16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Bağdadi de Ebu Garib’den geçmiş IŞİD lideri Bağdadi’nin 2004 yılında yedi ay boyunca Irak’ta Amerikan askerlerinin işkenceleriyle bilinen Ebu Garib Hapishanesi’nde tutulduğuna işaret eden bir belge ortaya çıktı. Daha önce Bağdadi’nin Irak işgali sırasında ABD tarafından güneydeki Kamp Bukka’da tutulduğu da basına yansımıştı. iPhone’unuz tek tıkla ‘hacklenmiş’ olabilir ‘Siber silah tüccarı’ diye nitelenen İsrail merkezli NSO şirketinin iPhone’u tek bir link üzerinden ele geçirebildiği casus yazılım uzmanları şaşkına çevirdi. Apple’ın işletim sistemindeki açıkları kullanan yazılım, bir BAE’li insan hakları avukatının telefonuna gelen bir mesajdan şüphelenmesiyle ortaya çıktı. Link tıklanınca telefonun kamera ve mikrofon verilerine erişiliyor. Cumartesi 27 Ağustos 2016 [email protected] Deraya Esad’a teslim [email protected] 7 Şam yönetimi karşıtı eylemlerin başlangıç noktalarından Deraya’da cihatçılar silahlarını hükümet güçlerine bırakarak çekiliyor... Yeni adresleri, Türkiye sınırı yakınındaki İdlib IŞİD çocuklara Kürtleri infaz ettirdi Gaziantep’te Kürtlerin düğününe canlı bomba saldırısını bir çocukla düzenlediği ileri sürülen IŞİD, yine çocukları kullandığı korkunç bir video yayımladı. Videoda, asker giyimli beş çocuk, turuncu tulumlarıyla diz çökmüş beş erkeği tabancayla infaz ediyor. Videodaki ses, öldürülenlerin Kürt olduğunu ve Kürtlerin son dönemde örgüte karşı elde ettiği kazanımlardan dolayı cezalandırıldığını söylüyor. Ancak kimlikleri, nerede rehin alındıkları veya ne zaman öldürüldükleri belirtilmiyor. SITE Intelligence Group’a göre video IŞİD’in Suriye’deki kalesi Rakka’da çekilmiş, bazısı 10 yaşından küçük infazcı çocuklar da Britanya, Mısır, Kürt, Tunus ve Özbek asıllı. Britanyalı olana Ebu Abdullah el Britani deniyor. Suriye’nin güneybatısındaki Dera kentinde 2011’de başlayan protestoların yayıldığı ve çatışmaya dönüştüğü ilk bölgelerden biri olan başkent Şam’ın Deraya kasabasında cihatçılar teslim bayrağını tümden çekti. Bu yılın ortasında hükümet güçlerinin yüzde 65’ini kontrolüne aldığı ve kuşatmayı sıkılaştırdığı kasabada sayıları 700’le ifade edilen cihatçıların bir kısmı aftan yararlanma karşılığı teslim oldu. Diğerleri silahlarını teslim ederek aileleriyle birlikte Nusra ile Ahrar’ın kontrolündeki İdlib vilayetine güvenli geçişi kabul etti. Tahliyeler başladı Sivillerin tahliyesiyle ilgili anlaşmaya da varıldı. Yeniden yaşanabilir hale getirilip yaralar sarılana kadar Deraya’dan çıkarılacak 4 bin sivil, önce kabul merkezlerinde ağırlanacak, ardından Şam’ın hükümet kontrolündeki kasabalarına yerleştirilecek. Ambulanslarla gelen BM, Kızılhaç ve Kızılay ekiplerinin gözetimindeki tahliyeyi, yol kenarına dizilen askerler de takip etti. AFP’ye Deraya’nın yaşanamaz hale geldiğini anlatan bir militan, kasabadan ayrılanların ruh halini “Bu en zor an. Genci, yaşlısı herkes ağlıyor. Herkes birbirine veda ediyor, çocuklar okullarıyla, anneler mezardaki evlatlarıyla vedalaşı yor” diye aktardı. Militanların ve sivillerin otobüslerle yapılan ayrı ayrı tahliyesinin 4 gün sürmesi bekleniyor. 4 yıldır kuşatma altında Batı medyasının “isyanın sembolik merkezlerinden biri” diye nitelediği Deraya, yerel unsurların silahlanmasının ardından, Ağustos 2012’de hükümet güçlerinin evev düzenlediği bir baskına sahne oldu, yüzlerce kişinin öldürüldüğü haberleri geldi. 2012 sonundan be Harabeye dönen Deraya’nın birçok bölgesinde muhaliflerden boşalan yerlere Suriye askerleri yerleşti. ri hükümet kuşatmasındaki kasaba varil bombalarının hedefindeydi ve kıtlıkaçlık başgöstermişti. BM’ye göre tam teşekküllü ilk insani yardım haziranda ulaştı. ŞamDera yoluna bağlanması ve Mezze askeri üssüne yakınlığı sebebiyle kritik önemdeki Deraya’da son dönemde iki cihatçı grup kalmıştı: Nusra liderliğindeki Fetih Ordusu unsurlarından Ecnad eş Şam (Şam’ın Askerleri), yerel unsurlardan oluşan ve ABD’den tanksavar alan Şüheda el İslam (İslam Şehitleri) Tugayı. Arjantin cuntacıların peşini bırakmıyor Arjantin’de 197683’teki cunta yönetimi sırasında işledikleri muhalifleri öldürme, işkenceden geçirme, kaçırma, bebeklerini çalma suçlarından bir eski general dahil 28 asker, müebbet hapse mahkum edildi. 2012’de başlayan ve 600 tanığın çağırıldığı davanın görüldüğü mahkeme önünde toplanan, ellerinde öldürülen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan binlerce kişi kararı birbirlerine sarılarak kutladı. Gözaltı merkezi La Perla’da işkence yapılırken kahkahalar attığı için “sırtlan” lakabıyla anılan ve daha önce 11 kez müebbete çarptırılan 89 yaşındaki eski general Luciano Menendez, bu kez 52 cinayet, 260 adam kaçırma, 656 işkence, 82 kayıp vakasından mahkum edildi. IŞİD’den kaçıp Neonazilere yakalandılar Irak’ta IŞİD’in şerrinden kaçıp Almanya’ya sığınan Ezidiler, bu kez yabancı düşmanlarının saldırısına uğradı. İslam karşıtı PEGIDA hareketinin merkezi Dresden kentinde pazar günü nehir kıyısında oturan 6 Ezidi, dövülüp hastanelik edildi. Saldırıyı Dynamo Dresden taraftarı holiganların düzenlediğini aktaran Bild gazetesi, polisin basın açıklamasında olayı “Çok sayıda Kuzey Afrikalı kendi aralarında kavgaya tutuştu. Ardından Almanlar da kavgaya karıştı” diye naklettiğini aktardı. Ancak hastaneye gidip yaralılarla görüşen gazeteciler, Ezidilerin Neonazi saldırısına uğradığını ortaya çıkardı. Bild, Birhat’ın (23) cep telefonuyla çektiği kanlar içindeki arkadaşlarının fotoğraflarını yayımladı. Birhat, Almanya’ya huzur için geldiklerini, ama arkadaşlarının hastanelik edildiğini belirtip “Sokağa çıkmak istemiyorum, tek istediğim Dresden’den gitmek” dedi. Maden grevi kana bulandı Bolivya’da işçilerle görüşmeye giden İçişleri Bakan Yardımcısı Illanes, önce rehin alındı ardından katledildiği haberi geldi Rodolfo Illanes Bolivya’da İçişleri Bakan Yardımcısı Rodolfo Illanes, grevci maden işçileri tarafından kaçırıldıktan sonra dövülerek öldürüldü. İçişleri Bakanı Carlos Romero, Illanes’in başkent La Paz’a 160 kilometre mesafedeki Panduro’da grev yapan işçilerle görüşmeye gittiğini ancak kaçırıldığını belirterek “Bakan yardımcımız vahşice ve korkakça katledilmiştir” dedi. 120 kişi gözaltında Olayla ilgili soruşturma başlatılırken 120 kişi gözaltına alındı. TV’de olayı anlatırken gözyaşlarına boğulan Savunma Bakanı Reymi Ferreira, Illanes’in naaşını nın alınamadığını, kaçmayı başaran asistanının da hastanede tedavi altında olduğunu açıkladı. Ferreira, bu suçun cezasız kalmayacağını vurguladı. Solcu Devlet Başkanı Eva Morales, son dönemdeki engelliler, özel ulaştırma şirketleri ve şimdi de Ulusal Madencilik Kooperatifleri Federasyonu’nun (FENCOMIN) protestolarının düşmanları tarafından hükümetini istikrarsızlaştırmak için kullanıldığını savundu. Morales, “Bu madencilik sektörünün toplumsal bir meselesi değil, siyasi komplo” dedi. Illanes, madencilerce alıkonurken radyoya yaptığı açıklamada, bırakılmasının koşulunun, hükümetin yeni yasal düzenlemeyi madencilerle müzakare etmesi olduğunu belirtmişti. Hükümetin madencilik sektörüyle ilgili yeni yasal düzenlemesine karşı sendikalar grev kararı almıştı. Madenciler, daha fazla maden ruhsatı, özel şirketlerde çalışma hakkı ve çok daha büyük bir sendika temsiliyeti talep ediyor. 2 madenci ölmüştü Çarşamba günkü gösterilerde polisle göstericiler arasında çatışma çıkmış, polisin açtığı ateşte iki madenci ölmüştü. Protestoları düzenleyen FENCOMIN, geçmişte Morales’in önemli destekçilerindendi. Kardeşi için canını verdi Wilders seçim sezonunu erken açtı! Hollanda’da Mart 2017 ge nel seçimi önce si anketlerde bi rinci sıraya yükse len aşırı sağcı Öz gürlük Partisi’nin (PVV) lideri Ge ert Wilders tarafın Wilders dan Twitter’da yayımlandı. Buna göre PVV iktidara gelirse Hollanda’da “tüm camiler ve İslami okullar kapatılacak, Kuran ya saklanacak. Ülkenin İslamlaşması nın geriye çevrilmesi kapsamında sı nırlar ve sığınmacı merkezleri kapa tılacak, İslami ülkelerden göçmenle re giriş yasağı konulacak”. Savunma ve emniyet harcamalarının artırılma sı ve sanata devlet desteğinin azaltıl ması da vaatleri arasında. İtalya’yı geçen çarşamba günü sabaha karşı uykudayken yakalayan 6.2 şiddetindeki depremin bilançosu giderek ağırlaşıyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı 278’e yükseldi. Enkaz altında kaldığı tahmin edilen yüzlerce kişi için ise arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Ablanın fedakârlığı Depremin ağır hasara yol açtığı Pescara del Tronto kasabasında enkaz altından çıkartılan iki kız kardeşin hikâyesi yürek burktu. Bölgedeki aramalar esnasında, enkaz altında kalmış üst üste yatan iki çocuk bulundu. Kardeşini korumak için üzerine siper olan 8 yaşındaki Gulia’nın enkazdan cansız bedeni çıkartılırken korumak için kendini feda ettiği 4 yaşındaki kız kardeşi birkaç küçük sıyrıkla enkazdan çıkartıldı. Çocukların büyükannesi Angela Cafini, “Gulia kardeşini korurken öldü. Hâlâ yaşıyor olmasının yegâne sebebi bu” dedi. Öte yandan, yüksek deprem riski ta Enkaz altından önceki gün 8 yaşındaki bir kız çocuğu kurtarılmıştı. şıyan bir konuma sahip İtalya’da depremin bu denli ağır hasarlar bırakmasının sebebinin “ihmal” olduğu tartışılıyor. Sputnik’e konuşan İtalyan deprem bilimci Andrea Tertulliani, ülkesinin depreme karşı hazırlıksız olduğunu savundu. Tertulliani, İtalya gibi yüksek risk taşıyan bölgeler için “Tek çözüm depreme dayanıklı binalar inşa etmek” dedi. Eski binaların güçlendirilmesinin oldukça maliyetli olduğunu belirten uzman, “Biz İtal yanlar genellikle bir sorunun farkına iş işten geçtikten sonra varırız, o sorunu önlemek için tedbirler almaya çalışmayız” ifadelerini kullandı. Renzi için durum kritik Depremin ardından gözler Başbakan Matteo Renzi’ye çevrildi. İtalyan medyasında yer alan kimi yorumda, depremin Renzi’nin siyasi kariyeri için kritik bir rol oynadığı savunuldu. La Stampa gazetesi, “Deprem, daha güçlü bir liderlik için çağrı” ifadesini kullandı. Berlusconi ailesine ait Il Giornale gazetesi ise, 2009’daki deprem sonrası sol kanatın Berlusconi’ye olan tavrını hatırlatarak onların aksine süreç içerisinde Renzi’nin çabalarını destekleyeceklerini belirtti. Gazete birlik çağrısında bulunarak “Yalnızca İtalyanlar olmamızın zamanıdır” yorumunu yaptı. Britanya’da yayımlanan Times ise, Renzi’nin partisinin son yerel seçimlerde beklentilerin altında kaldığını hatırlattı . Kolombiya’nın ‘baldıran zehiri’ Ingrid Betancourt’u hatırlıyor musunuz? Hani 2000’ler başında Kolombiyalı FARC gerillaları (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) tarafından kaçırılıp ta altı yıl boyunca cangılda tutsak tutulan bir kadın politikacı vardı ya o… Kolombiya cumhurbaşkanlığı yarışına da aday olan ünlü bir siyasetçiydi Ingrid Betancourt… Siyasi kariyerini yerle bir eden, yaşamının 6 yılına mal olan, kendisine korkunç bir kâbus yaşatan FARC’tan böyle bir kadının… kanının son damlasına dek nefret etmesini, kin gütmesini beklersiniz değil mi? O bile barış istiyor. Ve Havana’daki son el sıkışmasıyla başlayan KolombiyaFARC “barış süreci”ni alkışlıyor. ‘İnsanlığımıza kavuşacağız’ “Kolombiya artık barış trenine bindi!” diyor Betancourt: “Çektiğimiz ıstıraplar güç kaynağı olabilir. Bu güçte bir yeniden doğuş fırsatı bulabiliriz!” Yarım yüzyılı aşan bir iç savaş ve Havana’daki dört yıllık müzakerelerin ardından Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile FARC liderlerinin sonuçlandırdığı barış anlaşması ile ulaşılan “süreç” için “Bu aslında tüm toplumun yer alması gereken bir süreçtir” diyor Ingrid Betancourt ve ekliyor: “Barış yalnız kolektif olabilir. Bu barış süreci (halk nezdinde) oylandığında yeniden insanlığımıza kavuşacağız!” Venezüella, Şili gibi Güney Amerika ülkelerinin katılımı; Küba’nın ev sahipliğinin yanında, “barış süreçlerinin” olmazsa olmaz başrol oyuncusu Norveç ve BM sponsorluğunda gerçekleştirilen 4 yıllık Havana görüşmelerinin sonucunda Kolombiya hükümetinin FARC’la tetiklediği “barış süreci” ekimde bir halk, oylamasına sunulacak. Oylamanın garantisi yok Yoklamalar, halkın çoğunluğunun “barış”ı desteklediğini gösteriyor. Ama oylama tarihi olan ekime daha çok zaman var. “Kolektif barış kararının” halkın onayından geçip geçmeyeceğine dair kimse garanti vermiyor. Kolombiya devlet başkanı Santos gibi “baldıran zehiri içmek” bahasına bu sürece kafa koyanlar denli, söz konusu barışa ölümüne karşı olanlar da var. 52 yılda 260 bin insanın yaşamını yitirdiği, 45 bin kişinin “faili meçhul” olduğu, 5 milyon Kolombiyalının “iç savaş” sebebiyle yerinden yurdundan olduğu ortamda toplum bölünmüş durumda. “Plebisit” şeklinde planlanan 2 Ekim’deki “oylama” için şimdiden kampanya başladı bile. Geçmişte FARC’la “kirli savaş”ın baş aktörlerinden Santos’un selefi Alvoro Uribe örneğin bu boy ölçüşmede “hayır”cıların başını çekiyor. 2008’de Betancourt’un kurtarma operasyonunda cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden Uribe, özetle devletin “FARC’a teslim olduğunu” iddia ediyor. O operasyonda Uribe’nin “savunma bakanı” olarak görev alan bugünkü Başkan Santos ise tersine, bu anlaşmayla “Kolombiya halkının bütün acılarının sona erdiğini ve savaşın trajedilerinin son bulduğunu” anonsluyor. Bir soğuk savaş artığı olduğu düşünülen FARC ve Kolombiya çatışmasının sonunu hazırlayan baş faktör ABD ile Küba’nın yakınlaşması. ‘50’lerin Küba devriminin uzantısı olan FARC ile masada varılan anlaşmada dikkat çeken 6 ana alan var. Bunlardan ilki (siyasi mücadelesinin başında topraksız köylüleri korumak için silahlanan) FARC’ın talepleri doğrultusunda bir “tarım reformu” gerçekleştirmek. Ardından FARC’ın siyasi hareket/partiye dönüşmesini içeren hükümler geliyor. FARC’ın finansman kaynağını teşkil eden uyuşturucu sorununun çözümü üçüncü anabaşlığı oluşturuyor. Bunu, kurbanlar için adalet arayışı ile gerillaların silahsızlanmasını ilgilendiren başlıklar izliyor. Ve nihayet FARC militanlarının topluma yeniden kazandırılması ile güvenlik sorunları da altıncı başlık olarak karşımıza çıkıyor. “Havana süreci” henüz yalnız bir başlangıç. Ama içerdiği sayısız ders için izlemekte yarar var. Danıştay: Haşema yasağı özgürlüklere aykırı Fransa’da Cannes’da başlayıp 15 belediyeye yayılan haşema yasağına yargı kırmızı ışık yaktı. İnsan Hakları Birliği’nin VilleneuveLoubet’teki yasağa itirazını ele alan Danıştay, “temel hareket etme, inanç ve bireysel özgürlükleri alenen ihlal ettiği” gerekçesiyle yasağı askıya aldı. VilleneuveLoubet’teki plajları kapsayan kararın başka bölgeler için de emsal teşkil edeceği yorumları yapıldı. Ancak kararın ardından Nice, Frejus gibi bir dizi sahil kentinin belediyesi haşema yasağını devam ettireceğini açıkladı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle