23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 24 Eylül 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU AdaYvMa,yKoHluKn’leuraeçtı 12 Eylül darbecilerinin TMMOB KHK’si 33 yıl sonra, CHP’nin 15 Temmuz kararnamelerine dava açtığı gün Anayasa Mahkemesi’nden döndü 15Temmuz darbe girişimi üzerine ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelere kar ‘Özerktir, serbestçe karar alır’ şı Anayasa Mahkemesi’ne da va açılıp açılamayacağı tartışılır Meslek kuruluşlarının özerk olduğuna müdahalesi olmaksızın serbestçe karar ken, Anayasa Mahkemesi’nden işaret edilen kararda, “Özerklik, kişi ve alıp uygulayabilirler. Özerklik, kesin ve içtihat niteliğinde bir karar gel kuruluşların kendi faaliyetlerine ilişkin sürdürülebilir karar alabilme yetkisine di. Yüksek Mahkeme, 12 Eylül kararları alma ve uygulama konusunda sahip olabilmeyi de içerir. TMMOB ALİCAN ULUDAĞ darbecilerinden oluşan Milli Güvenlik Konseyi’nin 33 yıl önce kanun hükmünde kararna me ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile odaları temsil etmek üzere ulus lararası toplantı ve kongrelere katılmayı Ba gerekli yetkiyle donatılmış olması anlamına gelmektedir. Bu aynı zamanda kurumların dış etkilere karşı korunmasını ifade eder. Meslek kuruluşları, idari özerkliklerinin sonucu olarak, kendi seçilmiş organlarıyla merkezi yönetimin ve odaların uluslararası toplantı ve kongrelere, herhangi bir mercinin iznine bağlı olmadan kendi iradesi ile temsilci gönderme yetkisine sahip olması anayasanın 135. maddesi ile öngörülen özerk yapının gereğidir” denildi. yındırlık Bakanlığı iznine bağlayan düzenle mesini anayasaya aykırı bularak iptal etti. 22 kapsamında kritik kanun hükmünde kararna vurdu. Söz konusu madde, “Türk Mühendis Haziran 2016’da iptal kararını alan AYM, ge meler çıkarılmıştı. CHP, bu kararnamelerden ve Mimar Odaları Birliği’ni veya odaları tem rekçesini CHP’nin 15 Temmuz kararnameleri bazılarının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne sil etmek üzere uluslararası toplantı ve kong ne dava açtığı günde açıkladı. gideceğini açıklayınca iktidar temsilcileri ana relere katılmak, Bayındırlık Bakanlığı’ndan Kararda, anayasanın 135. maddesine gö yasanın 148. maddesinin buna engel olduğunu izin alınmasına bağlıdır. Bu izin verilmeden re kamu kurumu niteliğindeki meslek kuru iddia etmişti. 148. maddesinin birinci fıkrası önce, İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları ile top luşlarının özerk yapısı olduğuna dikkat çeki nın ikinci cümlesi, OHAL, sıkıyönetim gibi du lantı ve kongrenin konusuna göre diğer ilgi lerek, bakanlıktan izin şartının bu kuruluşla rumlarda çıkarılan KHK’lere karşı AYM’de da li bakanlıkların görüşleri de alınabilir” hük rı “merkezi idareye bağımlı hale getireceği” va açılamayacağını düzenliyordu. münü düzenliyordu. Yüksek Mahkeme, söz kaydedildi. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdo CHP’nin KHK’lere dava açtığı gün AYM’nin konusu maddeyi oyçokluğuyla iptal etti. Ka ğan Teziç, AYM’nin kararının içtihat niteliğin çarpıcı bir kararı dün Resmi Gazete’de ya rarın gerekçesinde, merkezi idarenin ka de olduğunu belirterek, “Anayasa Mahkeme yımlandı. Buna göre Danıştay İdari Dava Da mu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşla si, KHK’nin adına bakmaz, işin niteliğine, içe ireleri Kurulu, Milli Güvenlik Konseyi tara rı üzerindeki denetiminin idari ve mali de riğine bakar. Anayasanın 148. maddesindeki fından 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar netimin ötesine geçmemesi gerektiğine vur sınırlamaya bakmaz. Eğer bir olağanüstülük Odaları Birliği Yasası’na 19 Nisan 1983 yılın gu yapıldı. AYM’nin KHK’ye ilişkin bu iptal yoksa KHK’yi esastan inceler” dedi. da çıkarılan 66 sayılı Kanun Hükmünde Ka kararı 3’üncü kararı oldu. Mahkeme 1990 ve 15 Temmuz darbe girişiminin üzerine Ba rarname ile eklenen Ek1’inci maddesinin ip 1991 yıllarında da iki OHAL KHK’sini iptal kanlar Kurulu’nun tüm yurtta ilan ettiği OHAL tali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne baş etmişti. l ANKARA CHP ilk adımı attı OHAL sonrası çıkarılan 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin bazı hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu CHP, 15 Temmuz darbe girişimi üzerine alınan OHAL kararının ardından çıkarılan 668 sayılı ikinci Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) bazı hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. CHP adına Anayasa Mahkemesi’nde dava açan Grup Başkanvekili Levent Gök, gelecek hafta 669, ondan sonra da diğer KHK’lerin iptalini isteyeceklerini belirterek, “Hükümet, KHK’lerle adeta darbe dönemini hatırlatan bir fırsatçılığa düşmemelidir. İktidarın hukukun dışına çıkmasını istemiyoruz” dedi. Darbe teşebbüsünün ardından 8 KHK çıkarıldığını, çıkarılan ilk KHK olan 667 sayılı KHK’nin Meclis gündemine alındığını, görüşmelere başlandığını anlatan Gök, söz konusu KHK’ye ilişkin itirazlarını kanunlaştıktan sonra Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını belirtti. Gök, şöyle devam etti: “OHAL kararnameleriyle yasalarda değişiklikler yapılamaz. Bu bakımdan Anayasa Mahkemesi 1991 yılında kararlarına yazarak, o dönemde çıkarılan bazı kanun hükmünde kararnameleri incelemiş ve olağanüstü halin gerekli kılmadığı konuları, kanun kapsamında düzenlenmesi gerekirken kararnameye alınan konuları, süresini aşan konuları, kapsamının dışında kalan konuları denetlemekte kendisine yükümlülük saymış ve o dönemde çıkarılan kimi kararnamelerdeki bazı hükümleri anayasaya uygunluk açısından denetlemiş ve iptal etmiştir” diye konuştu. İptali istenen maddeler Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını referans alarak başvuru dosyasını hazırladıklarını söyleyen Gök, şu bilgileri paylaştı: “668 sayılı KHK’de Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulu, Askeri Hâkimler Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, Yüksek Askeri Şura’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Disiplin Kanunu, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Sahil Güvenliği Komutanlığı Kanunu’nda değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler olağanüstü halin süresinden sonra da geçerli olacak olan değişikliklerdir. Şimdi sorumluluk Anayasa Mahkemesi’nde. Yapmak istediğimiz hukuk devletidir.” Ayrıca 668 sayılı KHK’de “darbe teşebbüsünden sonra görev yapan kamu görevlilerinin hukuki ve cezai sorumluluklarının olmadığını” düzenleyen maddeyi de Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını bildiren Gök, aynı kararanamede yer alan “OHAL’in ilanından önceki tarihe götürerek 15 Temmuz’dan geçerli olmasına ilişkin” hükmün de iptalini istediklerini bildirdi. “Meclis bypass edilmemelidir” diyen Gök, “Anayasa Mahkemesi 1991 yılında almış olduğu kararları gözeterek bu başvurumuzu değerlendirecek ve Türkiye’nin hukuk devleti ilkesinden uzaklaşmayacağının altını kalın harflerle çizecektir” dedi. l ANKARA Anıtkabir’e sponsorlu plastik oyun parkı açtılar Atatürk’ün kabrinin yer aldığı Anıtkabir’e, Anıtkabir Komutanlığı tarafından MNG Kargo sponsorluğunda plastik oyun parkı yapıldı. Oyun parkı içinde yer alan tabelada, “MNG Kargoya destekleri için teşekkür ederiz. Anıtkabir Komutanlığı” yazısı dikkat çekti. Anıtkabir mozelesinin yakınına yapılan oyun parkı, yurttaşlar tarafından tepki topladı. Oyun parkının 6 ay önce yapıldığını söyleyen Anıtkabir yetkilileri, talebin ailelerden geldiğini, çocuklu ailelerin rahat etmesi için yapıldığını ve memnun geri dönüşler aldıklarını dile getirdi. Tepkileri duymadıklarını söyleyen yetkililer, “Oyun parkı 6 aydır var, şimdiye kadar uğramamışlar mı” sorusunu sorarak Atatürk’ün çocuk sevgisini de oyun parkı yapılma gerekçesi olarak sundu. Çocuklu ailelerin rahat etmesi için yapıldığı söylenen oyun parkını “büyük saygısızlık” olarak gören yurttaşlar, “Çocuklarımız, tarihi öğrensin diye getiriyoruz. Atatürk’ün kabrinin bulunduğu yer, çocuk oyun alanı değil. Bunları yapanlar, kendi ailesinin kabrine çocuk parkı yapıyor mu” diye sordu. “Buraya geldiğimizde çocukları oyun parkına atıp, yanında dinlenecekmişiz. Zaten ülke tembelliğimizden bu halde. Bari burada tembellik yapmayalım” diye tepkisini dile getiren yurttaşlar, Anıtkabir’in çocuk eğlendirme yeri olmadığını söyledi. Önce İnsanım Diyen Avukatlar Platformu da Anıtkabir Komutanlığı’na oyun parkının kalkması için talepte bulundu. Konuya ilişkin açıkalama yapan bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, “Nasıl bir mezar ‘Ucubeler Anıtkabir’den kalksın’ Konuya ilişkin Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Büyükşehir Belediyesi’ne, Koruma Kurulu’na, Anıtkabir Komutanlığı’na yazı yazdıklarını bildirerek bu mekânsal saygısızlığı yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da dile getirdi. Anıtkabir’in anı mekânı, saygı mekânı olduğunu söyleyen Candan, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuk sevgisini bildiklerini anca zamandan ve mekândan bağımsız çocuk oyun aletleri koymanın saygısızlık olduğunu belirtti. Candan, “Biz çocuklarımıza davranışlarını zaman ve mekâna bağlı olarak geliştirmelerini söylüyoruz. Saygı zamanı ve saygı mekânında çocuklar saygı durmak için orada olmalılar. Anıtkabir plastik kaydırak alanı değildir. Ya o ucubeler oradan ya kalkacak ya kalkacak. Koruma Kurulu buna izin verdi mi? MNG Kargo katkılarıyla yapılmış. MNG kargo neye sponsor olduğunu biliyor mu?” dedi. lığın içine çocuk parkı yapılamazsa, böylesine tarihsel bir anı mekânına da asla bir oyun parkı yapılamaz” dedi. Nazlıaka, “Nasıl bir çocuk kütüphaneye girdiğinde bağırarak koşamayacağını biliyorsa; anı mekânını ziyaret ettiğinde de ona göre davranır. Kaldı ki Aslanlı Yol’da yürürken taşlar öylesine döşenmiştir ki; başınızı öne eğmek zorunda kalırsınız. Bu da Anıtkabir’in bir saygı mekânı olmasındandır” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet haber 5 Özgürlük ruhumuzdadır... Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, laiklik... Baskıcı rejimlerde bunların hiçbirisi yoktur. Kimileri, “hayır, var” dese bile sakın inanmayın. Kendi siyasal ve ekonomik çıkarlarının sarmalında, her konuda bilmişlik taslayanların hiçbirisi basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda konuşmazlar. Cumhuriyet, kurulduğu günden bugüne, yapılan baskılara boyun eğmedi, korkusuz yayıncılık ilkelerinden ödün vermedi, araştırmacı gazeteciliğe önem verdi. Salt bununla kalmadı, ezenlerin değil ezilenlerin sesi oldu. Koşulsuz, düşünceyi ifade özgürlüğünden yana oldu. Orhan Erinç, Cumhuriyet’in en kıdemli emekçisi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı. Erinç ve Aydın Engin’in Right Livelihood Vakfı’nın Cumhuriyet’e verdiği “Alternatif Nobel ödülü”ne ilişkin yazılarını okurken, insan haklarına, kadın haklarına, laikliğe, demokrasiye, özgürlüklere en fazla önem veren bir gazetenin niçin yoğun bir saldırı altında olduğunu düşündüm bir süre. Cumhuriyet, bildim bileli, kimilerine göre darbeci, kimilerine göre komünist, kimilerine göre Kemalist, faşist, dinsiz, kimilerine göre dönek, eh bu arada da FETÖ’cü... Bunları ciddiye falan almıyoruz artık... Gülüp geçiyoruz Vakıf Yönetim Kurulu toplantılarında, yazıişlerinde. Aldığımız bu önemli ödül hepimizi onurlandırdı... Çünkü arkadaşımız Osman İkiz’in değindiği gibi “Alternatif Nobel”, tüm kıtalarda “doğru yaşamı savunan” Hayrettin Karaca, Birsel Lemke gibi şövalye ruhlu kahramanları, Cumhuriyet gibi gazeteleri ödüllendirerek, insanlığın tek kurtuluş yolu olan “dürüst hayat” için duyarlılık yaratmaya çalışıyor. HHH Cumhuriyet’e verilen bu ödül bize onur, gurur ve güç verdi... Bu ödül, her yıl daha iyi bir dünya, daha güzel bir yaşam, çevre ve barış için çaba gösteren kişilere, kurumlara veriliyor. Onun için mutluyuz, gururluyuz... Kurucumuz birinci başyazarımız Yunus Nadi’nin ölümüyle ikinci başyazarımız Nadir Nadi Cumhuriyet’i kurumsallaştırmış, Berin Nadi’yle üçüncü başyazarımız İlhan Selçuk Cumhu riyet Vakfı’nı kurarak yaşamını güvence altına almışlardır. Ben de Cumhuriyet Vakfı’nın kuruluşundan bugüne değin üyelerinden birisiyim. Yunus Nadi’nin Cumhuriyet’te 7 Mayıs 1924’te ilk yazısında vurguladığı yayın ilkeleri, bugün Cumhuriyet Vakfı’nın “başlangıç” bölümünde yer alıyor. “Cumhuriyet bağımsız bir gazetedir... Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet’in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir... Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Bildirisi’ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet amaçlarına ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar.” Yukarıdaki ilkeler, 92 yıl boyunca kuşaktan kuşağa yayıldı, ödün verilmemesi için çaba harcandı. Yazarlarımız öldürüldü, 12 Mart ve 12 Eylül’de, kumpas davalarında zindanda yattı arkadaşlarımız. Fethullah Gülen’in maskesini 40 yıl önce indiren, polis, yargı, eğitim ve TSK’de nasıl örgütlendiğini, sahte sağlık raporlarını, sınav sorularının yanıtlarını nasıl elde ettiklerini belgelerle ortaya koyan gazetedir Cumhuriyet. HHH Cumhuriyet’in 22 Şubat 2002’deki manşeti şuydu: “Gülenciler terör örgütü...” Adana DGM 17 Ekim 2001 tarihinde RTÜK’e gönderdiği yazıda “terör örgütü”nün amacını anlatıp Samanyolu TV’ye ceza uygulanmasını istiyor: “Fethullah Gülen cemaatinin, gelir sağlamak, eleman ve taraftar kazanmak, örgüte müzahir kitle oluşturmak propaganda faaliyetlerinde Samanyolu TV’yi kullandığı iddianamede anlaşılmıştır. Televizyon özel ve çıkar amaçlara hizmet ettiğinden diğer televizyon kanallarına uygulanan ceza Samanyolu’na da verilmelidir.” RTÜK, Fethullahçı kanala ceza uygulamadı... Evet! Bağımsızlık ve özgürlük Cumhuriyet’in ruhundadır... Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını tamamladı 7 maddede uzlaştılar liderlere sunulacak EMİNE KAPLAN AKP, CHP ve MHP’den oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yargı ağırlıklı olmak üzere 7 maddede uzlaşmaya vardı. Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin kaldırılması pakette yer alırken, kaldırılacak iki mahkemeden Anayasa Mahkemesi’ne seçilen 2 üyeyi kimin seçeceği konusunda uzlaşmaya varamadı. HSYK’nin yapısı konusunda da görüş birliğine varılamadı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, dün toplandı. 3 saat süren toplantıda anayasanın ‘yargı yetkisi’ başlıklı 9, ‘mahkemelerin bağımsızlığı’ başlıklı 138, ‘mahkemelerin kuruluşu’ başlıklı 142, ‘askeri yargı’ başlıklı 145, ‘askeri yargıtay’ başlıklı 156 ve ‘askeri yüksek idare mahkemesi’ başlıklı 157, ‘Milli Güvenlik Kurulu’ başlıklı 118. maddeler olmak üzere 7 maddede değişiklik yapılması yönünde uzlaşıya varıldı. ‘Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır’ hükmünü düzenleyen 9. maddeye ‘tarafsızlık’ ibaresinin eklenmesi, 138. maddeye de aynı yönde ifade konulması kararlaştırıldı. Askeri yargı, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ni düzenleyen 3 maddenin kaldırılması, askeri mahkemelerin kaldırılması nedeniyle mahkemelerin kuruluşunu düzenleyen 142. maddeye disiplin mahkemeleriyle ilgili fıkra eklenmesi, Milli Güvenlik Kurulu’nu düzenleyen 118. mad dede jandarma genel komutanının kurul üyeliğinden çıkarılması yönünde düzenleme yapılması kararına varıldı. AYM’de ‘2 üye’ krizi Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin kaldırılmasıyla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne söz konusu iki mahkemeden giden 2 üyenin kim tarafından belirleneceği konusunda ise görüş ayrılığı çıktı. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’yle ilgili düzenleme pakete konulmadı. AKP, 2 üyenin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesini isterken; CHP ve MHP, Danıştay ve Yargıtay’ın bildireceği adaylardan TBMM tarafından seçilmesini önerdi. Uzlaşma olmayınca karar liderlere bırakıldı. Liderler de uzlaşamazsa Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının 15’e düşürülebileceği belirtiliyor. HSYK’de uzlaşma yok Toplantıda, HSYK’nin yapısıyla ilgili madde tartışıldı. CHP, HSYK’nin üyelerinin Meclis tarafından üçte iki çoğunlukla seçilmesinde ısrarcı oldu. Salt çoğunluk isteyen AKP, öneriyi kabul etmedi. Bu madde de pakette yer almadı. CHP ve MHP, AKP’nin seçimlerle ilgili önerisine karşı çıktı. Liderler görüşmesinde, AKP’nin önerisi doğrultusunda genel seçim süresinin bu dönemi kapsamayacak şekilde 5 yıla çıkarılması konusunda uzlaşma sağlanabileceği belirtiliyor. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle