17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 24 Eylül 2016 yorum 13 Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA [email protected] Bitmeyen kıdem sevdası Milli iradeymiş... Zafer Bayramı’nı, Cumhuriyet Bayramı’nı yok sayacaksın, 23 Nisan’ı,19 Mayıs’ı unutturacaksın. Okulları, 15 Temmuz broşürleri, belgeselleri ve dersleri ile açacaksın. Neymiş? 15 Temmuz milli irade günüymüş. 15 Temmuz, onlara göre öyle. Bize göre de “besle kargayı, oysun gözünü” günü. Meclis’i bombalayan, üstlerine bile bile salınan insanları kurşunlayan, ulusal orduyu tasfiye eden, her türlü karanlık işi çeviren yobazlık örgütü casusluk cemaatini iktidar ortağı olarak kucaklarında besleyip büyütenlerin günü. Heder olan eğitim Geçen hafta bu köşede, sanki bu topraklarda aydınlanmacı Cumhuriyet devrimi hiç yaşanmamış gibi eğitim alanının nasıl imamlaştırıldığının ve gericileştirildiğinin somut örneklerine değinmemiz üzerine epey okur mektubu geldi. Bunlardan biri, laik Cumhuriyet okullarının imamlaştırılmasının ne gibi sonuçlar doğurduğuna değiniyordu: “Yabancı bir ülkenin sınavlı bursunu kazanan çocuğum, oradaki eğitimini sürdürmek için benden Türkiye’de okuduğu liseden ‘mezuniyetini gösterir belge’ istedi. Okula gittim. Çocuğumun okuduğu süper lisenin adı ‘imam hatip’ olmuştu. Okul yetkililerine durumu aktardım. Kayıt defterine baktılar ve yabancı dil ağırlıklı süper lise mezuniyet notunun en yüksek not olduğunu gördüler ve ‘Yurtdışı başarısı boşuna değilmiş’ dediler. Ancak diploma mezuniyet notunu yazacakları antetli belgede, mezun olduğu süper lisenin değil, imam hatip okulunun adı yazıyordu. ‘Yabancı, böyle bir belgeyi eline alsa, okul adları farklı diye belgeye inanmaz’ dedim. Üstelik, sosyal paylaşım sitelerindeki ‘gördüğü eğitim’ kategorisine mezun olduğu okulun adını yazsanız, orada bile sistem eski okulun adını tanımıyor...” Şimdi, denklik arayan yurtdışındaki eğitim kurumu, o çocuğa “Sen imam okulunu bitirmişsin. Bilimsel çalışma için yeterli değilsin” derse ne olacak? O çocuğun emeği, Bilal Erdoğan’ın “1 milyon imam hatipli” dayatmasına heder mi edilecek? Mıy mıy Karşıdevrimde adım adım ilerlediler, adım adım. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana hep gedik açmak için hazırdılar. Ne zaman Cumhuriyet ilkelerini korumakla yükümlendirilmiş CHP görev ve sorumluluklarından ödün verdi, o zaman başarılı oldular. Örneğin, 1945 sonrası. Bugün de karşıdevrimde başarının doruk noktasındalar. Çünkü CHP’nin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu, yeterli direnci göstermiyor, tam tersine AKP’nin uygulamalarında uzlaşıya gidiyor. Anımsayınız, Meclis’e türban sokulduğunda, Kemal Kılıçdaroğlu, Şafak Pavey’i kürsüye çıkartıp içinde hiç “laiklik” sözü geçmeyen soyut bir konuşma yaptırmıştı. Ne oldu? Meclis’te türbandan, şortlu genç kıza uçan tekmeye geldik! Düşünün; CHP, ana muhalefet partisi olarak gerçekten dirençli olsa, TBMM Milli Saraylar tarafından “Doğumunun 174. Yılında Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu” düzenlenebilir mi? Düzenlenebiliyor, çünkü okurumuz İhsan Erdem’in ifadesiyle ortada bir “mıy mıy mutemet muhalefet” var. 24 EYLÜL 2016 SAYI: 33225 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler Mine Esen Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.20 05.06 05.30 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.47 13.03 16.24 06.31 12.48 16.09 06.54 13.10 16.33 Akşam 19.07 18.51 19.15 Yatsı 20.26 20.10 20.31 ŞÜKRÜ KARAMAN Gazeteci Bu yılın başlarında yoğun tartışmalara yol açan kıdem tazminatı, özellikle Türkİş ve DİSK’in muhalefetinden ötürü uzlaşıya varılamadığı gerekçesiyle rafa kaldırılmıştı. Zaten önceki yıllarda da fon çalışmaları çeşitli kez soğumaya bırakılmış, daha sonra yeniden tartışmaya açılmıştı. Yani kıdem tazminatı temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. Bu yıl da aynısı oldu. Hem 15 Temmuz darbe girişimi hem de yaz mevsiminden ötürü gündemden düşmüştü. Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun açıklamalarını dikkate aldığımızda kıdem tazminatı konusu yeniden gündemin ilk sıralarında yerini alacak, tartışmaları beraberinde getirecek. Uzlaşma önemli Kıdem tazminatı gibi çok duyarlı konuda uzlaşma sağlanması, ortak bir noktada buluşulması çok önemli. Kuşkusuz bu uzlaşmayı sağlayacak olan bizatihi hükümet. Alacağı kararlarda, çıkaracağı yasa Öyle görünüyor ki, hükümetin kıdem tazminatı sevdası bitmeyecek gibi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu kıdem tazminatı fonunu görüşmek üzere sosyal taraflarla önümüzdeki günlerde bir araya geleceklerini açıkladı. larda muhalefet partilerinin, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini, önerilerini ciddiyetle değerlendirmeli, itirazlarını masaya yatırarak ele almalı. Sosyal taraflarla hükümetin uzlaşması gereken konuların başında kıdem tazminatı geliyor. İşçiler, kazanımlarında büyük kayıplar olacağı gerekçesiyle kıdem tazminatı fonu kurulmasına şiddetle karşı çıkıyor. İşveren de daha önce kamuoyuna sızdırılan yasa taslağındaki fon sistemine itiraz ediyor. Kıdem tazminatını üzerinde yük olarak gören, yıllardır kaldırılmasını talep eden işverenler taslağa çekinceli yaklaşıyor. İşçi transferi İşveren temsilcileri öngörülen fonlu sistemin geniş boyutlu ve sürekli işçi transferlerine yol açacağını, işlet melerin yetişmiş, deneyimli elemanları ellerinden kaçırabileceğine olanak tanıyacağını savunuyor. Yani işverenler, Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulması ile birlikte işçilerin çalıştıkları işyerlerine bağımlılığının sona ereceği, başka işyerlerine transfer olabileceği kaygısını taşıyor. İyi yetişmiş alanlarında deneyimli ve yetenekli elemanları yitirmek istemiyorlar. İşçi mevcut hakları geriye götüreceğinden, hak kaybı olacağından, işveren ise iyi elemanların başka yerlere transfer olacağı ya da kaçırmamak için aylıklara yüksek zam yapılacağından, dolayısıyla maliyetler artacağından fona itiraz ediyor. Hoşnutsuzluk Çalışma Bakanlığı yaptırdığı araştırma ile işçi ve işverenlerin çoğunluğunun mevcut sistemden hoşnut olmadığının belirlendiğini açıkla dı. Eğer durum böyle ise Türkİş ve DİSK’in itirazları niye? Toplumun çok duyarlı olduğu kıdem tazminatı tarafların görüşleri alınarak yeniden ele alınmalı ya da gündemden tamamen çıkarılmalı. Aslında en doğru olanı kıdem tazminatı konusunu indirilmemek üzere rafa kaldırılması. İşçi ve işverenin karşı çıktığı böylesine hassas bir konuda hükümet de “yaptım, oldu, bitti” mantığı ile yasayı sanırım çıkaramaz. Sosyal tarafların onay vermediği, itiraz ettiği yasaların uygulanmasında büyük sıkıntıların ortaya çıktığı sır değil. Uzun yıllar çalışma yaşamında yeri bulunan mevcut kıdem tazminatı sistemini bir çırpıda ortadan kaldırıp yerine çok farklı bir uygulamayı hemen getirmek çok kolay değil. İşçinin son derece duyarlı olduğu kıdem tazminatında sosyal tarafların görüşleri, kaygıları, talepleri mutlak olarak dikkate alınmalı. Toplumda ve siyasette egemen olan hoşgörü havası, hükümetin alacağı kararlarda, çıkaracağı yasalarda da kendini göstermeli. Kıdem tazminatında özellikle işçi ile karşı karşıya gelinmemeli, Türkİş ve DİSK’in “genel grev” kararları gözden uzak tutulmamalı. Dört çelişki birden Tahir Elçi’nin vurulma anının görüntülerini izlediğini iddia eden sanığın ifadesine tepki MAHMUT ORAL Tahir Elçi’yi vurduğu söylenen Mahsum Gürkan’ın kameralardaki görüntüsünde silah sol elinde ve namlusundan tutulmuş olarak görülüyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki operasyonlarda şubat ve mart aylarında teslim olan 32’si tutuklu 40 sanıklı iddianamede, tutuksuz sanık Ekrem Ö., Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin vurulma anının görüntülerini “Rodi” kod adlı PKK’linin kamerasından izlediğini, Elçi’yi sokağa giren 2 PKK’liden Mahsum Gürkan’ın vurduğunu iddia etti. Gürkan’ın elindeki silahı kabzasından ters tuttuğunu, ateş etmediğinin tespit edildiğini, Gürkan yanından geçerken Elçi’nin ayakta olduğunu, olay yerinde gazeteciler, güvenlik, Mobesse ve polis kameralarında Elçi’nin vurulma anına ilişkin hiçbir görüntünün bulunmadığını vurgulayan eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, kamuoyunun oyalanmaya ve yanıltılmaya çalışıldığını vurguladı. Diyarbakır Barosu Genel Sekreteri Abdullah Çağer de Elçi soruşturmasının cezasız bırakılmak istendiğini belirterek iddialara tepki gösterdi. Elçi hayattaydı Diyarbakır Barosu’nun Elçi cinayetinin aydınlatılmasına ilişkin oluşturduğu komisyonda yer alan Aktar, “Kamera görüntüsünü izlediğini söylüyor. Hangi açıda imiş ki o görüntüyü çeken, olay anını baştan sona kadar çekebilmiş KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK İFADEYİ YALANLAYAN TESPİTLER l Gürkan elindeki silahı kabzasından ve ters tutuyor l Ateş etmediği görüntülerde var l Gürkan yanından geçerken Elçi hâlâ hayattaydı l Görgü tanıkları, güvenlik, Mobesse ve polis kameralarında Elçi’nin vurulma anına ilişkin hiçbir görüntü yok ve kimin ateş ettiğini de bir anda tespit edebilmiş. Birinci tutarsızlık bu. Diğeri ise Mahsum Gürkan olduğu söylenen kişinin Dört Ayaklı Minare’nin önünden geçinceye kadar bir tek el ateş etmediği sabit. Üstelik Mahsum Gürkan, silahının namlusundan tutmuş halde görülüyor. Tespitlerde de Mahsum Gürkan’ın silahındaki kurşunların bittiği, şarjörünü değiştiremediği belirtiliyordu. Dolayısıyla Mahsum Gürkan’ın vuran kişi olma ihtimali yoktur zaten. Kaldı ki Mahsum Gürkan koşup Tahir Elçi’nin bulunduğu noktayı geçtiği sırada Elçi hâlâ hayatta ve ayakta” dedi. Elçi’yi polisin vurduğuna ilişkin şüpheler bulunduğuna dikkat çeken Aktar, “Eğer bu bilgi gerçekten inandırıcı ve gerçek olsa idi şu anda Elçi cinayeti soruşturma dosyasında Mahsum Gürkan’ın şüpheli olarak görünmesi gerekirdi. Ama dosyada bir tek şüpheli bile yok. Bu iddianamede ortaya atılan id [email protected] dialar sadece kamuoyunu oyalamaya, yanıltmaya yöneliktir. Polislerin ateş ettiğine dair güçlü şüphenin dağılması hedeflenmiştir” dedi. Kamuoyunu yanıltıyorlar Elçi ile aynı büroda avukatlık yapan ve ölümünün ardından ailesinin avukatlığını üstlenen Diyarbakır Barosu avukatlarından Neşat Girasun, zaman zaman bu tür haberler çıktığını, bu durumun kamuoyunu yanıltmaya dönük olduğunu söyledi. Adliye önünde Elçi için düzenlenen anma töreninde konuşan Diyarbakır Barosu Baro Genel Sekreteri Abdullah Çağer de “Soruşturma makamı tarafından askeri kriminalde bilirkişiler istenmiş, yerinde lazer ışınları ile birlikte ölçümler alınmış, kurşunun geleceği yön tespit edilmiş çalışmalar neticesinde dosya Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş. Burada kaçan iki şahsın silahından çıkan herhangi bir kurşunun başkana (Tahir Elçi) isabet etmediği, başkanın öldürülmesi olayından önce bunların ateş edemez hale geldiklerinde bile başkanın henüz yaşadığı görüntülerde açık bir şekilde belirlenmiştir. Sadece başkanın öldürülmesine ilişkin olayı, cezasızlıkla mücadele kapsamındaki dosyalara onun dosyasını da eklemekten ibarettir. Ancak biz Diyarbakır Barosu olarak buna izin vermeyeceğiz” dedi. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Şehit asker vasiyeti gereği devlet töreni olmadan defnedildi Hakkâri’nin Şemdini ilçesinde yaralanan ve 22 gün sonra şehit olan jandarma uzman çavuş Erdal Tekeci için dün Çorum’da tören düzenlendi. Şehidin cenazesi eve getirildiğinde babası Eyüp Tekeci, anne Filiz Tekeci, iki ay önce evlendiği eşi Nezire Tekeci güçlükle ayakta durabildi. Şehidin vasiyeti üzerine ailesi resmi tören düzenlenmesini istemedi. Cenaze namazına Çorum Valisi Necmeddin Kılıç, askeri ve mülki yetkililer katıldı. Şehit asker Ulu Mezarlık’ta toprağa verildi. CHP’li Dudu Frankfurt Havaalanı’nda alıkonuldu CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, bir konferansa katılmak için gittiği Almanya’da Frankfurt Havaalanı’nda diplomatik pasaportunu göstermesine karşın alıkonuldu. Pasaport kontrolünde, “Nereye gidiyorsun? Hangi toplantıya ka Mevlüt Dudu tılacaksın? Bu toplantıyı kim düzenledi? Konusu ne? İçeriği ne? Kimler katılıyor” gibi sorulara maruz kalan CHP’li Dudu, verdiği cevaplara rağmen polis merkezine götürüldü. Dudu, “Diplomatik pasaportuma rağmen yapılan muamele açıkça siyasidir. Bazı siyasi oyunlar olduğunu düşünüyorum. Dışişleri Bakanlığı’nı tepki vermeye çağırıyorum” dedi. Dudu, polis merkezinde elektronik dönüş biletini gösterdikten sonra serbest bırakıldı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle