14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 12 Ağustos 2016 10 Rusya’yla uçak krizi öncesine dönülemez Tantanayı, farfarayı bir kenara bırakalım. St. Petersburg’daki ağırbaşlı görüşmeyi, Amerikalı eski sevgiliye nispet gösterisine çevirmeyelim. Ne de 15 Temmuz’dan sonra yeni bir dünyanın kurulduğunu ve Türkiye’nin orada yerini aldığını sanma gafletine düşelim. St. Petersburg’daki “tarihi” bir görüşme değildi çünkü. Tarihin akışını değiştirmiyordu. Tam tersine, dış politikayı tavla oynar gibi yönetmeye kalkanların 24 Kasım’daki fütursuz uçak düşürme eylemi sonucunda rayından çıkmış ilişkileri tarihin akışına geri taşımayı amaçlıyordu. PutinErdoğan görüşmesi, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi olmasaydı da eninde sonunda yapılacaktı. 15 Temmuz’dan 3 hafta önce, 24 Haziran’da Putin’e ulaştırılan Erdoğan imzalı özür mektubu ile bunun yolu yapılmıştı. Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan birkaç gün sonra darbe girişiminin ardında ABD’yi görmeye başlaması üzerine bu St. Petersburg buluşmasına yeni anlamlar yüklendi. Erdoğan Türkiye’sinin Batı’dan koparak Avrasya’ya yönelme egzersizleri yaptığı ve Rusya ile stratejik ortaklık arayışına girdiği minvalinde abartılı yorumlar yapıldı. Klişeleşmiş laftır; “Tango iki kişiyle yapılır” derler. Batı tarafından defterden silindiği için fevkalade duygusallaştığı hissedilen bir Erdoğan’ın kendi çıkış yolunu Putin’le “Avrasya tangosu” yapmakta gördüğünü varsaysak bile, tango iki kişiyle yapıldığı için, Putin’in de bu dansa hazır olması gerekirdi. St. Petersburg’daki Putin ise Erdoğan’la “Avrasya tangosu” yapmaya hevesliymiş gibi görünmüyordu. Putin bu dansa Erdoğan istiyor diye kalkamazdı. Hatta, Putin’in bu dansı istemesi bile tek başına yeterli olmazdı. Çünkü TürkRus ilişkileri, aynı zamanda RusAmerikan ilişkilerinin konusudur. Soğuk Savaş sonrasının istikrarsız ve öngörülmez ortamında bile varlığını koruyan bu dengeler karşılıklı rıza üretimleri olmadan değiştirilmek istendiğinde, tarafları üzebilecek ciddi sorunlar baş gösterir. Bunu bizim köşe yazarı ve yayın yönetmeni kılıklı İslamcı sergerdeler bilmez belki ama realite böyledir. Velhasıl, Ankaralı blöfçüler ne derse desin, St. Petersburg’da TürkRus ilişkilerini krizden çıkarmak için karşılıklı taahhütlerin neler olabileceği hususunun ötesine geçen, geçerli ve gerçekçi herhangi bir konunun ele alınmış olması mümkün görünmüyor. İlişkilerdeki krizin çözülmesi ise saldırgan amaçlar içinde olmayan bir Rus uçağının Türkiye tarafından yeniden düşürülmemesi için atılacak siyasi adımlarla ilgilidir. Bunların en başında da Ankara’nın İslamcı ve mezhepçi Suriye politikasının kayıtsız şartsız, acilen tedip edilmesi geliyor. Ankara’nın cihatçılara desteği ve bir siyasi çözümde Esad rejiminin oynayacağı role karşı örtülü direnci sürdükçe bu önşart yerine getirilmiş olmaz. Şunu unutmayalım: Rusya’nın Suriye’ye askeri müdahalede bulunmasına neden olan birinci faktör, Erdoğan’ın Suriye politikasıdır. Rus Su24 savaş uçağının Türk hava sahasında 17 saniye uçtu diye vurulmasına yol açan da aynı politikadır. TürkiyeRusya ilişkilerini krize sokan ve Türk halkına ağır fatura çıkaran da bu Suriye politikasıdır. Öyle Ruslara, “Gelin IŞİD’e karşı ortak hareket edelim” diye kur yapmakla değişmiş olmuyor bu politika... Tam tersine, “Değişti, değişiyor” dedikleri Suriye politikasının sütre gerisinden sürdürüldüğünü gösteren emareler mevcut. Cihatçılara desteğin her türlüsünü içeren bu politika devam etmeseydi, bunların İdlib’den Halep’e yönelik son büyük saldırısı da öyle kolay gerçekleşmezdi. Bakalım bu yardımseverlik önümüzdeki dönemdeki nasıl bir seyir alacak? İkili ilişkilerdeki ana kriter Ankara’nın Suriye politikası olacaktır. Bu bakımdan St. Petersburg’daki görüşmeler, TürkiyeRusya ilişkilerinde gerçekten de yeni bir dönemin başladığını haber veriyor. 24 Kasım’dan önce TürkRus ilişkileri kompartımanlar halindeydi. İki ülke anlaşamadıkları konular olduğu hakkında anlaşırlar ve bu anlaşmazlıkların, ikili ticari münasebetler başta olmak üzere, ilişkilerinin diğer kompartımanlarını zehirlemesine engel olurlardı. 24 Kasım’daki uçak düşürme olayına kadar bu böyle devam etti. Büyük bir problem oluşturmasına rağmen Ankara’nın Suriye politikası bir kompartımanda hapsedilebildi. Öyle görünüyor ki yeni dönemde “kompartmantalizasyon” söz konusu olmayacak. Rusya’nın “teröristler” dediği cihatçılara karşı mücadele, TürkRus ilişkilerinin kompartımanı değil, lokomotifi olacak. Moskova’nın başka türlü bir beklentisi olsaydı, Putin St. Petersburg’da “Rusya ve Türkiye, terörle mücadelenin ikili işbirliğinde ana unsur olması hususunda aynı anlayışı paylaşmaktadırlar” demezdi. Dolayısıyla Rusya’yla 24 Kasım öncesine dönmek imkânsızdır. haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 5 soruluk fişlemeAile hekimlerine cemaatçileri bulmak için form gönderildi Formların kapalı zarfla teslim edilmesi istendi. Aile hekimleri arasındaki cemaat yapılanmasının tespiti için hekim lere “Fethullahçı Terör Örgütü ile ilgili beyan for mu” adıyla 5 soru luk formlar gön derildi. İstanbul Esenler’deki ba zı aile hekimleri SİBEL BAHÇETEPE ne yollanan formda, aile hekimleri arasındaki cemaat örgütlenmesinin tespit edilme sinin amaçlandığı, cemaate ya kın olan personelin tespiti için ilgili formların doldurulması ge rektiği belirtiliyor. Soruların ya MİLYONLARI İLGİLENDİRİYOR Formdaki sorulardan ikisinin milyonlarca mudisi olan Bank Asya ile el konulmadan önce 1 milyonu aşkın tirajı bulunan Zaman Gazetesi’yle ilgili olması ileriki dönemde sorgulamanın alabileceği boyutları da gözler önüne seriyor. nıtlanıp özel bir zarfla kendilerine iletilmesi de istendi. Tüm aile hekimlerine de gönderildiği tahmin edilen ve üzerinde “Fethullahçı Terör Örgütü ile ilgili beyan formu” yazan 5 soruluk formda, kurumun adı, persone VALİLİK ‘MÜNFERİT’ DEDİ İstanbul Valiliği’nden dün yapılan açıklamada, formların ilçe kaymakamlığının münferit uygulaması olduğu belirtildi. Sağlık Bakanlığı da aile hekimlerine yönelik böyle bir uygulamalarının olmadığını kaydetti. lin adı, soyadı, görevi, TC kimlik numarası, ikamet adresi gibi bilgileride yer alıyor. İşte o sorular 4 Bank Asya Bankası’nda hesabınız var mı? Hesabınızı kapattıysanız hangi tarihte kapattınız? 4 Siz FETÖ/PYD okullarında okudunuz mu ya da çocuklarınız okudu mu? 4 Zaman, Sızıntı ve Gonca gibi gazete ya da dergilere üyeliğiniz var mı? Var ise hangi tarihte sonlandırdınız? 4 Yurtdışına çıktınız mı? Çıktıysanız hangi amaçla ve tarihte çıktınız? 4 Çalıştığınız kurumda (FETÖ/PYD aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olduğunu bildiğiniz personelin olup olmadığına dair beyanınızı yazınız... l İSTANBUL ‘TEKBİR’LE İNDİRİP BALYOZLA PARÇALADILAR Adıyaman’da cemaatle irtibatlı olduğu saptanan Manevi Değerleri İhya Derneği kapatıldı, bu derneğe ait Cumhuri yet Mahallesi’ndeki Özel İkbal Ortaokulu’na da el konuldu. Bu gelişme ardından itfaiye ekipleri dün gittikleri okulun tabelasını tekbir getirerek söktü. Sökülen tabela daha sonra okul bahçesinde itfaiye erleri tarafından balyozla parçaladı. Kapatılan ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devri gerçekleşen okula önümüzdeki günlerde şehit ismi verilerek yeni tabela asılacağı kaydedildi. Cadı avı vites büyüttü Yıllarca cemaate karşı mücadele edenlere ve demokrat isimlere FETÖ’cü damgasıyla gözaltı, açığa alma ve mali baskı giderek artıyor KEMAL GÖKTAŞ Darbe girişiminin ardından FETÖ üyelerine yönelik başlayan operasyonlar yıllarca cemaate karşı mücadele etmiş ve cemaatin mağduru olmuş isimlere dahi uzandı. HSYK’nin önceki gün açıkladığı 648 hâkim ve savcı listesinde adı yer alan Diyarbakır hâkimi Muzaffer Şakar dün adliyesindeki odası basılarak gözaltına alındı. Şakar’ın kaldığı misafirhanede de arama yapıldı. Şakar ve eşbaşkanlığını yaptığı Demokrat Yargı, 2010 referandumundan sonra yargı içinde cemaatle en büyük kavgayı veren örgütlerden biriydi. Şakar’ın cemaatin yargı içindeki uygulamalarına karşı yazdığı onlarca yazı ve “Yargıda Kumpasın Kö HDP’li profesöre ‘FETÖ’cü’ işlemi Yeşiller ve Sol Gelecek partisi üyesi olan ve geçen dönem HDP Parti Meclisi üyeliği yapan, imzacı akademisyenlerden Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Betül Yarar, “FETÖ’cü olduğu iddiasıyla” açığa alındı. Yarar, cemaatçi olduğu gerekçesiyle tutuklanan eski rektör döneminde profesörlüğü engellendiği için dava açarak bu unvanı elde edebilmişti. Eşcinsellik ve toplumsal cinsiyetle ilgili akademik çalışmaları ile bilinen Yarar, akademik çalışma için Fransa’da. Rahatsızlığı nedeniyle dönemediği belirtilen Yarar’ın açığa alınmasında istihbarat örgütlerinden gelen raporların etkili olduğunu iddia edildi. İmzasını çeken Prof. Kemal İnal’ın da açığa alınması “imzacı akademisyenlere yönelik cadı avı” olarak değerlendirildi. şe Taşları AKP ve Cemaat” isimli bir de kitabı bulunuyor. Şakar bir süre önce Diyarbakır’a sürgün edilmişti. Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin, Şakar’ın gözal tına alınmasına sert tepki göstererek “Bu Türkiye yargı tarihindeki 2. Ahmet ŞıkNedim Şener vakasıdır” dedi. Bu aşamadan sonra cemaatin tasfiyesi sürecinin tüm bir muhalefe te yönelik bir tasfiye işlemi haline geleceğini ifade eden Ertekin “Cemaatin iktidar olduğu dönemde mücadele yürüten Türkiye yargısındaki üç beş hâkimden birisidir. Artık bu listeyi hazırlayanlar bizzat kendilerinin cemaatçi olmadıklarını kanıtlamak zorundadırlar” dedi. İmzacılara mali baskı Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde açığa alınan 21 imzacı akademisyenin sosyal haklarının devam edeceği belirtilmesine rağmen üniversite alan adı uzantılı epostaları kapatıldı, kredi kart limitleri düşürüldü, ek hesapları kapatıldı. Bir akademisyenin bankadan parasını çekme talebi ise banka tarafından reddedildi, paraya bloke konulduğu bilgisi verildi. izmir’de PERSONELE MAZERETİ SORULDU Demokrasi nöbeti bitti sorgu başladı HAZAL OCAK 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından tüm yurtta başlayan Demokrasi Nöbetleri, “Demokrasi Sorgusu”na dönüştü. 7 Ağustos’ta İstanbul Yenikapı’da yapılan ve tüm illerde eşzamanlı olarak gerçekleştirilen “Demokrasi ve Şehitler” mitingi bazı illerde beklenen ilgiyi görmedi. Katılım düşük olunca Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü, personelini sorguya aldı. Müdürlük, personeline Yenikapı’yla eşzamanlı olarak yapılan mitinge “katılmama gerekçesini ve mazaretini” sordu. Ankara’daki Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nden İzmir başta olmak üzere çeşitli illere gönderildiği öğrenilen faks ta “7 Ağustos 2016’da Şehitler Günü Konak Meydanı’ndaki programa katılıp katılmadığınızı, katılmadıysanız mazeretinizi bildiriniz. Bilginizi ve gereğini rica ederim” ifadelerine yer verdi. Faksta, çalışanların adı, soyadı, mitinge katılıp katılmadığı, katılmadıysa da mazeretini bildirilmesi istendi. Aynı faksın eşzamanlı mitinglerin düzenlendiği bölge müdürlüklerine de gönderildiği öğrenildi. l İZMİR MERSİN BELEDİYESİ TEK TİP EVRAK DAĞITTI ‘FETÖ ile ilişkim yok’ taahhüdü istediler ABİDİN YAĞMUR Mersin Büyükşehir Belediyesi, belediye bünyesinde çalışan tüm memurlara tek tip bir evrak dağıtarak, evrakı imzalamalarını ve “FETÖ ile hiçbir ilişkim yok” şeklinde taahhüt vermelerini istedi. Söz konusu yazıda memurların FETÖ ile ilişkili okullara gitmediklerini, ilişkili bankalarda hesaplarının olmadığını, sosyal medya kullanmadıklarını taahhüt etmesi isteniyor. 10 bürokratı tutuklanan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde, memurlara elden ulaştırılan belge dilekçe şeklinde düzenlendi. Memurlarca imzaladıktan sonra Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekre terlik OHAL Kurulu’na gönderilmek üzere hazırlanan belgede, 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesine gönderme yapılıyor ve “Terör örgütlerine, FETÖ örgütüne, Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunan yapı, oluşum ve gruplara üyeliğim, mensubiyetim, iltisakım veya irtibatım bulunmamaktadır” ifadeleri yer alıyor. Hukuki değil Mersin Barosu Yönetim Kurulu üyesi Avukat Kamil Veli Ak ise, herhangi bir kamu kurumunun böyle bir şey istemesinin hukuki dayanağı olmadığı görüşünde. Ak, “Bu anayasaya da aykırı” dedi. l MERSİN Uğurlu O komutan NATO’nun toplantısında Cemaat soruşturması kapsamında hakkında yakalama emri çıkarılan ve ABD’den sığınma talep eden Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’nun 26 Temmuz’da NATO’nun bir çalışma toplantısına katıldığı ortaya çıktı. TSK’den ihraç edilen Uğurlu’nun toplantıya katıldığı, NATO’nun resmi internet sitesinde 28 Temmuz tarihli haberde yer alıyor. Haberde Uğurlu’nun, darbe girişiminden 11 gün sonra gerçekleşen NATO Endüstriyel Danışma Grubu toplantısında çekilen fotoğrafı da yer aldı. l Haber Merkezi Gülen’in yeğeni gözaltında Darbe soruşturması kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Samanyolu Televizyonu’nun ana haber sunucusu, Gülen’in yeğeni ve avukatı Kemal Gülen’in Kastamonu’nun Araç ilçesine bağlı İkizören köyünde kayınpederine ait evde saklandığı tespit edildi. Polis ekiplerinin düzenlediği operasyonda Kemal Gülen ilçe merkezinde aracının içerisinde yakalanarak gözaltına alındı. Yıldırım 155’e gelen ihbarla aldılar Tokat’ta Gülen Cemaati yapılanmasına yönelik operasyonda önceki gün gözaltına alınan AKP’li Erbaa Belediye Başkanı Hüseyin Yıldırım savcılık ifadesinin ardından dün serbest bırakıldı. AKP’li Yıldırım, bir kişinin 155’e yaptığı şikâyet sonrası gözaltına alındığıını belirterek, “İsmi belli. Şu anda mahkemelik olduğumuz bir kişi. Bu burada halkın makamını emanet ettiği belediye başkanına bir darbe teşebbüsüdür” dedi. l DHA İHD’den OHAL tepkisi İHD İstanbul Şubesi, darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL’in işçi ve emekçilerin çalışma yaşamı ve haklarına yönelik yol açtığı olumsuzluklara ilişkin basın toplantısı düzenledi. İHD Çalışma Yaşamı Komisyonu üyesi Osman Özkan, “Cematçilere yönelik sürdürülen gözaltı, tutuklama ve görevden uzaklaştırma operasyonları iktidarın kendisine muhalif olarak gördüğü kişi ve kurumlara yönelmiştir” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle