 15/16 Temmuz’da bir felaketin, FETÖ’cü darbenin kıyısından döndük... Halkımız darbeye karşı tepki koydu, tank paletlerinin altına yattı ölümü göze alarak... Darbe girişimi bir travma yarattı. Asker giysileri giymiş FETÖ’cüler kendi çıkarları için halkın üzerine ateş açtı. Şimdilerde soruşturmalar sürerken gözaltılar devam ediyor. Biz gazeteciyiz, demokrasiyi, hukuk devletini savunur, halkı bilgilendirmek için haber yapar, yazı yazarız. Bir gazetenin sahibinin, üst düzey yöneticisinin bir suça bulaşması, suç işlemesi gazeteciyi bağlamaz. Bunda suçu işleyen kişi sorumludur. Suç kişiseldir, bir örgütü destekleyen gazetede çalışmak o gazeteciyi terör örgütü üyesi yapmaz, bu hukuka aykırıdır. O nedenle FETÖ’yü ya da PKK’yi destekleyen gazetelerde çalışanlar kendi yazdıkları haber ve yazılarında suç işlemiyorlarsa “suçlu” sayılmazlar. Tanrı aşkına söyleyin, Aslı Erdoğan’ın, Necmiye Alpay’ın tutuklu olmasını nasıl açıklayacaksınız? Her ikisi de hangi suçu işlemişler, yazılarında, çevirilerinde... Nazlı Ilıcak’ı, Şahin Alpay’ı, Mümtaz’er Türköne’yi, Aslı Erdoğan’ı, Necmiye Alpay’ı ve daha pek çok meslektaşımızı tutuklayarak darbe tehlikesi ya da terör ortadan mı kalkacak? FETÖ’cüler devletin kılcal damarlarına dek girerken bu devlet uykuda mıydı? Cumhurbaşkanı’nın yaverinden, Genelkurmay Başkanı’nın özel kalem müdürüne dek FETÖ’cüler devletin olanaklarını kullanarak örgütlenmişler, alçakça bir darbe girişiminde bulunmuşlardır. HHH Bugün tutuklamalarda özensizliklerin ivedi olarak düzeltilmesi gerekir. Özensizlikler, FETÖ’cülere ve PKK’ye yarar... Hiçbir anlam ifade etmeyen gazeteci tutuklamaları yerine şu darbeci zihniyeti ortadan kaldırmak gerekir. Bir daha söyleyeyim, gazetecilik suç değildir. Şiddeti desteklemeyen, suç olan bir fiili övmeyen, sadece bir düşünceyi açıklamak asla suç değildir... Çözüm sürecinin gündeme gelmesi için PKK’nin saldırıları durdurması gerekir... Devlet silah bırakmaz... Devletin de işi haber yapmak, yazı yazmak olan gazetecileri gözü kapalı tutuklamaması gerekir. Özen gösterilerek demokrasiyi bir yaşam biçimine dönüştürmemiz Türkiye’yi daha güçlü hale getirir. ‘Demokratikleşmeme ısrarı!’ Kayıp yakınlarının oluşturduğu “Cumartesi Anneleri”nin, 27 Mayıs 1995’ten bu yana her cumartesi yaptığı oturma eyleminin 597. hafta etkinliği İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirildi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan ve ellerinde gözaltına alındıktan sonra kaybolan yakınlarının fotoğraflarını taşıyan grup, oturma eylemi yaptı. Grup adına açıklama yapan Ümit Tekay Dişli, “Bizi buraya mahkum eden devletin demokratikleşmeme ısrarıdır. Kayıplarımızın açığa çıkartılması, kaybedenlerin hakkaniyetle yargılanması için barışa, hukuk devletine ve demokrasiye ihtiyacımız var’’ dedi. ELİTFÜ’TRENKMBEANHÇKEIZLIİ’YE ‘Sen benim dedem ol’ Suriye’de rejim güçlerine karşı savaşırken yaşamını yitiren Türkmen komutan Murat Paşa’nın eşi Fatma Paşa ve kızları 6 yaşındaki Elif, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin girişimleri sonucu Türkiye’ye döndü. 6 yaşındaki Elif, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaretinde, Bahçeli’ye, “Sen benim dedem ol” sözleriyle seslendi. Bahçeli’nin Elif’e yanıtı ise “Seni okutacağım...” oldu. Elif, henüz 6 yaşında olmasına karşın büyük acılar yaşadı. Babası, dayısı ve ağabeyi Suriye’de rejim güçlerine karşı savaşırken yaşamını yitirdi. Elif ve annesi, daha önce Türkiye’ye sığınmak istedi. Ancak “güvenlik” gerekçe gösterilerek, sınır dışı edilmişti. Barış mitingine ‘güvenlik’ yasağı Ankara’daki Barış Mitingi, Ankara Valiliği’nin güvenlik gerekçesiyle yasaklandı. Kararın ardından Güç Birliği bileşenleri miting yerine basın açıklaması düzenleyerek yaşananları protesto etti. Yasağın mitinge yarım saat kala getirilmesi ve ABD Büyükelçiliği’nin Ankara’da yaşanan canlı bomba saldırıları öncesinde olduğu gibi vatandaşlarını miting alanına karşı uyarması dikkat çekti. DİSK, KESK, TMMOB, TTB, sendikalar ve siyasi partilerin oluşturduğu ‘Güç Birliği’, mitingin yasaklanmasıyla, basın açıklaması kararı aldı. Yüksel Caddesi’ndeki açıklamada mitingin son anda iptal edilmesine tepki büyük oldu. Güvenlik konusundaki zafiyete dikkat çeken bileşenler, “Türkiye’de, yurttaşlarımız düğünlerini yapamaz, toplu taşımaya, pazarlara, sinemalara gitmekten korkar hale gelmiştir” dedi. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile tasfiye edilen akademisyenler için ‘AKP’nin savaşı’ nitelendirmesi yapan Güç Birliği açıklamasında, “Son çıkarılan KHK’ler darbe girişiminin tüm hukuksuzluklara kılıf olarak kullanılacağını çok daha güçlü şekilde açığa çıkarmış oldu” ifadeleri yer aldı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle